Geçim Mücadelesinde Eşine Omuz Veren Kadın Berber, Tıraşa Estetik Kattı
ORDU (AA) - EYÜP ELEVLİ - Ordu'da yaşayan Filiz Gürkan, 6 ay önce açtıkları berberde eşiyle omuz omuza çalışıyor.Boztepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bayan kuaförü cilt bakımı bölümünden 2004'te mezun olan Gürkan, bir süre kadın kuaförü yanında çalıştı.Gürkan, 14 yıl önce evlenip çocuk sahibi olunca mesleğine ara verdi. Bu süreçte iki çocuğunu büyüten Gürkan'ın 23 yıllık berber eşi Olgun Gürkan, yaklaşık 6 ay önce kendi dükkanını açtı.Eşinin yanında yeniden çalışmaya başlayan Filiz Gürkan, eşiyle omuz omuza çalışma hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.35 yaşındaki Filiz Gürkan, AA muhabirine, evlenmeden önce eşiyle birlikte dükkan açma planları yaptıklarını ancak bir türlü hayata geçiremediklerini söyledi.Gürkan, eşinin kısa bir süre önce kendi iş yerini açmaya karar verdiğini ve erkek kuaföründe çalışmakla baş edip edemeyeceğine yönelik kaygılarını aşarak mesleğe döndüğünü dile getirdi.Mesleğine uzun süre ara verdiği için ilk etapta bazı korkular yaşadığını anlatan Gürkan, '14 sene sonra eşim bana, 'Filiz saç yıka.' dedi. Bir beyefendinin saçını yıkamamı istedi. Benim elim ayağım titredi. 'Ben yapamam.' dedim. Sonra düşündüğümde, 'Ben bunu yapmak zorundayım, eşim bana güvenmiş ve beni buraya aldı.', elim ayağım titreye titreye o saçı yıkadım.' diye konuştu. Zamanla meslekte kendisine olan güveninin geldiğini ve işini severek yaptığını belirten Gürkan, 'Bir bayan olarak erkeğin karşısına geçtiğim zaman onlar, 'Bu yapamaz.' gibi düşünüyor ama tıraş veya bakımlar bittiğinde geri dönüşler çok güzel oluyor. Çoğu kişi 'Filiz abla bu işi çok güzel yapıyor, memnunum.' diyor. Allah'ıma şükürler olsun, onlara da çok teşekkür ediyorum. Kendimle, eşimle ve mesleğimle gurur duyuyorum.' ifadelerini kullandı.''Bu kadının bir erkek berberinde ne işi var?' diye düşünceler var'Gürkan, dükkana ilk defa gelen müşterilerin, erkek kuaföründe kadın gördüklerinde çok şaşırdıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:'İlk defa gelenlerin çok şaşkınlığı oluyor. Bazen yaşlı insanların bana karşı tuhaf bir bakışı oluyor, 'Bu kadının burada ne iş var?' diyebiliyorlar. Yoldan geçenlerin bile dikkatini çekiyor. 'Bu kadının bir erkek berberinde ne işi var?' diye düşünceler var. Ama ben bunlara alıştım. Herkes alıştı, hiçbir müşterimizle de artık yabancılığımız olmuyor. Herkes beni gördüğünde selam veriyor. Biz burada bir aileyiz.'Eşi başkasının yanında berberlik yaptığında maddi anlamda bazı sıkıntılar yaşadıklarını aktaran Gürkan, şu anda kendi kazancıyla evin eksiklerini gördüğünü, çocuklarının ihtiyacını karşıladığını belirtti.Gürkan, saç kesiminin yanı sıra cilt bakımı yaptığını, özellikle salgın dolayısıyla dükkanın temizliğine çok dikkat ettiğini ve belirlenen tedbirlere de uyduğunu söyledi.38 yaşındaki Olgun Gürkan ise eşiyle birlikte çalıştığı için çok mutlu olduğunun altını çizerek, 'Bir bayanın elinin değdiği yer her zaman temiz olur'. şeklinde olumlu tepkiler aldıklarını ifade etti.Evlerinin geçimi için eşinin önemli katkı sunduğunu kaydeden Gürkan, 'Eşinin olduğu yerde mutluluk vardır. Yeter ki eşinize sadık olun ve sahip çıkın. Beraber çalışmaktan dolayı memnunum. Herkese de tavsiye ederim. Yanında başkasını çalıştıracağına önce kendi eşini çalıştırmak daha iyi.' dedi.
Estetik Operasyon Geçiren Kadının Ölümüne İlişkin Dava Açıldı
İSTANBUL (AA) - Beylikdüzü’nde bir güzellik merkezinde estetik operasyon geçiren Kübra Boyraz’ın ölümüne ilişkin biri doktor 4 sanık hakkında “Bilinçli taksirle ölüme neden olma”, “Diploması olmadığı halde hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınma” ve “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na Muhalefet” suçlarından ayrı ayrı 1 yıldan 17 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezalarına çarptırılmaları istemiyle dava açıldı.Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların ruhsatsız olarak bir yeri işlettikleri ve sanık Öner Özsoyeri’nin ilçe sağlık müdürlüğünden gelen yazıda pratisyen hekim olup, uzmanlık eğitimi ve sertifikasının bulunmadığı belirtildi.İddianamede, 9 Temmuz 2020’de maktul Kübra Boyraz’ın 'Melih' ismiyle kendini tanıtan sanık Ömer Elmalı’nın aracılığıyla işyerinden randevu aldığı, sanık Öner Özsoyeri tarafından maktule kalça dolgusu yapıldığı, 19 Eylül 2020’de tekrar randevu alan maktulün saat 17.54’te siteye girdiği ve personel ile görüştükten sonra işyerine yöneldiği kaydedildi.Saat 20.20 sıralarında site içerisinde çıkış kapısına yarı baygın şekilde maktulün yöneldiği, sanıkların koluna girdikleri maktulü dışarı çıkarttıkları anlatılan iddianamede, maktulün sanıkların biri tarafından bacaklarından kucaklanarak gelen araca bindirildiği, akabinde Kadriye Arslan’ın kolunda ikametine götürülerek, babasına teslim edildiği ifade edildi.Maktul Boyraz’ın babası Ekrem Solmazgül tarafından kızının rahatsız olduğunu görmesi üzerine 112 ekiplerine haber verdiği aktarılan iddianamede, maktulün hastaneye kaldırıldığı 20 Eylül 2020’de hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi.Kamera görüntülerinde de sanıkların işyerinden malzemeleri 21 Eylül’de çıkardıkları tespit edilen iddianamede, sanıkların ifadesine yer verildi.Sanık Öner Özsoyeri'nin ifadesinde, olay günü yorgun ve boynundaki fıtık olması nedeniyle gelen maktule dolgu yaptırmak istemediğini, sanık Erdal Doğruya’nın 'ben yaparım' diyerek branül cihazı ile 4-5 kez sol kalça deri altına enjeksiyon yaptığını, maktulün ağrısı olduğunu söyleyince ara verdiğini, tansiyonunun düştüğünü söyleyen maktule hastaneye götürmeyi teklif ettiklerini, maktulün kabul etmemesi üzerine evine götürdüklerini söylediği iddianamede belirtildi.Sanık Ömer Elmalı’nın da ifadesinde, müdahalenin doktor Öner Özsoyeri tarafından yapıldığını beyan ettiği, sanık Bülent Bostancı da işyerini kendisinin kiraladığını, ayak işleri ile şoförlük yaptığını, müdahaleden haberi olmadığını beyan ettiği kaydedildi.Sanık Erdal Doğruya'nın da ifadesine yer verilen iddianamede, Doğruya’nın sanık Öner Özsoyeri'nin söz konusu işlemi yaptığını söylediği belirtildi.Doktor olan sanık Öner Özsoyeri'nin 2009 tarihli disiplin ve suç duyurusu raporlarına da yer verilen iddianamede, sanığın birçok kişiye tıbben uygun olmayan maddeleri estetik amaçlı enjekte sonucu yaralanmalarından dolayı şikayetlere maruz kaldığı bildirildi.Otopsi raporuİddianamede, otopsi raporunda, maktulün kimyasal ve toksikolojik inceleme sonucunda kanında ve akciğer dokusunda silisyum tespit edildiği, kişinin ölümünün yağ embolisi (silisyum içerikli madde enjeksiyonunda ileri gelen) ve beraberinde gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği belirtildi.İddianamede, “Sanıkların iştirak halinde yetkisiz oldukları halde sağlık hizmeti veren ruhsatsız meskeni işyeri olarak işletmek suretiyle 3359 sayılı yasanın ek 11. maddesine aykırı faaliyette bulundukları, sanıklar Erdal Doğruya ile Öner Ö’nün tıbben uygun olmayan dolgu maddesini hatalı şekilde maktule enjekte etmek suretiyle bilinçli taksir niteliğindeki eylemleri sonucu ölüme sebebiyet oldukları anlaşılmıştır. Ayrıca sanık Erdal Doğruya’nın maktule karşı eyleminin subütu halinde doktor olmadığı halde hasta tedavi ettiğinden dolayı 1219 sayılı yasanın 25. Maddesine aykırılık oluşturmuştur. Sanıkların bu şekilde atılı suçu işlediklerine dair haklarında kamu davası açmaya yeterli şüphelinin elde edildiği anlaşılmaktadır.’’ denildi.İddianamede, sanıklardan Erdal Doğruya hakkında “Bilinçli taksirle ölüme neden olma”, “Diploması olmadığı halde hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınma” ve “Sağlık hizmetleri temel Kanunu’na muhalefet” suçundan 5 yıl 8 aydan 17 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Diğer sanıklardan Öner Özsoyeri hakkında “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” ve “Sağlık hizmetleri temel Kanunu’na muhalefet” suçlarından 3 yıl 8 aydan 12 yıla, sanıklar Bülent Bostancı ve Ömer Elmalı hakkında da “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na muhalefet” suçundan 1 yıldan 3 yıla hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.Sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.