Olumsuz ve Yıkıcı Bir Duygu Durum Olarak Kıskançlık
Kıskançlık, insan ilişkilerinde yaygın bir duygu olup cinsiyet farkı gözetmeksizin herkesi etkileyebilir. Ancak kadınlardaki kıskançlık, bazı özel nedenlerle farklılık gösterebilir. Kıskançlık, bir kişinin, sevdiği veya değer verdiği birinin başka bir kişiyle olan ilişkisinden dolayı duyduğu 'olumsuz ve yıkıcı bir duygu durumu'dur.
Sanat Eserlerine Bakınca Beynimizde Neler Oluyor?
@insanlikhalleripodcast ‘den Onedio.com ailesine özel makale! Yeni bir sanat eserine baktığımızda beynimizde neler oluyor, hiç merak ettiniz mi? Nörobilim dalında yapılan son araştırmalarda; sanatın beyin dalga modellerini, duyguları ve merkezi sinir sistemini tetikleyerek beyin fonksiyonlarını geliştirdiğine dair kanıtlar her geçen gün artıyor. Sanat aynı zamanda serotonin düzeylerini yükselterek insanlarda sağlıklı bir mutluluk ve tatmin hali yaratıyor. Bu faydalar sadece sanat yaparken değil, sanatı deneyimlerken de gerçekleşiyor.Yeni bir sanat eserine baktığımızda beynimiz, esere daha fazla bağlı hissetmemizi sağlayacak kimyasal kokteyller üreterek; desenler, şekiller ve bize tanıdık olan her şeyi aramaya başlıyor. O eseri 'anlamasak' bile, beynimiz, baktığımız şeyin içinde bir anlam bulmaya ve bağlantı kurmaya çalışarak çalışmaya devam ediyor.
İlişkiyi Yemek Gerekirse...
Cinsel terapide ve ilişki terapisinde çokça oyun oynuyoruz. Bazen insanlar duygularını daha kolay açıyorlar öylece. Yemek yemeyi seven ve konuyu olur olmaz anlarda yemeğe getiren bir toplumuz ve bu bana da sirayet etmiş. Özel bir kurumla yaptığımız eğlenceli ve verimli bir çalışmada çiftlerimizin ilişkilerini bir yemeğe benzetmelerini ve gerekçelendirmelerini istemiştim. Oradan bir seçki sunuyorum şimdi size. Neden siz de aranızda oynamıyorsunuz bu oyunu? Her ikiniz de yazın ve sonra karşılıklı okuyun, değerlendirin. Umarım kavgasız gürültüsüz, eğlenceli biçimde finale varırsınız.
Beynimiz Nasıl Dönüşüyor?
Odaklanma taktikleri, öğrenme yöntemleri, nöroplastik dönüşüm İnsanlık Halleri ’nden Merhaba! Hemen konuya giriyorum. Bugün beynimizi dönüştürmek için odaklanmak hakkında konuşuyoruz, yani beynimizi baştan yaratma yeteneğine sahip olduğumuz olağanüstü insani halimiz: Nöroplastisite. Biyolojimizin en önemli hallerinden biri, onun sayesinde her şeyi öğreniyoruz, aklımızda tutuyoruz, değiştirebiliyoruz, ya da unutuyoruz. Yeni alışkanlıklar kazanıyoruz ya da onları kaybediyoruz, hayatın bize sunduğu her konuda nöroplastisite sayesinde daha iyi olabiliyoruz.
Beynimiz Nasıl Çalışıyor?
İnsanlık Halleri köşemizden merhaba! İlk bölümümüze hoş geldiniz. Bugün beynimizi konuşuyoruz. Ama beynimizin sadece kafamızın içindeki bir organ olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz çünkü beynimiz aslında merkezi sinir sistemimiz, omuriliğimiz ve gözlerimizden oluşuyor.
İlişkilerin Dijital Çağdaki Labirenti
Sevgili okuyucular,Hayatımızda bir partner arayışı içine girme ihtiyacı duyabiliriz. Kimi zaman bu arayışlar, içsel bir eksikliği doldurma çabasıdır; kimi zaman ise bulunduğumuz konumdan daha mutlu bir konuma taşıyacak, bize anlam katacak bir başka insanla birleşme isteğinden doğar. Ancak son yıllarda gözlemlediğim bir trend, bu arayışın başladığı anlarda ortaya çıkan engellerin çoğalması.
Sorunlu Sanal Seks
“Sorunlu sanal seks, ilişki ve yakınlık sorunları ile ilişkilidir.”Sorunlu sanal seks, genellikle somut olumsuz sonuçlar ve işlevsellikte bozulma ile giden çevrim içi cinsel etkinliklerin aşırı ve kontrolsüz kullanımı olarak kabul edilir. Sanal seks, pornografi izlemek, seks sohbetleri yapmak, seks için kamera kullanmak, cinsel partner aramak veya 3D seks oyunları oynamak gibi çeşitli aktivitelerden oluşur. Bunların arasında en popüler olanı, özellikle erkekler için sonsuz sayıda cinsel görüntüye hemen erişme imkanı sunan pornografi kullanımıdır. Sanal seksin çekiciliğinin bir başka nedeni de, internetin bireylerin cinsellikle ilişkili risklerle (örneğin, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar) karşı karşıya kalmadan cinsel deneyimlere katılmak için güvenli bir alan sağlamasıdır.
Erteleme Hastalığı ve Erteleme Hastalığı Olan Bireylere Tavsiyeler
Sürekli erteleme davranışı ya da kronik erteleme de diyebiliriz. Başlı başına bir hastalık değildir, depresyon, kaygı ve düşük benlik saygısı gibi ruh sağlığı sorunlarıyla ilişkili bir sonuçtur. Kronik ertelemede genellikle altta yatan, çözülmemiş bir duygusal sorun vardır, ayni erteleme bir duygu düzenleme sorunudur. Kişinin yapması gerekenleri sürekli olarak erteleyerek zamanını verimsiz bir şekilde harcamasına yol açan bir davranış biçimidir. İşlerin son dakikaya bırakılması, zaman baskısı ve stres yaratır. Bu durum, verimliliği düşürür ve kaliteyi etkileyebilir, kişinin kendine olan güvenini azaltır ve düşük özgüven sorunlarına yol açabilir.
Dionysos Ruhunun ve Cinsel İletişimin Evriminde Zamanın Ruhu: Metaseks
Dionysos kimdir? Roma mitolojisindeki adıyla “Bacchus”, Yunan mitolojisindeki adıyla “Dionysos” “bereket, doğurganlık, şarap, şenlik, coşku ve tiyatro” tanrısı olarak bilinir. Olimpos Dağı'nda yaşayan on iki Olimpos tanrısının sonuncusu ve en renklisidir. Dionysos, Zeus ile Semele'nin oğludur. Zeus, Thebes'in güzel prensesi Semele'yi baştan çıkarır ve hamile bırakır. Kıskanç Hera, Semele'yi Zeus'tan ona gerçek haliyle görünmesini istemesi için kandırır. Semele’nin isteğiyle Zeus ona tanrı haliyle görünür. Ne var ki bir ölümlü, bir tanrının gerçek haline bakamaz. Semele onun ihtişamını görünce anında yanarak ölür. Zeus, doğmamış Dionysos'u kalçasına dikerek kurtarmayı başarır ve birkaç ay sonra Dionysos, Zeus'un kalçasından doğar. Bu nedenle Dionysos “iki kez doğmuş” olarak bilinir. Dionysos büyüdüğünde üzüm yetiştirmeyi öğrenir ve üzümü şaraba dönüştürür. Daha sonra ölümlülere şarap yapımının sırlarını öğreterek dünyayı dolaşır. Şarap, antik Yunan kültürünün önemli bir parçası olduğu için, Dionysos mitolojide önemli ve popüler bir figürdür. Dionysos ruhu, MÖ 6. yüzyıldan itibaren Yunan kültürünün önemli bir parçası haline gelerek daha sonra Roma'nın Bacchanalia'sına dönüşen Dionysos festivali ile kutlanmıştır. Dionysos festivali, kültürler arası iletişimi arttırarak insanlar arasındaki ilişkileri güçlendirmiştir. Bu kutlamalar, insanların birbirlerine karşı sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmasını sağlamaya yardımcı olmuştur.