İnsanlık tarihinin seyrini değiştiren en güçlü olaylar: Savaşlar. İmparatorluklar yükselmiş, krallıklar çökmüş, sınırlar yeniden çizilmiş... Peki, siz bu büyük dönüm noktalarını ne kadar biliyorsunuz?Hangi savaşın ne zaman olduğunu, sonuçlarının dünyayı nasıl etkilediğini hatırlıyor musunuz? Atılacağınız bu macera ile tarih merakınız körüklenecek! Hem eğleneceksiniz hem de geçmişe yolculuk yapacaksınız. Hazırsanız tarihin tozlu sayfalarına adım atıyoruz!
Tarih kitaplarının tozlu sayfalarında sıkıcı savaş listeleri ve kraliyet soy ağaçlarından başka bir şey olmadığını mı sanıyordunuz? Oysa tarih, bazen öyle tuhaf, öyle inanılmaz olaylarla dolu ki okurken insan bir yandan kahkaha atıp bir yandan bu gerçekten olmuş mu diye sorguluyor. Haydi bu olaylara birlikte bakalım!
Güzel Türkçemizi doğru kullandığımız sürece, her duygu ve düşünceyi ifade eden pek çok kelime mevcut. Mesela, bir durumdan bahsederken 'hâl' kelimesini kullanırken 'hal' kelimesi, sebze ve meyvenin satıldığı yer anlamına geliyor.Eğer imla kurallarında kendine güveniyorsan ve testi bitirebileceğini düşünüyorsan seni hemen şöyle alalım. 👇
Her sınıfta, dersten bir gün önce mucize bekleyenler de vardır, haftalar öncesinden stratejik plan yapıp kendine sessiz bir zafer hazırlayanlar da… Eğer siz de ikinci gruptaysanız, o görünmez başarı kulübünün gizli anahtarlarına sahipsiniz demektir! Çalışkan öğrenciler yalnızca ders çalışmakla kalmaz, sahne arkasında birçok akıl oyunuyla, planla, küçük numarayla başarıyı inşa ederler. Peki o gizli bilgileri biliyor musunuz? Hemen şimdi, çalışkanların asla yüksek sesle söylemediği ama uygulamadan da geri kalmadığı sırları açıklıyoruz!
Sağlık Bakanlığı 19 bin personel alımı başvurularına ilişkin resmi açıklama bekleniyor. Bakan Memişoğlu tarafından 2025 yılı içerisinde 37 bin personel alımı gerçekleştirileceği duyurulmuştu. Bu kapsamda ilk etapta Mayıs ayında 19 bin personel alımı yapılması bekleniyor. İkinci etapta ise kalan 18 bin personel alımı için Eylül ayına işaret ediliyor. Sağlık Bakanlığı personel alımı başvuruları ise hem KPSS puanı ile hem de İŞKUR üzerinden gerçekleştirilecek. Peki, Sağlık Bakanlığı sözleşmeli personel alımı başladı mı? Başvuru kılavuzu yayınlandı mı? Sağlık Bakanlığı işe alım kadroları belli oldu mu?
Eğitim, yalnızca bireyin bilgi edinme süreci değil, bir milletin varoluşunun ve devamlılığının temel taşıdır. Geçmişten geleceğe uzanan bir köprü olarak eğitim, hem kolektif hafızayı taşır hem de yeni nesillerin kimlik ve vizyonunu inşa eder. Bu bağlamda, Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime yüklediği anlam, yalnızca çağının ihtiyaçlarına yanıt vermekle sınırlı kalmamış; ulusun bağımsızlık ve çağdaşlaşma serüveninde eğitim kurumlarını stratejik birer mevzi olarak konumlandırmıştır. “En büyük savaş, cehalete karşı yapılan savaştır” sözleriyle Atatürk, eğitimi bir kalkınma meselesi olmanın ötesinde, bir özgürlük ve kimlik meselesi olarak görmüş, toplumun her ferdinin bu bilinçle yetişmesini bir zorunluluk haline getirmiştir.Bugün, bilgi toplumunun hızla evrildiği bir dünyada, eğitim sistemlerini yalnızca teknolojiyle donatmak yeterli değildir. Bilgiye erişimin sınırsızlaştığı çağımızda, mesele artık ne kadar bilgiye sahip olduğumuzdan çok, sahip olduğumuz bilgiyi nasıl anlamlandırdığımız ve hangi değerler ekseninde kullandığımızdır. Tam da bu noktada, tarihsel mirasımızı geleceğin eğitim paradigmasına nasıl entegre edeceğimiz sorusu hayati bir önem kazanmaktadır. Eğitim; geçmişin derin köklerinden beslenen, fakat geleceği inşa edecek dinamizmi içinde barındıran bir süreç olmalıdır. Atatürk’ün çizdiği vizyondan ilham alarak, eğitimde yalnızca bilişsel değil, aynı zamanda etik, kültürel ve toplumsal bir uyanışı da hedeflemek zorundayız.
Köy Enstitüleri, 17 Nisan 1940 tarihinde çıkarılan 3803 sayılı yasa ile kuruldu. Bu nedenle, her 17 Nisan, Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıl dönümü olarak anılıyor. Fikri hür, vicdanı hür bireyler yetiştirmek amacıyla yola çıkan bu eğitim devrimi, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un vizyoner yaklaşımlarıyla şekillendi. Ancak dönemin siyasi çekişmeleri ve ideolojik tartışmaları sonucunda, Köy Enstitüleri 27 Ocak 1954’te kapatıldı.
Bazen üniversite notlarına baktığımızda A, B, C, D ve F harflerini görüp 'E nerede kaldı?' diye düşünmüş olabilirsiniz. Gerçekten de alfabetik sıraya göre gitmesi gerekirken E harfi neden atlanmış gibi duruyor, değil mi? Aslında bunun sandığınızdan çok daha mantıklı ve köklü bir sebebi var. Birçok kişi bu durumu akademik bir hata sanıyor ama gerçek başka. Gelin bakalım!Kaynak
Günümüz Türkiye’sinde büyüyen çocuklar, umut eksenli bir gelecek tahayyülünden ziyade, değişime olan inancın erozyona uğradığı bir gerçeklik algısıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Ergenlik dönemine yaklaşan bireylerin yönelttiği içsel sorgulamalar, yalnızca bireysel gelişim evrelerinin değil, aynı zamanda toplumsal bir inanç krizinin dışavurumudur. Artık birçok çocuk için gelecek, planlanan ya da hayal edilen bir zaman dilimi olmaktan çıkmış; müdahale edilemeyen, yön verilemeyen ve değiştirilemeyen bir meçhule dönüşmüştür.Bu durum, yalnızca ekonomik koşullarla açıklanamayacak kadar çok katmanlı bir psiko-sosyal iklimin ürünüdür. Duygusal olarak geleceği tahayyül edemeyen, toplumsal aidiyet hissini kuramayan ve zihinsel olarak sürekli alarmda kalmak zorunda hisseden çocuklar, varoluşsal bir boşlukta yaşamaya itilmiştir. Bu boşluk, yalnızca bugüne ait bir kaygı değil; aynı zamanda yarına dair bir belirsizliğin, çocuk zihninde kalıcı bir çaresizlik duygusuna dönüşmesidir.
İstanbul’da yaşanan depremler sonrası okullarda eğitim durumu aileler tarafından merak ediliyor. Bugün 23 Nisan olması nedeniyle öğrenciler zaten ders başı yapmamıştı. Ancak deprem sonrası yaşanan hareketlilik nedeniyle yarın okullar açık mı sorusu gündeme geldi. Özellikle okul bahçelerinin toplanma alanı olarak kullanılması dikkat çekerken, gözler valilik ve bakanlık açıklamalarına çevrildi. Peki 24 Nisan Çarşamba günü İstanbul’da okullar tatil mi? Valilik açıklama yaptı mı?
Okulu benimsemeyen çocukların büyük çoğunluğu, sistemin görünmeyenleri olarak konumlanmaktadır. Eğitim sisteminin kurumsal işleyişi; katı müfredatlar, standart ölçme değerlendirme yöntemleri ve bireysel farklılıkları göz ardı eden tekdüze yaklaşımlar nedeniyle, bazı çocuklar için yabancı, soğuk ve anlamdan yoksun bir ortam haline gelmektedir. Bu çocuklar çoğunlukla, kendilerini sınıf içinde anlatacak kanalları bulamayan, başarıyı yalnızca akademik sınav sonuçlarıyla tanımlayan bir yapının dışında bırakılmış bireylerdir. Özellikle duygu düzenleme sorunları yaşayan, özgüveni düşük veya ev içi ilişkilerde desteklenmeyen çocuklar, okulun sunduğu değerler sistemini içselleştirmekte zorlanmakta ve bu yabancılaşma, zamanla davranışsal sorunlara, devamsızlığa ve nihayetinde okul terkine evrilmektedir. Bu durum yalnızca bireysel bir başarısızlık olarak değil, toplumun geleceğine dair sosyolojik bir kırılma olarak okunmalıdır.
Yılın bu zamanlarında Türkiye'deki milyonlarca öğrenci için zaman, hayatın akışından kopar. Çocukların yaşaması gereken serbest oyun, doğayla temas, duygusal deneyim ve bireysel keşif gibi gelişimsel ihtiyaçları; yerini tek bir merkeze, tek bir soruya bırakır: “Kaç net yaptın?” Bir ülkenin sokaklarının çocuk sesinden arınması, toplumsal bir uyarı sinyalidir. O sesin yerini test kitaplarının yaprak hışırtısı, nefes almaya çalışan zihinlerin içsel baskısı ve gözlerden kaçmayan bir kaygı almıştır. Gündelik dilde “çalışkanlık” olarak tanımlanan bu durum, çoğu zaman gelişimin tek boyuta indirgenmiş hali olarak karşımıza çıkar. Oysa çocukluk, bir sınava değil, hayata sığmalıdır.
Proje okullarında yapılan atama ve görev değişikliği nedeniyle pek çok öğretmenin ya yeri değiştirildi ya kadro dışı bırakıldı. Eğitim sendikaları boykot ve iş bırakma eylemlerine katılan öğretmenlerin kadro dışı bırakıldığını iddia ederken İstanbul Valiliği’nden açıklama geldi. İstanbul Valiliği iddiaları yalanladı. Türkiye’nin dört bir yanındaki liselerde ise öğrenciler öğretmenleri için eylemde.
İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte proje okullarında görev yapan öğretmenlerin yeri değiştirildi. Eğitim sendikaları boykot ve iş bırakma eylemi yapan eğitimcilerin görev yerlerinin değiştirildiğini ileri sürerken öğrenciler öğretmenleri için eylem gerçekleştirdi. Türkiye’nin dört bir yanından karara tepki gösteren öğrencilerin eylemlerine dair görüntüler geldi. İstanbul Beşiktaş’ta bir lisede görev yapan öğretmen Sabit Doğan, öğrencilerinin desteğini paylaştı. Doğan, paylaşımına “Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesinden ben de dahil 33 öğretmen kadrosuz bırakıldı” notunu düştü.
Son yıllarda Türk vatandaşlarının Avrupa ülkelerine giriş için gerekli olan Schengen vizesine erişim verilen ret kararlarıyla epey zorlaştı. Avrupa gidip tatil yapma hayali Schengen vizelerine takılırken bu ret kararlarından akademisyen, sanatçılar, öğrenciler de nasibini alıyor. Geçen aylarda İtalya’daki üniversitelerden kabul alan öğrencilere vize çıkmamasına şahit olmuştuk. Şimdi benzer bir olay ABD’de yaşandı.ABD vizesi almak da o kadar kolay değil. Şimdi ABD vizesi almak isteseniz bile sistem 2027 yılı için randevu veriyor. ABD vizesi almak bu kadar zorken akademisyen Prof. Dr. Erhan Erkut, X hesabından WhatApp gruplarından gelen bir mesajı paylaştı. Mesajdaki iddialara gören ABD’de okuyan pek çok Türk öğrencinin vizeleri iptal edildi. İşte detaylar…
Anadolu Üniversitesi'nin 2025 bahar dönemi sınav takvimi açıklandı. Milyonlarca öğrencinin heyecanla beklediği takvim ile birlikte sınav yerleri de araştırılmaya başlandı. Peki, AÖF bahar dönemi vize sınavları ne zaman? Finaller ne zaman? AÖF yaz okulu ne zaman başlayacak? İşte, AÖF bahar dönemi sınav takvimi
Türkiye’nin ilk erken aşama hızlandırma programı Yeni Fikirler Yeni İşler (YFYİ), ODTÜ ve ODTÜ TEKNOKENT tarafından KALTEV iş birliğiyle gerçekleştirilecek. 14 Nisan Pazartesi günü başvuruları tamamlanacak olan program sayesinde, yenilikçi fikirleri destekleyen girişimcilerle fikirleriniz geleceğe taşınacak.İşte, detaylar...
Okullarda uygulanacak tatil sistemiyle ilgili ortaya atılan iddialar öğrenci, veli ve öğretmenleri yeniden ekran başına kilitledi. Ara tatiller kalkıyor mu, 15 tatil 1 ay mı oluyor gibi sorular arama motorlarında sıkça aratılmaya başlandı. Özellikle sosyal medyada hızla yayılan iddialar nedeniyle konu hakkında net bir açıklama bekleniyor. Öğrenciler bu ihtimali sevinçle karşılarken, uzmanlardan ve öğretmenlerden dikkat çeken eleştiriler geldi. Peki sömestr tatili 1 ay mı olacak? Ara tatil kalkıyor mu?İşte detaylar...
Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı bir karar iddiası gündeme bomba gibi düştü. İddialara göre; Kasım ve Nisan ayındaki iki ara tatil kaldırılacak onların yerine sömestr tatili 1 aya çıkarılacak. Ayrıca Sözcü’de yer alan iddiaya göre de; dünyada sadece Türkiye'de uygulanan 2 buçuk aylık yaz tatilinin 1 aya düşürülmesi tartışılıyor.
2025 yılı yaz tatili ile ilgili milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren bir kararın çıkması gündemde. Sözcü’de yer alan habere göre; Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), 2025 Kurban Bayramı tatili nedeniyle okulların kapanmasını da erkene çekmeye hazırlandığı iddia edildi. Normal şartlar altında 20 Haziran itibarıyla sona erecek eğitim ve öğretim döneminin 2025 Kurban Bayramı tatili nedeniyle erkene çekilmesi gündemde. İddialar sonrasında açıklama yapan MEB, böyle bir durumun olmadığını okulların daha önce açıklanan 20 Haziran tarihinde kapanacağını belirtti. İşte detaylar…