Pınar Kür’e Veda Ederken…
20 yaşındayım. Bir türlü dinmek bilmeyen ayrılık acısına bulabildiğim tek çare evde tek başıma olacağım süreyi mümkün olduğu kadar kısa tutmak. Ders çıkışları dans dersinden Bizans Tarihi paneline, Almanca kursundan rock konserine, uyku saatime kadar ne bulabilirsem, gidiyorum. Daha doğrusu, kendimi sürükleyerek götürüyorum. Yorgunluktan bayılacak halde eve vardığımda ajandamı açıp biten günün üzerini çiziyorum ve kendimi yatağa atıyorum. Her hafta görüştüğüm terapistim “nasılsın?” diye sorduğunda “yorgun” diyorum çoğu zaman, bazen de “yaşlanmış”.
Güneş Altunkaş ile İçli, Yürekli, Dobra Bir Sohbet
“Susarak büyüyen herkes bu kitabın bir yerindedir.” Güneş Altunkaş ile “İstanbul’un Kalbindeki Ejder” Üzerine— Bu söyleşi bir röportaj değil, iki insanın iç sesi arasında kurulmuş ince bir köprü.Bazı insanlar vardır; bir şeyi anlatmadan da ne demek istediklerini duyarsın. Güneş de onlardan. Cümleleriyle değil, boşluklarıyla konuşur. İçinde susan ne varsa öyle güzel taşır ki… sen onun sessizliğinde kendi sesini duyarsın.Biz Güneş’le dostluğu biraz başka yerden kurduk. Onun ne yazdığı değil, nasıl yaşadığıyla ilgilendim ben hep. Çünkü o cümlelerini yayınevine değil, insanlara teslim edenlerden. Çocuklara burs veriyor mesela, ama bunu broşüre bastırmıyor. Yazıyor, yazıyor, sonra gidiyor bir çocuğun yolunu açıyor. Ama kalkıp da bununla kendine “yazar” payesi biçmiyor. İşte o yüzden Güneş sadece yazmıyor; yaşıyor, taşıyor, susuyor, sonra bir gün yazıyor.İstanbul’un Kalbindeki Ejder ise suskunlukla yazılmış bir metin. Çığlık atmıyor. Ama okuyunca için zonkluyor. Çünkü karakterin kilosu değil, kalbi ağır. Çünkü anlatılan ev bir yalı değil, bir tür tabut. Ve çünkü o kız çocuğu aslında hepimizin bir parçası. Birinin anne babası suskundu, birinin kendi sesi… birinin de bedeni hiç savunulmadı.O yüzden bu kitap bir hikâye değil, bir yüzleşme. Ve ben de bu satırları yazarken onu bir yazar olarak değil, çok sevdiğim bir dostum olarak görüyorum. Çünkü bazen birinin yazdıkları değil, neden yazdığı önemli olur. Güneş için bu kitap, kelimelerden değil, yara izlerinden yapılmış bir şey. Ve biz onunla bu kez, yazının değil, yaranın içine oturduk.Derken bir noktada, ne zaman başladığımızı bile hatırlamadığımız o sohbetin içinde kendimizi şu cümlede bulduk:“Hazırsan biraz içini deşeceğim.”Ve Güneş gülümsedi. “De bakalım,” dedi. “Sen sor, ben artık hiçbir şeyi saklamam.”
Kubilay Aktaş ile Son İnsan Medeniyeti Kitabı Üzerine Samimi Bir Röportaj
+ Kubilay hocam öncelikle röportaj için teşekkür ediyor, Son İnsan Medeniyeti kitabınızı okuduğumu ve çok beğendiğimi ifade etmek istiyorum.- “Allah razı olsun Burçak hanım.”+ Son İnsan Medeniyeti isimli kitap başlığını gördüğümde, elbette medeniyetin ve illaki İslam medeniyetinin önemini aktaracağınızı tahmin etmiş, İslam medeniyetinin tüm medeniyetlerin üstünde olduğunu vurgulayacağınızı hissetmiştim. Öyle de oldu… Tarihi okuyanlar bilirler ki medeniyetler doğar ve ölür. Fakat İslam medeniyeti, bu çerçevede yalnızca bir tarihsel durum değil aynı zamanda tüm kıtalara yayılmış, kıyamete kadar sürecek olan bir hakikatin yansımasıdır.Ve tam da burada bir başka kitabınızdaki şu cümleleri hatırlıyorum; Medeniyet sadece imanla başlamaz, imanla birlikte ilim ister, irade ister, insicam ister.Yine sohbetlerinizden bildiğim kadarıyla insan doğmakla insan olmak arasındaki farkın üzerinde çokça duruyorsunuz ve Kamil insan olmak için şahsi dünyamızda fazla vaktimizin kalmadığına özellikle dikkat çekiyorsunuz. Kitabın ismindeki “son” vurgusunun da buradan geldiğini düşündüm.
Geçmeyen Şeylerin Yazarıyla: Cihad Kök
Bazı kitaplar vardır, onları okurken kahramanlara değil kendine sinir olursun. Kapatırsın kapağını, sonra gidip üstüne tekrardan düşünürsün, “ne saçmalamışım” dersin. Çünkü o kitaplar bir hikâye anlatmaz; seni anlatır. İşte “Uyuyunca Geçmeyen Şeyler Var”, tam olarak böyle bir kitap.Cihad Kök, edebiyatın steril mutfağından değil, yatak odasında sabaha karşı gözünü duvara dikmiş bir adamın zihninden yazıyor bu metinleri. “İyi yazılmış” cümleler değil bunlar; dürüst cümleler. Hani o kimseye anlatmadığın, terapist bile olsa ağzından çıkmayacak duygular var ya, işte onlar burada yazılı. Bu yüzden insan okurken biraz utanıyor, biraz huzursuz oluyor ama en çok da yalnız olmadığını hissediyor.Bu kitap bir tür duygusal otopsi: hangi aşk ne zaman öldü, hangi gece hangi düşünce uykudan güçlü çıktı, hangi cümle hâlâ içini çiziyor... Her biri, uykunun bile üstünü örtemediği duygusal kırıntılar. Bir ilişki günlüğü değil; bir kayıp envanteri. Satırların arasında kaybolmaktan korkmuyorsun çünkü kaybolduğun yerin haritası bu kitapta çizilmiş zaten.“Uyuyunca geçmiyor” evet. Ama belki birileri yazınca, en azından anlatılabilir hâle geliyor.Bu metinlerin arkasındaki yazarla, duyguların geçmediği yerlerde biraz daha oyalanmak ve metnin ruhuna daha da yaklaşmak için bir söyleşi yapmak istedik. İşte Cihad Kök’le, “Uyuyunca Geçmeyen Şeyler Var” üzerine gerçekleştirdiğimiz o samimi ve derinlikli röportaj:
Babamın Sandığı: Bir Milletin ve İnsanın Dönüşüm Romanı
Kemal Sinan Özmen, 'Döngü – Bir İnsanlık Üçlemesi' serisinin ardından, bu kez 'Babamın Sandığı' romanıyla okuyucularını Türkiye'nin yakın geçmişine ve insan ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Yazar, epik bir bilimkurgu üçlemesinden sonra, 1980 darbesiyle şekillenen Türkiye'ye ve insanlarına odaklanarak, bu geçişi bir görev olarak gördüğünü ifade ediyor. 'Küçük krizler insanı tutucu yapar, büyük travmalar ise dönüştürür,' 'Hepimiz birbirimizin devamıyız; başı, sonu, tekrarı ve uzantısıyız,' ve 'İnsan çocukluk anılarını hatırlar fakat neredeyse tüm çocukluk duygularını unutur' gibi romanın temel sloganları, yazarın evrensel psikolojik unsurlara olan inancını ve bu inancın romanın katmanlarına nasıl işlendiğini gözler önüne seriyor. Bu roman, sadece bir hikâye anlatıcılığının ötesine geçerek, insanlık durumuna dair derin sorular soran ve okuyucuyu kendi 'sandığını' açmaya teşvik eden güçlü bir edebi eser olarak beliriyor.Özmen, 'Babamın Sandığı'nda, 1980 askeri darbesinin hem Ozan'ın kişisel yaşamındaki kırılmayı hem de toplumsal travmayı nasıl tetiklediğini inceliyor. Yazar, bu dönemin etkilerinin günümüz siyasetinde ve toplumsal sınıflar arasındaki empati kaybında hala kendini gösterdiğini vurguluyor. Roman, neo-liberalizmin etkileri ve toplumsal akıl hastalıkları gibi makro konuları da doğal bir biçimde ele alırken, Ermeni bir iş insanının kimliğini gizlemesi, Kürt olduğu için dışlanan bir karakter, mülkiyedeki liyakatsizlik gibi yan anlatılarla Türkiye'nin kronikleşmiş problemlerine dikkat çekiyor. Hikmet Bey'in tutuklanmasıyla başlayan 'duygusal belirsizlik' ve 'duygusal felç' durumu, geçmişle hesaplaşmanın ve şimdide var olmanın önemini okuyucuya aktarıyor. Yazar, sade ama lirik dili ve keskin ama duyarlı duygusal anlatımıyla, okuyucunun kendi iç dünyasına dönmesini ve kişisel bir aydınlanma yolculuğuna çıkmasını umduğunu belirtiyor.
Ruh El Yapımıysa, Kim Ustamız?
Bir yazarla değil, bir tanıkla karşı karşıyayız bu kez. Elinde kalem değilmiş gibi yazıyor Gürkan Sekmen; sanki içeriden biri, sanki olup biteni gerçekten yaşamış da artık anlatmak mecburiyetinde kalmış biri gibi. İlk romanı El Yapımı Ruhlar, öyle sadece bir kurgu değil. Bir zamanın gençliğini, o gençliğin boşluklarını, ideallerle yalanlar arasında sıkışmış ruh hallerini ifşa eden edebi bir yüzleşme.Bu kitap bir tarikat romanı değil, öyle olsa kolay olurdu. Bu kitap, bir insanın içini boşaltıp sonra tekrar doldurmayı vaat eden her yapının nasıl işlediğini, kimlerin bu yapıları neden isteyerek seçtiğini, karizmanın neye denk düştüğünü ve aidiyetin hangi açlığı doyurduğunu anlatıyor. Merkezinde Sîna adında bir figür var — peygamber değil ama öyle görünen biri. İnanan değil ama inandıran biri. Ama işte mesele de burada başlıyor: İnanç ne zaman başlar, inandırma nerede biter?Sekmen’in dili kimi yerde neredeyse bir şiir kadar içli, kimi yerde ise sarsıcı biçimde keskin. Tüm bunların ortasında, üniversite yıllarında savrulan bir gencin arayış hikâyesi var; aslında hepimizin hikâyesi. Çünkü bu roman, sadece bir karakterin değil, bir neslin “ben neyim?” sorusuyla yüzleşme hali. Ve ne yazık ki o yüzleşmede kimsenin alnı ak değil.Gelin, Gürkan Sekmen’le yalnızca bir romanı değil, o romanın etrafında şekillenen suskunlukları, soruları ve yanıt sandığımız boşlukları konuşalım. Bu röportaj bir röportajdan fazlası: bir döneme, bir kuşağa, bir dağınıklığa tutulmuş ayna gibi.
TikTok’ta Herkesin Bir Solukta Okuyup Bitirdiğini Söylediği 11 Sürükleyici Kitap
Kitap dünyasında bambaşka bir çağ başlatan TikTok'a bakalım! BookTok etiketini kullanarak paylaşılan videolara bakıldığında bazı kitapların bir anda tükendiğini görüyoruz. Okurken yalnızca sayfalar değil, aynı zamanda kitabın içindeki duygular da tüketiliyor! Bu kitapları ellerinden bırakamadıklarını ve bir oturuşta bitirdiklerini söylüyorlar!Gelin, birlikte konusu ve akıcı anlatımı ile birlikte bizi içine alacak kitaplara bakalım!
Harry Potter, Dünyalılar ve Daha Fazlası: Kitap Kurtlarının Tercihi Olan Haftanın En Çok Satan Kitapları
Okumakta olduğunuz kitap bitmek üzere ve şimdiden ne okuyacağım derdine mi düştünüz? O zaman hemen buraya. Bu haftanın en çok satılan ve en çok okunan kitaplarını fiyatları ve yorumları ile beraber listeledik. Favori türünüzü seçin ve kitabı hemen sepete ekleyin. Merak etmeyin Amazon kitapları gerçekten çok hızlı gönderiyor. Elinizdeki bitmeden yenisi kapınıza çoktan gelmiş olur bile...'Bu içerik iş birliği içeriyor.'*Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.Bu içerik 27.06.2025 tarihinde güncellenmiş olup, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.
Kara Kitap: Gerçek mi Kurmaca mı, Galip mi Celâl mi, Biz Kimdik Ya?
Kimi kitaplar okuduğunda “ne güzel yazmış” dersin. Kara Kitap onlardan biri değil. Bu kitabı okuduğunda genelde şöyle diyorsun: “Ben ne okudum şimdi?”Ama sonra durup bir bakıyorsun, o “neydi ya bu?” dediğin cümleler beynine kazınmış, bir bakmışsın günlerdir Galip gibi sen de sokak sokak kendini arıyorsun. İşte bu yüzden Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ı sadece bir roman değil, okuyucunun içine yavaş yavaş çöken bir sis.
Klasiklerden Yeni Çıkan Kitaplara: Kitap Kurtlarının Tercihi Olan Haftanın En Çok Satan Kitapları
Okumakta olduğunuz kitap bitmek üzere ve şimdiden ne okuyacağım derdine mi düştünüz? O zaman hemen buraya. Bu haftanın en çok satılan ve en çok okunan kitaplarını fiyatları ve yorumları ile beraber listeledik. Favori türünüzü seçin ve kitabı hemen sepete ekleyin. Merak etmeyin Amazon kitapları gerçekten çok hızlı gönderiyor. Elinizdeki bitmeden yenisi kapınıza çoktan gelmiş olur bile...'Bu içerik iş birliği içeriyor.'*Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.Bu içerik 11.06.2025 tarihinde güncellenmiş olup, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.
Plajda Kitap Okunur mu, Okunmaz mı? Sosyal Medyayı İkiye Bölen Tartışmada Son Söz Sizde!
Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip sıcak havalarda kendini denize atan milyonların paylaştığı ilginç görüntüler sosyal medyanın gündeminde yerini aldı. Ancak bir görüntü var ki sosyal medyayı adeta ikiye böldü. Plajda havlusuna uzanıp kitap okuyan sosyal medya kullanıcısının başlattığı tartışmada şimdi söz sizde: Plajda kitap okunur mu, yoksa okunmaz mı?İşte, başlıyoruz...
Bayramlarda Akraba Terörüne Maruz Kalanlar İçin Mentali Toplamaya Yardımcı 11 Kitap
Kendinizi iyi hissetmek için biraz gülmeye mi ihtiyacınız var yoksa sizi tekrar hayata bağlayacak motive edecek bir şeyler okumaya mı? Merak etmeyin tercihiniz ne yönde olursa olsun listemizde kendinize uyacak bir kitap bulabilirsiniz. Size iyi hissettirecek, düşündürecek, gülümsetecek hatta bazen kahkahalar attıracak kitap önerilerimize mutlaka göz atın.Ve merak etmeyin hemen okumaya başlayabilirsiniz çünkü Amazon kitapları gerçekten çok hızlı gönderiyor. 'Bu içerik iş birliği içeriyor.'*Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.Bu içerik 02.06.2025 tarihinde güncellenmiş olup, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.
Kitap Tutkunlarına Özel 100 TL Altı Kitap Önerileri
Kitap okumak bir tutkuysa, bütçeni zorlamadan da o tutkuyu beslemenin yolları var! Her kitap kurdu bilir ki, güzel bir hikâyeye ulaşmak için servet gerekmez. 100 TL altı fiyatıyla yüz güldüren, okuma keyfini doyasıya yaşatacak kitapları bir araya getirdik. Uygun fiyat, yüksek edebi tat! Hem yeni başlayan okuyuculara hem de kütüphanesini genişletmek isteyenlere hitap ediyoruz. Hadi gel, birlikte sayfa sayfa keşfe çıkalım!Bu içerik 03.06.2025 tarihinde oluşturulmuş, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir. Stok durumuna göre fiyatlar değişiklik gösterebilir.“Bu içerik marka iş birliği içeriyor.”
Harikalar Kitabından Uğultulu Tepelere: Kitap Kurtlarının Tercihi Olan Haftanın En Çok Satan Kitapları
Okumakta olduğunuz kitap bitmek üzere ve şimdiden ne okuyacağım derdine mi düştünüz? O zaman hemen buraya. Bu haftanın en çok satılan ve en çok okunan kitaplarını fiyatları ve yorumları ile beraber listeledik. Favori türünüzü seçin ve kitabı hemen sepete ekleyin. Merak etmeyin Amazon kitapları gerçekten çok hızlı gönderiyor. Elinizdeki bitmeden yenisi kapınıza çoktan gelmiş olur bile...'Bu içerik iş birliği içeriyor.'*Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.Bu içerik 02.06.2025 tarihinde güncellenmiş olup, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.
Geçtiğimiz Ay Bunlar Okundu! Mayıs Ayının En Çok Satan Kitapları
Okumakta olduğunuz kitap bitmek üzere ve şimdiden ne okuyacağım derdine mi düştünüz? O zaman hemen buraya. Mayıs ayının en çok satılan ve en çok okunan kitapları fiyatları ve yorumları ile beraber listeledik. Aralarından favori türünüzü seçin ve kitabı hemen sepete ekleyin. Merak etmeyin Amazon kitapları gerçekten çok hızlı gönderiyor. Elinizdeki bitmeden yenisi kapınıza çoktan gelmiş olur bile...'Bu içerik iş birliği içeriyor.'*Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.Bu içerik 01.06.2025 tarihinde güncellenmiş olup, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.