TARİH

İnovasyon delisi, çağımızın dahisi müteveffa Steve Jobs'dan bir başka hikmet incisiyle bugün karşınızdayız.

TRT'nin internete yüklediği arşivlerde neler var neler... Her gün karşılaştığımız efsane görüntülerle biraz daha geçmişe özlem duyuyoruz...

Tarihler 4 Nisan 1953'ü gösterdiği gün, Türk Donanma Tarihi'nin en acı olaylarından biri Dumlupınar Denizaltı Faciası meydana geldi. Aynı zamanda Ah Bir Ataş Ver Sigaramı Yakayım türküsünün de çıkış noktası olan bu büyük faciada, denizaltındaki askerlerin merkezle aralarındaki son konuşmaları 'Birer Cigara Yakalım mı?' sözüyle son bulmuştur. Gelin bu büyük trajedi sırasında yaşananlara, merkezle denizaltı arasında geçen konuşmalara özel animasyon videoyla beraber bakalım.

Celine Symbiosis isimli Twitter kullanıcısı sanat tarihi üzerine insanları bilgilendirme amacı güderek Twitter'da belirlediği çeşitli konular hakkında flood paylaşımlara imza atıyor. Onun, dünyanın en meşhur tablosu Mona Lisa'nın bugünkü ününe kavuşturan çalınma hikayesini anlattığı bu flood!unu sizlere ulaştırmak istedik.Bu hesabı Twitter'da kesinlikle takip etmeliyim diyenler BURADAN ulaşabilir. Diğer yazıları içinse bu blog sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Geçtiğimiz günlerde BBC Türkçe'nin vermiş olduğu bir habere göre, Cambridge Üniversitesinde yapılan çalışmalarda, Türk tarihinin en mühim isimlerden olan Attila ve Batı Hunları hakkında yeni bilgiler elde edildi.

Tarihi fotoğraflar, hiçbir zaman ilginçliğini yitirmeyen ve günümüze ulaşmış zaman makineleri adeta. Bu yönleri sebebiyle de tozlu raflar arasından çıkartılarak paylaşılan tarihi fotoğraflar gün geçtikçe artıyor ve ilgililerin beğenisine sunuluyor. Bana bunlar yetmez derseniz, düzenli olarak güncellenen Reddit Historyporn kanalını takip edebilirsiniz.

Bundan binlerce yıl önce bazı toplumlar için ölüleri mumyalamak oldukça yaygın bir pratikti. Tarih boyunca korunan bu mumyalara dair bilgimiz ise dışarıdan görünenlerle sınırlıydı. Taa ki bugüne kadar...

Tarihi yarımada ya da Suriçi; Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi ile çevrili olan; İstanbul şehrinin ilk kurulduğu ve geliştiği bölgeye verilen addır. Tarihi yarımadada ilk yerleşim yeri MÖ 685 yılında Megara'dan gelen Yunanlar tarafından Byzantion adıyla kurulmuştur. Tarih boyunca yarımadadaki şehir değişik adlarla anılmış; Türkler tarafından ele geçirildikten sonra ise Dersaadet ve İstanbul gibi adlarla anılmıştır.

John F. Kennedy’nin henüz genç bir adamken, Adolf Hitler’in aslında ölmediğini düşündüğü ortaya çıktı.

Ağzında sigarasıyla döner kesen abimiz 1920'lerden bizlere gülümsüyor...

20. yüzyılın belki de en psikopat katili olan Ed Gein'i duymuşsunuzdur mutlaka.Hani şu kurbanlarından kendisine kıyafet, aksesuar yapan cani ruhlu katil.Sayısı bilinmeyen insanın canına kıyan nekrofili hastası Gein, mahkemede sadece 15 kişinin ölümünden sorumlu tutulsa da canını aldığı kurbanlarının sayısının, çoğu kadın olmasıyla birlikte, 100'leri bulduğu söylenir. Tarihin en büyük sapığının bu eylemlerinden 'ilham alan' Kayla Arena and Toby Barron adındaki iki sanatçı, insan derisi görünümünde bu ilginç kreasyonu yaratmış.Birazcık Ed Gain ve sapkınlıklarından da bahsederek, gelin bu sanatçıların en ürkütücü çalışmalarını, Ed'in hangi eylemlerinden ilham alarak yarattıklarına birlikte bakalım...

Twitter'da CON SINOV adlı kullanıcının, tüm umutlar tükenmek üzereyken Atatürk'ün Yunan ordusunu Ege'den savuşturarak Kurtuluş Savaşı'nı kazanmamızı sağlayan o muhteşem savaş planını anlattığı etkileyici flood'u bir hayli beğeni topladı. İşte o flood...

'Hunlar; Gök'ün gururlu çocuklarıdır!' Hunlardan söz ederken, böyle yazmaktadır, kadim Çin tarih kaynakları. Mete Han, 'Gök'ün gururlu çocuklarını' yüksek ülkülere taşıyan, onlara, 'Acuna egemen olma' düşüncesini aşılayan hakandır. 'Tam yirmi altı devlet aldım! Yirmi altı budun üzerine han oldum!' diyerek belirtmiştir bu düşüncesini. 'Bütün yay çeken budunları Hun yaptım!' diyerek, birleştirici bir Türk milliyetçiliğinin ilk tanımını yapmış, TURAN'ı gerçekleştirmiştir. Büyük Hun İmparatorluğu'nu kuran Hun Hakanı Mete Han'ın görkemli yaşamını anlatan, tamamen tarihi gerçeklere dayanılarak yazılmış bu roman, Kadim Türk Tarihi'nin çok önemli bir dönemine ışık tutmaktadır.

Damat Ferit Paşa, birçok Türk vatandaşının ismini duyduğu tarihi bir şahsiyettir. Bu şahsiyet günümüzde ya göklere çıkartılıp övülerek veya tam tersine yerin dibine sokularak tasvir edilmektedir. Bizim amacımız ise burada Damat Ferit'i tarihi bir şahsiyet olarak objektif biçimde değerlendirip, sorgulamaktır.

Teknoloji geliştikçe, uzağı yakın etmeyi başarıyor.