onedio
Kulağa Kurgu Gibi Gelse de Tarihte Yaşanmış En Garip 8 Olay
Geçmişte yaşanan bazı olaylar günümüzden bakıldığında akla hayale sığmayacak kadar sıra dışı görünebilir. Ancak belgeler ve kaynaklar, bu olayların gerçekten yaşandığını gösteriyor. Orta Çağ’da tuvalet faciasından, kralların kapıya çarpıp ölmesine kadar birçok ilginç hikaye tarihe geçti. Hatta bazen bir bürokratın yanlış sözü ya da bir portakal kabuğu bile tarihin akışını değiştirdi. İşte tarihe damga vuran ve inanması güç 8 garip olay!Kaynak
İngiltere'deki Bazı Evlerin Penceresi Neden Tuğladan Yapılmış?
İngiltere'de sokakta yürürken tuğlayla kapatılmış pencerelere denk geldiyseniz, bunun mimari bir detay olduğunu düşünebilirsiniz. Oysa İngiltere’de bu görüntünün ardında çok daha ilginç bir tarihsel neden var. 1696’da getirilen pencere vergisi, yıllar boyunca evlerin mimarisini değiştirdi. Gelin bu ilgi çekici tarihine bi' göz atalım!Kaynak 1, Kaynak 2
Orta Çağ Döneminde Kalelerin Merdivenleri Neden Dar İnşa Edilirdi?
Orta Çağ masallarında hep o sarmal merdivenlerden süzülerek inen prensesleri görürüz. Gerçekte ise o merdivenler masallardaki kadar romantik değildi. Kalelerin içindeki dar ve saat yönünde kıvrılan merdivenler, aslında savunma amaçlı yapılmıştı. Düşmanı yavaşlatmak, savunmacıya avantaj sağlamak ve kaleyi korumak için bu mimari tercih edilmişti. Görünüşte basit bir detay olan bu dar basamaklar, aslında savaşın seyrini değiştirecek kadar stratejik öneme sahipti.Kaynak 1, Kaynak 2
Gördüğünüz Anda Size Zaman Yolcuğu Yaptırıp Binlerce Yıl Öncesine Işınlayacak İlginç Tarihi Eserler
Dünya tarihini keşfetmek ve zamanda bir yolculuk yapmak ister misiniz? Sizin için Reddit'ten derlediğimiz 15 büyüleyici tarihi eser sayesinde zamanın derinliklerine gideceksiniz. İtalya'dan İran'a kadar geniş bir coğrafyada yer alan eşsiz eserlerle tarihin sırlarını ve hikayelerini keşfedeceksiniz.Eserlerdeki el işçiliği ve her bir detayın zamana meydan okuyan göz alıcı yapısı sizi hayrete de düşürecek.Hazırsanız, zamanda yolculuk başlıyor...
Ananas Neden Bir Zamanlar Statü ve Lüksün Simgesiydi?
Bugün market raflarında kolayca bulunan ananas, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da bir lüks göstergesiydi. O yıllarda tek bir ananas, binlerce pound değerindeydi. Hatta çoğu zaman yenmek yerine misafirlerin gözü önünde sergilenir, bozulana kadar elden ele dolaşırdı. İngiltere’de aristokratlar için ananas sahibi olmak, zenginliğin ve saygınlığın en net işaretlerinden biriydi.İşte ananasın sıradan bir meyveden statü sembolüne uzanan hikayesi.Kaynak 1, Kaynak 2
Büyük Taarruz Neden 26 Ağustos’ta Başladı? 30 Ağustos Zaferinin Ardındaki Hazırlıklar
etiket
Türk milletinin bağımsızlık yolundaki en kritik dönemeçlerinden biri olan Büyük Taarruz, 26 Ağustos 1922 sabahı Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle başladı. Yaklaşık bir yıl süren hazırlıkların ardından harekete geçen Türk ordusu, işgal altındaki toprakları kurtarmak için en doğru anı seçmişti. Taarruzun tarihi, rastgele verilmiş bir karar değil; stratejik planlamaların, uzun hazırlıkların ve büyük bir inancın sonucuydu. İşte Büyük Taarruz’un neden 26 Ağustos’ta başlatıldığının arkasındaki gerçekler. Kaynak
Reklam
8 Bin 800 Yıl Önce İnsanlar Gökçeada’da Ne Yapıyordu?
Çanakkale'nin Gökçeada ilçesindeki Uğurlu-Zeytinlik Höyüğü'nde 16 yıldır yürütülen arkeolojik kazılarda yeni buluntular ortaya çıktı. Yapılan kazılarda 8 bin 800 yıl öncesine ait 5 mimari yapı ortaya çıkarıldı. Buluntuların Gökçeada kazılarında bir ilk olduğunu söyleyen uzmanlar geçmişin önemli derecede aydınlatılacağını ifade ediyor.Peki, 8 bin 800 yıl önce insanlar Gökçeada’da ne yapıyordu?
100 Yıllık Antalya Müzesi Kapandı: Yeni Müze Yolda
etiket
Bir kapı kapanıyor, bir kapı açılıyor.
Antalya’nın kalbinde, yüz yıldır uygarlıkların izlerini saklayan Antalya Müzesi artık sessiz.
Sebep: Depreme dayanıklı olmaması.
Yerine ise çağdaş, interaktif, dijital bir müze geliyor.Son günlerde Türkiye’nin en çok tartışılan kültür haberlerinden biri oldu bu gelişme.
Reklam
Tekrar Uyanma Umuduyla 1967’de Dondurulan İlk İnsan: James Bedford
12 Ocak 1967’de terminal kanser nedeniyle yaşamını yitiren James Bedford, tarihe geçti. Çünkü ölümünden dakikalar sonra kriyojenik yöntemle dondurularak gelecekte yeniden hayata döndürülmeyi uman ilk insan oldu. O günden bugüne, yani 55 yılı aşkın bir süredir Bedford’un bedeni sıvı nitrojenle dolu metal bir kapsülün içinde korunuyor. Peki bu sıra dışı hikaye nasıl başladı ve yıllar içinde neler yaşandı?Kaynak 1, Kaynak 2
Antik Zamanlarda Tuz Neden Altın Değerindeydi? Maaş Olarak Bile Verilmiş!
Bir dönem bir ons tuz ile bir ons altın takas edilebiliyordu. Bugün ise bir ons altın iki bin doların üzerinde, yirmi altı ons tuz ise yaklaşık bir dolar ediyor. O dönemlerde tuz bulmak o kadar zordu ki sadece sofralarda değil, ekonomide de önemli bir yere sahipti. Antik Roma’da askerlerin maaşı bazen tuz olarak ödenirdi ve hatta “salary” kelimesinin kökenini oluştururdu.Sahi, tuz neden bu kadar değerliydi? Gelin tarihine bir bakalım...Kaynak
Bir Zamanlar Avrupa’da Domates Neden Korku Kaynağıydı?
Günümüzde salatadan pizzaya kadar mutfakların vazgeçilmezi olan domates, 16. ve 17. yüzyıl Avrupa’sında bambaşka bir imaja sahipti. Birçok insan, domatesin zehirli olduğuna inanıyordu. Hatta aristokratların ölümünden bile domatesin sorumlu tutulduğu dönemler oldu. Yanlış sınıflandırmalar, ilginç teoriler ve görünüşünden kaynaklı şüpheler, bu meyveyi yüzyıllarca korkulan bir gıda haline getirdi.Kaynak
Reklam
Geminin Işınlanıp Mürettebatın Çıldırdığı İddia Edilen Tarihin Gizemli Deneyi: Philadelphia
Philadelphia Deneyi, 1943 yılında ABD Donanması’na ait bir geminin kaybolduğu, başka bir limanda ortaya çıktığı ve tekrar geri döndüğü yönündeki iddialara dayanıyor. II. Dünya Savaşı'nın gölgesinde başlayan bu hikaye, zamanla askeri deneyden çok bir efsaneye dönüştü. Mürettebatın akıl sağlığını yitirmesi, vücutlarının gemiyle bütünleştiği gibi anlatılar, olayın doğaüstü bir boyut kazanmasına yol açtı. Bugün bile bu deneyin gerçek olup olmadığı tartışılıyor. İşte Philadelphia Deneyi’nin ardındaki iddialar, çelişkiler ve açıklamalar...Kaynak 1, Kaynak 2
Klima İcat Edilmeden Önce İnsanlar Sıcaklarda Nasıl Yaşıyordu?
Bugün klimaya uzanmak bir tuş kadar kolay. Ancak bir zamanlar böyle bir konfor yoktu. O zamanın insanları sıcağa karşı hem mimariyle hem yaşam tarzıyla savaşıyordu. Evler serin tutacak şekilde inşa ediliyor, insanlar günlerini sıcaklığa göre planlıyordu. İşte klima olmadan da hayatta kalınan o zamanlardan unutulmuş bazı detaylar...Kaynak 1, Kaynak 2
Reklam
Tarihte Zihinsel Hastalıkların Tedavisinde Kullanılmış 5 İnanılmaz Yöntem
Zihinsel hastalıkların nasıl tedavi edileceği konusu, yüzyıllar boyunca deneme yanılmayla ilerledi. Bilimden uzak yöntemler çoğu zaman hastalara daha fazla zarar verdi. Kafatası delmekten şeytan çıkarmaya kadar birçok uygulama yaygın şekilde kullanıldı. Sanat ise yeri geldiğinde bir ilaç gibi görüldü. İşte geçmişte akıl hastalıkları için kullanılan beş ürkütücü tedavi yöntemi...Kaynak
Hayatında Yalnızca 3 Kez Duş Aldığı Söylenen Fransa Kralı: XIV. Louis
XIV. Louis dendiğinde akla ihtişam, gösteriş ve Versailles geliyor. Ama bu gösterişli dönemin ardında hijyen açısından oldukça karanlık bir tablo yatıyor. Hakkında “hayatında yalnızca 3 kez duş aldı” denilse de işin aslı pek öyle değil. Sarayda dolaşan parfümler, saçılan atıklar ve yaygın hastalıklar bu dönemi farklı bir gözle anlamamıza neden oluyor. Şimdi gelin, bu koku dolu efsaneyi birlikte inceleyelim.Kaynak 1, Kaynak 2
Reklam
Orta Çağ’da İnsanlar Neden Kendilerini Yılana Isırtıyordu?
Orta Çağ’da yılan ısırığı yalnızca bir kaza değildi. Kimi zaman bu ölümcül temas, bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmiş bir tedavi yöntemiydi. Zehirli hayvanların ısırıkları, tıbbi metinlerde sıkça yer buluyordu. Özellikle yılanlar, hem tehlikeli hem de iyileştirici kabul ediliyordu. Bu dönemde bazı tedavi yöntemleri akıl almaz biçimlerde uygulanıyordu. Bunların en şaşırtıcısı ise yılan ısırığıyla bağışıklık kazanma inancıydı.Kaynak
2036 Yılından Gelip Dünyayı Kurtaracağını İddia Eden Adam: John Titor
John Titor ismini ilk kez bir internet forumunda gördük. Kendisi 2036 yılından geldiğini söyledi. Üstelik Amerika'nın geleceğini kurtarmak için buradaydı. Bazı iddiaları tüyler ürperticiydi, bazılarıysa şaşırtıcı detaylar içeriyordu. Tüm dünya onun kim olduğunu yıllarca sorguladı.Gelin biraz daha yakından inceleyelim...Kaynak 1, Kaynak 2
32 Erkekle Aynı Adada 7 Yıl Mahsur Kalan Kadın: Kazuko Higa
etiket
Bu hikaye ilk okuduğunuzda tamamen uydurma gibi gelebilir. Ancak Kazuko Higa’nın yaşadıkları gerçek ve oldukça çarpıcı. II. Dünya Savaşı’nın ardından 32 erkek ve bir kadın yıllarca ıssız bir adada mahsur kaldı. Zamanla kıskançlık, güç savaşı ve ölüm bu küçük grubu esir aldı. Anatahan Adası’nda yaşananlar, insanoğlunun en ilkel içgüdülerini gözler önüne serdi.Kaynak 1, Kaynak 2
Mussolini’yi Bile Dolandıran Efsane Türk Dolandırıcı: Eyüplü Halit
Eyüplü Halit, İstanbul sokaklarında kılık değiştiren bir efsaneydi. Onu diğer dolandırıcılardan ayıran şey, planlarının akıl almaz detaylara dayanmasıydı. Ne Galata Kulesi satması, ne sahte karakollar kurması, ne de Mussolini’yi kandırması abartı değil, hepsi yaşanmış olaylardı. Eyüplü Halit, okuma yazma bilmeden koskoca şehirde oyun kurmuştu. Türk sosyal tarihinin en renkli figürlerinden biri olarak hafızalarda yerini aldı.Kaynak 1, Kaynak 2
Reklam