Tarih Kokuyor! Geçmişe Dikiz Aynasından Bakıyor Hissi Uyandıran 28 Yıllanmış Fotoğraf
Tarihi fotoğraflar, hiçbir zaman ilginçliğini yitirmeyen ve günümüze ulaşmış zaman makineleri adeta. Bu yönleri sebebiyle de tozlu raflar arasından çıkartılarak paylaşılan tarihi fotoğraflar gün geçtikçe artıyor ve ilgililerin beğenisine sunuluyor. Bana bunlar yetmez derseniz, düzenli olarak güncellenen Reddit Historyporn kanalını takip edebilirsiniz.
Karşınızda Dünya Tarihinin Bilinen İlk Ninnisi
Dünya tarihinin ilk yazılı kayıtlarda geçen ninnisi Sümerlere aittir. Bu mükemmel eser, oğullarından birinin hastalığı sebebiyle çok üzülen Şulgi’nin karısının ağzından yazılmış bir şarkıdan oluşur. Bu eşsiz çivi yazılı metni Samuel Noah Kramer, değerli Sümeroloğumuz Muazzez İlmiye Çığ’ın büyük katkılarıyla çevirisini yaparak bizlere sunmuştur.
'AKM Binası Ayakta Duracak Durumda Değil'
Atatürk Kültür Merkezi binası ile ilgili konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, 'Fiziki olarak ayakta duracak durumda değil. Biz yıkmazsak birilerinin üzerine yıkılacak. Bir opera inşa etmek istiyoruz. Taksim'le uyumlu yapı olacak' dedi. Bir süre önce Avusturya ile yaşanan gerginliğin ardından kazıların durdurulduğu Efes Antik Kenti ile ilgili de açıklama yapan Avcı, önümüzdeki dönem arkeolojik kazılara Türk arkeologları ile devam etmek istediklerini söyledi.
İçindeki Sırları Öğrendiğinizde Ufkunuzu İki Katına Çıkaracak Gizem Dolu Kitaplar
Mistisizm, okültizm, spiritüalizm gibi insan ruhunun gizemli dünyalarına kapı aralayan yaklaşımlara dair ilginiz var mı? Eğer varsa tarih boyunca gizemli ilimler ile uğraşan insanların yazdığı sırlarla dolu kitaplar da hiç şüphesiz ilginizi çekecektir. Drgoku isimli Ekşi Sözlük yazarı da işte böylesi kitaplar üzerine bir entry kaleme almış. Biz de bu sır dolu kitaplar üzerine yazılmış bu yazıyı sizinle paylaşmak istedik.Not: Bu yazı, yazarının izniyle yayımlanmaktadır!
Hangi Mitolojik Japon Tanrısısın?
Belki de Japon Mitolojisi'ni hiç duymadın! Ama emin olabilirsin ki çok ilgi çekici. Pekii sen hangi mitolojik Japon tanrısın?Testi çöz ve sonucu gör!
Milli Egemenlikten Demokrasiye Atatürk'ün Az Bilinen 19 Sözü
Bizim hükümetimizin şeklini ve esasını anlamayanlar veya anlamak istemeyenler vardır. Bu tereddüdü gidermek için Anayasanın ruhunu iyi incelemek lazımdır. Gerçekte Anayasanın özellikle bazı maddelerinin bilinmesi gereklidir. Mesela birinci maddeyi beraber inceleyelim. Madde 2 fıkrayı kapsıyor. Efendiler! Bilirsiniz ki irade denilen bir şey vardır. Bir insanın iradesi olduğu gibi insanlardan oluşan herhangi bir sosyal toplumun da iradesi vardır. İrade vicdanın eğilimi, arzusu demektir. Yani bu manevi bir şeydir. İrade-i külliyeyi zat-ı Bani'ye bırakarak şerri bir lisanla ifade etmek isterseniz, buna irade-i cüz'iye deyiniz! Bu manevi iradenin meydana çıkması ve görünmesi için bir araç gereklidir ve vardır ona egemenlik derler. Egemenliğini herhangi birine bırakan bir insan kendi iradesinin kullanılacağından emin olamaz. Bunun için insanlar, milletler kendi iradelerini kendi vicdanlarının eğilimini yapmak ve uygulamak isterlerse egemenliklerini mutlaka ellerinde tutmak mecburiyetindedirler. Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. Milletler egemenliklerini geçici olarak da olsa verecekleri meclislere dahi lüzumundan fazla güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile istibdat edebilirler. Ve bu istibdat şahsi istibdattan daha öldürücü olabilir. (1923)
1960'lardan Sınırları Zorlayıcı ve Aklınızının Alamayacağı Sanat Performansları
1960'larda dünyayı sarsan bir akım ortaya çıkmıştır; Fluxus. Peki bu ne anlama gelmektedir ?Fluxus'u anlamak için Dada'yı, Dada'yı anlamak içinse Avangard'ı bilmek gerekmektedir.Avangard sanatta yepyeni bir anlayıştır. 'Öncü At' anlamına gelen bu sözcüğün sanatın yapısını tamamen değiştireceği nereden bilinirdi ki?Avangard anlayışında tuvale boyaya, galeriye, manzaraya, müzeye hatta sanat eğitimine yer yoktur. Geleneksel sanat anlayışına ve sanatta var olan tüm iktidar odaklarına karşı bir duruş söz konusudur. Sanat, galeri ve müzelerde kendisine dokunulamayan milyon dolarlara satılan bir nesne olamayacak kadar önemlidir. Dönemin sanat alıcısı olan burjuva sınıfına karşı bir saldırı da söz konusudur.Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan Dada tam da bu denklemde ortaya çıkmış ve anti-estetik siyasi kaygıları içerisinde barındıran bir akımdır. Kolajın ve geleneksel sanat anlayışından kopuşun yaşandığı bu akımda sanatçılar, bunalımda olan dünyaya karşı bir çığlık niteliğindedir.Fluxus bu anlamda bir neo-dada olarak nitelendirilmiştir. Hayat sürekli devam eden bir devinim içerisinde ise sanat bundan bağımsız olamaz. Sürekli hareket halinde, değişen ve gelişen bir süreçtir. Bundan dolayı bir eser asla tamamlanmamaktadır. 1960'larda ortaya çıkan Fluxus'un ucu açık olduğundan pek çok sanatçı bu anlayışa isteyerek ya da istemeyerek dahil olmuş, bulunmuş ve de ayrılmıştır. Zaten tam da Fluxus'un karakterine uygun bir durumdur bu. Okuyucuyu daha da detaya boğmadan 60'lardan aklınızın alamayacağı sanat akımlarına bir göz atalım..Sanatçıları ve performansları inceledikten sonra, bu performansların tabanında ciddi manifestolar, bildiriler olduğunu, dolayısıyla her bir eylemin sanat tarihinde yer edindiğini, döneminde sansasyon yarattığını dolayısıyla hiç bir sanatçının ruh ya da akıl hastası olmadığını unutmamak gerekmektedir.Sanatçıların manifestoları, estetik felsefesi ve genel sanat tarihi bilgisi gerektirdiğinden, fazla detaya girmeden yalnızca en bilinen performansların yapılış şekillerini ele alan bir yazı okuyacaksınız.Not: Bu Galeri +18 görsel barındırmaktadır.