onedio

Dünya Basını Haberleri

Dünya Basını ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Dünya Basını ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Erdoğan'ın Mesajı Dış Basında
Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin 9 dilde yayınladığı mesaj bugün dünya basınında da geniş yer buldu. France 24 televizyonu , Erdoğan'ın açıklaması için 'Yeteri kadar nadir rastlanılacak ve altı çizilmesi gereken bir bildiri' ifadesini kullandı. haberde Erdoğan'ın ilk defa açık bir şekilde Ermenilerin tarihte yaşadığı dram hakkında konuştuğu vurgulandı. Fransız Europe-1 radyosu ise dinleyicilerine Erdoğan'ın 1915'te hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına seslenerek taziye mesajlarını ilettiğini bunun 'tarihte yeni bir sayfa' olduğunu duyurdu. Le Monde gazetesi de Başbakanın önceki dönemlere göre daha uzlaşmacı bir tavır sergilediğini vurgulayarak, 'Erdoğan ilk kez bu kadar açık bir şekilde bu dram hakkında konuştu' ifadesini kullandı. Le Parisien gazetesi ise Erdoğan'ın taziye mesajının Türkiye'de 'siyasi bir deprem' niteliği taşıdığını savundu. Gazete bu durumun Türkiye tarihinde bir ilk teşkil ettiği değerlendirmesine yer verdi. Alman medyası mesajı 'önemli bir adım' olarak değerlendirdi. Süddeutsche Zeitung gazetesinin internet portalında 'Erdoğan ilk kez Ermenilere taziyelerini sundu' başlıklı haberde, gelişme 'sürpriz' olarak nitelendirildi. Mesajın ayrıntılarına yer verilen haberde, Başbakan Erdoğan'ın önceki liderlere göre uzlaşmacı bir ton kullandığına dikkati çekildi. Ankara ile Erivan arasında 2009 yılında ilişkileri normalleştirme amacıyla protokol imzalandığına ancak daha sonra sürecin donduğuna işaret edilen haberde, 'Başbakan Erdoğan'ın ifadelerinin Türkiye ile küçük komşusu Ermenistan arasında ilişkileri iyileştirip iyileştiremeyeceği belirsizliğini koruyor' değerlendirmesi yapıldı. Gazetenin haberinde 1915'te yaşanan olayların niteliği ve kurbanların sayısının bugün de tartışmalı olduğu, Ermenistan'ın soykırım iddialarının Türkiye tarafından kabul edilmediği kaydedildi. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle , Başbakan Erdoğan'ın mesajı için 'Türkiye elini uzattı' yorumunu yaptı. Erdoğan'ın mesajında, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin torunlarına taziyelerini ilettiğine işaret edilen haberde, bunun 'sıra dışı bir jest' olduğu belirtildi. Associated Press haber ajansı, Erdoğan'ın açıklamasını 'Ermenilere yönelik eşi görülmemiş bir gönül alma mesajı' olarak yorumladı. Washington Post 'ta da yer alan köşe yazısında, '1915 yılı olaylarının yıllarca Türkiye'de çok az konuşulduğu' ifade edilerek, bu açıdan Erdoğan'ın bu sözlerinin kayda değer bir durum olduğu belirtildi. Erdoğan'ın açıklamasının Ermenice dahil 9 dilde yayımlanmasının 'Türkiye'nin bu konuda bir etki yaratma amacı taşıdığını gösterdiği' değerlendirmesinde bulunuldu. Yazıda, 'Erdoğan'ın açıklamasının dili, açıkça üzerinde çok düşünülmüş bir dil, Ermeni toplumunun çoğuna göre ise üzerinde aşırı derecede düşünülmüş bir açıklama' ifadesini kullanıldı. Gazetedeki yazıda, Erdoğan'ın açıklamasının, 'Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinde önemli bir adım yaratabileceği ve tarihteki bir trajik ana yönelik diyalogları başlatabileceği' kaydedildi. Yazıda ayrıca, 'Başbakan Erdoğan'ın özellikle de Kürtler olmak üzere azınlıklarla ilişkileri geliştirmeye çalıştığına' işaret edildi. Ancak, yine de 'açıklamanın dili ve zamanlamasının birçok insanı tatmin etmediği' yorumu yapıldı. Los Angeles Times , Başbakan Erdoğan'ın mesajını 'Türk lider Ermenilere 'soykırım' nedeniyle taziyelerini sundu' başlığıyla okuyucularına duyurdu. Söz konusu mesajın 9 dilde yayımlandığını aktaran gazete, 'Türkiye Başbakanı Erdoğan, Türkiye'nin hala 'soykırım' olduğunu reddettiği vahşetin 99'uncu yıl dönümü öncesinde, Ermenilerin 'soykırım' kurbanı torunlarına taziyelerini sundu' ifadesini kullandı. Haberde, Erdoğan'ın açıklamasından, uzlaştırıcı üslubu nedeniyle Türk akademisyenlerin takdirle söz ettiğine yer verilirken, açıklamanın Ermeni toplum liderleri tarafından ise eleştirildiğine değinildi. World Street Journal gazetesinin internet portalında, 'Türkiye Başbakanı Erdoğan Ermeni ölümleri hakkında taziyelerini sundu' başlıklı haberde, 'Erdoğan, yaklaşık yüzyıl önceki 'Ermeni soykırımının' yıldönümünün gecesinde, Ermenilere bugüne dek eşi görülmemiş, uzlaştırıcı mesaj sundu' cümlesine yer verdi. Erdoğan'ın Birinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen olayları 'ortak acımız' diye adlandırdığını belirten gazete, Erdoğan'ın Ermenilerin 1915'teki tehcirinin gayr-ı insani sonuçlar doğurduğunu hatırlattığını kaydetti. Reuters ise haberinde Erdoğan'ın 1915 yılı olaylarını 'insanlık dışı' olarak tanımladığını ve diğer Türk liderlere göre daha uzlaşmacı bir dil kullandığını yazdı. Ajans, Türk hükümeti yetkililerinin yorumlarına değinerek, ilk defa bir Türk başbakanının açıkça taziye sunduğu ve mesajı 'tarihi bir adım' olarak tanımladıkları görüşüne yer verdi. Milliyet
Dünya Basını Erdoğan'ın Zaferini Böyle Gördü
Türkiye'de ilk kez halk oylarıyla seçilen cumhurbaşkanlığı seçimi dış basının da bir numaralı gündem maddesi oldu. Alman basını, seçime ilişkin haberleri ve sonuçları kısa aralıklarla okuyucularına duyurdu. Spiegel Online internet sitesi manşetinde yer alan 'Erdoğan'ın zaferi' başlıklı haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonuçlarının açıklanmasına az bir zaman kala zaferini kutlamaya hazırlandığı belirtilerek, 'Türkiye güçlü adam için karar verdi' ifadesini kullanıldı. Erdoğan'ın ilk turda cumhurbaşkanı seçimini kazandığını ifade edilen haberde, Türkiye'de cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçildiği hatırlatıldı. Haberde, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı görevini daha farklı yapmayı planladığı vurgulandı. Die Welt gazetesinin internet sitesinde ise Başbakan Erdoğan'ın yüzde 50'den fazla oy alarak seçimi kazandığı ifade edildi. Gazete, Türkiye'de bugüne kadar cumhurbaşkanlığı makamının temsili bir makam olduğunu ancak Erdoğan'ın bunu temsilden daha çok icracı bir makam haline getirmeyi istediği kaydedildi. 'Cumhurbaşkanlığını favori isim kazandı' Bild gazetesi de 'Türkiye seçimini yaptı' başlıklı haberinde Başbakan Recep Tayyip Edoğan'ın  yüzde 50'inin üzerinde oy alarak cumhurbaşkanı seçildiğini belirterek, 'Türkiye'de cumhurbaşkanlığını favori isim kazandı' yorumu yapıldı. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi de 'Erdoğan'ın zaferi' başlıklı haberinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kariyerinin doruğunda olduğu belirtildi. Haberde, 'Halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Erdoğan hayatının en önemli amacına ulaştı' ifadesine yer verildi. İngiliz yayın kurumu BBC'de yer alan haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı seçimini kazandığı, oyların yüzde 52'sini aldığı kaydedildi. 2003 yılından bu yana Başbakan olan Erdoğan'ın cumhurbaşkanının  yetkilerini genişletmek istediği belirtilen haberde, 'destekçilerinin Erdoğan'a ekonomiyi güçlendirdiği ve Türkiye'nin muhafazakar kesimine söz hakkı verdiği için saygı gösterdiği' belirtildi. 'İkinci tura ihtiyaç kalmadı' Financial Times (FT) gazetesi de 'Erdoğan cumhurbaşkanı seçimini kazandı' başlıklı haberinde, 'Anadolu Ajansı'nın Erdoğan'ı seçimin galibi ilan ettiğini, Erdoğan'ın oyların yüzde 50'sinden fazlasını aldığını, böylece cumhurbaşkanı seçimi için ikinci tura ihtiyaç kalmadığını' bildirdi. Haberde ayrıca, 'Ortadoğu ve Avrupa'daki yeri dikkati alındığında bu seçim Türkiye için potansiyel bir dönüm noktası olarak görülüyor' ifadesi yer aldı. Guardian gazetesinin internet sitesinde yer alan haberde de 'Bugünkü açık zafer Erdoğan'ın Türkiye'ye hakimiyetini pekiştirecek ve birçok kişinin de gördüğü gibi Erdoğan'ın iktidardaki en zor yılına son verecek' yorumu yapıldı. 'Halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı' Fransa basını da Türkiye'deki seçimleri yakından takip etti.  Le Figaro gazetesinin internet sitesinde, '12 yıllık iktidar boyunca yıpranan Erdoğan'ın halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğu, Erdoğan'ın cumhurbaşkanının yetkilerini artırmaya yönelik planlarını da saklamaktan çekinmediği' yazıldı. Le Parisien ise 60 yaşındaki Başbakan Erdoğan'ın seçimlerin favorisi olduğuna dikkati çekerken, muhalefet adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ancak yüzde 39 oranında oy alabildiği belirtildi. AFP de Başbakan Erdoğan'ın seçimden galip ayrılmasının şaşırtıcı olmadığı yorumunda bulundu. Erdoğan'ın tüm eleştirilere rağmen popülaritesini kaybetmediğine işaret edilen haberde, İhsanoğlu'na 'büyükbaba' benzetmesi yapıldı. Haberde, 'fotojenik gülümsemesiyle akıllarda yer eden' 41 yaşındaki Demirtaş'ın ise beklediği oyu alamadığını kaydetti. 'Türkiye’de değişen bir şey yok' İtalyan haber ajansı ANSA, “Türkiye’de, Erdoğan ilk turda yeni cumhurbaşkanı seçildi” başlıklı haberinde, Erdoğan’ın zaferini ilan ettiği belirtildi. ANSA’nın haberinde, “Bu oylamayla yeni bir Türkiye ortaya çıkacak” yorumu yapıldı. '21. yüzyılın sultanı' İtalyan AGI haber ajansı da “Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı: 21.yüzyılın sultanı” başlığıyla Erdoğan’ın zaferini duyurdu. Ülkenin ana akım gazetelerinden La Repubblica, “Türkiye’de Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi. Oyların yüzde 50’sinden fazlasını fethetti” başlıklı haberinde Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimini ilk turda kazandığını okuyucularına aktardı. Corriere della Sera gazetesi de “Türkiye’de değişen bir şey yok: Erdoğan seçimi kazanıyor” başlığıyla Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimini kazandığını duyurdu. La Stampa gazetesi de Başbakan Erdoğan’ın hayatının rüyasını gerçekleştirdiği ve Atatürk’ün kurduğu Türkiye’de halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğu ifade edildi. 'Türkiye tarihinde bir dönüm noktası' İsviçre'de yayımlanan Neue Züricher Zeitung gazetesi, oyların salt çoğunluğunu alarak cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan'ın bundan sonra elindeki gücü artırabileceğine işaret etti. Gazete, Erdoğan'ın en önemli hedeflerinden birinin yeni bir anayasa yapmak olduğunu yazdı. Tages Anzeiger gazetesi ise 'bu seçimin Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olduğunu' belirtti. Cumhurbaşkanlığının şu ana kadar temsili bir makam olduğuna işaret eden gazete, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı yetkilerini artıracağını söylediğini kaydetti. Tribune de Geneve gazetesi ise Erdoğan'ın seçim öncesi araştırmalarda da öngörüldüğü gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığını bildirdi. Erdoğan'ın 2023 yılına kadar cumhurbaşkanı kalabileceğine işaret eden gazete, Erdoğan'ın seçim zaferinin 2013'te Türkiye'de yaşanan pek çok protesto gösterisinin ardından gerçekleştiğini anımsattı.   Seçim sonucunu “Erdoğan Türkiye’nin cumhurbaşkanı” başlığıyla veren Hollanda yayın kurumu NOS televizyonu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazandığını bildirdi. Erdoğan’ın yüzde 52 oy alarak seçimi galip bitirdiğine yer verilen haberde, “Erdoğan yüzde 50’den fazla oy aldığı için seçimin ikinci turuna gerek kalmadı” ifadesi kullanıldı. Haberde, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ise yüzde 39 oranında oy aldığına dikkat çekildi. 'Türkiye’nin en güçlü politikacısı seçimleri kazandı' ANP haber ajansı ise “Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkesinin yeni cumhurbaşkanı olduğunu” duyurdu. Ajans, Erdoğan’ın oyların yüzde 52’sini en rakibi İhsanoğlu’nun da yüzde 38’ini aldığını yazdı.   Bulgaristan'ın en popüler medya kuruluşlarından Bulgaristan Ulusal Radyosu'nda (BNR) yer alan haberde, Başbakan Erdoğan'ın beklenen bir sonuç aldığı belirtilerek, 'Karizmatik politikacı Erdoğan rakiplerini daha ilk turda yenmeyi başardı' ifadesi kullanıldı. Dnevnik gazetesi de 'Türkiye’nin en güçlü politikacısı seçimleri kazandı' başlıklı haberinde kesin olmayan sonuçlara göre Erdoğan’ın ikinci tura gitmeden yeni makamına oturacağı kaydedildi. Yüksek tirajlı '24 Saat' ve 'Trud' gazeteleri de Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turdaki seçim zaferinin 'tartışmasız olduğunu' yazdı. Her iki gazete de Erdoğan'ın en büyük rakibi Ekmeleddin İhsanoğlu’na çok büyük fark attığını vurguladı. İspanya'nın sol görüşlü gazetelerinden El Pais 'Erdoğan, Türkiye'deki cumhurbaşkanı seçimlerinde mutlak çoğunluğu elde etti' ifadesini başlığına çıkardı. El Pais, Erdoğan'ın ikinci tura gerek kalmaksızın cumhurbaşkanı olacağını yazdı. 'Erdoğan ilk turda seçimleri kazanıyor' başlığını atan El Mundo gazetesi de oyların yüzde 50'sinden fazlasını aldığı açıklanan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını belirtti. Diğer gazetelerden ABC, 'Erdoğan cumhurbaşkanı seçimini kazanıyor', La Razon 'Erdoğan, Türkiye'de cumhurbaşkanı seçimlerini ilk turda kazanıyor', La Vanguardia 'Erdoğan, Türkiye cumhurbaşkanı seçimlerini mutlak çoğunlukla kazanıyor' ifadelerini başlıklarına çıkardı. 'Ilımlı muhafazakar lider' İspanyol basını genel anlamda AKP'nin 2002 yılından bu yana tüm seçimleri kazandığına ve Erdoğan'ın ülkedeki en popüler siyasetçi olduğuna vurgu yaptı. İspanyol devlet televizyonu TVE de Türkiye'de cumhurbaşkanının ilk defa halkın oyuyla belirlendiğini hatırlatarak, açıklanan sonuçlara göre Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını kaydetti. Erdoğan'ı 'ılımlı, muhafazakar lider' olarak nitelendiren TVE, Türkiye'de muhalefetin korkuları olduğunu ifade etti. 'Erdoğan'ın galip gelmesi sürpriz değil' Yunanistan resmi haber ajansı Atina Haber Ajansı, cumhurbaşkanı seçimleri ile ilgili haberinde 'Erdoğan halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu' başlığını kullandı. Haberde, Erdoğan'ın ilk turda galip geldiği ifade edildi. Yunanistan'da en çok takip edilen haber sitelerinden News247 konu ile ilgili haberinde 'Yeni bir Türkiye vaat eden Erdoğan önde gidiyor' başlığını kullandı. Seçimin 'tarihi' olarak nitelendirildiği haberde, 'Erdoğan'ın galip gelmesi sürpriz değil' ifadesi yer aldı. Kathimerini gazetesi ise 'Sonuçların böyle olacağı daha önce de anketlerle gösterilmişti' diye yazdı. Zougla haber sitesi ise 'İlk turda Erdoğan'ın galibiyeti' başlığını kullanarak, üç aday hakkında bilgi verdi. Rus resmi haber kanalı Vesti-24 'Türkiye'deki ilk doğrudan cumhurbaşkanı seçimi' spotuyla yer verdiği haberlerde, oy kullanan vatandaşların görüntülerini yayınladı. Kanal Türkiye'de ilk defa düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülke için önem taşıdığına vurgu yaptı. Ayrıca adayları tanıtıcı bilgiler verdi. 'Ülke üzerindeki kontrolünü sıkılaştıracak otoriter lider' Katar'ın Al Jazeera kanalı ise 'AKP yerel seçimlerde ezici bir seçim zaferi elde etmişti. Başbakan’ın popülaritesinin son aylarda yaşanan gelişmelerle de zarar görmediği görülüyor. Erdoğan, güçlü bir cumhurbaşkanı olma isteğini hiçbir zaman saklamadı. Seçim kampanyası boyunca, Erdoğan aktif bir cumhurbaşkanı pozisyonundan bahsetti ki cumhurbaşkanlığı Türkiye siyasetinde bir hayli semboliktir. Eleştirmenler onu, cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı takdirde ülke üzerindeki kontrolünü sıkılaştıracak otoriter ve muhafazakar bir lider olarak görüyor” değerlendirmesinde bulundu.  ABD'de yayımlanan Wall Street Journal gazetesi şimdiye kadar açılan sandıklarda oyların yüzde 50'den fazlasını alan Erdoğan'ın zaferini ilan ederek gücünü pekiştireceğinin olası olduğunu yazdı. T24
Dünya Basını Kurtarılan Rehineleri Böyle Duyurdu!
IŞİD militanları tarafından Musul Başkonsolosluğu'ndan 101 gün önce kaçırılan 49 rehinenin bugün serbest bırakılması haberine dünya basını da geniş yer ayırdı.BBC: IŞİD'İN ELİNDE TUTTUĞU TÜRK REHİNELERİ SERBEST BIRAKTIKuzek Irak'taki Musul'da bulunan Türk Başkonsolosluğu'ndan IŞİD tarafından kaçırılan rehineler serbest bırakıldı ve Türkiye'ye döndü.Detaylar henüz belli değil ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunun ' detaylı ve gizli bir operasyon' olduğunu belirtti.Türkiye, rehinelerin güvenliği için IŞİD'e yönelik doğrudan bir askeri operasyona girmeyi reddetmişti.GUARDIAN: IŞİD'İN KAÇIRDIĞI TÜRK REHİNELER SERBEST BIRAKILDIAralarında diplomatik çalışanların, çocukların ve özel güvenlik güçlerinin bulunduğu 49 kişi Irak'ın Musul kentinde 11 Haziran'da rehin alınmıştı.Türkiye, 49 rehinesinn IŞİD'in elinde bulunmasından dolayı açık bir şekilde IŞİD'e karşı ortak operasyon planından uzak durmuştu. ABD ise rehinelerini kurtarmak isteyen Türkiye'yi bu operasyona çok fazla zorlamamaya gayret etti.DAILY MIRROR: IŞİD'İN 49 REHİNESİ TÜRKİYE TARAFINDAN KURTARILDIIŞİD'in elinde tuttuğu 50'ye yakın Türk rehine dün gece serbest bırakıldı.Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk istihbarat servisinin kurtarma operasyonuyla 49 rehineyi Türkiye'ye geri getirdiğini söyledi.Türk medyasına göre herhangi bir fidye ödenmedi. Aralarında Musul Başkonsolosu, çocuklar ve özel güvenlik güçlerinin de bulunduğu rehineler Şanlıurfa'ya oradan da başkent Ankara'ya getirildi.CNN: IŞİD'İN KAÇIRDIĞI TÜRK REHİNELER 3 AY SONRA SERBEST BIRAKILDIIŞİD militanlarının 3 ay önce kaçırdığı 49 Türk rehine bugün serbest bırakıldı.Rehinelerin nasıl serbest kaldığı henüz belli olmazken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan resmi websitesinden yaptığı açıklamada, Türk istihbarat servisine teşekkür etti.Türkiye Başbakanı haziran ayında IŞİD militanları tarafından Musul'da kaçırılan 49 rehinenin kurtarıldığını açıkladı. Rehineler arasında birkaç çocuk da bulunuyor.Başbakan Davutoğlu, operasyon hakkında detaylı bilgi vermezken, kurtarılan rehinelerin sağlığının iyi olduğunu söyledi.haberartibir
'Atatürk'ün Sandalına Takılan Veletlerden Biriydim'
Fotoğrafın efsanevi ismi Ara Güler anılarını anlattı...86 yaşındaki fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Atatürk ile ‘tanışmasından’, 6-7 Eylül’e, Adnan Menderes'ten Picasso'nun evine kadar anılarını ‘fırçalar’ eşliğinde İzzet Çapa'ya anlattı.Dünyaca ünlü isimlerin fotoğraflarında imzası bulunan sanatçı Charli Chaplin'i felçli halde çekme fırsatı olduğu halde çekmediğini belirtirken, çektiği en güzel kadının İtalyan oyuncuAntonella Rinaldi olduğunu dile getirdi.Hürriyet gazetesinden İzzet Çapa'ya konuşan Ara Güler'in söyleşisinin ilk bölümü şöyle:Ara Abi sen kim bilir şimdi neler anlatacaksın da ben nereden başlayacağımı bilemiyorum...- O zaman ne demeye gelip karşıma oturdun ulan!Dakika 1 Gol 1! Ne soracağımı da unuttum. Bari gazetecilik ezberinden gidelim; çocukluğunuzdan başlarsak efendim.- Bir yaz günüymüş, 16 Ağustos perşembe... Anamın sancıları tutmuş ve altıyı çeyrek geçe de ben doğmuşum. O günden bugüne kadar da yaşıyoruz işte.Allah daha çok ömür versin. Anne babandan bahsedelim mi biraz?- Babam aslen Şebinkarahisarlı, annemse İstanbullu. İkisi de Ermeni. Dedemin yalnız Kadıköy'de altı tane evi vardı, o yüzden annemlerin İstanbul'da tam nerede oturduğunu bilmiyorum.Annen zengin bir ailenin kızı yani...- Evet öyleydiler.Peki ya baba tarafı?- Baba tarafında kimse yoktu ki! 1915 Ermeni Tehciri sırasında sürüldükten sonra bir daha ailesinden haber alamamış. Kalmış mı adam yetim! Bizimkini yatılı Ermeni mektebine yollamışlar da o yüzden ölmemiş. O mektebe gitmese, bunu da öldüreceklerdi. Büyük facialar vardır bu memlekette! Allah'ın belası bir memleketti, ne zaman ne olacağı da belli değildi.Neyse biz ülkeyi bırakıp babana geri dönelim...- Eczane sahibi zengin bir herifti. Bakma o zamanlar zaten 4, bilemedin 5 eczane vardı İstanbul'da. Ayrıca öyle şimdiki gibi bakkaldan alışveriş eder misali 'Bana bilmem ne ilacını ver' falan yoktu. İlaçlar dükkanın arkasında yapılırdı. Büyük kimyacıydı benimki. Eczacıbaşı'nın kurucusu Süleyman Ferit Bey de sınıf arkadaşıydı.Eczacıbaşı sonradan aldı yürüdü ama...- Babamın yanında çoluk çocuk gibi kalıyordu aslında. Fakat 1956'da Adnan Menderes kalkınma fonundan Türk sanayici ve eczacılara büyük yardımlar etti. İşte ondan sonra Eczacıbaşı da Eczacıbaşı oldu.Nasıl bir ortam vardı evde?- O zamanlar buradaki Ermeniler, Fransız aileleri gibi yaşardı. Entelektüel bir yapımız vardı. Her birimiz en az 2-3 lisan konuşurduk. Beni de en iyi mekteplerde okuttular hep.Sen kaç lisan biliyorsun peki?- Türkçe, Fransızca, İngilizce, Ermenice biliyorum. Gerisini saymayayım, s*ktir et. Sınıfta kalmayan herif adam olmazSeni sınıfta oturmuş öğretmeni dinleyen bir çocuk olarak hayal bile edemiyorum Ara Abi. Hakikaten nasıl bir öğrenciydin?- Nasıl olacağım, haylazın tekiydim. 3 kere sınıfta kaldım. Zaten bana sorarsan, sınıfta kalmayan herif, adam olamaz. Hep bir korku vardır dersleri iyi olan öğrencilerde, o korkudan dolayı da sürekli çalışırlar.Evdekiler ne diyordu senin bu adam olma 'stratejine'?- Sokaklarda serserilik yapmayayım diye babam ortaokulun sonunda İpek Film'de işe koydu. Sinema şirketlerinin patronu, İsmail Cem'in babası İhsan Bey eczaneden arkadaşıydı.Ne iş yapıyordun film şirketinde?- Ne yapacağım ulan? Verdikleri her işe koşuyordum.Çekirdekten sinemacısın yani...- Benden başka orada çalışan herkes sinemacı oldu ama benim macera yarım kaldı.O niye?- Yeni bir filmin fragmanını göstermek için onlarca insanı şirkete davet etmişlerdi. Gösterim sırasında odanın kapısını bir açtım, baktım her taraf yanıyor. Ama öyle böyle değil, çok büyük bir yangın çıkmıştı binada. İtfaiyenin damdan en son kurtardığı adam bendim. Anam üzüntüden şeker hastası oldu o gün. Babam da bir daha izin vermedi sinema yapmama.Sen de 'sinema olamazsa tiyatro yaparım' mı dedin?- Muhsin Ertuğrul babamın arkadaşıydı zaten. Oyunlar için gerekli bütün makyaj malzemeleri bizim eczanede yapılırdı. Tiyatroyla hep ayrı bir bağım vardı. Her akşam piyesleri sahne arkasından izlerdim. Tahsilim de tiyatro üzerinedir zaten.Oyun da yazmışsın duyduğum kadarıyla...- Dokuz tane bir boka yaramaz piyes yazdım. Her şiir yazan kendini şair zanneder ya... Çocukça bir hevesti benimkisi, öyle çıkıp da oyun yazarıyım diyemem. Hikayeler falan da yazıyordum ayrıca. Hatta Ali İhsan Aygün takma adıyla Yeni İstanbul gazetesinin öykü yarışmasına katılmışlığım bile var.Neden takma isim kullandın Ara Abi?- Ermeni olduğumdan işin içine kamış koymasınlar diye, neden olacak? Ama kazandıktan sonra gittim dedim ki benim adım Ara Güler'dir.Küçükken Atatürk'le tanıştığın doğru mu?Florya Köşkü'nün yanındaki halk plajının üstünde evimiz vardı. Atatürk de zaman zaman oraya gelir denize girerdi. Atatürk'ü görmüşümdür. Çünkü hep orada otururdu, çizgili mayosuyla. Öyle barikat falan da yoktu. O geldiğinde biz de bütün veletler toplanırdık. Daha küçüğüz tabi, Atatürk'ün kim olduğunu bilmezdik bile.Sonra tanıştın mı bari?Ulan ne tanışması? Küçüğüz diyorum, kafan mı basmıyor. Arkası kesik bir sandalı vardı. İşte ben o sdandalın arkasına takılıp yüzen veletlerden biriydim. Olay bundan ibaret.Gelelim o zaman muhabirlik 'virüsünü' kapmana!Sinema şirketi yanınca bvabam beni hikaye yazıyorum diye Yeni İstanbul Gazetesi'nde işe soktu. 1950'de muhabir oldum. Ondan sonra da b*ku yedim; işte bugüne kadar geldim.6-7 Eylül olayları sırasında muhabirdin öyleyse?Tabii o günleri çok iyi hatırlıyorum. Yıl 1955. Hakj Oyunlarını Yayma ve Yaşatma Kurumu vardı. Açıkhava Tiyatrosu'nda bir gösteri olacaktı. Benim vazifem de gidiğ fotoğraf çekmekti. Neyse ben çıktım yola İstiklal Caddesi'nde yüyüryorum. Bir de ne göreyim? Camı çerçeveyi indiriyorular her yerde.Ne yaptın peki?Taksim Sineması'nın karşısında balkonu olan bir kahvehane vardı. Hemen oraya sığındım. Dışarda o ona bağırıyor, camlar kırılıyor, tüm dükkanlar yağmalanıyor, anlayacağın tam bir kaos. Millet dükkanların vitrinlerinden içeri dalıp yeni elbiselerle çıkıyordu. Kocaman herifler 3 paltoyu birden üstlerine giyiyorlardı. Soygun oldu resmen soygun!Tam bir rezillik...- Mehmet Cemal’in anasının Gilda diye bir dükkanı var, süs eşyaları satılıyordu. Gittiğimizde “Cemal Paşa’nın dükkanıdır burası” diye engel olmaya çalışıyorlardı. “Gilda Türk değildir. Gilda ne demek?” diye başladılar yıkmaya. O zihniyet bugün olsa bütün Türkiye yıkılır, bir tane dükkan kalmaz çünkü gavur isminden geçilmiyor.Aklın sizin eczanede kalmıştır...6 Eylül öğleden sonra başlayıp 7 Eylül sabahına kadar süren olaylarda 73 klise 7 ayazma 2 manastır bir fabrika ile 5538 gayrimenkul tahrip edildi ama bu olayda Beyoğlu'nda tek dokunulmayan dükkan babamın dükkanıdır.Şanslı adammış baban...- Ne şanslısı ulan? Bizim eczaneyi ilkyardım kliniğine çevirmişlerdi de ondan yıkmamışlar. Yaralananların hepsi oradaymış. Bu da işlerine geldiği için dokunmamışlar. Yoksa etraftaki tüm dükkanları talan etmişler. İptidai bir memleketti burası, iptidai!Dönemin başbakanı Adnan Menderes’le çok vakit geçirmişsin...- Sorma, Adnan Menderes benim canıma okumuştur o dönem.Hayrola niye?- İstimlaklar yapılırken devamlı yanında olmamı isterdi de ondan.Sen pek istemediğin yerde duracak bir adama benzemiyorsun halbuki...- O zamanlar Hayat Dergisi’nde çalışıyordum. Mecmua ilk çıkacağı zaman 100 bin satar diye hesap etmiştik. Ona göre kağıt stoğu yaptık, fakat 400 bin satınca boku yedik. Düşün bir, kağıt ta Macaristan’dan geliyor.Yeni kağıt siparişi verseydiniz siz de...- Ulan sen hangi dönemden bahsettiğimin farkında mısın? Matbaada baskı yapılacak kağıdın dağıtımı hükümete bağlıydı. İstedikleri haberleri basmayanlara kağıt mağıt vermiyorlardı. Biz de mecbur kalıyorduk bu p*zevenkin suyuna gitmeye. Beni sevdiği için Adnan Menderes’e yağ çekme görevi de bana verilmişti. O yüzden her gittiği yerde peşindeydim.O çalkantılı dönemde meslektaşların öoğu ya gözaltına laındı ya da hapse girdi. Senin var mı böyle bir tecrüben?Bu memleketin çalkantısız dönemi mi var? 27 Mayıs ihtilali olduğunda gittim çektim, tankları falan... O sırada Time Life, Stem ve Paris Match'ın buradaki temsilcisiydim.Hemen içeri aldılar tabii..Sorduğun suale cevap mı vereyim, yoksa sen mi anlatırsın?Tamam sustum dinliyorum?Neyse ihtilal oldu, fotoğrafları çektim, Filmleri yıkamadan beş rulo hazırladım, yurtdışına göndermek için üzerine etiketlerini yapıştırmıştım. Filmleri gören gümrükçü 'Abi hergün buradasın. Seni tanıyoruz. Ama bu tank resimlerini nasıl göndeririz? Bizim ağzımıza s*çarlar' dedi.Sen ne yaptın peki?Ne yapacağım? Resimleri tasdik ettirmek için Radyoevi'ne gittim. Sonuçta her şey oarad bitiyor. Kenan diye bir albay resimlere bakıp 'Bunlar ne?' diye sordu. UIan sanki p*ezevenk bu memlekette yaşamıyor. Başladı beğenmediklerini atmaya. Aklı sıra bana sansür uyguluyor. 'Hepsini atıyorsun, ben Time muhabiriyim. Adamlara kartpostal mı göndereyim? Sen istediğin kadar ihtilal yap, ben o resimleri göndermezsem dünyanın hiç bir şeyden haberi olmaz' dedim. O da yanındakilere 'Çok konuşuyor, alın şu i*bneyi' diye bağırdı.Nereye götürdüler seni?Daha bir gün önce makineli tüfekle o radyoevini basan herifler tutup kolumdan beni genel müdürün boş odasına götürdü. Kapının önüne e kaçmayayım diye bir er koydular. Arada gidip çocuğa 'Bana sigara ver ulan!' falan diyordum. Sabaha karşı aşağıdaki beni çağardı, resimleri verdi 's*ktir git' dedi.Sonuçta yurtdışına yollayabildin fotoğrafları..Yolladım yollamasına da bu olay yüzünden Türkiye'deki ihtilal dünyada 24 saat 'rötarlı' çıktı.Sophia Loren beni arkadaşı sanıp poz verdiBiraz havayı yumuşatalım... Fotoğrafını çektiğin en güzel kadın kimdi?- Kesinlikle Antonella Rinaldi! Müthiş bir İtalyan hatundu.Sophia Loren'den de mi güzeldi?- Yahu bırak onu bunu, Antonella muazzamdı.Sophia'yı da çektin ama değil mi?- Hem de ne çekmek! 11 kere gittim Cannes Film Festivali'ne. Bir keresinde Sophia, kocası Carlo Ponti'yle gelecekmiş. Otelin önünde müthiş bir kalabalık, her taraf fotoğrafçı kaynıyor. Hiç ipimde değil, ben milyon kere çekmişim Sophia Loren'i... Ben o fotoğrafçıların arasına girmiyorum, lüks muhabirim randevuyla çalışıyorum anladın mı? Neyse 'Kim bekler bunları?' deyip asansöre doğru yürüdüm. Arkamdan kim geldi dersin?Albay Kenan mı?- Zevzeklik etme. Bir baktım Sophia ve Carlo da asansöre doğru yürüyor. Hop ben de otel müşterisi gibi bindim arkalarından. Suratımı tanıyorlar ama kim olduğumu bilmiyorlar. Gazeteci olduğumu bilseler anında atarlar. Dokuzuncu katta indiler. Takibe devam ettim. Hep birlikte yürüyoruz, zannedersin aynı ailedeniz. Neyse süitlerine geldik, 'Oh be patırtıdan kurtulduk' dediler. Makinemi bir kenara bıraktım, bunlarla sohbet etmeye başladım.Sen, Carlo ve Sophia mı var sadece odada?- Birkaç kişi daha vardı canım. Ben de aralarında kaynayıverdim işte. Baktım Sophia yatak odasına geçti. Ayakkabılarını çıkarttı rahat etmek için, yatağın üzerine oturdu. Hemen 'Böyle birkaç kare resmini çekeyim mi senin' dedim, o da 'Çeeek' dedi. Beni hâlâ arkadaşlarından biri zannediyor (gülüyor).Ara istedi bir göz, Sophia verdi badem göz...- Fotoğrafları çektim, İstanbul'a yolladım. Rezalete bakar mısın, gazete 'Muhabirimiz Sophia Loren'in yatak odasında' diye manşet yapmış. Karıyı düzmüş gibi olduk iyi mi?Her ünlü kolay kolay 'çeek' dememiştir herhalde?Ne kolayı resim çekmek uğruna akıl hastanesine yattımNeden yaşadıkların yüzünden sinirin mi bozuldu?Yok ulan o kadar da değil Ürdün Kralı Talal akıl hastanesinde yatıyordu. Adamın öyle bir karısı vardi ki kafayı üşütmemesi işten bile değildi. Tüm dünya basını devrik kralın bir kare fotoğrafını çekmek için yarış halindeydi ama başaran yoktu. Neyse ben bunun resmini çekmek için hastaneye gitti. Tabii almıyorlar içeri. Başladım garip garip hareketler yapmaya, 'hastayım' falan demeye. Maksat hastaneye deli olarak girip fotoğraf çekebilmek!Çekebilsin mi bari?Gittiğimin ilk günü bana bir iğne yapmazlar mı feleğim şaştı. Fotoğraf çekmeye teşebbüs edince Talal'ın korumalarrı 'Bir daha seni görürsek vururuz' dediler. O gece hastaneden kaçtım.İçende ukte kalmış fotoğrafını çekemediğin başka kimler var?Bir tane çok zorlamama rağmen çekemediğim bir de fırsat olmasına rağmen bile bile çekmediğim var.Senin gibi adam fırsatını buluğ deklanşöre basmaz mı?pire gibi dolanarak dünyanın en cevval tipini yaratmışCharlie Chaplin'i felçli halde çekmek bana yakışmazdı da ondan. Chaplin benim dünyamı kuran bana vizyonu veren hayata bakmayı öğreten adam... O zamanlar İsviçre'de bir satoda yaşıyordu.. Karısı daAmerikalı ünlü yazar Eugene O'Neill'in kızı Oona'ydı. Bunların şatosunun önünde 3 gün kar kıyamet demedim bekledim. Sonunda Oona donmamdan korkup 'Konuşursan konuş ama resim çekme' dedi.E yine çaktırmadan çekseydin, son fotoğrafı olurdu...Adam yürüyen iskemlede felçli resimlerini çektirip akıllarda böyle bir imaj bırakmak istemiyordu. Çünkü o da benim gibi elimdeki fotoğraf möakinesinin acımasız olduğunu biliyordu.Objektifinden kaçan isim kimdi?Jen Paul Sartre! Tam ayağının altına alıp dövmelik, şımarık Fransız Rosif diye bir sekreteri vardı herifin. Gece sokakta görsem de karanlıktra benzetsem şu p*zevengi diye içimden çok geçirdim ama yapamadım. Aslında kazığı şuradan yiyorsun; Türk olduğun için.. Türk gazeteci olduğunu duyduklarında yarı yarıya kaybediyorsun. Bir de o it araya kamış koydu. Sonunda bir kaç resmini çektim Sartre'nin ama kendisiyle konuşma fırsatım olmadı.Sağlık olsun sende gidip koskoca Picasso çektin!Ulan çektim ama çekene kadar nele çektim sen gel onu bana sor. Herkes adamı tanımak istiyor fakat bir o kadar da çekiniyo. Oğlu benim arkadaşımdı Bir gün yemeğe davet etti gittim. Masada muhabbet ederken 'Babamla seni bir araya getirmemi istyiyorsun ama o beni hiç sevmez' dedi.Neden sevmezmiş?Yahu Picasso kaç çocuğu olduğunu bile bilmezdi. Mahallede atlamış durmuş işte. Antika bir herif...Sonunda nasıl kesişti peki yollarınız?Fotoğrafçılığını yaptığım Skira Yayınevi, Picasso'nun kitabını basacaktı. Patron da arkadaşım. 'Beni yanında götürmezseb senin için ne bir fotoğraf çekerim ne de bir daha seninle konuşurum' dedim. Ev atmosferindeki fotoğrafları çekme görevini yaptım.Tehditle ulaştın Picasso'ya yani...Gittim, üç gün evinde kaldım. Bir ara bana dönüp 'Sen benim bu kadar fotoğrafımı çekiyorsun, ben de senin remini çizeyim' demez mi! Düşünsene çağın en büyük ressamı Picasso beni çizecekti, ama herif 90 küsur yaşında ulan. Verdiği sözü bes dakika sonra unutur diye başladım etrafıda boş kağıt aramaya. Her yere baktım, bir temiz sayfa bulamadım. En sonuda çektim kütüphanesindn bir kitap, açtım kağapını, uzattım Picasso'ya. İçimden de 'Naıl olsa sayfayı yırtıp alırım' diye geçiriyorum.Sözünü unutmadan çizdi mi resmini?Çizdi tabii. İmzasını da attı. Türkiye'de b,r tane orjinal Picasso vardır o da benim evimde.Kitabını geri verseydin adamın?Ulan sonra baktım kitap da antika. Sayfasını yırtmam imkansız. Onu da öylece alıp, yanımda getirdim. Dali 10 dakikalık poz için 25 bin dolar istediRessamlarla devam edelim... Salvador Dali desem...- Herif Dali değil bildiğin deli. O da az uğraştırmadı beni. İlk tanışmamız Paris Meurice Otel'de kaldığı süitte oldu. Kapısını çaldım, içeri girdim. Burun burunayız herifle. Öfkeli gözlerle bana baktı, 'Niye fotoğrafımı çekmek istiyorsun?' diye sordu. Benden 'Ünlü bir kişisiniz de ondan' cevabını aldıktan sonra şöyle bir baktı; 'Peki. 10 dakika poz veririm ve 25 bin dolar isterim' dedi.Pamuk eller cebe...- 'Yanımda nakit yok gidip alayım' diye ayrıldım otelden. Parayı bırak, istediğim gibi çekim yapmam için en az bir saat lazım. Neyse biz hem vakit hem de nakit konusunda pazarlığımızı yaptık. Tekrar gittim bunun yanına. Fakat herif yerinde durmuyor, zannedersin makineyle eskrim yapıyor.Neymiş derdi?- Dali günlük yaşamında da gerçeküstü öğelerin peşinde bir adamdı. Öyle bir hava yaratıyordu işte. Bir ay boyunca böyle uğraştırdı beni, sonunda 'Ya dosdoğru çekeriz fotoğrafları ya da çeker giderim' dedim.Dali'ye resti çektikten sonra ne oldu?- Ertesi gün için söz verdi. Bir gittim, bu sefer odada üç Fransız gazeteci var. 'Bunların gözü önünde çalışamam' dedim. Onları göndereceğine söz verdi.Fotoğraf değil rest çekiyorsun adama...- Bu aldı gazetecileri karşısına; 'Katranın kimyasal formülünü bilir misiniz?' diye sordu. Ulan nereden bilsin adamlar? Neyse baktı hiçbirinden ses yok, Dali kendisi verdi formülü. Sonra da 'Ben bastonumu bir kazan katranın içine soksam, o baston 25 bin dolar eder. Siz aynısını yapsanız, hepinize aptal derler. Anladınız mı?' dedi. Gazeteciler başlarını sallayınca da 'İyi o zaman gidip yazın ne anladıysanız' diye adamları gönderdi. İşte ben de o gün Salvador Dali'nin fotoğraflarını çektim. Resimlerden birini de imzalattım. Herif ne kullandıysa 24 saat kurumadı attığı imza. Ee haydi artık keselim, yoruldum ulan!Tamam tamam son bir soru... Genelde huysuz ve aksi bir izlenimin var. - Enayiliğe kızıyorum da ondan. Herif enayi bir şey soruyor, azarlıyorum. O zaman da aksi olmuş oluyorum. Anladın mı? Bitti mi şimdi?T24
Dünya Basınında 14 Aralık Operasyonu
Fransa'nın en önemli günlük gazetelerinden Le Monde, gözaltıları internet sitesinden 'son dakika' olarak okuyucularına duyurdu. Ünlü gazete, gözaltıları 'Muhalif medyada gözaltı dalgası' başlığıyla okuyucularına aktardı. Haberde, ülkenin başlıca günlük gazetelerinden Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni'nin polis tarafından gözaltına alındığı aktarıldı. Türkiye'nin 13 ilinde gerçekleştirilen operasyonlarda Gülen hareketine yakın medya kuruluşlarının hedef alındığına değinildi. Medyaya yönelik gerçekleştirilen operasyon ve gözaltıların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Gülen hareketine yönelik yürütülen hücumun artması anlamına geldiği savunuldu. Haberde, operasyonun Fuat Avni tarafından Twitter'da duyurulmasından birkaç gün sonra yapıldığına da dikkat çekildi.AFP 'FLAŞ' HABER GEÇTİFransız Haber Ajansı AFP ise gözaltıları flaş olarak abonelerine aktardı. Haberde, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınmasını da yine flaş haber olarak abonelerine duyurdu. Ajansın geçtiği haberde, 'Yapılan operasyon kapsamında Türk polisi, ülkenin başlıca günlük gazetelerinden Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni'ni gözaltına aldı.' ifadelerine yer verildi. Operasyon kapsamında Türkiye genelinde 24 kişinin gözaltına alındığına dikkat çekildi. AFP operasyonla ilgili gelişmeleri gün içerisinde geçtiği haberlerle de abonelerine servis etti.RFİ: ŞAŞIRTICI GÖZALTILARRfi radyosu ise Türkiye'de 4 bakanın istifasıyla sonuçlanan büyük solsuzluk skandalının yıl dönümünden birkaç gün önce şaşırtıcı gözaltıların yaşandığına dikkat çekti. Haberde, İstanbul'da gözaltına alınan Samanyolu Yayın Gurubu Başkanı Hidayet Karaca'nın yanı sıra birçok ilde de gözaltıların yaşandığı duyuruldu.L'EXPRESS: ERDOĞAN'A MUHALİF GENEL YAYIN YÖNETMENİ TUTUKLANDIHaftalık haber dergisi L'Express'in internet sayfasında yer alan haberde ise, 'Erdoğan'a muhalif bir Genel Yayın Yönetmeni tutuklandı.' ifadeleri kullanıldı. Haber dergisi, 'Ülkenin başlıca günlük gazetelerinden Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni gerçekleştirilen operasyon kapsamında gözaltına alındı.' diye kaydetti.
Türkiye’nin Minecraft Yasağına Dünya Basını Nasıl Tepki Verdi?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, dünya genelinde milyonlarca kişiye ulaşan popüler oyun Minecraft'ın yasaklanmasını istemişti. Bu gelişme, oyun basınının önde gelen sitelerinden IGN ve Kotaku ile birlikte pek çok sitede de yer buldu.Sadece Türkiye’de yasaklanacak olan ve diğer Avrupa ülkelerinde zorunlu ders olarak bile gösterilen Minecraft’ın yasaklanma haberine yabancı basının yorumları şöyle:LeaderGamer'da yer alan habere göre IGN, Minecraft’ın yasaklanma konusunu en fazla vurgulayan mecra oldu. IGN’in haberinde Minecraft yasağını oldukça esprili bir dille ele alındığını görebilmek mümkün. IGN, haftalık haber videolarında da Minecraft’ın Türkiye’de yasaklanma haberine yer verdi. İlgili videonun Minecraft ile ilgili kısmını alt kısımdan izleyebilirsiniz.
166 Sayfalık FIFA İddianamesinde Hangi Suçlamalar Var?
ABD Adalet Bakanlığı Başsavcılığı tarafından hazırlanan 166 sayfalık iddianame sonucu FIFA’nın üst kademesinde bulunan yetkililer için 20 yıla kadar hapis cezaları isteniyor. Suçlamalar içerisinde tehdit, şantaj ve rüşvet gibi çok önemli detaylar yer alıyor.Dünya futbolunun patronu FIFA’ya önceki gün başlatılan operasyonda gelişmeler artarak devam ediyor. Adeta futbolun kalbine yapılan bu operasyonun ardından Zürih’te adeta deprem sonrası etki yaşanıyor. Her geçen saat yeni bilgi ve belgeler ortaya çıkarken gelinen son noktanın büyük bir kriz olduğu belirtiliyor.
Dünya Basını Messi'nin Ödül Almasına 'Skandal' Dedi
FIFA'nın finali kaybeden Messi'yi mutlu etmek için Altın Top Ödülü'nü yıldız futbolcuya verdiği öne sürüldü.Dünya Kupası finalinin ardından, bireysel ödüller de sahiplerini buldu. Lionel Messi , Dünya Kupası'nda gösterdiği performansla en iyi oyuncuya verilen Altın Top Ödülü'ne layık görülürken tartışmaları da beraberinde getirdi.Başta İspanyol basını olmak üzere pek çok ülkede Messi’nin, Altın Top Ödülü’nü almasını “skandal” olarak değerlendirdi. Hürriyet'te yer alan habere göre, FIFA’nın finali kaybeden Messi’yi mutlu etmek için böyle bir karar aldığı öne sürülürken, sosyal medyada da insanların tepkisi farklı değildi. Alman kaleci Neuer, Altın Eldiven Ödülü'ne layık görüldü. En İyi Genç Oyuncu ödülü Fransız Paul Pogba'ya giderken, Altın Ayakkabı'nın sahibi ise Kolombiyalı futbolcu James Rodriguez oldu. Ancak Altın Top Ödülü anons edildiğinde ise büyük bir şaşkınlık yaşandı. Herkes Müller yada James Rodriguez’in bu ödülü kucaklayacağını sanıyordu ancak kazanan Messi oldu. Grup maçlarında takımı adına 4 gol ve 1 asistle oynayan Messi, sonraki karşılaşmalarda beklentinin altında kaldı. Özellikle finalde çok şey beklenen Messi, takımının mağlubiyetine engel olamadığı gibi etkisiz futboluyla da dikkat çekti.T24
Hollanda'da ‘Helal’ Genelev Krizi!
Dünya genelinde İslami konuları takip eden haber sitesi onislam.net Hollanda’da ‘Helal’ genelev açılacağını bildirdi. Ancak gelen tepkiler üzerine site haberi geri çekti. Ancak dünya basını haberi islami siteyi kaynak göstererek okuyucularına sundu Hollanda’nın Amsterdam kentinde, önümüzdeki aydan itibaren sadece “helal” Müslüman hayat kadınlarının çalışacağı bir genelev açılıyor. Üç imam da ‘Croissant Chaud’ (Sıcak Çörek) adı verilen genelevin açılabilmesi için onay verdi. Genelevin yönetici adayı Jonathan Swick, Croissant Chaud hakkında Belçika merkezli haber ajansı Nord Press’e açıklamalarda bulundu. Swick’in verdiği bilgilere göre genelevde geçerli olacak en sıkı kural, hayat kadınlarının uyuşturucu ve Alkol kullanımının yasak olması. Bu konuda herhangi bir ihmal olmaması için kadınlar her iki ayda bir kontrolden geçirilecek. Eğer kanlarında uyuşturucu ve alkole rastlanırsa, çalışma izinleri ellerinden alınacak. Sigara ve nargile ile ilgili bir yasak henüz bulunmuyor. Ay sonunda açılacak Swick, hayat kadınlarının günde 5 vakit namaz kılacaklarını söyledi. Çalışan kadının o sırada yanında müşterisi olsa bile, namaz kılmak için işine ara vermesi gerekecek. Helal genelevi konusunda kafalarda soru işareti yaratan durum, İslam kuralları gereğince evlilik dışı ilişki kurmak yasak olmasına rağmen, imamların bu geneleve nasıl izin verdiği. Bu ayın sonunda, bu maddelere başka çalışma koşulları da ekleneceği söylendi. Helal hayat kadınlarının ücreti, diğer iş arkadaşlarından yüzde 30 ila 50 arasında daha fazla olacak. Hollanda nüfusunun yüzde 6’sı (yaklaşık 1 milyon) Müslüman. Nüfusa ek olarak her yıl on binlerce Müslüman turist ülkeyi ziyaret ediyor ve genelevlere ilgi gösteriyor. Yayınlayan site olay oldu Nord Press’in duyurduğu bu haber, sonrasında OnIslam.net sitesinde yayımlandı. Mısırlı bir grup gencin tüm ülkelere ve dinlere, Müslüman dünyasıyla ilgili doğru ve tarafsız bir haber sağlaması amacıyla kurulu bu sitede helal genelev haberinin yayımlanmasının ardından bütün haber siteleri OnIslam.net’i referans göstererek bu haberi yaydı. Bunun üzerine site hemen genelev haberini sitesinden kaldırdı.Milliyet