onedio

cinsel istismar Haberleri

cinsel istismar ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. cinsel istismar ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Tecavüz Davasına Akılalmaz Savunma
Mardin'in Midyat İlçesi’ndeki özel bir erkek yurdunda kalan lise öğrencisi 14 yaşındaki C.A.’ya farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan yurt görevlisi 24 yaşındaki H.K. 15 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. H.K.’ye ayrıca yine aynı yurtta kalan A.Y. adlı öğrenciye ’cinsel istismar’ nedeniyle 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Güvenlik gerekçesiyle Mardin-Midyat’tan Balıkesir’e alınan davanın 3’üncü duruşması bugün 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan sanık H.K.’nin video konferans sistemiyle katıldığı duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Hülya Yazar Günay, C.A.’nın cinsel istismar sonucu ruh sağlığının bozulduğunu, sanığa TCK’nın 103 / 2’nci Madesi gereğince üst sınırdan ceza verilmesini istedi. C.A.’nın avukatı Serap Ertuğrul suçun kesin olduğunu, tecavüzün tehdit ve zorla gerçekleştirildiğini mağdurun cinsel istismar izlerini halen taşıdığını ve psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu vurguladı. Yine mağdur avukatları arasında yeralan Haluk Ay da sanığın hiç pişmanlık belirtisi göstermediğini belirterek, cezalandırılmasını istedi. Savcı, mütaalasında sanığın yurttaki nüfuzunu kötüye kullanarak mağdura zincirleme olarak farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiğini belirterek cezalandırılmasını istedi. Savcılık sanığın C.A. ile aynı yurtta kalan öğrencilerden A.Y.’ye tecavüze yeltendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek, ayrıca ceza verilmesini talep etti. 'AMAÇ YURDU KAPATTIRMAKTI' Sanık H.K.’nin avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu, eldeki rapor ve delillerle ceza verilemeyeceğini savunurken, 'fiili livatayı gösteren bir delil yoktur' iddiasında bulundu. Bektaşoğlu, H.K.’nin esastan beraatini, bu karar verilmezse delil yetersizliğinden beraatini, o da olmazsa hükümle birlikte tahliyesini istedi. Yine sanık avukatı İhsan Özkan, H.K.’nin isnat edilen suçu hiç bir zaman kabul etmediğini buna karşın müştekilerin farklı ifadeler verdiğini öne sürdü. Sanığın kaçmak yerine teslim olduğunu vurgulayarak, beraatini istedi. Sanık H.K., 'Ben bu suçu işlemedim. Ortada bana atılmış bir iftira var. İftiraya karşı kendimi nasıl savunabilirim? Bu bana yapılmış bir komplodur. Suçu kabul etmiyorum. Ben böyle bir suç işleseydim C.A. okuldan değil, yurttan kaçardı. Buradaki amaç bana ceza verilmesini sağlayarak yurdu kapattırmaktır. Suçsuzum, beraatimi istiyorum' dedi. Mahkeme heyeti H.K.’nin C.A’ya karşı cinsel istismar eyleminde bulunduğunun sabit olduğunu belirterek, önce sanığı TCK’nın 103/2’nci Maddesi gereğince 8 yıl hapis cezası ile cezalandırdı. Sanığın yurttaki görevi ve mağdur C. ile olan ilişkisini gözönüne alan heyet cezayı TCK’nın 103/3’üncü maddesi gereğince yarı oranında arttırarak önce 12 yıla, mağdurun ruh sağlığının bozulması nedeniyle de 16 yıla çıkardı. Suçun çeşitli tarihlerde işlenmesini de dikkate alan mahkeme cezayı TCK’nın 43’üncü Maddesi gereğince 19 yıl olarak açıkladı. Ardından sanığın duruşmadaki olumlu davranışı nedeniyle cezayı 1/6 oranında düşürdü 15 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme H.K.’ye A.Y. adlı öğrenciye de 'cinsel istismar suçu'ndan 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Milliyet
Kâbus Evinde 7 çocuk
Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarı üzerine operasyon başlattı Yoksul semtlerden iş ve eğitim vaadiyle topladığı 14 ile 17 yaşındaki 7 kız çocuğu Bakırköy’de eve kapatan Derya Hülagu Tetik, cinsel istismar ve çocuk pornosundan 79 yıl hapse çarptırıldı. 66 yaşındaki adam kendini “Onlara şefkatle yaklaştım, Eyüp Sultan’a götürdüm” diye savundu. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, 23 Nisan 2010’da minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarını aldı. İhbarı değerlendiren Asayiş Şube Müdürlüğü polisleri Ataköy’deki daireye baskın düzenledi. Çocuklar fuhuşu anlattı İçeri giren polisler yatak odasında 1994 doğumlu mağdur S.K. ile karşılaştı. Evde kalan yaşları 14 ile 17 arasında değişen 7 kız çocuğu üç şüpheli hakkında şikâyetçi oldu. Çocuk yaştaki kızlar, fuhuş bataklığına nasıl sürüklendiklerini detaylarıyla anlattı. 17 yaşındaki S.K.’nın polise verdiği ifadesinde önce ağabey gibi kendilerine yaklaşan Derya Hülagu Tetik’in (66) hediyeler alıp para vererek güvenlerini kazandığını daha sonra da Bakırköy’deki evde kendileriyle cinsel ilişkide bulunduğunu söyledi. S.K., Tetik’in arkadaşları emlakçı Hamdi Ç.’nin de kızlara ilişki teklif ettiğini ancak kızların kabul etmediğini, eczacı Haluk S.’nin ise kızlarla oral yoldan cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Diğer mağdur kızlar da benzer ifadeler verdi. Biri tutuklu, üç şüpheli İfadeler doğrultusunda üç şüpheli gözaltına alındı. ‘Birden fazla çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçundan Tetik tutuklanırken, diğer iki şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bakırköy 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, önceki gün 18’inci celsede karara bağlandı. Son savunmasında mağdurlara herhangi bir cinsel eyleminin olmadığın aksine onlara şefkatle yaklaştığını söyleyen Tetik, “Onları her ay Eyüp Sultan’a götürürdüm. Yaşım bellidir, sağlık sorunlarım olduğu gibi fiziki yönden de cinsel istismar suçuna yönelik bir yapıya da sahip değilim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diye kendini savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti. Doğal olmayan cinsel CD’ler Mahkleme sanık Hamdi Ç.’yi delil yetersizliğinden dolayı beraat ettirdi. Sanıklardan Haluk S.’yi ise doğal olmayan cinsel içerikli CD’leri evinde bulundurmaktan 10 ay hapis cezasına, cinsel istismardan 8 yıl 4 ay hapse mahkûm etti. Mahkeme sanık Derya Hülagu Tetik’i de 7 kız çocuğunun birden fazla nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçlarından toplam 79 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm etti. T24
Tecavüz Mağduru Çocuğa Rapor İşkencesi
Tecavüze uğradığı iddia edilen 13 yaşındaki F.S için 3 ayrı rapor bulunmasına rağmen mahkeme yeni rapor istedi. Mağdur muayeneyi reddedince, polis zoruyla götürülmesine karar verildi Diyarbakır'da okula giderken alıkonulup, tecavüze uğradığı iddia edilen 13 yaşındaki F.S. adlı erkek çocuk için 3 ayrı kurumdan rapor alındı. Davanın görüldüğü Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, bu raporlarla yetinmeyip, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden 'mağdurun beden ve ruh sağlığına ilişkin kurul raporu' istedi. F.S. yeniden muayeneye gitmeyi reddedince, mahkeme heyeti, polis zoruyla götürülmesine karar verdi. Felat Özarslan ’ın Doğan Haber Ajansı’nda yer alan haberine göre, geçen yıl Ocak ayında, okula gitmek için evinden çıkan F.S. yolda karşılaştığı 25 yaşındaki B.Ç. tarafından ölümle tehdit edilip, şiddet uygulanarak, bir binanın bodrum katına götürüldü. Burada iki kez tecavüze uğradığı ileri sürülen F.S., olayı ailesine anlattı. Durumun polise bildirilmesi üzerine, F.S.'nin psikolog gözetiminde ifadesi alınarak, soruşturma başlatıldı. F.S.'nin teşhis ettiği şüpheli B.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak hakkında 'yağma', 'hırsızlık', 'mağdurun beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'mala zarar verme' suçlarından 40 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. B.Ç. ifadesinde mağduru zorla yanında götürdüğünü ve iki kez cinsel ilişkiye girdiğini kabul etti. B.Ç.'nin daha önceden çok sayıda cinsel istismar, taciz, tecavüz ve hırsızlık suçundan sabıkasının bulunduğu ve halen çok sayıda dosyadan yargılandığı ortaya çıktı. 3 ayrı yerden rapor alındı Olaydan sonra rapor için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen F.S.'ye tecavüz edildiği belirlendi. Daha sonra Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen F.S.'nin ruh sağlığının bozulduğu tespit edildi. Son olarak Sağlık Bakanlığı Çocuk İzlem Merkezi'ne götürülen F.S., muayene ve görüşmeye alındı. Adli Tıp Kurumu, Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Çocuk İzlem Merkezi'nden alınan 3 ayrı rapor, dava dosyasına konulurken, tecavüzün meydana geldiği bodrum katında inceleme yapan polis, boş bir kağıt mendil poşeti bularak kriminal incelemeye gönderdi. İncelemede poşetin üzerinde şüphelinin sol el orta parmak izi tespit edildi. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı'nın hazırladığı iddianamede de sanığın mağdura birden fazla nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu ve mağdurun ruh sağlığının bozulduğu belirtildi. Rapor almaya gitmedi F.S.'nin tecavüze uğramasına ilişkin davanın bir önceki duruşmasında mahkeme heyeti, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden mağdurun beden ve ruh sağlığına ilişkin kurul raporu aldırılmasına karar verdi. Yaşadığı tecavüz olayı ve 3 ayrı muayene sonucu psikolojisi bozulan F.S. ise mahkeme kararına rağmen rapor için hastaneye gitmedi. Polis zoruyla rapor aldırılmasına karar Davanın görülmesine Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık B.Ç. ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz alan F.S.'nin avukatı Gülşen Özbek, dosyadaki doktor raporunun yeterli olduğunu ve mağdurun psikolojisinin daha fazla bozulmaması için bir daha rapora gönderilmemesini istedi. Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, F.S. için daha önce alınan raporun bilirkişi doktor tarafından yazıldığını ve Yargıtay içtihatları kapsamında hükme esas alınamayacağını belirtti. Mahkeme heyeti, mağdurun Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden kurul kararı aldırılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, mağdurun babası ve annesinin rızasına bakılmayarak rapor için zorla götürülmesine ve hastaneye götürülmesi sırasında sosyal hizmet uzmanının da refakat etmesine karar verdi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, rapor sonucunun beklenmesi için duruşmayı erteledi.T24
Cinsel Saldırı 13 Yaşındaki Çocuğu Etkilememiş!
DİYARBAKIR'da 13 yaşındaki kız öğrencisine otomobilinde cinsel istismarda bulunurken polis tarafından yakalanan 39 yaşındaki öğretmen S.C.'nin yargılandığı mahkemeye Dicle Üniversitesi heyetince gönderilen raporda, mağdurun cinsel saldırı nedeniyle beden ve ruh sağlığının bozulmadığı belirtildi. Diyarbakır'da bir ilköğretim okulunda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan S.C., geçen yıl 23 Nisan kutlamalarının yapıldığı gün, Nevruz Parkı yakınlarında, 5'nci sınıf öğrencisi S.T.'ye, kendi otomobilinde cinsel istismarda bulunurken polis tarafından yakalandı. Hakkında, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 16 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 4 çocuk babası öğretmen S.C.'nin yargılanmasına Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık S.C. ve taraf avukatları katıldı. 'RUH VE BEDEN SAĞLIĞI BOZULMADI' Duruşmada ilk olarak mağdurun beden ve ruh sağlığına ilişkin Dicle Üniversitesi'nden gönderilen rapor okundu. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Beden ve Ruh Sağlığı Kurulu raporunda S.T. ile yapılan görüşmede, olayı nadiren hatırladığında üzüntü duyduğu, olaydan sonra okul ve evlerinin değiştiği belirtildi. Raporda, ruhsal muayenede mağdurun önceki psikiyatrik sorunlarının düzelmiş olduğu belirtilirken, cinsel istismardan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak derecede herhangi bir psikopatolojik araz tespit edilmediği ifade edildi. Raporda mağdurenin cinsel istismar nedeniyle beden ve ruh sağlığının bozulmadığı görüşüne varıldığı belirtildi. AVUKATTAN RAPORA TEPKİ Duruşmada söz alan S.T.'nin avukatı Ruşen Seydaoğlu Ayyıldız, 'Mağdure, heyetle görüşme sırasında bile ağlama krizine girmiş . Bunun üzerine iki ay sonra getirilmek üzere süre verilmiştir. Bu nedenle Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasını talep ediyoruz. Olayda suçüstü hali vardır. 13 yaşındaki kız çocuğu çok ciddi şekilde mağdur olmuştur. Sanık tarafından 'çocuğun rızası var denilse bile' mağdur 13 yaşında kız çocuğudur. Sanık suçunu kabul etmiş ve toplum açısından zararlı bir kişiliktir. Rapor kendi ile çelişmektedir' dedi. SANIK: BU OLAYDAN DOLAYI BEN MAĞDURUM Duruşmada söz alan tutuklu sanık S.C. ise tahliyesini talep ederek, 'Bana en çok dokunan, toplumsal açıdan sanki bir tecavüzcü, bir caniymişim gibi davranılıyor. Benim geçmişime bakıldığında yüzlerce öğrenci yetiştirdiğim görülecektir. Bu olaydan dolayı mağdurum' dedi. Sanık avukatı da müvekkilinin cani, canavar gibi lanse edilmeye çalışıldığını ifade ederek, 'Bu müvekkilimi mağdur etmektedir. Tahliyesini talep ediyoruz' diye konuştu. MAHKEME RAPORU KABUL ETTİ Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, sanık S.C.'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, S.C.'yi araç içinde yakalayan polislerin zorla getirilmesine, getirilmemeleri durumunda yasal işlem yapılmasına da hükmetti. Mahkeme avukatların tepki gösterdiği raporun çocuk uzmanları tarafından usule uygun şekilde hazırlandığını gerekçe gösterip, mağdur hakkında yeniden rapor aldırılması talebini reddetti. Duruşma eksiklerin tamamlanması için ertelendi.Felat BOZARSLAN / DİYARBAKIR, (DHA)
Rapor Eziyeti: Cinsel Saldırıya Uğrayan Çocuk İntihara Kalkıştı
Sakarya’nın Geyve İlçesi’nde 2008 yılında, komşusu 55 yaşındaki Muhammer Ü.’nün cinsel istismarına uğradığı iddia edilen, o dönem 13 yaşındaki B.A.’ın ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin verilen çelişkili raporlarla ilgili, Adli Tıp Genel Kurulu’nun 3 yıldır görüş bildirmemesi tepkilere neden oldu. Bu nedenle sanık tahliye olurken, küçük kız ise bileklerini keserek ve hap içerek intihara kalkıştı.Sakarya 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Çocuğun cinsel istismarı’ iddiasıyla açılan ve 6 yıldır süren davaya konu olay 2008 yılında Geyve İlçesi’nde meydana geldi. B.A.’ya komşusu 55 yaşındaki Muhammer Ü., iddiaya göre ‘Sana dondurma vereceğim’ diye çağırarak cinsel istismarda bulundu. Küçük kızın olayı ailesine anlatması ve onların da polise bildirmesi üzerine Muammer Ü. tutuklandı ve hakkında dava açıldı. Ekonomik durumu bozuk olan aile avukat tutamayınca Sakarya Barosu aileye avukat verdi. ADLİ TIP’TAN ÇELİŞKİLİ RAPORLAR Mahkemenin taalebi üzerine, Sakarya Adli Tıp Kurumu tarafından küçük kıza ‘ruh sağlığının bozulmadığı’ yönünde rapor verildi. Ancak bu rapora itiraz edilince, mahkeme bu kez küçük kızla ilgili Adli Tıp 6′ncı İhtisas Dairesi’nden rapor istedi. Adli Tıp 6′ncı ihtisas Dairesi’nin 2009 yılında ‘Ruh sağlığı bozulmuştur’ diye verdiği rapora bu kez sanık yakınları itiraz etti. Sakarya 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi bu kez, olayın üzerinden 3 yıl geçtikten sonra mağduru 23 Mayıs 2011 tarihinde kontrol için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. GENEL KURUL 3 YILDIR GÖRÜŞ BİLDİRMEDİ Buradan da ‘Ruh sağlığı bozulmuştur’ yönünde verilen rapora, sanık yakınları yine itiraz edince, dosya mahkeme tarafından aynı yıl Adli Tıp Genel Kurulu’na gönderildi. Yaklaşık 3 yıldır dosyayla ilgili Adli Tıp Genel Kurulu görüş bildirmeyince, Sakarya’daki dava da karara çıkmadı. Bu süre içerisinde yaklaşık 40′un üzerinde yapılan duruşmada sanık Muharrem Ü. 2011 yılında tahliye edilirken, tecavüze uğrayan B.A. ise hap içerek ve jiletle bileklerini keserek 3 kez intihara kalkıştı. Davanın dün yapılan duruşması da, Adli Tıp Genel Kurulu’ndan istenen raporun beklenmesi için ertelendi. KADIN PLATFORMU’NDAN TEPKİ Davanın görüldüğü Sakarya Adliyesi önünde toplanan Sakarya Kadın Platformu üyeleri, davada yaşanan süreçle ilgili protesto gösterisi yaptı. Adliye bahçesinde bir araya gelen yaklaşık 15 kişilik grup, ellerindeki pankart ve attıkları sloganlarla son yıllarda artan ve kamu vicdanını yaralayan cinsel istismar davaları ve kadın cinayetlerine tepki gösterdi. DHA
Facebook'ta Çocuğa Taciz ve İstismara 21 Yıl Hapis
ADANA'da, internetteki sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta farklı isim ve fotoğrafla hesap açıp, 14 yaşındaki kız çocuğu E.G.'yi çıplak fotoğraflarıyla tehdit ederek cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan 41 yaşındaki Murat İ., 21 yıl hapis cezasına çarptırıldı.Merkez Çukurova İlçesi'nde aynı dershaneye giden ve o dönem 13 yaşında olan ortaokul öğrencileri M.K. ile aynı yaştaki E.G., 30 Ekim 2013'te yaşadıkları bir olayı birbirleriyle paylaştı. İnternet ortamında 'Umut Öztürk' diye tanıştıkları Murat İ.'nin, 'Görüşmelerimizi ailene söylerim' diye tehdit ederek çıplak fotoğraflarını istediğini söyleyen E.G., korktuğu için kendi çıplak fotoğraflarını çekerek gönderdiğini anlattı. Bunun üzerine, M.K. da aynı kişinin kendisine de aynı şeyleri yaptırdığını arkadaşına açıkladı. TAM 8 KIZ ÇOCUĞUNA YAPMIŞ Kızlar daha sonra yaşadıklarını ailelerine anlatırken, aileler de durumu polise bildirdi. Polisler, internette 'Umut Öztürk' adına hesap açıp, 17 yaşlarındaki bir erkek kişiye ait fotoğraf koyup ağına düşürdüğü 13-14 yaş grubundan 8 kız çocuğuna tuzak kurduğu belirlenen Murat İ.'yi geçen 24 Ocak'ta yakaladı. Cep telefonun hafıza kartında yapılan incelemede, kız çocuklarına ait çıplak görüntü, fotoğraflar ve çocuk pornosu çıkan Murat İ., çıkarıldığı nöbetçi mahkemede tutuklandı. Farklı savcılar tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, kızlardan M.K.'ya yönelik suçlamalarla ilgili 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne, E.G.'ye yönelik suçlamayla ilgili de 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. 'Şantaj, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, cebir tehdit veya hile kullanarak cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 2 ayrı davada, sanığın toplam 73 yıla kadar hapsi istendi. Diğer kız çocukları yönünden de Asliye Ceza Mahkemeleri'nde davalar açıldı. 'KAMERAYA ÇEKTİRDİ Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada hakim karşısına çıkan sanık Murat İ., 'nitelikli cinsel istismar' suçlamasını kabul etmedi. Facebook'ta farklı isim ve fotoğrafla hesap açtığını kabul eden Murat İ., 'Kızlardan M.K. internetteki fotoğrafı beğenince benimle çıkmak istedi. Ben de çıplak fotoğraflarını gönderirsen seninle çıkarım dedim. Bunun üzerine kamera karşısına geçip resimlerini gönderdi. Ben kendisiyle cinsel ilişkide bulunmadım' dedi. Sanık Murat İ., 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ise, 'Ben E.G. için eşimden ayrıldım. Kendisini kesinlikle tehdit etmedim. İlişkiye girmedim. Telefonumda çıkan resimler eski eşim ve çocuğumun resmi. E.'nin resimleri de vardır. Diğer çıplak resimleri de internetten indirdim' diye konuştu. Mağdur kızlar ise, sanığın tehditle kendileriyle birlikte olup, bunu da kameraya çektiğini söyledi. Mahkeme kararıyla alınan raporlarda her 2 kız çocuğunun da ruh sağlığının bozulduğu belirlendi. CEZADA İNDİRİM YOK Murat İ., kızlardan E.G.'ye yönelik suçlamalarla ilgili yargılandığı mahkemece cinsel istismardan 16, hürriyeti kısıtlama suçlarından 5 yıl olmak üzere toplam 21 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasında indirim yapılmayan sanığın diğer kız çocuğuyla ilgili davası ise sürüyor. Yusuf BAŞTUĞ/ADANA, (DHA)
Dosya: 11 Madde ile 'Cinsel Suçlar Yasa Tasarısı'
Son dönemde daha görünür olan çocuk cinayetleri hükümeti harekete geçirdi.  Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı yeni yargı paketine göre, çocuğu cinsel istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Suçun ani hareketle işlenmesi halinde 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilecek. Tasarı, çocuklara yönelik bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlara 30 yıl yerine 39 yıla kadar, müebbet hapis cezası alanlara 24 yıl yerine 33 yıla kadar ceza öngörüyor.Hükümetin, kamuoyunda daha çok 'çocuklara karşı işlenen suçlar'ı kapsayan yönleriyle bilinen yeni tasarısında, 15-18 yaş arası gençlerin cinsel birliktelikleri, uyuşturucu suçları, soruşturmaları etkileme amaçlı işlem ve beyanlar gibi konularda tartışmalı düzenlemeler yer aldı.
Hindistan'da Tecavüz Soruşturmasına Kast Engeli
Hindistan'da tecavüze uğrayıp öldürülen kızların yakınları, alt kasttan olmaları nedeniyle polisin kendilerine yardımcı olmadığını iddia etti. Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletinde iki kızın toplu tecavüze uğradıktan sonra ağaca asılarak öldürülmesiyle ilgili yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Öldürülen kızlardan birinin babası, yardım istediği polislerin kendisiyle 'alay ettiğini' ve 'alt sınıftan olduğu' gerekçesiyle olayla ilgili araştırma yapmayı reddettiğini söyledi. Ailelerin verdiği bilgiye göre, 14 ve 16 yaşındaki kızlar kaybolduğunda polisler bölgede arama yapmayı reddetti. Olayın yaşandığı Katra Shahadatganj bölgesi halkı da, kast sisteminin sosyal meselelerde karşılarına büyük bir engel olarak çıktığı görüşünde. Kasabalılar ayrım yapan polis memurlarının yerine yeni görevliler atansa bile, kendilerine yönelik tutumun değişmeyeceği kanısında. Üst düzey polis yetkilisi Atul Saxena ise, ayrımcılık yaptığı iddia edilen polislerle ilgili 'kapsamlı bir soruşturma' başlatılacağını söyledi. Kast sisteminin polisin tavrını etkilemediğini ifade eden yetkili, 'Polis, bütün suçlulara eşit şekilde muamele etmekle yükümlüdür. Olayla ilgili herşeyin doğru şekilde yapıldığına emin olacağız' dedi. Küçük kızlara yönelik tecavüz ve cinayetle ilgili olarak şimdiye kadar biri polis üç kişi tutuklanmıştı. Anaokulunda tecavüz Hindistan'daki bir diğer cinsel istismar vakası da Yeni Delhi'de gerçekleşti. Bir anaokulunun sahibi ve yöneticisi, çocukların tecavüze uğradıkları yönünde şikayette bulunmalarının ardından tutuklandı. 52 ve 30 yaşındaki şüphelilerin çocuklara yönelik cinsel istismarı fotoğrafladığı ortaya çıktı. Hükümet destekli bir çocuk derneğinin yetkilisi olan Anuradha Sahasrabudhe, 28 öğrencinin bulunduğu anaokulunda yaşananlarla ilgili ' Korkunç bir vaka. Çocukların ifadeleri, istismarın çok uzun süredir yaşandığını gösteriyor. Üstelik de bu anlar fotoğraflanmış. Ve çocuklara dışkı yedirmek suretiyle eziyet edilmiş' dedi. Üç kurbandan biri çocuk Polis, anaokulunun 2002'den beri yasadışı olarak işletildiğinin ortaya çıktığını ifade etti. Hindistan'daki çocuk istismarı vakalarının büyük bir kısmı, ev, okul ve bakım tesislerinde meydana geliyor. Nisan 2013'te Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi'de, altı yaşında bir kız çocuğu tecavüz edildikten sonra boğazı kesilmiş halde bulunmuştu. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre, Hindistan’da tecavüze uğrayan üç kurbandan biri çocuk. Onbinlerce dava var Hindistan’da yalnızca çocuklara yönelik istismar değil; taciz ve tecavüz vakaları özellikle son yıllarda artmış durumda. Ulusal Suç Kayıtları Bürosu'nun istatistiklerine göre, ülkede her gün 20 kadın tecavüze uğruyor. 16 milyon insanın yaşadığı başkent Yeni Delhi ise en tehlikeli şehir. Kentte her 14 saatte bir cinsel suç işleniyor. BM'ye göre, kentteki kadınların yüzde 85'i saldırıya uğramaktan korkuyor. Onbinlerce tecavüz davası ise Hindistan mahkemelerinde görülmeyi bekliyor. Kaynak: Reuters ve BBC
'Suriyeli Kadın Sığınmacılar Fuhuşa Sürükleniyor'
Türkiye’ye sığınan Suriyeli kadınları araştıran Mazlumder, vahim sonuçlara ulaştı. Kadınlar ucuz işgücü, ikinci evlilik ve fuhuş için kullanılıyor. Daha vahimi, fuhşa sürüklenen Suriyelilerin yaşı 12-13’e kadar düştü. Kamp dışındaki kadın ve çocukların acilen koruma altına alınması gerekiyor. İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (Mazlumder), Suriyeli kadın mültecilerin yaşadığı dramı 52 sayfalık rapor hâline getirdi. 13 ilde 72 sığınmacıyla yüz yüze görüşen derneğin Kadın Çalışma Grubu, dehşete düşüren sonuçlara ulaştı. ‘Kamp Dışında Yaşayan Suriyeli Kadın Sığınmacılar’ başlıklı rapora göre, Türkiye’ye sığınan mülteci kadınlar ucuz işgücü, fuhuş ve ikinci evlilik için kullanılıyor. Evlilik, sektör haline getirildi, fuhuş için kullanılanların yaşı 12-13’e kadar düştü. Şanlıurfa, Hatay, Batman gibi illerde kızlara 20-50 lira karşılığında fuhuş yaptırılıyor. Evlerde gündelikçilik yapanlar, 75-100 liralık işiçin 10-15 lira alıyor. Kadınlar barınma, giyim, istismar gibi sorunlarla karşı karşıya, çoğu psikolojik desteğe muhtaç. Türkiye’de 22 geçici barınma merkezinde 220 bin sığınmacı yaşıyor, bunlardan 107 bini kadın. Kamp dışında kalanların sayısı ise 667 bin. İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği’nin (Mazlumder), Suriyeli kadın mültecilerle ilgili yaptığı araştırma, acı gerçeği gözler önüne serdi. Kampların dışında yaşayan kadınların sorunlarına mercek tutan derneğin kadın çalışma grubu, 72 sığınmacıyla yüz yüze görüştü. 5 ay süren mülakatlar sonunda ‘Kamp Dışında Yaşayan Suriyeli Kadın Sığınmacılar’ başlıklı rapor kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda dehşete düşüren tespitler var. En vahimi, mülteci kadınların fuhuş ve ikinci evlilik için kullanılması. Evlilik, sektör haline getirilmiş. Fuhşa zorlanan Suriyelilerin yaşı 12-13’e kadar düşmüş durumda. Dini nikâhla yapılan ikinci evliliklerin sayısı ciddi boyutlarda. Boşanmalarda da artış yaşanıyor. Para karşılığı evlilikler yapılıyor. Bunlar daha çok yaşlı ve ikinci, üçüncü evliliğini yapmak isteyen erkeklerde görülüyor. Suriyeli kuma sayısının yaygınlaştığına dikkat çeken bir sivil toplum temsilcisi, yerel kadınların bu durumdan çok rahatsız olduğunu dile getiriyor. Rapora konu olan 72 kadından 6’sı (yüzde 8-9) cinsel tacize maruz kalmış. 5 kadın ise ya ikinci ya da üçüncü eş. Evlilik de ticarete dönüşmüş. Suriyeli kadınlarla evlenmek isteyenlere 250 ila 500 lira karşılığında aracılık yapanlar var. Ailelere de 2 bin ile 5 bin lira arasında başlık parası veriliyor. Gaziantep, Kilis, Hatay, Urfa ve Batman gibi sığınmacıların yoğun olduğu illerde görülen evliliklerde özellikle 15-20 yaş arası kadınlar tercih ediliyor. Rapora göre sınır illerinde, Türkiye’ye kaçak giren Suriyelileri şehir merkezine götüren çeteler var. Kişi başı bin–bin 500 Suriye lirası (15-20 TL) karşılığında Kilis merkeze yolcu taşıyorlar. Bazıları da otogardan göçmen kaçakçıları aracılığıyla başka illere dağılıyor. Öyle ki sınırda kaçakçılık sektörleşmiş ve bu işten ciddi paralar kazanılıyor. Vahim bir iddiadan da bahsediliyor. Jandarmaya, kaçakçılığa göz yumması için günlük bin-2 bin lira rüşvet veriliyor. Göçmen kadınların karşı karşıya kaldığı en ciddi sorun fuhuş. İnsan ticareti yapan çeteler tarafından Suriyeli kadınlar ve aileleri kandırılıyor. Suriye’de dini nikâhı kıyılan kadınlar Kilis’e getirildikten sonra evlere yerleştiriliyor, fuhşa zorlanıyor. İtiraz etmeleri halinde şiddete, baskı ve tehdide maruz kalıyor. Ailelere ise ‘başlık parası’ adı altında, ortalama 2 bin ile 5 bin lira veriliyor. Bu aileler, kızlarının Türkiye’de iyi şartlarda yaşatılacağı vaatleri ile ikna ediliyor. İnsan ticaretine kurban giden kadınların yaş ortalamasının 15-18 arasında olması dikkat çekiyor. Göçmen kaçakçılığı bölge halkı tarafından da biliniyor ve olumlu karşılanıyor. Bunun sebebi ise bu sistem olmazsa bütün Suriyelilerin kendi illerinde yığılacağını düşüncesi. Günde bin-2 bin kişinin kaçak giriş yaptığı Gaziantep, Urfa başta olmak üzere Türkiye’nin her yerine göçmen gönderiliyor.3 Acilen korumaya alınmalılar Mazlumder’in raporu, Suriyelilerle ilgili gerçekleri gözler önüne seriyor. Kamp dışında kalan kadın ve çocukların acil şekilde korunması çağrısı yapılıyor. Göçmenlerin hayat kalitesinin artırılması ve istismara fırsat verilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Kamp dışında yaşayanların da ihtiyaçlarının giderilmesinin önemine dikkat çekiliyor. Kadın sığınmacıların ‘dini nikâhla kandırıldığı’ ve ‘fuhuş ağına düşürüldüğü’ yönündeki iddiaların araştırılması isteniyor. Raporun sonuç bölümünde yer alan önerilere göre kamp dışında kalan kadın sığınmacıların daha güvenli, sağlıklı şartlarda yaşayabilmesi için çalışmalar yapılmalı. Sığınmacıların Türkiye toplumuna entegrasyonunu sağlayacak politikalar hazırlanmalı. İstihdam sorunu çözülmeli ve çalışma izinleri verilmeli. Çocukların dilencilik yapması önlenmeli ve sığınmacı kadınlara yönelik cinsel istismar engellenmeli. SEVGİ KORKUT - SATI KILIÇER | Zaman