Eski Sevgilini Seçtiğin Tatlılarla Tanımlıyoruz!
#1
#2
#3
#4
#5
#6
#7
#8
#9
#10
Eski sevgilin fazlasıyla duygusaldı.
Bir zamanlar kalbinin derinliklerine işlemiş olan o eski aşkın, duygusal yoğunluğuyla sana adeta bir rüzgar gibi esiyordu. Onunla geçirdiğin her an, duygusal bir romanın sayfalarını çevirir gibiydi. Onun hislerini ifade etme biçimi, adeta bir sanat eseriydi ve bu konuda hiçbir zorluk yaşamazdı. Ancak, iş hayatın gerçeklerine, sorumluluklara gelince, o bir anda sislerin arasında kaybolurdu. Her tartışmanın ardından, sanki seni bir suçlu gibi hissettirir, ama barışma mesajlarına gelince, sanki bir şairin kaleminden dökülür gibi şiirsel, duygu yüklü sözcüklerle dolup taşardı. O, bir yandan seni suçlarken, diğer yandan da seni özlemle anıyordu. Ancak, bu karmaşık duygusal oyunların içinde sen kendini kaybediyordun.
Dışarıdan bakıldığında mükemmel gibi görünüyordu!
Bir zamanlar hayatının merkezinde olan o adam, dışarıdan bakıldığında adeta mükemmeliyetin timsaliydi. Karizmasıyla etrafındakileri büyüler, eğlenceli kişiliğiyle herkesi kendine hayran bırakırdı. Çekici görüntüsüyle kalpleri fetheder, adeta bir çekim merkezi olurdu. Ancak bu parlak görüntünün altında yatan gerçekleri bir tek sen biliyordun. İlişkiniz boyunca hep senin çabaladığın, her daim bir adım daha atmanın peşinde olduğun bir ilişkiydi bu. O ise sadece hayranlıkla izlenmeye, takdir edilmeye alışmış bir adamdı. Sen onun için daima daha fazlasını yapmayı göze alırken, o sadece bu durumdan hoşnut olmayı tercih etti.
Eski sevgilin tam bir duvar gibiydi.
Eski aşkın, bir duvarın soğukluğunu ve katılığını andırıyordu. Onun duygularını çözmek, bir bulmacayı çözmekten daha karmaşık bir hale gelmişti. 'Nasılsın?' diye sorduğunda, duygularını dökmesini umut ederken, 'İyi, bir şey yok.' yanıtını alırdın. Sanki onun duygusal dünyası, bir kale gibi korunaklıydı ve sen o kaleye girmeye çalışan bir şövalye gibiydin. Ona ne kadar yaklaşmaya çalışsan da, o sanki bir buz dağı gibi daha da geri çekiliyordu. Sıcaklığınla onu eritmeye çalıştıkça, o daha da soğuklaşıyordu. Duygusal mesafe, ilişkinizin bir parçası haline gelmişti. Sen, aşkınla o mesafeyi kapatmaya, duygusal bir köprü kurmaya çalışırken, o sanki bir adım önde gidiyordu ve sen hep onu kovalıyordun. Şimdi ise farkındasındasın, daha önce hissettiğin soğukluk, sana ait değil. Sen, sıcak bir sevgiyi hak eden birisin. Seninle aynı sıcaklıkta bir kalbi olan birini bulmayı hak ediyorsun. Eski aşkın, belki de sadece bir öğretmendi ve sana, ne tür bir aşkı hak ettiğini öğretti. Artık biliyorsun, sen soğuk biri değilsin ve sıcak bir sevgiyi hak ediyorsun.
O, ne istediğini bilmeyenlerdendi.
O, her zaman ne istediğini bilmeyen biriydi. Bir gün seninle hayal kurar, düşlerindeki evi, bahçeyi ve çocukları tasvir ederdi. Ardından, bir sonraki gün sanki hiçbir şey olmamış gibi başkasına selam çakardı. Sana bir gün cenneti vaat eder, gözlerinin içine bakarak sonsuz bir aşkın sözünü verirdi. Ancak ertesi gün, hiçbir açıklama yapmadan, sebepsizce uzaklaşırdı. İlişkiniz boyunca hep bir 'yarım kalmış' hissi vardı. Belki de bu, onunla geçirdiğin zamanın hiçbir zaman tamamlanamayacağının bir işaretiydi. Her ne kadar onunla birlikte olmak, onunla gülmek, onunla ağlamak istesen de, bir şeyler hep eksik kalıyordu.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Hiç de öyle olmadı. Biz gerçekten sevdik. İkimiz açısından da aşılamaz engeller vardı. İmkansız bir aşktı ve bitti. İyi ki yaşamışız.
Eski sevgililer tatlı tadında anılmaz ama bilemedim şimdi:)
O, ne istediğini bilmeyenlerdendi....