Dağınık İnsanlar Aslında Daha mı Yaratıcı?
Bir alandaki dağınıklık bir dehanın izlerini taşıyor olabilir mi yoksa sadece üşengeç bir insanın izleri midir? Bu sorunun cevabı uzun zamandır araştırılıyor. Dağınıklığın özgürlük getirip getirmediği, özgürlük ile daha yaratıcı olup olunmadığı... Net söylemler olmasa da örnekler ve araştırmalar bize ipucu verebiliyor. Gelin, birlikte bakalım!
1. Einstein'ın masası dağınıktı!
Zamanda yolculuk yaparak Einstein'ın çalışma masasının yanına gidelim! Büyük ihtimalle kağıt yığınları, not defterleri ve karalamalarla karşılaşırız. Hatta bir efsaneye göre, gazetecilerden biri masasını görünce 'Bu kadar dağınık masa ile nasıl çalışabiliyorsunuz?' diye sorumuş. Einstein ise dağınık masa zihnin karmaşasını gösterdiğini, boş masanın ise hiçbir şey göstermediğini belirtir. Tabi bu bir hikaye, ne kadar doğrudur bilinmez. Ama dağınıklığı hemen olumsuz olarak ele almamak gerekir. Odaklanmayı zorlaştırabilir fakat belki başka şeyleri kolaylaştırıyordur!
2. Yenilikçi düşünmeyi teşvik ederken strese de neden olabilir...
Bunun üzerine Minnesota Üniversitesi'nde bir araştırma yapılmış. Dağınık ortamlarda çalışan insanların, düzenli odalardakilere göre daha yaratıcı olduğu saptanmış. Peki, neden? Çünkü dağınıklık zihnin kalıplarını yıkar. Düzen beraberinde kural getirir iken dağınıklık sınırsız düşünme hissini yaratabilir. Fakat aynı araştırma bizlere dağınıklığın strese de yol açtığını söyler... Yani kısa vadede yaratıcılık, uzun vadede de stres diyebiliriz!
3. Peki, diğer bilim insanlarının masaları nasıldı?
Mesela Steve Jobs, Mark Twain ya da Leonardo da Vinci! Çalışma alanları ne durumdaydı acaba? Jobs çalışma alanını minimal tutarmış ama fikir üretme sürecinde karmaşa ile karşılaşırmış. Leonardo da Vinci'nnin de not defterleri, anatomik çizimleri ya da mühendislik çalışmaları aynı ortamda karışık halde bulunurmuş. Harika bir yazar olan Twain'in yazı masası da sürekli yarım bırakılmış sayfalar ile kaplıymış.
Ortak yanlarına bakalım! Fikirleri sabit ve düzenli değil... Ayrıca anlık olarak doğuyorlar. Aslında hepsi belirli bir iç düzene sahip olsa da dışarıda bakan bir göz kaos ile karşılaşıyor. Bu kaos görünümü bize yaratıcılığı gösterir.
4. Herkesin yaratıcı olmasını sağlar mı?
Dağınıklık beynin bağlantısal düşünme gücünü tetikliyor olabilir. Zihin dağınık bir ortamda iken farklı fikirler birbiri ile çarpışmaya başlar. Beklenmedik bağlantılar kurmak yaratıcı olmayı beraberinde getirmez mi? Masada duran bir objeden anlık ilham alınabilir, yan yana durmuş alakasız kağıt parçaları bir bütün haline gelebilir.
Fakat aynı zamanda dikkat eksikliğine yol açabilir. Zihinsel bir yorgunluğa neden olduğu için odaklanma ortadan kalkar. Bu yüzden dağınıklık herkes için iyi midir? Hayır...
5. O halde temizlik ve düzen de yaratıcılığı destekleyebilir.
Bazı insanlar için dağınık masa değil, boş bir masa düşünceleri tetikler. Örneğin Marie Kondo sadeleşme felsefesi ile hareket edenlerdendir. Ona göre boş alanlar zihinde bir boşluk oluşturur. Bu boşluktan ise yeni fikirler doğar. Yine minimalist olan ve sabit rutinler ile ilerleyen bir diğer isim Haruki Murakami'dir. Kitaplarına bakar iseniz hayal gücünün pek gelişmiş olduğunu görürsünüz. Yani yaratıcılık sadece kaostan beslenmez. Düzen de düşünsel özgürlüğün temeli olabilir!
6. Dağınıklık ile kimileri özgür olur, kimileri ise kaybolur...
Bazı insanlar kurallar, yapılacaklar listeleri ve planlar ile boğulabilir. Bu yüzden dağınık çalışma onu özgür hissettirir. Mesela Frida Kahlo'nun stüdyosuna bir uğrayalım. Dağınık renkler, objeler! Bunların arasında çalışır iken ilham toparlar.
Fakat bazı insanlar ise odaklarından saparak kaybolabilirler. Yani yaratıcı bir özgürlük olarak ele alınan şey aynı zaman da kaosun içinde kayboluş olabilir!
7. Bitmemişlik duygusunun canlı tutulması iyi bir şey mi?
Zeigarnik etkisinden bahsedeceğiz şimdi. Bu durum bir fikri yarım bırakınca fikir üzerine düşünmeye devam edilmesi ile ilgilidir. Şimdi dağınık bir masa hayal edin. Notlar, eskizler, yarım işler... Bunları gördükçe beynimiz yarım kalan bir şeylerin olduğunu algılayacak. Bu yüzden aktif düşünme alanı haline gelecek. E o zaman dağınık insanlar sürekli yeni bir şey üretebilir. Çünkü zihin süreçleri hiç durmaz.
Fakat sizce de yorucu değil mi? Tükenmişlik hissine yola açabilir. Çünkü beyin asla tamamlandı diyemez...
8. O zaman dağınıklık ne tamamen iyi ne de tamamen kötü!

Tüm saydığımız isimlere baktığımız zaman yaratıcılık yolunda farklı şekilde ilerlediklerini görüyoruz. Üretmek, keşfetmek ve yaratmak kimilerine göre düzen ile kimilerine göre de dağınıklık ile gerçekleşir. Dağınıklıktan ilham bulanların yanında sadelikten huzur bulanlar var. Burada önemli olan kendimizi tanıyarak yaratıcılığımızın neyin desteklediğini anlayabilmek!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!


Yorum Yazın