Sen Hislerini Ne Zaman Kaybettin?
Bir zamanlar kalbin daha çok atardı… Gözlerin parıldardı… Duyguların, hayallerin, umutların vardı. Ama artık öyle mi? Belki her şey bir anda olmadı. Belki sen bile fark etmeden için yavaş yavaş sustu. Bir bakmışsın, sevincin bile sessiz olmuş. Peki ne zaman?
Hadi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını seçer misin?
3. Bir şeye heyecanlandığında ne yaparsın?
4. Aşağıdaki kelimelerden hangisi seni daha çok tanımlar?
5. En son ağladığın zamanı hatırlıyor musun?
6. Arkadaşların senin için ne der?
7. Aşağıdakilerden hangisini daha çok yaşıyorsun?
8. Birini gerçekten sevebileceğini düşünüyor musun?
9. Birine güvenmen ne kadar zaman alır?
10. Birinin gözlerine bakınca ne görürsün?
Sen hislerini daha gençken kaybetmişsin!
Bir çocukken, duyguların belki de çok erken bir yaşta susturuldu. Seni kimse tam olarak anlamadı, belki de seni anlamaya bile çalışmadılar. Belki de ağır bir yük yüklendi minik omuzlarına, belki de bu yük, senin daha çocuk olman gereken bir dönemde, seni erken yaşta büyütmeye zorladı. Belki de oyuncaklarınla oynarken bile, içten içe bir şeylerin eksik olduğunu hissettin. Belki de o zamanlar ne olduğunu tam olarak anlamadığın bu duyguyu, şimdi daha iyi anlıyorsun. Şimdi geriye dönüp baktığında, o içindeki çocuk sanki büyüyememiş gibi hissediyor olabilirsin. Belki de o çocuk, yaşamın zorlukları karşısında susturulmuş, belki de o çocuk, kendini ifade etmekten korkuyor. Ve belki de o çocuk, kalbinin derinliklerinde hala bir yerlerde saklanıyor. Kalbinin suskunluğu, belki de yıllardır seninle birlikte. Belki de sen hâlâ, o içindeki çocuğun sesini duymaya çalışıyorsun. Belki de o çocuğun sesini duymak, senin için hala zor. Ama belki de, o çocuğun sesini duymak için daha fazla çaba göstermen gerekiyor. Belki de, o çocuğun sesini duymak, senin için bir kurtuluş olabilir.
Sen hislerini ilk aşkında kaybetmişsin!
İlk aşkın, hayatının en unutulmaz dönüm noktasıydı. Bu belki karşılıksız bir aşktı, belki de ruhunu yıkan, kalbini paramparça eden bir ilişkiydi. Ancak bu deneyimden çıkan kesin bir gerçeklik var: Kalbin, o andan itibaren asla aynı ritimle atmadı. O ilk aşkınla birlikte kalbinde bir yara açıldı ve o yara, zamanla bir iz haline geldi. Sevmek, bir zamanlar senin için dünyanın en güzel duygusu iken, şimdi sana korku veriyor. O ilk aşkınla birlikte kalbinde oluşan o yara, seni duygusal bir zırhla donatmaya zorladı. Kendini korumak için kalbinin etrafına görünmez duvarlar ördün. Bu duvarlar, belki seni bir daha incinmekten koruyor ama aynı zamanda seni sevgiden de uzaklaştırıyor. İçindeki bir yan, hala sevilmeyi, o özlediğin aşkı yaşamayı istiyor. Ancak diğer yanın, bu duyguları bastırıyor. 'Boşuna' diye mırıldanıyor kendi kendine. 'Boşuna' diye tekrarlıyor, kalbinin derinliklerinde bir yerlerde, korkuların ve endişelerin arasında kaybolmuş bir ses. Ancak unutma ki, her yara zamanla iyileşir ve belki de bir gün, kalbin yeniden sevmeye, yeniden açılmaya hazır olacak.
Sen hislerini zamanla kaybetmişsin!
Bir zamanlar kalbinde fırtınalar estiren hislerin, artık adeta bir esinti kadar bile olmadığını fark ediyorsun. Bu hikaye, bir anda değil, adım adım, yavaşça yazıldı. Her bir söz, her bir bakış, her bir ihanet ve her bir hayal kırıklığı, kalbini yavaş yavaş aşındırdı, tüketerek yordu. Artık duygularını dışa vurmak, onları başkalarıyla paylaşmak sana gereksiz, hatta belki de anlamsız geliyor. Kendini korumak adına, duygusal bir zırhla kaplandığını düşünüyorsun. Ancak bu zırh, seni dış dünyadan soyutlarken, içindeki seni de yavaş yavaş yok ediyor. Kendi içindeki bu yok oluşu, belki de ilk kez sen de fark ediyorsun. Ama belki de hâlâ umut vardır, belki de hâlâ kurtarılabilir bir şeyler vardır. Belki de bu hikaye, kendi içindeki seni yeniden keşfetmek ve yeniden doğmak için gereken bir uyanışın başlangıcıdır. Belki de bu hikaye, senin hikayenin yeni bir başlangıç olabilir...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın