GENEL KÜLTÜR

Yurt dışındaki bazı eski evlerde yan yana iki ön kapı görmek ilk bakışta kafa karıştırabilir. İlk akla gelen cevap “herhalde eskiden iki daireydi” olabilir. Ancak bu kapıların çoğu tek bir aileye ait evlerde bulunuyor. Yani işin içinde mimari veya kültürel bir gerekçe var. Bazen tamamen estetik amaçla, bazen de sosyal kurallar doğrultusunda bu şekilde inşa edilmişler. Peki hangi evler neden iki kapılı olurdu? Gelin, bu mimari gizemin perde arkasına birlikte bakalım.Kaynak 1, Kaynak 2

Sanatın hayatlarımızın dokusuna nasıl işlediğine her zaman hayran kalmışımdır—tek bir fırça darbesinin veya taşa kazınmış bir çizginin yüzyılları kapsayan bir hikaye anlatabilmesine. Ama son zamanlarda kendimi yeni bir tür tuvalin çekiminde buluyorum: bir ekranın parıldayan pikselleri. Dijital sanat, bu canlı, sürekli değişen araç, gözlerimin önünde gerçekleşen bir devrim gibi geliyor. Sadece yaratmakla ilgili değil; sanatın ne olabileceğini yeniden tanımlamak, fiziksel malzemelerin kısıtlamalarından kurtulmak ve herkesi—hem sanatçıları hem de hayranları—sınırsız bir yaratıcı oyun alanına davet etmekle ilgili.

Bazen bir şarkıyı iç sesin onu bağıra bağıra söylemek ister... Ama sen, nedense onu bastırırsın. Oysa ki, ruhunun ihtiyacı tam da o melodide! Belki bir söz, belki bir nakarat... İçinde taşıdığın hisler, söze dökülmese de müzikle yankılanacak. İçindeki şarkıyla yüzleşmeye ne dersin?Hazırsan başlıyoruz👇🏻

İngilizce öğrenenler buraya! Aslında İngilizce sandığınız kadar zor değil, biraz alışkanlık gerektiriyor. Hem İngilizce kelimeleri duyarak hem de odaklanarak dil öğrenme sürecinizi geliştirebilirsiniz. Bu listede de İngilizce öğrenmenizi kolaylaştıracak şarkılar var. Hazırsanız başlıyoruz!

Gençlik heyecanları, sahne ışıkları ve elbette eşsiz vokaller! Glee dizisi, televizyon dünyası için devrim niteliğinde bir projeydi. Pop’tan rock’a, Broadway’den R&B’ye kadar her türden şarkıyı alıp, üzerine biraz Glee tozu serpip yeni bir ruh kazandırdı. Hem hafızalara kazınan o performansları hatırlayacağız hem de arka planındaki hikayelere göz atacağız. Hoparlörlerin sesini yükselttiyseniz, başlıyoruz!

Dünya'nın büyük bölümü suyla kaplı ama içebileceğimiz su neredeyse yok denecek kadar az. Okyanuslara bakıp “Bu kadar su varken neden susuzluk çekiyoruz?” diye düşünmek kaçınılmaz. Özellikle iklim krizinin derinleştiği, kuraklıkların arttığı bu dönemde, deniz suyunu içme suyuna çevirme fikri kulağa mantıklı geliyor. Peki bu neden hala yaygın bir çözüm değil? Okyanus suyunu tatlı suya çevirmek teknik olarak mümkün ama ekonomik, çevresel ve enerji açısından oldukça maliyetli bir işlem. Şimdi gelin, bu sürecin neden hala sınırlı kaldığını birlikte inceleyelim.Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3

Sanatın iyileştirici gücünü hepimiz iyi biliriz. Bir kanundan ya da neyden çıkan tınılar, notaların hakkını vererek kadife tonda söylenen şarkı, her bir fırça darbesini hayranlıkla incelediğimiz bir tablo… Alır götürür bizi başka alemlere. Ruha, göze kulağa şifa olur. Zamanında külliye olarak kurulan, günümüzde sağlık müzesine dönüştürülen Edirne’deki tarihi yapıda bir zamanlar musikiyle, su sesiyle tedaviler yapılırmış. Bir şelalenin, deniz kenarındaki dalga seslerinin, kuş cıvıltılarının huzurunu kim verebilir? Doğada gezintiye çıkmanın da rahatlatması bu sebeptendir. İnsanın dokunarak bozmadığı doğal ortamların her karışı gerek görüntüsüyle, gerek kokusuyla ve sesiyle ilahi sanatı bizlere resmeder. İşte gerçek sanat bence budur. Ve Yaratıcı’nın sanatından izler taşıyan her sanat türü bence bi o kadar güzeldir.

Oteller vardır, sadece konaklamak içindir. Bir de bazıları, zamanla sohbet etmek gibidir…Türkiye, binlerce yılın izini taşıyan eşsiz yapılara ev sahipliği yapıyor. Ama bu yapılardan bazıları var ki, sadece restore edilmedi — adeta yeniden doğdu. Her biri birer “yaşayan müze” olan bu oteller, misafirlerine tarih, kültür ve dokunuşun birleştiği unutulmaz bir deneyim sunuyor.Bu yazımızda, taşlarına tarih sinmiş 10 özel otelde büyülü bir yolculuğa çıkıyoruz. Kapadokya’nın mağaralarından Mardin’in dar sokaklarına, İstanbul Boğazı’ndan Konya’nın kervan yollarına kadar…

Astrolojinin kişiliğimiz, davranışlarımız ve hatta dış görünüşümüz hakkında söylediği pek çok şey var. Bugün Venüs burcunu müzik açısından ele alacağız. Venüs burcuna göre dinlemen gereken şarkıyı öğrenmek için hemen aşağı kaydır!

Mor ve Ötesi sadece bir rock grubu olmakla sınırlı değil. Aynı zamanda bir kuşağın iç sesi, yalnızlığın melodisi, isyanın ritmi. Yıllar geçse de anlamını yitirmeyen sözleriyle, her şarkısı adeta bir içsel yolculuk başlatıyor. Kimileri için bir ayrılık anısı, kimileri içinse bir aydınlanma kıvılcımı... Grubun şarkılarında bazen toplum eleştirisi gizli bir dizeye sıkışıyor, bazen de aşkın en karmaşık hali çığlık olup çıkıyor. Buyurun, Mor ve Ötesi'nin sizi düşünceden düşünceye sürükleyecek en etkileyici şarkıları...

Bazı şarkılar vardır ya hani... Dinlersin ve bir anda zaman durur. Cümlelerin her biri kalbine işlenir, “bunu ben yazmalıydım” diye iç geçirirsin. Belki bir ayrılık, belki bir pişmanlık, belki de tarifini bile bilmediğin o tuhaf duygular… Herkesin hayatında bir noktaya dokunan o parçalarla dolu bu liste.Peki ya senin için o şarkı hangisi?

90'lar, müzik dünyasında efsaneleşen bir döneme damgasını vurdu. Birçok şarkı, yıllar geçtikçe zamanın ötesine geçip 'klasik' halini aldı. Ancak bazen, o dönemin en popüler parçalarının çıkış tarihleri kafaları karıştırabiliyor. 'Bu şarkı kesin 90'larda çıktı!' dediğin parçalar aslında farklı yıllarda çıkmış olabilir :)Hazır mısın? Bakalım, hangi şarkıları doğru hatırlıyorsun?👇🏻

Anadolu’nun ritmini alıp caz sahnesine taşıyan, vurmalı çalgılarla sınır tanımayan, hem yerli hem de dünya müzik çevrelerinde saygıyla anılan bir isim varsa o da Okay Temiz. Adını duyduğunda “Aa tanıyorum!” diyenler kadar, “Keşke daha önce tanısaydım!” diyenler de var. Hazırsan, gel birlikte bu efsanevi müzisyeni yakından tanıyalım:

Müzik yalnızca dinlenmez aynı zaman da yaşanır da. Milyonlarca insanın aynı şarkıda coştuğu, çamura bata çıka dans ettiği, sabahlara kadar müzikle mest olduğu devasa festivaller, hem çılgın enerjileri hem de dev organizasyon yapılarıyla akılları alıyor. Kalabalık beni bozar diyorsanız bir daha düşünün zira bu festivallerde tek başınaymış gibi hissettiren bir kolektif mutluluk var. Kimi sokakta bedava, kimi çöldeki bir çılgınlık ama her biri müziğin evrensel dilini bir üst seviyeye taşıyor. İşte dünyanın en çok katılımlı müzik festivalleri!

Bazen bir cümle bazen de bir kelime ruhunuza dokunmayı başarır. Edebiyat böyle bir şeydir: İçinizdeki duyguları harekete geçirip gizli hazinelerinizin günyüzüne çıkmasını sağlar. Usta kalemlerden çıkan kitaplar her sayfasında sizi duygudan duyguya sürükler.X kullanıcıları, daha ilk cümleden kalplerine dokunan Türk Edebiyatçılarının o satırlarını paylaştı. Bakalım siz de sevecek misiniz?