onedio
Berk Üstündağ Yazio: Kanun WhatsApp ya da Telegram Kullananlara 100.000TL İdari Para Cezası mı Öngörüyor?
Öncelikle belirtelim bu yazıdaki yorum ve çıkarımlar yalnızca WhatsApp ve Telegram için değil, tüm uçtan uca kriptolu iletişim hizmeti veren sosyal medya ve Skype gibi iletişim uygulamaları için geçerlidir. 5809 sayılı “Elektronik Haberleşme Kanunu” 2008 yılında ilk yürürlüğe girdiğinde henüz WhatsApp yoktu. Cep telefonlarından alınan telsiz vergisinin dayanağı olan 5809 sayılı yasadaki tanımlara göre cep telefonu telsiz cihazı olarak anılmaktadır. Aynı yasaya göre telsiz ile kriptolu veri ya da ses haberleşmesi yapılması Milli İstihbarat Teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı gibi kamu kurumları ve kurum tarafından özel izin verilen taraflarca yapılabilir. Özel izni olmadığı halde kriptolu telsiz iletişimi ile veri aktaranlar “beş yüz günden bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almaktadır. TCK 52-(2)’ye göre kişinin gelir seviyesine göre bu ceza bedeli 100TL/güne kadar çıkabilmektedir. Yasanın yorum şeklinde farklılıklar olabilir.  Bunlardan birine göre, örneğin WhatsApp kullanan bir kişi ihbar edilirse 20.000TL’den başlayan ve 100.000TL’ye varabilecek idari para cezasına çarptırılabilir; bu cezayı ödemez ise hapis cezası alabilir. Aslında tüm bunlar teknolojinin hızlı gelişiminin hukukta hayatın olağan akışı olarak kabul edilen olguları da çok hızlı değiştirmesinden kaynaklanmaktadır. Yasalarda “istendiğinde uygulanabilecek” şekilde yoruma açık hale gelen hükümleri gerçek bir sorun ortaya çıkmadan düzenlemekte fayda var. Aksi halde Yargıtay 2012 yılında onadığı için bir süre kafaları meşgul eden “baz istasyonları şehir dışına çıkarılsın” gibi uygulanması mümkün olmayan kararlar da çıkabilmektedir.
Teknofest Kapsamındaki Roket Yarışması'na Başvurular Sürüyor
İSTANBUL (AA) - TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE yürütücülüğünde gerçekleştirilen Roket Yarışması gökyüzüne gönül vermiş, yetenekli ve teknolojiye meraklı gençler için düzenleniyor.TEKNOFEST açıklamasına göre, bu yıl lise (5 bin feet), orta irtifa (10 bin feet), yüksek irtifa (20 bin feet) ve zorlu görev (10 bin feet) kategorisi olmak üzere dört farklı kategoride düzenlenen yarışmada kazanan takımları toplam 635 bin TL'lik ödül bekliyor. Başvuruların 28 Şubat'a kadar yapılabildiği yarışmaya lise, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile mezunlar katılabiliyor. Roket Yarışması ile gençlere, farklı disiplinlerde bilgi ve tecrübeye sahip üyelerle takım halinde tasarım yapma, roket sistemleri ve alt bileşenleri hakkında teknik araştırmalar yapma, karmaşık problemleri aldıkları eğitimler sayesinde birlikte çözme ve teknik raporlama yapabilmeye yönelik kabiliyetler kazandırmak amaçlanıyor. Farklı alanlarındaki fen ve mühendislik bilgi birikimlerini kullanan katılımcılar, disiplinler arası düşünerek ve karmaşık planlamalar yaparak roket tasarımı, üretimi ve entegrasyonunu başarıyor. Tasarımın ürünleşmesine yönelik üretim, tedarik, entegrasyon ve atışa hazırlık süreçlerini yerine getirerek, sürecin en başından roketin fırlatılmasına kadar, tüm süreçleri proje yönetimi prensiplerine uygun olarak her aşamadan sorumlu olan yarışmacılar, sistem mühendisliği vizyonuyla çalışıyor. 'MilliTeknolojiHamlesi' ile hayalden gerçeğeToplumun tamamında teknoloji ve bilim konusunda farkındalık oluşturmayı, Türkiye'nin bilim ve mühendislik alanlarında yetişmiş insan kaynağını artırmayı hedefleyen TEKNOFEST, Teknoloji Yarışmalarına katılan gençlere hem kişisel hem de mesleki becerilerini geliştirmeleri için pek çok imkan da sunuyor. Yarışmalara katılan gençler Türkiye'nin önde gelen teknoloji firmalarına düzenlenen teknik gezilere katılma ve alanında uzman kişilerle tanışarak 'network' kazanma fırsatı yakalıyor. Projelerini hayata geçirebilmeleri için malzeme desteğinin yanı sıra finalistlere eğitim kampı, ulaşım ve konaklama desteği de sağlanıyor. Türkiye'nin önde gelen teknoloji kurumlarında staj yapma imkanı da sunan TEKNOFEST, gençlere parlak bir geleceğin kapılarını açıyor.Her yıl bir önceki yıla göre daha fazla yarışma kategorisinin açıldığı ve Türkiye tarihinin en büyük ödüllü teknoloji yarışmaları olan TEKNOFEST Teknoloji Yarışmalarında bu yıl 35 farklı yarışma bulunuyor. 'MilliTeknolojiHamlesi' ile hayalleri gerçeğe dönüştüren TEKNOFEST, 2020 yılından farklı olarak bu yıl; Karma Sürü Simülasyon, İletişim Teknolojileri, Savaşan İHA, Yapay Zeka, Turizm Teknolojileri, Lise Öğrencileri Kutup Araştırma Projeleri, Tarımsal İnsansız Kara Aracı, Sanayide Dijital Teknolojiler Yarışmalarını ilk kez düzenliyor. Gençlerin milli teknoloji üretme ve geliştirme konusunda ilgilerinin arttırılması hedeflenerek bu alanlarda çalışan binlerce gencin projesine destek olmak için bu yıl ön eleme aşamasını geçen takımlara toplamda 5 milyon TL'nin üzerinde malzeme desteği sağlanıyor. TEKNOFEST'te yarışıp dereceye girmeye hak kazanan takımlar ise 5 milyon TL'nin üzerinde ödülün sahibi olacak.TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde, Türkiye'nin önde gelen teknoloji şirketleri, kamu, medya kuruluşları ve üniversitelerin de olduğu 67 paydaş kurum ile birlikte düzenleniyor. 21-26 Eylül tarihleri arasında yeniden İstanbul'da gerçekleşecek olan Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST'in bir parçası olmak ve başvuru gerçekleştirmek için 'teknofest.org/yarismalar.html' adresini ziyaret edilebiliyor.
Reklam
"Meteorolojik Verilerin Paylaşımına İlişkin Protokol" Töreni
KOCAELİ (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 'Bugünkü protokolle, TOGG ve Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz arasında meteorolojik verilerin paylaşımı mümkün hale geliyor. Bu imzaların salt meteorolojik bilgi paylaşımından çok daha önemli anlamlar içerdiğinin altını çizmemiz gerekiyor. TOGG-Meteoroloji Genel Müdürlüğü işbirliği, mobilite ekosistemimizde öncü bir adım olacak.' dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) ve Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) arasında 'Meteorolojik Verilerin Paylaşımına İlişkin Protokol' imzalandı.Varank, Bilişim Vadisi'nde gerçekleşen imza töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapma vizyonunun nişanelerinden olan TOGG'un Türkiye'ye büyük heyecan kattığını söyledi.'Türkiye’nin rotasını Ar-Ge ve inovasyonda tutmakta kararlıyız'Milletin yüksek bir teveccühle sahip çıktığı Türkiye’nin otomobili gibi insansız hava araçları ve diğer bütün yerli üretimlerin, toplumun tüm kesimlerinde 'biz bu işi yaparız' fikrini güçlendirdiğini dile getiren Varank, 'İşte sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen Milli Uzay Programı da bu özgüvenin bir ürünüdür. Milli Uzay Programımız da aynı TOGG gibi milletimizin bütün kesimleri tarafından sahiplenildi. Evet, hedeflerimiz büyük ama inancımız daha büyük. Özgüven, şuur ve adanmışlıkla başaramayacağımız hiçbir şey yok. ' diye konuştu.Artık Türkiye'nin, her alanda teknoloji üretiminde bir üst ligin üyesi olmak için adımlarını büyüttüğünü vurgulayan Varank, 'Türkiye’nin rotasını Ar-Ge ve inovasyonda tutmakta kararlıyız. Suni gündemleri asla kabul etmiyoruz. İşte TOGG gibi büyük ve vizyoner projeler ülkemizin teknoloji ekosistemini de besleyip, büyütüyor. Yazılımdan mekanik parçalara kadar, üretim sürecine dahil olacak yerli tedarikçilerle TOGG çok yakın iş birliği içinde. Yaptıkları iş bakımından dünyada ilk olma özelliğine sahip startuplar dahi bu sürece katkı sağlayabiliyorlar.' diye konuştu.'TOGG-Meteoroloji Genel Müdürlüğü iş birliği, mobilite ekosistemimizde öncü bir adım olacak'TOGG projesinin bir otomobilden daha çok bir akıllı yaşam teknolojisi olduğunu anımsatan Varank, 'İnovasyon alanında her türlü yeni fikre ve girişime de kapı aralıyor. Bu anlamda TOGG, Türkiye’deki mobilite ekosistemine de liderlik ediyor. İşte bugün Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte somut bir iş birliğine imza atıyoruz. Bugünkü protokolle, TOGG ve Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz arasında meteorolojik verilerin paylaşımı mümkün hale geliyor. Bu imzaların salt meteorolojik bilgi paylaşımından çok daha önemli anlamlar içerdiğinin altını çizmemiz gerekiyor. TOGG-Meteoroloji Genel Müdürlüğü iş birliği, mobilite ekosistemimizde öncü bir adım olacak.' dedi.Bakan Varank, sektörle yakın temas içerisinde hazırlanan 'Mobilite Araç ve Teknolojileri Yol Haritası”nı yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını belirterek, 'Bu yol haritasında ortaya koyduğumuz en önemli projelerden biri de 'Mobilite Açık Veri Setinin Oluşturulması'dır. Bildiğiniz gibi bağlantılı ve otonom araç teknolojilerinde en kritik nokta veri meselesi. Verilerin toplanması, hazırlanması, yeni veri setlerinin oluşturulması, bunların anonimleştirilerek açık veri haline getirilmesi; sonrasında da şirketlere, girişimcilere ve akademisyenlere paylaşılması ve sunulması lazım. İşte bugün, Mobilite Açık Veri Seti Oluşturulması konusunda da ilk adımı atmış oluyoruz.' diye konuştu.'Adeta otomobilimize bir kulp bulmaya çalışıyorlar'Kamu kurumlarının ürettikleri verilerin, özel sektörün erişimine açık olmasının teknoloji geliştirme açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Varank, şunları kaydetti:'Böylece yeni fikirler gelişip, katma değerli ticari ürünler ortaya çıkabilir, tıpkı bugün olduğu gibi. Bugün aslında tanıtımını yaptığımız bu hadise bildiğimiz kadarıyla dünyadaki ilk örneklerinden bir tanesi. Otomobilimizle ilgili bize sıkça eleştiri yapanlar oluyor muhalefet tarafından. 'Bu parçası şuradanmış, şu parçası şuradanmış' diyerek adeta otomobilimize bir kulp bulmaya çalışıyorlar. Ama burada altını çizmem gereken konu şu; evet bu Türkiye’nin otomobili, fikri mülkiyeti bize ait. İşte burada olduğu gibi biz kendi Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzle anlaşarak ortaya katma değerli bir servis çıkarabiliyoruz. Eğer bu otomobil Türkiye’nin otomobili olmasaydı bunu yapmak için yurt dışındaki global markalara adeta yalvarmamız gerekecekti. Bugün burada dünyadaki belki de ilk örneğini biz kendimiz ortaya koyduk. Katma değerli bir servisi ortaya koymuş olduk.''Bunun gibi açık veri paylaşımlarını çoğaltmak için diğer kamu kuruluşlarımızla da yakın çalışıyoruz'Bakan Varank, imzalanan protokolle TOGG'un Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerinden yararlanarak Türkiye’nin otomobilinin konfor ve güvenliğini artırmış olacağını ifade ederek, verilerin sadece sürücüyü bilgilendirmekle kalmayacağını, yapay zeka teknolojisi sayesinde araç içi uygulamaların da kendini optimize edeceğini söyledi.Diğer taraftan Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün de TOGG’un verileriyle anlık hava şartları hakkında geri bildirim alacağına dikkati çeken Varank, 'Örneğin, sis olayı bölgesel meteorolojik tahminlerde en zor konulardan biri. TOGG'un sis farlarının kullanımından, hangi bölgede sis yoğunluğu olduğu sisteme anlık olarak işlenebilecek. Tabi tüm bu veriler de anonim şekilde paylaşılıp kullanılacak. Yani kişisel verilerin burada kullanılması söz konusu olmayacak. İşte veri, hayatımıza kolaylık sağlayan teknolojilerin üretiminde böyle önemli roller üstleniyor. Yeni nesil mobilite ekosistemi, veri temelli daha nice fikrin gelişmesine imkan sağlayacak. Bunun gibi açık veri paylaşımlarını çoğaltmak için diğer kamu kuruluşlarımızla da yakın çalışıyoruz. Böyle vizyoner bir işe öncülük ettiği için öncelikle Tarım ve Orman Bakanımıza şükranlarımı sunuyorum.' dedi.'Kendi meteoroloji uydumuzu geliştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz'Bakan Varank ayrıca Türkiye'nin Antarktika'da bir bilim üssü projesi olduğunu ve iki yıldır Antarktika seferlerine Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün de katkı sağladığını belirterek, 'Burada bir meteoroloji istasyonu kurduk ve Türkiye’nin Milli Uzay Programıyla birlikte 'acaba kendi meteoroloji küçük uydumuzu geliştirebilir miyiz?' diye yine çalışmalarımızı sürdürüyoruz.' diyerek sözlerini tamamladı.
İkinci El Online Oto Satışında "İlk 3" Değişmedi
İSTANBUL (AA) - ABDULSELAM DURDAK - İkinci el online pazarda, bu yılın ocak ayında da en çok tercih edilen otomotiv markaları Volkswagen (VW) , Renault ve Ford oldu.AA muhabirinin INDICATA'nın ikinci el online pazar raporundan derlediği verilere göre, bu yılın ocak ayında Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında toplam 103 bin 398 adet satış (ilandan tamamen kaldırılan araçlar satılmış kabul edildiğinde) gerçekleşti. Geçen senenin ocak ayında 144 bin 600 araç satılmıştı.İlana çıkan araçların yüzde 39'u satıldıSatışlarda Ocak 2020'ye göre yüzde 28,49 ve Aralık 2020'ye göre yüzde 10,50'lik düşüş gözlendi. Ocakta ikinci el online binek ve hafif ticari pazarında ilana çıkan araç adedi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 65 artışla 267 bin 68 olarak belirlendi. İlana çıkan araçların yüzde 39'u satıldı.En çok satan 10 markanın satışları pazarı domine ettiBu yılın ocak ayında ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında, en çok tercih edilen otomotiv markası 14 bin 808 satışla Volkswagen oldu. Renault, 12 bin 910'la ikinci ve Ford da 10 bin 994'le üçüncü sırada yer aldı.Bunları sırasıyla 10 bin 128 adetle Fiat, 5 bin 632 adetle Mercedes-Benz, 5 bin 597 adetle BMW, 5 bin 589 satışla Opel, 5 bin 39'la Peugeot, 4 bin 964 adetle Hyundai ve 3 bin 685'le de Toyota izledi. Söz konusu 10 markanın ocak satışları, ikinci el online araç pazarının yüzde 77'sini oluşturdu. En hızlı satılan marka Fiat olduOcak ayında online pazarda Türkiye pazarı satış hızı ortalama 78 güne çıktı. En hızlı satılan marka 66 günle Fiat, en yavaş satılan ise 93 günlük satış hızıyla Mercedes-Benz oldu. Passat ilk sırada kalmaya devam ediyorGeçen ay ikinci el online otomobil (sadece binek) pazarında toplam 83 bin 267 adet satış yapıldı. En çok tercih edilen ilk 10 markanın en çok satan binek modeli sıralamasında VW'nin Passat modeli 4 bin 320 satışla zirvedeki konumunu korudu. Satışlarda, Renault Clio 3 bin 334 adetle ikinci, Renault Megane 3 bin 320 adetle üçüncü oldu.BMW 3 ve 5 Serileri 4 bin adetten fazla satıldıFord'un Focus modeli ise 3 bin 89 adetle dördüncü, Opel Astra da 2 bin 528 adetle beşinci sırada yer aldı.Ardından 2 bin 469 adetle Toyota Corolla, 2 bin 404 adetle Renault Fluence, 2 bin 97 adetle Fiat Egea, 2 bin 96 adetle BMW 3 Serisi ve 2 bin 25 adetle de BMW 5 Serisi sıralandı. Bu 10 model toplam binek satışlarının yüzde 33'ünü oluşturdu.Ticaride Doblo tercihi devam ediyorHafif ticari araçlar kategorisinde ise ocak ayında 20 bin 131 adet satış gerçekleşti. Satışlarda Türkiye'de geniş aileler tarafından da sıklıkla tercih edilen Fiat Doblo 2 bin 320 adetle ilk sıradaki konumunu bu ay da sürdürdü. Doblo'yu, 2 bin 295 adetle Ford Tourneo/Courier, 2 bin 92 adetle Fiat Fiorino, 1.719 adetle Ford Tourneo/Connect, 1.395 adetle VW Caddy, 1.177 adetle VW Transporter, 972 adetle Ford Transit, 868 adetle Renault Kangoo,783 adetle Peugeot Partner ve 588 adetle de Peugeot Partner takip etti. İnternetten kaldırıldığında 'satış' olarak sınıflandırılıyorÖte yandan, makine öğrenmesi, yapay zeka ve büyük verinin birleşmesinden oluşan iş zekası seti Indicata, Türkiye'deki ikinci el online araç pazarını tarayarak günlük 450 binden fazla ikinci el araç datasını analiz ediyor.Rapordaki satış verileri, ikinci el ticareti yapan kurum ve kuruluşların online pazarda verdikleri ilan verilerine dayanırken, bu verilerin içinde bireysel araç ilanlarına ait veriler bulunmuyor.Online platformda ikinci el ticareti yapan kurumlar iki sebeple satışa sundukları araçların ilanlarını geri çekiyorlar. Birincisi değişen pazar koşullarına göre ilandaki araçların fiyatını revize ederek yeniden ilanı yayınlıyorlar. Bu ilanların yeniden ne zaman yayınlandığı da Indicata tarafından takip ediliyor.İkinci olarak ise ticaret yapan kurum aracını sattığı için ilandan çekiyor ve yeniden satışa sunacağı bir aracının ilanını yayınlıyor. Bu ikinci grup araç ilanları yani ilandan tamamen kaldırılan araçlar satış kabul ediliyor.
Reklam
Turkcell Geleceğe Yön Verecek Gençler Arıyor
İSTANBUL (AA) - Turkcell'in gelenekselleşen yeni nesil işe alım programı GNÇYTNK’in altıncı dönem başvuruları başladı. Turkcell'den yapılan açıklamaya göre, dünyanın ilk dijital operatörü Turkcell'in gençlere tam zamanlı çalışma fırsatı sunduğu inovatif yeni mezun işe alım programı GNÇYTNK'te yeni dönem için başvurular başladı.Bu yıl altıncısı düzenlenen programda gençleri, uçtan uca deneyimleyecekleri ve başvuru aşamalarını eğlenerek tamamlayacakları bir süreç bekliyor.Bugüne kadar gençler arasında büyük ilgiyle karşılanan GNÇYTNK programı; vazgeçmeden sonuca ulaşacak, hayallerinin peşinden koşacak, teknoloji yatkınlığı yüksek, yeni koşullara hızlı adapte olabilecek yetenekleri Turkcell bünyesine katmayı hedefliyor.'Geleceğin için en iyisini arıyorsan uzaklarda arama çünkü sen Turkcell'lesin' sloganıyla başlatılan bu yılki programda, çevik ve esnek çalışma prensipleriyle sürekli gelişmeyi mümkün kılan çalışma ortamında gençler sınırlarını aşıyor.GNÇYTNK sadece Turkcell’e değil aynı zamanda Türkiye’nin genç istihdamına önemli katkı sağlıyor. Sunduğu eğitim ve gelişim imkanlarıyla gençlerin geleceğine yön vermeyi hedefliyor.Tüm süreç online ortamda gerçekleşecekGNÇYTNK programına; 1994 yılı ve sonrasında doğan lisans son sınıf, yüksek lisans veya doktora öğrencisi, yeni mezun veya en fazla iki yıl tecrübeli adaylar www.turkcell.com.tr/gncytnk sayfasından başvurabilecekler. Programın son başvuru tarihi ise 1 Mart 2021 olarak belirlendi.Başvuru aşamaları dahilinde adaylar; online olarak deneyimleyecekleri oyunlaştırılmış genel yetenek, İngilizce dil bilgisi ölçümü, bire bir ve departman mülakatları gibi farklı aşamalarından geçecekler, ayrıca ilgi duydukları departmana özel hazırlanmış vaka çalışmalarına ve yarışma kurgularına da dahil olacaklar.GNÇYTNK adayları, eğlenirken öğrenmelerini de amaçlayan başvuru süreci boyunca; yapay zeka uygulamaları ve akademi eğitimleri sayesinde kişisel gelişimlerine de katkı sağlayacaklar. Tüm aşamaları başarıyla tamamlayan adaylar arasından seçilecek olan GNÇYTNK’ler Turkcell’de teknoloji ve şebeke yönetiminden dijital servislere, satış ve pazarlamadan tedarik zincirine, insan kaynakları ve hukuktan finansa kadar pek çok farklı birimde çalışma şansını yakalayacaklar.Siber güvenlik kampı düzenlenecekAyrıca bu yıl ki GNÇYTNK programına katılıp Siber Güvenlik alanını tercih eden adaylar, ek olarak siber güvenlik kampına da dahil olacaklar ve bu kampta alanının en iyi profesyonellerinden güçlü bir eğitim alma fırsatını bulacaklar.Bu kamp süresince adaylar; Ddos Atak Tipleri, Bilgi Güvenliği ve Zararlı Yazılım, Erişim Ağları ve Web Güvenliği, Siber Tehdit İstihbarat, Olay Müdahale ve Tehdit Avcılığı, Dijital Adli Bilişim, Güvenlik Duvarı, Kriptoloji ve Kimlik ve Rol Yönetimi alanlarında eğitime katılacaklar.Siber Kamp’ı başarıyla tamamlayan adaylar ise, alanında tecrübeli siber güvenlik uzmanları ile tam zamanlı çalışabilecek ve tecrübelerini, bilgi birikimlerini de artırabilecekler.'5 yılda binden fazla gencimizi Turkcell’li yaptık'Turkcell Hukuk, Regülasyon ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serhat Demir, Türkiye'nin en kapsamlı işe alım programları arasında yer alan GNÇYTNK’in bu yıl altıncısını düzenlemekten mutluluk ve gurur duyduklarını belirtti.GNÇYTNK programı sayesinde beş yılda bine yakın genci istihdam ettiklerini aktarna Demir, şunları kaydetti:'Program sayesinde Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek genç yetenekleri Turkcell bünyesine katacağız. Turkcell olarak ülkemizin gücüne ve geleceğine inanıyoruz. Türkiye’nin Turkcell’i olarak sadece teknolojiye yatırım yapmakla kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin geleceği gençlerimize de yatırım yapıyoruz. Turkcell olarak bu eşsiz programı daha uzun yıllar daha da geliştirerek sürdürmeyi amaçlıyoruz. Biz GNÇYTNK programını bir seçim süreci gibi görmekten çok, gençlerin farklı alanlarda eğitimler aldığı ve Turkcell’lilerle tanışarak kendilerini geliştirme fırsatı yakaladıkları bir platform olarak tanımlıyoruz.'
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan İle Görüştü
ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ile bir araya geldi.Türk Eğitim-Sen'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Selçuk, Genel Başkan Geylan'ı makamında kabul etti.Geylan, Türk Eğitim-Sen ve SODİMER iş birliğiyle gerçekleştirilen 'Dünyada ve Türkiye'de Güncel Gelişmeler Işığında 2023'e Doğru Dijital Eğitim Çalıştayı' raporunu Bakan Selçuk'a takdim ederek, çalıştaya ilişkin bilgi verdi.Talip Geylan, UNESCO Milli Komisyonu'nun desteğiyle 22-24 Ocak'ta düzenlenen ve yeni dönem eğitim sistemine ışık tutacak çalıştaya, Türkiye'den ve yurt dışındaki 40 üniversiteden 100'e yakın akademisyenin yanı sıra öğretmen ile okul yöneticilerinin katıldığını bildirdi.Çalıştayın Dijital Eğitimin Felsefesi ve Sosyolojisi, Dijital Eğitim ve Öğretim Programları, Dijital Eğitimin Yönetimi, Dijital Eğitimde Öğretmen Yetiştirme, Dijital Eğitimde Materyal Geliştirme, Dijital Eğitimde Yapay Zeka ve Etik, Dijital Eğitim ve Öğretmen-Öğrenci-Veli Psikolojisi, Dijital Eğitimde Ölçme Değerlendirme şeklinde 8 ana başlık etrafında gerçekleştirildiğini ifade eden Geylan, sadece salgın döneminde değil, salgın sonrasında da dijital eğitimin, eğitim sürecinin göz ardı edilemez ve ayrılmaz bir parçası olacağını belirtti.Geylan, 'Türk eğitim sistemine çok değerli katkılar sunacağına inandığımız çalıştayın kapsamlı raporu ve sonuçlarını Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk'a sunduğumuz gibi YÖK, üniversiteler, TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeleri, siyasi partiler ve eğitimle ilgili tüm paydaşlarla da paylaşacağız.' bilgisini verdi.Geylan, görüşmede, Yönetici Atama Yönetmeliğindeki değişiklik yapılması gereken konulara ve eğitimin sorunlarıyla ilgili yaşanan sıkıntılara da dikkati çekti. Tüm atama ve görevlendirmelerde liyakatin esas alındığı adaletli bir sistem ihdas edilmesinin önemine değinen Geylan, eğitim yönetiminin, sendika-vakıf-cemiyet görünümlü çetelerin tahakkümünden kurtarılması gerektiğini ifade etti.Atama bekleyen öğretmenlerin taleplerini de gündeme getiren Geylan, bu ay atama sayısı ve takviminin bir an önce açıklanmasını istedi.Geylan, kontenjan yetersizliği nedeniyle mazeret durumu ve isteğe bağlı tayin talepleri karşılanmayan meslektaşlarının durumunu da dile getirerek, isteğe bağlı tayin talebinin bir an önce hayata geçirilmesini talep etti.Talip Geylan, mevcut hak ve kazanımlarının baki kalması şartıyla öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran ve öğretmenlik mesleğinin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak düzenlemenin de yapılması gerektiğini ifade etti.Şube müdürlüğü sınavının da bir an önce gerçekleştirilmesini isteyen Geylan, Bakan Selçuk'a teftiş sistemi ve maarif müfettişlerinin sayısının artırılması ve ek ders ücreti ödemelerinde yaşanan sorunları da iletti.
Reklam
Cern'deki Çalışmalarıyla Türk Kadınına Örnek Oluyor
KONYA (AA) - ZEHRA MELEK ÇAT - Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) 16 yıldır Türkiye'yi temsil eden ve CERN kurullarından PECFA'nın Türkiye adına genel kurul üyesi olan Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayben Karasu Uysal, Türk kadınına örnek oluyor.Çocukluğundan beri fiziğe ilgi duyan Uysal, Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik Bölümündeki lisans eğitiminin ardından doktorasını yapmak için İsviçre'ye gitti. Geçen yıl profesör unvanını alan Uysal, CERN bünyesinde çalışmalar yürüten ALICE Deneyi Türkiye Takımı'nın liderliğini yapıyor. Uysal, CERN bünyesinde yürüttüğü iki projede de kadınlara daha çok yer veriyor. KTO Karatay Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012'den beri CERN-ALICE Deneyi ile Karatay Üniversitesi arasındaki iletişimi sağladığını, bilimsel araştırmalara katıldığını ve öğrenci yetiştirdiğini anlattı.CERN'de veri analizcisi olarak görev yaptığını dile getiren Uysal, 'Işık hızına çok yakın hızlarda çarpışan atom altı parçacıkların analizlerini yapıp evrenin oluşumuyla ilgili bilgiler edinmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda üniversitenin takım lideri olarak Türkiye ile ALICE Deneyi arasında da iletişim sağlıyorum. Karatay Üniversitesi ALICE Deneyi'ne tam üye olan tek Türk üniversitesidir. Bu kapsamda veri analizleri yapmak, dedektörlerin kurulum ve işletme aşamalarında görev almak gibi çok çeşitli sorumluluklarımız bulunmaktadır.' dedi.'CERN'de de kadın bilim insanı az'Prof. Dr. Uysal, bütün dünyada olduğu gibi CERN'de de kadın bilim insanı oranının yüzde 20 seviyelerinde bulunduğunu ve bu sayının arttırılmasının önem taşıdığını vurgulayarak şunları kaydetti:'Bilim ve teknoloji alanlarında çalışan kadınların sayısı tüm dünyada arttırılmaya çalışılıyor. Tabii ki bu çok önemli. Temel bilim alanında 16 yıldır çalışan bir bilim insanı olarak, kız öğrencilere pozitif ayrımcılık yapıyorum. Ben de kadın öğrenciler özellikle yüksek enerji fiziği çalışmalarında çok daha detaycı olabiliyorlar. Kadınların kişilik özellikleri, özellikle fizik ve yüksek enerji fiziği alanına çok uyumlu. Bu nedenle, kadın öğrencilerin özellikle yüksek enerji fiziği alanında yetişmesini çok istiyorum. Deneysel yüksek enerji fiziği çalışmalarında dünyadaki en gelişmiş donanım ve yazılım teknolojileri öğrenilip kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmaların yapay zeka teknolojilerinden tıbbi tanı ve tedavi yöntemlerine kadar birçok alanda uygulamaları vardır. Türk bilim insanlarının ve özellikle kadınların bu alanlarda tecrübe sahibi olmaları, ülkemizin refah ve gelişmişlik düzeyini yükseltecektir.'Dünyada da bilim alanında kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığını ifade eden Uysal, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin kadınların iş yaşamının her alanında olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da yer almasıyla yükseleceğini söyledi.CERN'deki faaliyetlerinin bilimsel çalışma yapmak isteyen kadınlara örnek ve moral olduğunu dile getiren Uysal, kendi alanında kadınların önünü açmaya çalıştığını bildirdi.Uysal, çalışma ekibinde de kadınların sayısının erkeklere oranla daha fazla olduğunu vurgulayarak, CERN'de yürüttüğü iki ayrı projenin birinde sadece 4 kadınla, diğerinde de 1 erkek ve 2 kadınla çalıştığını anlattı.Kız çocukları başta olmak üzere bütün gençlere hedeflerinden 'asla vazgeçmemeleri' çağrısında bulunan Uysal, 'Vazgeçmemek, ısrarla çalışmak, yanlışlardan bir şeyler öğrenmek çok önemli. Yapılan yanlışlar öğrenmenin ilk basamağıdır. Dolayısıyla herhangi bir alanda pes etmeden çalışabilmek başarının garantörüdür. Bu nedenle insanların sevdikleri işi yapmaları çok önemlidir.' değerlendirmesini yaptı.
İkinci El Online Oto Pazarında Rüzgar Tersine Döndü
İSTANBUL (AA) - ABDULSELAM DURDAK - İkinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında satışlar, bu yılın ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 28,49, bir önceki aya göre de yüzde 10,50 azalırken, araç fiyatları da önceki aya kıyasla ortalama yüzde 1,4 geriledi.AA muhabirinin Indicata'nın ikinci el online pazar raporundan derlediği verilere göre, bu yılın ocak ayında Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında toplam 103 bin 398 adet satış (ilandan tamamen kaldırılan araçlar satılmış kabul edildiğinde) gerçekleşti. Geçen senenin ocak ayında 144 bin 600 araç satılmıştı.Satılık araç ilanı arttı Satışlarda Ocak 2020'ye göre yüzde 28,49 ve Aralık 2020'ye göre yüzde 10,50'lik düşüş gözlendi. Ocakta ikinci el online binek ve hafif ticari pazarında ilana çıkan araç adedi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 65 artışla 267 bin 68 olarak belirlendi. İlana çıkan araçların yüzde 39'u satıldı.En fazla satış C segmentinde gerçekleştiSegment bazında ele alındığında geçen ay pazarın lideri, 33 bin 734 adetlik satış ve yüzde 40,5'lik payla C segmenti oldu. C segmentinden sonra en fazla satış yüzde 21,7 pay ve 18 bin 45 adetle B segmentinde kaydedildi.Bu dönemde ikinci el online satışlar içinde binek araçların payı yüzde 81, hafif ticari araçların payı yüzde 19 olarak gerçekleşti.Ocak ayında ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında 10 bin 308 adetle en çok 4 yaş araçlar satıldı.Satılan araçların yüzde 27'sini 1-4 yaşındaki araçlar, yüzde 45'ini 5-10 yaşındaki araçlar ve yüzde 28'ini 11 ve üzeri yaş araçlar oluşturdu.En fazla fiyat düşüşü A ve B-SUV segmentinde belirlendiBu yılın ilk ayında, ilanlar üzerinden yapılan analize göre, ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında bir önceki aya göre ortalama yüzde 1,4'lük fiyat düşüşü gözlemlendi.İkinci el pazarında en çok satışı gerçekleşen ilk 28 markanın 200 modeline ait 800 varyantın 15 farklı model yılındaki 70 bin 580 adet ilandaki fiyat değişimleri incelenerek yapılan analize göre en fazla fiyat düşüşü A ve B-SUV segmentinde belirlendi.İnternetten kaldırıldığında 'satış' olarak sınıflandırılıyorÖte yandan, makine öğrenmesi, yapay zeka ve büyük verinin birleşmesinden oluşan iş zekası seti Indicata, Türkiye'deki ikinci el online araç pazarını tarayarak günlük 450 binden fazla ikinci el araç datasını analiz ediyor.Rapordaki satış verileri, ikinci el ticareti yapan kurum ve kuruluşların online pazarda verdikleri ilan verilerine dayanırken, bu verilerin içinde bireysel araç ilanlarına ait veriler bulunmuyor.Online platformda ikinci el ticareti yapan kurumlar iki sebeple satışa sundukları araçların ilanlarını geri çekiyorlar. Birincisi değişen pazar koşullarına göre ilandaki araçların fiyatını revize ederek yeniden ilanı yayınlıyorlar. Bu ilanların yeniden ne zaman yayınlandığı da Indicata tarafından takip ediliyor.İkinci olarak ise ticaret yapan kurum aracını sattığı için ilandan çekiyor ve yeniden satışa sunacağı bir aracının ilanını yayınlıyor. Bu ikinci grup araç ilanları yani ilandan tamamen kaldırılan araçlar satış kabul ediliyor.
Reklam
Mitsubishi Electric  "Yapay Zeka" İle Kalite Ve Verimlilik Artışı Sağlıyor
İSTANBUL (AA) - Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri Ürün Yönetimi ve Pazarlama Birim Müdürü Tolga Bizel, 'e-F@ctory altyapımız, fabrikadaki yöneticilerin sisteme ve raporlara uzaktan erişmesine imkan tanıyarak 7/24 kontrol fırsatı sunuyor. Üretimde çok yüksek hız, maliyet tasarrufu, kalite ve verimlilik artışı sağlayan e-F@ctory, sanayicilere küresel rekabette bir adım önde olmanın yolunu açıyor.' ifadelerini kullandı.Evden uzaya kadar çok sayıda sektörde ileri teknoloji ürünleriyle öne çıkan Mitsubishi Electric, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) iş birliği ile düzenlediği webinarlarda paydaşlarıyla buluşmaya devam ediyor.Bizel, en son gerçekleştirilen webinarda, fabrikaların dijital dönüşümü ve yapay zeka (AI) alanındaki güncel teknolojileri sıraladı.Mitsubishi Electric’in sanayinin yeni bir boyut kazanmasına olanak sağlayan ve Sanayi 4.0’a yanıt veren dijital fabrika konsepti e-F@ctory ile ilgili bilgiler veren Bizel, şunları kaydetti:'Mitsubishi Electric olarak fabrikaların üretim, bakım, IT ve yönetim kısımlarını birbirleriyle anlaşabilir hale getirerek takım olmalarını sağlıyor ve sonuçta her birinin ihtiyaçlarına uygun raporlar üretiyoruz. Üretim hattındaki tüm makine ve sistemlerin internet üzerinden haberleşmesini sağlayan e-F@ctory altyapımız, fabrikadaki yöneticilerin sisteme ve raporlara uzaktan erişmesine imkân tanıyarak 7/24 kontrol fırsatı sunuyor. Üretimde çok yüksek hız, maliyet tasarrufu, kalite ve verimlilik artışı sağlayan e-F@ctory, sanayicilere küresel rekabette bir adım önde olmanın yolunu açıyor.'MAISART teknolojisi fabrikalarda verimliliği artırıyorBizel, Mitsubishi Electiric’in yapay zeka teknolojisini kullanarak üretim hattı yerleşim planları ve malzeme akışlarının daha verimli bir şekilde tasarlanmasına ve üretkenliğin doğru bir şekilde tahmin edilmesine yönelik geliştirdiği teknolojiyle ilgili, 'İnsan ve robotların iş birliğiyle çalıştığı bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu nedenle hem robotların hem de çalışma ortamının yapay zekayla desteklendiği bütüncül bir sistem sunuyoruz. 100 yıllık tecrübemizle, şirketlerin yapay zekadan maksimum fayda elde etmelerini sağlamak amacıyla tescilli AI markamız MAISART teknolojisini kullanıyoruz. 'Mitsubishi Electric's AI creates the State-of-the-ART in technology' (Mitsubishi Electric'in AI'sı ile en yeni teknoloji) ifadesinin kısaltması olan MAISART ile yapay zeka tabanlı fabrikalarda ve tesislerde ekipman duruş süresi azalırken verimliliğin artırılması sağlanıyor.' ifadelerini kullandı.Makine öğrenmesi algoritmasını kullanan bu teknolojinin, sensör verilerini analiz ettikten sonra farklı operasyonel durumlar arasında üretim makinesi geçişine ilişkin bir model oluşturduğunu belirten Bizel, 'Bu sayede fabrika ve tesislerde verimliliği artırmak üzere makinelerdeki beklenmedik durumları işaret eden makine anormalliklerinin hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesi sağlanıyor.' bilgilerini verdi.Derin öğrenmeyi çok çeşitli cihazlarda uygulayarak AI potansiyelini genişletiyorBizel, Mitsubishi Electric’in tescilli yapay zeka algoritması MAISART’ın güçlü yönlerine ilişkin, makine öğrenimi için derin öğrenme, pekiştirmeli öğrenme ve büyük veri metotlarını kullandıklarını kaydetti.Bizel, algoritmanın çalışma prensipleri hakkında şu bilgileri paylaştı:'Fabrika otomasyonunu, otomobilleri ve diğer ekipmanları derin öğrenme yöntemiyle donatmak zor olabilir. Küçük cihazlara yüksek performanslı bilgi işlem cihazları ve yüksek kapasiteli bellek eklemek de kolay olmuyor. Bu noktada Mitsubishi Electric olarak, yüksek düzeyde çıkarım doğruluğunu korurken hesaplama miktarını büyük ölçüde azaltan MAISART teknolojisini kullanıyoruz.Bir sinir ağının girdi ve çıktı katmanları, birbirine tıpkı ağaç dallarının yayılması gibi karmaşık şekillerle bağlanıyor. Verileri bu şekilde işlemek çok büyük miktarda hesaplama gerektiriyor. Uzun yıllara dayanan makine bilgimizden yararlanarak daha az gerekli olan 'dalları keserek' hesaplama miktarını sadece 1/30 ile 1/100’ü olacak kadar başarılı bir şekilde sıkıştırdık. Bu gelişim, derin öğrenmeyi çok çeşitli cihazlarda uygulamayı mümkün kılarak AI potansiyelini daha da genişletiyor.'Daha az deneme ile makine öğrenimine olanak tanıyorBizel, ön öğrenme denemelerinin sayısını azaltmanın ve başarı derecesini tahmin edebilmenin makine öğrenimi için çok önemli olduğunu ifade ederek, 'Pekiştirmeli öğrenme, bir insanın bir programla kurallar koymasını gerektirmiyor. Diğer taraftan öğrenme çok zaman alabiliyor, çünkü makine öğrenmesi için çok sayıda deneme gerekiyor. MAISART teknolojisiyle deneme sayısını geleneksel toplamın yaklaşık 1/50’sine kadar düşürdük.' bilgilerini verdi.Geleneksel pekiştirmeli öğrenmenin deneme sayısını algılayarak değerlendirmeye dayalı kontrol parametrelerini belirlediğini aktaran Tolga Bizel sözlerini şöyle tamamladı: 'MAISART teknolojisi, deneme sonuçlarının başarı derecesini tahmin etmek için yapay zekayı içeren makineler hakkındaki bilgimizi kullanıyor. Yapay zekaya hangi hareketlerin ekipmanı hedef duruma daha hızlı yaklaştıracağı konusunda geri bildirim gönderiyor. Kontrol parametreleri de buna göre ayarlanıyor. Bu durum, daha az denemeyle öğrenmeye olanak tanıyor ve uygulamanın zamanını ve maliyetini büyük ölçüde azaltmayı mümkün kılıyor.'
Reklam
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan, Dijital Eğitimin, Salgın Sonrasında Da Eğitimin Ayrılmaz Bir Parçası Olacağını Belirtti
ANKARA (AA) - Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, dijital eğitimin sadece salgın döneminde değil, salgın sonrasında da eğitimin ayrılmaz bir parçası olacağını belirtti.Sendikadan yapılan açıklamaya göre, Türk Eğitim-Sen, Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Derneği (SODİMER) iş birliğiyle ve UNESCO Milli Komisyonu'nun desteğiyle 22-24 Ocak 2021 tarihlerinde 'Dünyada ve Türkiye'de Güncel Gelişmeler Işığında 2023'e Doğru Dijital Eğitim Çalıştayı' düzenledi.Türkiye ve yurt dışındaki 40 üniversiteden 100'e yakın akademisyenin katıldığı çalıştay, 'Dijital Eğitimin Felsefesi ve Sosyolojisi,' 'Dijital Eğitim ve Öğretim Programları', 'Dijital Eğitimin Yönetimi, Dijital Eğitimde Öğretmen Yetiştirme', 'Dijital Eğitimde Materyal Geliştirme', 'Dijital Eğitimde Yapay Zeka ve Etik, Dijital Eğitim ve Öğretmen-Öğrenci-Veli Psikolojisi', 'Dijital Eğitimde Ölçme Değerlendirme' olmak üzere 8 ana başlık etrafında gerçekleştirildi.Açıklamada değerlendirmesine yer verilen Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde Türkiye'de salgın tedbirleri kapsamında eğitim öğretimin uzaktan yapılmasına karar verildiğini hatırlattı.Milli Eğitim Bakanlığının bir hafta gibi kısa bir sürede 18 milyon öğrenciye uzaktan öğretim faaliyetini hayata geçirdiğini ancak devam eden süreçte birtakım aksaklıklar ve sıkıntıların da yaşandığını ileri süren Geylan, bu sürecin, olağanüstü durumlar için bir B plan hazırlanması gerektiğini gösterdiğini kaydetti.13-18 Temmuz 2021 tarihinde düzenlenecek '100. Yılında 2. Maarif Kongresi' kapsamındaki etkinliklerin ilkini, dijital eğitimin oluşturduğu sorunlara ve ihtiyaçlara mercek tutarak gerçekleştirdiklerini belirten Geylan, 'Dijital Eğitim Çalıştayı, dijital eğitim süreçleri ile ilgili tüm konuları çeşitli temalar altında inceleyerek, tartışıp, gerekli çözüm yollarının bulunmasını sağlayarak dijital eğitimin kalitesini artırmayı hedeflemiştir.' ifadesine yer verdi.'Alternatif öğretim programları dijital eğitime uygun hale getirilmeli'Çalıştayda, her biri alanında uzman kişilerce dijital eğitimin mevcut süreci ve eğitimin geleceği üzerine incelemeler ve analizlerin ortaya konulduğunu aktaran Geylan, komisyonun önerilerine ilişkin şu bilgileri verdi:'Komisyon önerileri arasında, okullarda yüz yüze eğitime geçilmemesi durumunda karne notlarının geçti-kaldı yöntemine dönüştürülmesi, LGS, TYT, AYT gibi merkezi sınavlarda etkili olan not ortalamasının, sadece öğrencinin yüz yüze eğitim süreçlerinde elde ettiği notların kullanılarak hesaplanması, eğitim çalışanlarının uzaktan eğitim süreçlerinde internet, bilgisayar ve diğer konularda edinecekleri ekipman ve hizmet bedelleri için eğitim öğretim hazırlık ödeneğinin iki öğretmen maşı olarak ödenmesi ve her yıl bu rakamın değişen ekonomik koşullara göre güncellenmesi, olağanüstü hallere ilişkin alternatif öğretim programlarının, hem dijital hem normal hem de hibrit eğitime uygun hale getirilmesi de yer alıyor.''Dijital eğitim, sadece salgın döneminde değil, salgın sonrasında da eğitim sürecinin göz ardı edilemez ve ayrılmaz bir parçası olacak.' değerlendirmesinde bulunan Geylan, çalıştayın kapsamlı rapor ve sonuçlarını ilgili tüm paydaşlara ileteceklerini kaydetti.
Yatırımcılara Altın Fırsatlar - Türk Tarımı, Yatırımcılar İçin Birçok Alanda Cazip İmkanlar Barındırıyor
ANKARA (AA) - DENİZ ÇİÇEK - Türk tarımı, taze ve işlenmiş meyve sebze üretimi, hayvancılık, örtü altı üretim, su ürünleri üretimi, tohumculuk, helal gıda üretimi ve Tarım 4.0 gibi tarımsal teknoloji alanlarına yatırım yapanlar için cazip fırsatlar barındırıyor. AA muhabirinin, Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgiye göre, Bakanlık bünyesindeki Tarımsal Yatırımcı Danışma Ofisi (TARYAT) tarafından 'Tarımın Geleceği Geleceğin Tarımı' platformu kapsamında sektörün yatırım potansiyeli taşıyan alanları ortaya konuldu. Yatırım potansiyeli taşıyan tarımsal üretim alanları şöyle sıralandı:MEYVE SEBZE: Türkiye, bulunduğu ticari bölgede taze sebze ve meyve üretiminde lider ve belirleyici konumda yer alıyor. Avrupa'nın en büyük meyve sebze üreticilerinden biri olan Türkiye, bu ürünleri sadece taze olarak değil, işleyerek, kurutulmuş ve dondurulmuş şekilde pazara sunulabiliyor. Dünyada kurutulmuş, dondurulmuş ve işlenmiş meyve sebze pazar hacmi yaklaşık 25,4 milyar dolar iken, bu büyük pazar içinde Türkiye, üretim potansiyeli ve gelişmiş meyve sebze işleme endüstrisiyle yatırımcılar için önemli fırsatlar sunuyor.HAYVANCILIK: Bu sektör, artan nüfusun hayvansal protein ihtiyacının karşılanması, ihracatın artırılması, sanayi sektörüne ham madde sağlanması, bölgeler ve sektörler arası dengeli kalkınma, gizli işsizliğin önlenmesi yönleriyle önemli bir potansiyele sahip bulunuyor. Türkiye, küçükbaş hayvancılık, arıcılık, hindi ve kaz yetiştiriciliği için önemli bir potansiyel barındırıyor. ÖRTÜ ALTI ÜRETİMİ: Ülkenin sunduğu bir diğer yatırım alanı ise örtü altı yetiştiriciliği. Bu alan çok hızlı bir gelişmeyle gerek üretim gerekse ihracat açısından önemli bir sektör haline dönüştü. Türkiye, 790 bin dekar örtü altı varlığıyla dünyada ilk 4 ülke arasında bulunurken, Avrupa'da İspanya'nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Son yıllarda destek, hibe ve kredilerle modern şartlarda üretim yapan örtü altı işletmeleri hızla arttı. Örtü altı üretimde en önemli giderin ısıtma olması nedeniyle ülkenin sahip olduğu jeotermal kaynaklar önemli bir avantaj sunuyor. Türkiye, 30 bin dekar serayı jeotermal kaynakla ısıtabilme potansiyeline sahipken mevcut jeotermal enerjiyle ısıtılan sera varlığı ise yaklaşık 4 bin 350 dekarı buluyor. Bu alanda 25 bin 650 dekarlık yatırım potansiyeli bulunuyor. SU ÜRÜNLERİ: Türkiye'nin denizleri, akarsuları, gölleri, göletleri ve baraj gölleri, su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği bakımından geniş imkanlar sunuyor. Bu kaynakları kullanabilecek yeterlilikte balıkçı gemisi ve avcılık teknolojisi ile yetiştiricilik tesisi, teknolojisi ve insan kaynağı da mevcut. Yetiştirilen balıklar başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere 100'e yakın ülkeye ihraç ediliyor. Yıllık 837 bin ton üretim ve 1 milyar 25 milyon dolar ihracat değeriyle su ürünleri sektörü ülkedeki önemli yatırım alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Dökme ürün yerine işlenmiş, paketlenmiş ve katma değeri yüksek ürünlerle Avrupa pazarında yer alma fırsatı bulunuyor. HELAL GIDA: Bu pazar, hem Türkiye'de hem dünyada büyüyor. 1,9 trilyon dolar olan helal gıda pazarının büyüklüğünün 2024 yılına kadar 2,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Müslüman olmayan tüketicilerin dahi güvenilir olması sebebiyle helal gıda ürünlerini tercih etme eğilimleri artıyor. Özellikle gıda, tıbbi ürünler, kozmetik, deri eşyaları, otel ve katering hizmetleri gibi alanlarda yoğunlaşan bu pazarda Türkiye'nin payı yaklaşık 15 milyar doları buluyor. Jeopolitik konumu, pazarlara olan yakınlığı, üretim koşuları, tarihsel birikim ve ilişkileri dikkate alındığında bu sektör Türkiye için muazzam bir fırsat barındırıyor.TOHUMCULUK: Bu sektör Türkiye'de hızla gelişirken, tohumluk üretimi son 17 yılda 8 kat artarak 1 milyon 134 bin tona, tohum ihracatı ise 9 kat artarak 150 milyon dolara ulaştı. Bugün meyvecilikte kullanılan fidan ve fidelerin yüzde 96'sı yurt içinde üretilip sertifikalandırılıyor. Tohumculuğun 2019 yılında 69 milyar dolar olan toplam dünya pazar değerinin 2023 yılında 86 milyar dolara ulaşması bekleniyor. TARIM 4.0: Yeni dönemde tarım sektörünün gelişme alanı, yapay zeka, tarımsal teknolojiler ve dijitalleşmeyi içeren Tarım 4.0 süreci olarak görülüyor. Tarım 4.0, üretimde zamandan ve iş gücünden kazanım, girdi optimizasyonu, saha şartlarının kapsamlı ve doğru analizi ile çevre gibi konularda avantajlarla beraber daha düşük maliyetle kaliteli ve verimli ürün elde edilmesini sağlayacak. Türkiye'nin tarımda ilerleyişini sürdürebilmesi bu teknolojiyi üretmekle mümkün olacak.Tarımsal desteklerTürkiye'de tarım sektöründe faaliyet gösterenlere pek çok alanda çeşitli destekler veriliyor. Kırsal kalkınma destekleri kapsamında, büyükbaş ve küçükbaş hayvan, kanatlı yetiştiriciliği ve kültür mantarı üretimine yönelik sabit yatırımlar, modern sera yapımı, kesimhaneler, tıbbi ve aromatik bitkiler ile bitkisel ve hayvansal ürünlerin işlenmesi, kurutulması, dondurulması, soğuk hava deposu ve çelik silo yapımı, seralar için yenilenebilir enerji üretim tesisleri, denizler ve iç sularda su ürünleri yetiştiriciliği, gübre işlenmesi gibi konulara yönelik yatırımlar destekleniyor. Bu yatırım konuları, hibeye esas proje tutarı yeni tesis yatırımlarında 3 milyon lira, tamamlama yatırımlarında 2 milyon lira, kapasite artırım veya yenileme yatırımlarında ise 1,5 milyon lirayı geçmeyecek şekilde yüzde 50 oranında destekleniyor. Ayrıca, kırsal ekonomik altyapı yatırım konuları kapsamında da aile işletmeciliği, arıcılık, bilişim sistemleri, el sanatları, ipek böceği ve su ürünleri yetiştiriciliği, tarımsal amaçlı kooperatif ve birlikler için makine parkları ile tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği konularına, hibeye esas proje tutarı 500 bin lirayı geçmeyecek şekilde yüzde 50 destek veriliyor. Modern sulama sistemlerinin kurulması amacıyla da yatırımlara destek sağlanıyor. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ile Avrupa Birliği (AB) Kırsal Kalkınma Programı (IPARD-II) destekleri kapsamında da süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üreten işletmelere yönelik yatırımlar, süt, kırmızı et, kanatlı eti, su ürünleri ile meyve ve sebze ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırımlar destekleniyor. Çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi amacıyla da bitkisel ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması, arıcılık, arı ürünlerinin işlenmesi, yerel ürün işletmeleri, kırsal turizm, makine parkları, yenilenebilir enerji yatırımları gibi alanlara destek veriliyor. Söz konusu başlıklardaki yatırımlara ait 5 bin avro ile 3 milyon avro arasındaki projelere yüzde 40 ile yüzde 70 arasında değişen oranlarda hibe desteği sağlanıyor ancak bu alanlardaki destek programları başvuru çağrı dönemleri süreli olurken, bu süreçlerin takip edilmesi önem taşıyor. Teşvik sisteminden de yararlanma imkanıTarım sektöründe yatırım yapacaklar, Bakanlığın sağladığı destekler haricinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen teşvik sisteminden de faydalanabiliyor. Bu yatırımcılara, yatırım yeri tahsisi, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası ve iadesi, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz veya kar payı desteği, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı desteği gibi birçok alanda muafiyet ve destekler veriliyor. Bu kapsamda, bölgelere göre oranları ve destek çeşitleri değişmekle birlikte, entegre hayvancılık yatırımları, gıda ürünleri ve içecek imalatı, su ürünleri yetiştiriciliği, soğuk hava deposu hizmetleri, lisanslı depoculuk ve seracılık alanındaki yatırımlara destek sağlanıyor.
Kazakistan Yapay Zeka İçin 5 Yıl İçinde 1 Milyar Dolar Yatırım Yapacak
NUR SULTAN (AA) – Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkede gelecek 5 yıl içinde yapay zekaya 1 milyar dolardan fazla yatırım yapılacağını söyledi. Avrasya Ekonomik Birliğine (AEB) üye ülkelerin hükümet başkanları Kazakistan’ın Almatı şehrinde düzenlenen Almatı Dijital Forumu-2021’de bir araya geldi. Kazakistan Başbakanı Askar Mamin’in ev sahipliğinde gerçekleşen foruma Rusya, Belarus, Kırgızistan, Özbekistan, Ermenistan başbakanları katıldı. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, forumun açılış törenine gönderdiği video mesajında geleceğin teknoloji ve inovasyonda olduğunu belirtti. Tokayev, Kazakistan’ın da gelecek 5 yıl içinde yapay zeka alanına 1 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı planladığını kaydederek, “Bu amaçla, Dünya Bankası iş birliğinde Nazarbayev Üniversitesinde ulusal yapay zeka merkezi kuruluyor. Birlik (AEB) ve bölgedeki tüm ortaklarımızı söz konusu alanda çok yönlü iş birliğine davet ediyoruz.” ifadesini kullandı.
Amazonun Kurucusu Jeff Bezos Görevinden Ayrılıyor! Jeff Bezos Kimdir?
ABD'li e-ticaret devi Amazon şirketinden şaşırtan açıklama geldi. Yapılan açıklamada Amazon'un çeyreklik gelirinin ilk kez 100 milyar doları aştığı dikkat çekerken, şirketin kurucusu ve CEO'su Jeff Bezos'un da bu yaz görevinden ayrılacağı duyuruldu. Görevini şirketin bulut bilişim departmanı başkanı Andy Jassy'ye devreden Jeff Bezos yönetim kurulunda kalmaya devam edecek. Peki Jeff Bezos kimdir? Jeff Bezos kaç yaşındadır?  Detayları haberimizde sizin için derledik...
Reklam