Hazırladığın Sandviçe Göre Senin Neye Zaafın Var?
Sabahları işe giderken aceleyle yaptığımız, öğle aralarında hızlıca tüketebildiğimiz, hatta bazen akşam yemeği olarak bile tercih ettiğimiz sandviçler... Kimi zaman en basit haliyle, sadece birkaç dilim ekmeğin arasına serpiştirdiğimiz birkaç dilim peynir ve domatesle, kimi zaman ise özenle hazırladığımız, içinde birçok farklı malzeme bulunan sandviçler... İşte bu sandviçler, aslında bizim hakkımızda birçok şeyi anlatıyor.
Hazırladığın Sandviçe Göre Senin Neye Zaafın Var?
Haydiiii!
1. Sandviçinde hangi ekmeği tercih edersin?
2. Sandviçinde en sevdiğin malzeme nedir?
3. Sandviçinde hangi ek malzemeleri eklemeyi tercih edersin?
4. Sandviçinin içinde hangi sebze mutlaka olsun?
5. Sandviçinde hangi peynir çeşidi olsun?
6. Sandviçinin yanında hangi garnitür olmalı?
7. Sandviçinin yanında hangi içeceği alırsın?
8. Sandviçinde hangi tat kombinasyonunu seviyorsun?
Senin lüks hayata zaafın var!
Senin lüks hayata karşı bir zaafın var; öyle ki, ışıltılı vitrinlerin önünden geçerken gözlerinde beliren o hayranlık, pahalı markaların isimlerini duyduğunda yüzüne yayılan hafif gülümseme, senin bu hayat tarzına ne kadar tutkulu olduğunu ele veriyor. Her şeyin en yenisini, en pahalısını, en çok konuşulanını istemek sanki senin için bir tercihten öte, bir ihtiyaç haline gelmiş. Konforu ve estetiği birleştiren mekanlarda vakit geçirmek, lüks araçların içinde şehirde süzülmek, tatillerini uzak ve egzotik yerlerde geçirmek senin yaşam standardının bir parçası haline gelmiş. Gösterişten hoşlandığını inkâr etmiyorsun, belki de etmiyorsun çünkü bu hayat tarzı sana sadece maddi bir tatmin değil, aynı zamanda bir değer, bir kimlik kazandırıyor. Fakat bazen düşünüyorum da, bu ihtişamın içinde kendini ne kadar bulabiliyorsun? Yoksa tüm bu parlaklık, içindeki eksiklikleri örtmek için bir kılıf mı sadece? Yine de seni yargılamıyorum; çünkü herkesin zaafları vardır. Seninki sadece biraz daha ışıltılı, biraz daha yüksek bütçeli.
Senin güce zaafın var!
Senin güce karşı engel olamadığın bir zaafın var; öyle bir zaaf ki, bazen farkında bile olmadan insanları yönlendirmeye, kontrol etmeye, onların kararlarını etkileyip hayatlarına yön vermeye çalışıyorsun. Otorite seni büyülüyor, gücün verdiği o görünmez taç seni içine çekiyor. Bir ortamda sözü dinlenen olmak, kararlara yön veren kişi olmak seni tatmin ediyor. Çünkü sen, güçlü olduğun sürece kendini güvende hissediyorsun. Belki de geçmişte yaşadığın güçsüzlükler, susturulduğun anlar, göz ardı edildiğin zamanlar seni bugünkü haline dönüştürdü. Şimdi ise senin için güç, sadece bir üstünlük aracı değil; aynı zamanda bir korunma kalkanı, bir kimlik ve bir varoluş biçimi.
Senin onaylanmaya zaafın var!
Senin onaylanmaya karşı derin bir zaafın var; insanlar seni beğensin, söylediklerini doğru bulsun, yaptıklarını takdir etsin istiyorsun. Gözlerinin içine bakılarak söylenen bir 'aferin' ya da içten gelen bir 'seninle gurur duyuyorum' cümlesi, senin için bazen her şeyden daha değerli. Belki de çocukluğunda alamadığın bir takdirin, duyulmamış bir 'iyi ki varsın'ın peşindesin. O yüzden ne yaparsan yap, birilerinin seni fark etmesini, onaylamasını, seni seçmesini bekliyorsun. Başarılı olmak senin için sadece kendini gerçekleştirmek değil; başkalarının 'başarılısın' demesiyle anlam buluyor. Senin için sosyal medya beğenileri, bir toplulukta takdir görmek, birilerinin seni örnek göstermesi sadece hoşuna giden detaylar değil; sanki varlığının kanıtı gibi. Onay gördükçe kendini daha değerli, daha gerçek hissediyorsun. Ama işin tehlikeli yanı da burada başlıyor; çünkü başkalarının düşüncelerine bu kadar bağımlı hale geldiğinde, bir süre sonra neyi kendin için yaptığını, neyi başkalarının alkışı uğruna yaptığını ayırt etmek zorlaşıyor. Ve en sonunda, o alkışlar kesildiğinde, içindeki boşluk daha da büyüyor.
Senin tehlikeye zaafın var!
Senin tehlikeye karşı inkar edemediğin bir zaafın var. Sıradanlıktan kaçıyor, rutinlerden sıkılıyor, güvenli olandan uzaklaşıyorsun. Çünkü senin için gerçek hissetmek demek, sınırda yaşamak demek. Riskin olduğu her yerde adrenalin var, heyecan var, hayatın ta kendisi var. Bazen bile bile yanlışa yürüyorsun, bile isteye kaosun içine giriyorsun çünkü tehlike sana canlı olduğunu hatırlatıyor. Normal olan, senin için sadece zaman kaybı gibi; heyecan yoksa, kalp biraz hızlı atmıyorsa, içini kıpır kıpır eden o çılgın dürtü yoksa sanki hiçbir şeyin anlamı yok. Sınırları zorlamayı seviyorsun ister fiziksel olsun, ister duygusal ya da ahlaki. Ne zaman tehlikeli bir durum çıksa karşına, gözlerin parlıyor. Belki de bu yüzden huzurlu insanlara, sakin hayatlara hep biraz mesafeli durdun. Onlar sana göre fazlasıyla düz, fazlasıyla öngörülebilir. Oysa sen, bilinmeyenin kıyısında yürümeyi seviyorsun; çünkü orası senin gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Orada kimse rol yapmıyor, orada herkes çıplak, gerçek ve kırılgan.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Bu içerikler de ilgini çekebilir;
Sana En Derinden Acı Veren Şey Ne?
Sen ve Sevgilin: Hangi İkonik Dizi Çifti Gibisiniz?
Yorum Yazın
Senin lüks hayata karşı bir zaafın var... kaliteyi severim
Senin lüks hayata zaafın var! Senin lüks hayata karşı bir zaafın var; öyle ki, ışıltılı vitrinlerin önünden geçerken gözlerinde beliren o hayranlık, pahalı m... Devamını Gör
Konforu ve estetiği birleştiren mekanlarda vakit geçirmek, lüks araçların içinde şehirde süzülmek, tatillerini uzak ve egzotik yerlerde geçirmek senin yaşam ... Devamını Gör
Senin güce zaafın var!