Evren Seni Neye Karşı Uyardı Ama Sen Dinlemedin?
Hayat bazen fısıldar... Bazen rüyalarında, bazen hissettiklerinde, bazen de karşına çıkan “tesadüflerle.” Evren sana bir şeyler anlatmaya çalıştı. Uyardı. Belki küçük işaretlerle, belki de büyük çarpışmalarla… Ama sen ya göz yumdun ya da o sesi duymazdan geldin.
Peki, Evren seni neyden korumaya çalıştı? Hangi yoldan çekmek, hangi kişiden uzaklaştırmak, hangi kararı tekrar düşündürmek istedi?
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Hayatın sana bir ders vermek istese, bu hangi konuda olurdu?

4. Sana en çok zarar veren alışkanlık ne?

5. Arkadaşların sana en çok ne konuda uyarır?

6. Bir karar verirken en çok hangisi etkili olur?

7. Hatalardan ders çıkarma oranını nasıl tanımlarsın?

8. Son olarak insanlara çok kez şans verir misin?
Yanlış insanlara güvenme, evren defalarca söyledi!
Kalbin, bir sanat eseri kadar güzel, bir şarkı kadar dokunaklı. Ancak bu kalbinle herkesi ölçmek gibi bir hataya düşüyorsun. Evrenin sana sunduğu dersler, bazı insanların hayatına sadece bir öğreti bırakmak için geldiklerini gösterdi. Ancak sen, her defasında 'belki bu sefer farklı olur' diyerek, umutlarını yeniden yeşerttin. Ancak artık zaman geldi çattı, güveni sadece hak edene vermenin önemini kavraman gerekiyor. Hayat seninle oyun oynuyor olabilir, ama sen bu oyuna dahil olmak zorunda değilsin. Kendi kalbine olan inancını, başkalarının hatalarına kurban etme. Çünkü sen, o kalbinin güzelliğini herkese sunmak zorunda değilsin. Unutma, kimileri sadece ders vermek için hayatına girer, kimileri ise kalbinin derinliklerinde iz bırakır. Bu yüzden, artık 'belki bu sefer farklı olur' demek yerine, 'bu sefer güvenimi hak edene vereceğim' demeyi öğrenmelisin. Çünkü kalbin, ancak hak edene ait olmalı. İşte o zaman, hayatın seninle oynadığı oyunu sen kazanmış olacaksın.
Erteleme, fırsat kapıları sonsuza kadar açık değil!
Hayatın ritmi içinde, evrenin sana sürekli gönderdiği 'şimdi yap' mesajlarına kulak verme zamanı geldi. Fırsatlar kapını çaldı, hayallerin seni çağırdı ama sen her seferinde 'sonra bakarım' diyerek erteledin. Belki de vaktin olduğunu düşündün, belki de mükemmel anı bekledin. Ama bilirsin, mükemmel an diye bir şey yoktur, mükemmel anı sen yaratırsın. Şansın, seninle birlikte hareket etmeye hazırlandı, ama senin cesaretini bekledi. Ancak sen, karar verme sürecinde, tereddütlerin labirentinde kayboldun. Belki de korktun, belki de başarısız olacağını düşündün. Ama unutma, başarısızlık denememekten daha iyidir. En azından denediğinde, sonucu ne olursa olsun, bir şeyler öğrenmiş olursun. Artık harekete geçme zamanı. Kendi hikayeni yazma, hayallerini gerçeğe dönüştürme zamanı. Evren sana sürekli işaretler gönderiyor ve senin, bu işaretleri okuyup harekete geçmeni bekliyor. Unutma, hayat bir yolculuk ve bu yolculukta en önemli olan, hedefe varmak değil, yolculuğun kendisidir. Bu yüzden, şimdi harekete geç ve bu keyifli yolculuğun tadını çıkar.
Aynı döngüde kalma, o hikaye zaten bitti!
Hayatın renkli sahnesinde, evrenin seni o yorucu döngüye sıkıştırdığını defalarca hissettin, değil mi? Her seferinde, belki bu kez farklı olur umuduyla, aynı yolu yürümeye devam ettin. Aynı senaryonun tekrar tekrar oynandığı bu döngü, seni zaman zaman yıldırsa da, içindeki umut kıvılcımını hiç söndürmedi. Bir yandan da belki de bu, evrenin sana verdiği bir mesajdı. Belki de senin, artık yeni sayfalar açmanın, yeni hikayeler yazmanın ve yeni deneyimler yaşamanın tam zamanı olduğunu fısıldıyordu. Biraz cesaret, biraz da umutla, belki de artık yeni bir yol çizme, yeni bir hikaye oluşturma vakti geldi. Belki de artık, hayatının o eski sayfalarını yavaşça kapatıp, yeni bir başlangıç yapmanın tam zamanı. Kim bilir, belki de bu yeni sayfalar, seni bekleyen o muhteşem hikayenin sadece başlangıcı olacak. Belki de bu yeni yol, seni hayalini bile kuramayacağın güzelliklere, heyecanlara ve mutluluklara götürecek.
Kendi potansiyelini görmezden gelme!
Hayatın gizemli labirentinde, evren sana sürekli bir şeyler fısıldıyor. O, senin ne kadar güçlü ve özel olduğunu hatırlatmaya çalışıyor. Ancak sen, bu fısıltıları duymak yerine, dikkatini hep başkalarına yöneltiyorsun. Başkalarının ihtiyaçlarını, arzularını ve hayallerini kendi varlığından daha önemli hale getiriyorsun. Bu durum, kendi ışığını görmeni engelliyor ve seni gerçek potansiyelinden uzaklaştırıyor. Düşün biraz, belki de artık bu durumun değişmesinin zamanı geldi. Kendi ışığını görmek, onu kabul etmek ve dünyaya göstermek için belki de tam zamanı. Unutma, her birimizin içinde parlayan benzersiz bir ışık var. Bu ışık, kim olduğumuzu, neye inandığımızı ve ne için savaştığımızı temsil eder. Bu ışık, bizim en derin arzularımızı, en büyük hayallerimizi ve en cesur hedeflerimizi yansıtır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın