FİNANS

Hepimizin hayatında mutlaka bir kez duyduğu cümleler vardır: 'Biraz biriktirseydin keşke', 'Zor günler için para lazım', 'Tasarruf yapmadan olmuyor bu işler...' Ama iş uygulamaya gelince, işler pek de kolay ilerlemiyor. Harcamalar bitmiyor, gelir yetmiyor, planlar suya düşüyor.Peki ya bazı toplumlar bu işin formülünü çözmüşse? Mesela Japonya… Hem ekonomik olarak dünyanın en güçlü ülkelerinden biri hem de birey düzeyinde tasarruf kültürüyle dünyaya örnek olmuş bir yer. Öyle ki Japon halkı, sadece bireysel anlamda değil, toplumsal olarak da tasarrufu bir yaşam tarzına dönüştürmüş durumda.Hazırsanız gelin, Japonların bu tasarruf işini nasıl bu kadar iyi yaptığını hep birlikte inceleyelim.

Herkesin parayla bir ilişkisi var ama bu ilişki bazen romantik, bazen mesafeli, bazen de fazla tutkulu olabiliyor. Peki senin para konusundaki gizli yeteneğin ne?Soruları cevaplayarak içindeki finansal süper gücü ortaya çıkar!

Kalabalık, trafik, kira fiyatları, ama bir yandan da vapurda çay içmek, gece 3’te bile açık dönerci bulmak… İstanbul tam bir “aşk-nefret” ilişkisi! Peki, gerçekten İstanbul’da kalmak mı mantıklı, yoksa “Hadi ben kaçtım” deyip başka bir şehre göçmek mi? Bu soruyu yapay zekaya sorduk, yanıtlar düşündürücü olduğu kadar eğlenceli de!

Parayla hepimizin farklı bir ilişkisi var. Bazıları son kuruşa kadar harcarken bazıları kuruşu kuruşuna hesap yapar. Peki sen bunlardan hangisisin? Para hesabını tutanlardan mı yoksa ayın sonu yaklaştıkça tedirgin olanlardan mı? Finansal kararların konusunda emin değilsen o zaman finans koçun sana ne tavsiye verirdi, bir soralım!

Z kuşağının her konuya olduğu gibi parayla ilgili konulara bakışı da farklı. Örneğin finansal konularda bilgi edinmek için genellikle dijital platformları tercih ediyorlar. Bloglar, YouTube kanalları ve sosyal medya platformları Z kuşağının kendisini finansal olarak geliştirmesi için pek çok avantaj sunuyor. Peki, Z kuşağının para algısı nasıl ve parayla ilgili konularda nasıl davranmayı tercih ediyorlar?

Bir gün gelecek, sabah alarmı çalmayacak, toplantılar bitmiş olacak, kahveni yudumlayıp “Bugün ne yapsam acaba?” diye düşüneceksin... İşte o gün, yani emeklilik günün, seni hangi ülkeye götürür?Sıcacık kumsallar mı, doğayla iç içe sakinlik mi, yoksa kültür-sanatla dolu sokaklar mı? Emeklilik deyip geçme, her tercihin gelecekteki yaşam tarzına ışık tutuyor. Şimdi bu testle, hayalindeki huzurlu (ama sıkıcı olmayan) emeklilik planına en çok uyan ülkeyi keşfetmeye hazır mısın? Hazırsan başlayalım!

Pasaport yenilenmiş, bavul köşede hazır, Instagram'da “#travel” etiketli gönderiler kaydedilmiş. Tam da bu noktada kafalarda bir soru beliriyor: “Şu döviz kuru ile yurt dışına çıkılır mı?” Evet, döviz kuru artık hayatımızın bir parçası ve seyahat planlarımızı doğrudan etkiliyor. Ancak bu durum, hayal kurmaktan ya da yeni yerler keşfetmekten vazgeçmek için bir sebep mi? Tabii ki hayır! Çünkü akıllıca plan yaparak, doğru zamanda doğru rotayı seçerek ve bazı küçük tüyoları değerlendirerek döviz dalgalarını ustaca aşmak mümkün. Hadi gel, bu konuya birlikte göz atalım!

Valizin hazır mı? Yaz aylarında kimimiz deniz kum güneş üçlüsüne koşarken, kimimiz doğaya sığınıyor, kimimizse şehir şehir geziyor. Peki, sen hangi yaz karakterine daha yakınsın? Haydi gel, bütçeni nasıl planladığını söyle, biz de senin tatil ruhunu ortaya çıkaralım! Hazırsan başlıyoruz👇🏻

Tatil dediğin keyifli olmalı ama cüzdanı boşaltmamalı değil mi? Uçuk otel fiyatları, yolda harcanan paralar, şuraya da gitmeden dönmeyelim derken tatil dönüşü kredi kartı ekstresiyle göz göze gelme kabusu… Ama durun hemen moral bozmak yok! Aslında biraz planlama, biraz da yaratıcı düşünceyle harika bir tatili bütçeyi sarsmadan yaşamak mümkün. Hem ne demişler önemli olan nereye gittiğin değil nasıl vakit geçirdiğin!

Bugün elimizi cebimize atmadan taksiye biniyorsak, kredi kartı bilgilerini ezberlemek zorunda kalmadan alışveriş yapabiliyorsak ve kripto dünyasında rahatlıkla gezebiliyorsak onların sayesinde! Arkada birileri çok sağlam çalışıyor. Haydi, finansal altyapıyı baştan yazan, ekonominin nabzını değiştiren ve yatırımcılardan şapka çıkartmalık işler çıkaran fintech girişimine birlikte bakalım!

Maaş yattıktan sonra hesabını bilemeyip ay sonunu zar zor getirenlerden misin yoksa günü gününe hesap yapanlardan mı? Bu testle öğreniyoruz: Harcamaların seni neye dönüştürüyor? Haydi başlayalım. 👇

İhtiyaç kredisi almadan önce dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunur. Hem kendinize hem de bankadaki görevliye sormanız gereken sorular vardır. 'Kredi çekmeden önce bu soruları sorarak bilinçli bir tüketici olabilirsiniz. Peki kredi çekmeden önce ne sormanız gerekiyor? Hepsini bu içerikte açıkladık!

Dünyanın bir ucunda çayla servet kazananlar, diğer ucunda ise inovasyonla yıldız gibi parlayan ülkeler var! Peki kim nasıl başardı? Gelin birlikte dünyanın en dikkat çeken ekonomi modellerine bir göz atalım!

Hayalinizdeki restoran konsepti net: Müşteri geliyor, malzemesini seçiyor, ocağın başına geçip kendisi pişiriyor. Hem interaktif, hem eğlenceli, hem de Instagram’a malzeme çıkıyor. Ama asıl soruya gelelim: Bu rüyayı gerçeğe çevirmek cebinizi ne kadar yakar?Gelin, “Kendin pişir kendin ye” konseptli bir restoranın A'dan Z'ye masraflarına birlikte göz atalım!

Ekonomide fiyatların neden arttığını anlamak hem bireysel bütçemizi hem de genel ekonomik gidişatı yorumlamak açısından oldukça önemli. Bu noktada karşımıza çıkan kavramlardan biri de üfe yani 'Üretici Fiyat Endeksi'. Üretim aşamasındaki maliyetlerin zaman içinde nasıl değiştiğini takip etmek için kullanılan bu endeks, aynı zamanda enflasyonun kaynağını anlamamızda da büyük rol oynar. Gündelik hayatta fark etmesek de bir ürünün fiyatındaki değişim aslında çok sayıda maliyet kaleminin etkisiyle şekillenir. Üfe hakkında detaylı bilgiyi Dr. Hakan Özerol aktarıyor, hadi hep birlikte göz atalım.