onedio

Güney Kore Haberleri

Güney Kore ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Güney Kore ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Haftada 4 Gün Çalışıp 3 Gün İzin Yapmak Mümkün mü? Yeni Çalışma Modeli Araştırmasından İlginç Sonuçlar
Yapılan bir araştırma haftada dört gün çalışma ve üç gün izin yapmanın üretkenliği ve verimi artırdığını ortaya koydu. Boston College araştırmacıları 6 ülkeden 141 şirketle bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada çalışanların tükenmişlik, mesleki tatmin, fiziksel sağlık ve ruh sağlığına odaklanıldı. Araştırmanın sonucunda ise çalışanların sağlığında iyileşmeler; işte ise verimin arttığı ortaya konuldu. Peki vatandaşlar haftada 4 gün çalışıp 3 gün izin yapma konusunda ne diyor?KaynakKaynak 2
WhatsApp'ten Gelen 'Bir Dost' Mesajlarına Dikkat
Kaspersky Lab tarafından yayınlanan ocak ayı spam raporuna göre, marketler zinciri WalMart’tan gelen “yönetici” e-postalarıyla WhatsApp’ten gelen “bir dost” mesajlarına dikkat etmekte fayda var. Kaspersky Lab, bu yılın ilk ‘spam raporu’nu yayınladı. Bu rapora göre, tüm dünyada istenmeyen e-postaların payı, ocak ayında 7,6 puan azalarak, yüzde 65,7’ye geriledi. Bu düşüşte, ocak ayında iş etkinliklerinin azalması ve çok sayıda botnet’in kapalı olmasıydı. Firmanın ocak ayına yönelik istenmeyen e-postalar raporu, bu e-postaların içeriği ve kaynaklarıyla ilgili de bilgi sunuyor. Mesela, bir sonraki ayın önemli etkinliği Sevgililer Günü, istenmeyen e-postalarda patlamaya yol açtı. Romantik bir akşam yemeği veya gezi sunan klasik ‘çiçek’ e-postalarının yanı sıra bazı İngilizce istenmeyen e-postalar ‘gökyüzünde bir yıldız’ gibi pek de alışılmadık hediyeler öneren reklamlar içeriyordu. Dolandırıcılar tarafından kullanılan bir diğer önemli olay ise Soçi Olimpiyat Oyunları oldu. Ocak ayında Olimpiyat Oyunlarının logosunu taşıyan sahte tasarım ürünleri ve aksesuarların reklamlarını içeren toplu e-postalar tespit edildi. Ocak ayında, özel ve ticari tesisler için video gözetim sistemleri satma ve bu sistemleri kurmayı öneren toplu e-postaların sayısında bir artış gözlendi. Bu tür tekliflere uzun yıllardan bu yana rastlıyoruz. Bunlar temel olarak, video gözetim sistemlerinde uzman farklı kuruluşların adına yazılmış olan istenmeyen e-postalardır. Bir kural olarak bu e-postalarda şirketin adı göndericinin adresinde belirtilmez. Bunun yerine adres, her seferinde mesajın içeriğindeki yöneticiyle aynı adı taşımayan göndericinin adını veya soyadını içerir. Ancak bu kez istenmeyen e-postalar, kişisel güvenlik ve karı kocaların birbirlerini gözetleme olasılığına odaklanıyordu. Ayrıca ev çalışanlarıyla ve temizlik işçilerinin gözetlenmesi de konu ediliyordu. Mesajlar genellikle, bir telefon numarası yerine gözetleme kameraları satan yüklenicinin sitesine veya bir çevrimiçi mağazaya bir bağlantı içeriyordu. Ülkelerin listedeki konumuna gelince… Tüm istenmeyen e-postaların yüzde 21,9′unun kaynağı olan ABD, yaklaşık 3 puanlık artışla ikinci sıradan birinciliğe yükseldi. Buna karşılık Çin’in katkısı (yüzde 16) 7 puan düştü ve ülkenin ikinci sıraya gerilemesine neden oldu. Güney Kore (yüzde 12,5) listenin üçüncü sırasında yer aldı. Popüler sosyal ağ siteleri ve anlık mesajlaşma hizmetleri, zararlı yazılımlar içeren sahte bildirimler için yine tercih edilen hedefler oldu. Ocak ayında, akıllı telefonlarda kullanılan WhatsApp platformlar arası mesajlaşma hizmetinden gönderilmiş gibi görünen zararlı yazılım içeren bildirimler görüldü. Ocak ayında, kullanıcının arkadaşlarından birinin ya da sadece “bir arkadaşının” ona WhatsApp uygulamasından bir fotoğraf veya görüntü gönderdiğini bildiren sahte bildirimlerle karşılaştık. Ekli arşiv aslında, Kaspersky Lab tarafından algılanan, ana işlevi hedef bilgisayara başka bir zararlı yazılım indirmek olan zararlı bir arka kapı, Backdoor.Win32.Androm.bjkd. adlı zararlı programı içermekteydi. Ocak ayında kimlik avcılarının çok sayıda çevrimiçi mağazadan sahte bildirimler gönderdiği görüldü. Amerikalı perakende zinciri Walmart’ın “yöneticisi” imzalı hileli e-postaları alanlara siparişlerinin teslim edilemediği bildirilmiştir. Sorunu çözmek için bir form doldurmaları ve bir hafta içinde göndermeleri istenmiştir. Mesaj resmi kurumsal tarzda tasarlanmıştı, şirketin logosunu içermekteydi ve mesajın altında bir otomatik mesaj bulunmaktaydı; tüm bunlar kullanıcıyı e-postanın gerçek olduğuna inandırmak için düzenlenmişti. Yine de alıcının, e-postanın kendilerine ismen gönderilmemiş olmasından ve teslimatın gerçekleştirilememesine birden fazla neden gösterilmiş olmasından şüphelenmesi gerekirdi. Ocak ayında ayrıca, Amazon mağazasının adını taşıyan Almanca toplu kimlik avı e-postalarıyla da karşılaştık. Alıcı, hesabına başka bir bilgisayardan erişim sağlanmaya çalışıldığının tespit edildiği konusunda bilgilendiriliyordu. Alıcının hesap bilgilerini 48 saat içinde onaylaması gerektiği, aksi halde hesabın engelleneceği bildirilmişti. E-posta kimlik avı sayfasına bir bağlantı içermekteydi. E-postanın yasal bir mesaja en ufak bir benzerliğinin olmadığını da belirtmekte fayda var.Stuff
Mesajlaşma Uygulamaları Nasıl Para Kazanıyor?
Her ne kadar WhatsApp basit ve reklamsız hizmetini sürdürse de rakipleri Line, Kakao Talk ve WeChat gibi uygulamalar video oyunları gibi ek hizmetler ve şirket kullanıcıları için resmi hesaplar ile para kazanmaya çalışıyor. Bu uygulamalar için en büyük zorluk gelirlerini artırmaya çalışırken iletişim ve sosyal ağ araçları olarak cazibelerini de yetirmemelerinin gerekmesi. Örneğin Japonya, Tayvan ve Tayland'da oldukça popüler olan Line'ın şu an üç ana gelir kaynağı var: oyun içerisinde sanal ürünlerin satın alınabildiği bedava oyunlar, kullanıcıların mesajlarında gönderebilecekleri çizimler olan 'stickerlar' ve belli bir sayıda tanıtım mesajı gönderebilmek için şirketlerin ve ünlülerin satın aldıkları resmi hesaplar. Geçen ay Line yaptığı açıklamada 2013'ün dördüncü çeyreğinde gelirlerinin beş kattan fazla artarak 120 milyon dolara yükseldiğini belirtti. Line resmi hesaplardan gelen tanıtım mesajlarının ise geleneksel reklamlardan farklı olduğunu belirtiyor. Şirket bu reklamların yalnızca bahsi geçen hesaplara abone olan kişilere gönderildiğini ifade ediyor. Line'dan bir sözcü ise kendilerinin şirket ve ünlü hesabı olan kullanıcılarına çok sık mesaj atmamaları ve mesajlarını kısa tutmaları tavsiyesinde bulunduğunu söylüyor. Eğer kullanıcılar bir hesaptan çok fazla mesaj aldıkların düşünürse bu hesabı engelleyebiliyor. Bir iş modeli olarak resmi hesaplar reklamlar gibi işliyor. Japonya'da şirket ve ünlüler daha fazla abone çekmek ve daha fazla mesaj göndermek istiyorsa aylık ödemeleri gereken ücrette artıyor. Line'ın baş strateji ve pazarlama yetkilisi Jun Masuda Tokyo'da geçen hafta yaptığı basın toplantısında, 'Sadece bir iş modeline dayanmak yerine farklı modelleri bir araya getirmeye çalışıyoruz.' dedi. Güney Kore'de yaygın olarak kullanılan Kakao Talk da Line'ın para kazanma yöntemlerine benzer yöntemler kullanıyor. Mesajlaşma platformu üzerinden oynana renk eşleştirme oyunu Anipang bu alanda büyük başarı gösterdi. Yıllık finansal rakamlarını açıklamayan Kakao, markalara ve 'Gangnam Style' ile ün yapan Psy gibi bazı ünlülere abonelerine mesajlar ve güncellemeler göndermelerine izin vererek de para kazanıyor. Kakao CEO'su Sirgoo Lee yeni gelir kaynakları bulmak için yedi veya sekiz yeni proje üzerinde çalıştıklarını söyledi. Line yetkilisi Masuda da şirketin mesajlaşma platformu üzerinden para kazanmak için e-ticaret ve müzik paylaşımı gibi diğer hizmetler üzerinde çalıştığını söyledi. Çin'de ise yerel internet devi Tencent Holdings 'in geliştirdiği WeChat, geçen yıl uygulama içerisine elektronik ödeme özelliğini entegre etti. Böylece uygulama üzerinden yapılacak işlemlerden küçük de olsa şirket bir pay alacak. Line ve Kakao gibi WeChat de gelir elde etmek için video oyunlarına başvuruyor. Buna karşın Facebook 'un 19 milyar dolara satın aldığı WhatsApp hizmetini basit iletişim özellikleri sınırlı tuttu. Bu da bu uygulamayı bazıları için daha cazip hale getirdi. Ancak analistler bu stratejinin aylık 450 milyon aktif kullanıcısı olsa da şirketin gelir elde etmesini sınırladığını belirtiyor. Bu uygulamadan elde edilen gelir geçen yıl 20 milyon dolar idi. Her ne kadar şirket bir yıllık kullanımın ardından ücret talep ettiğini söylese de ücretli kullanıcı sayısının ne kadar olduğunu açıklamıyor. Facebook'u da arkasına alarak WhatsApp uzun vadeli bir iş modeli kurmak için daha fazla zaman kazanmış görünüyor. WhatsApp CEO'su Jan Koum Facebook ile yapılan anlaşmayı duyurmak için geçen ay yaptığı basın toplantısında 'Para kazanmak bizim önceliğimiz değil. Büyümeye odaklandık.' demişti. WSJ
TSK, İlk Parti MPT-76 Milli Piyade Tüfeğine Kavuştu
Adını, 'Milli Piyade Tüfeği'nin kısaltması olan MPT ve 7.62 milimetrelik çap ölçüsünden alan 'MPT-76' tüfeklerin 200 adetlik ilk kafilesi, Kara Kuvvetleri birliklerine teslim edildi. Seri üretime geçilmesiyle birlikte, gelecek yıldan itibaren emektar G-3 tüfeklerinin yerini milli tüfek MPT-76 alacak. Tamamen Türk mühendis ve işçileri tarafından tasarlanıp üretilen MPT-76'nın tüm fikri ve sınai mülkiyet hakları Savunma Sanayii Müsteşarlığına ait. MPT-76 için uluslararası patent başvuruları yapıldı. Seri Üretim Dönemi Sözleşmesi'nin 2014 yılı içinde imzalanması ve teslimatların yıl sonundan önce başlaması hedefleniyor.Japonya, Suudi Arabistan, Pakistan, Güney Kore ve Azerbaycan'ın da MPT-76 ile ilgilendiği belirtiliyor.teknokulis
9 Yeni Film Vizyonda
Türkiye sinemalarında bu hafta 9 film vizyona girdi. Ödüllü yönetmen Ferzan Özpetek'in 10. filmi 'Kemerlerinizi Bağlayın/Allacciate le Cinture' sinemaseverlerle buluşacak. 'Kemerlerinizi Bağlayın' Başrollerini Kasia Smutniak ve Francesco Arca'nın paylaştığı filmde, Filippo Scicchitano, Carolina Crescentini, Francesco Scianna, Elena Sofia Ricci, Carla Signoris, Paola Minaccioni rol aldı. Hikaye ve senaryosunu Ferzan Özpetek'in Gianni Romoli ile birlikte yazdığı filmin görüntü yönetmenliğini Gian Filippo Corticelli, kurgusunu Patrizio Marone yaptı, kostümleri Alessandro Lai hazırladı. İzleyiciyi yasak bir tutkunun hikayesinden, 13 yıllık bir evliliğin yolculuğuna çıkaran ve gerçek bir hikayeden esinlenilen filmin çekimleri, İtalya'nın güneyindeki Lecce şehrinde gerçekleştirildi. 'Zaman Makinesi 1973' Yönetmenliğini Aram Gülyüz'ün yaptığı, yapımcılığını Mustafa Sirmen'in üstlendiği 'Zaman Makinası 1973'ün senaryosunu Kemal Kenan Ergen yazdı. Müziklerini Gökalp Ergen, kostümlerini Ayten Şentürk'ün yaptığı filmde, Gürgen Öz, Seda Bakan, Mustafa Uzunyılmaz, Zihni Göktay, Ali Rıza Tanyeli, Ferdi Sancar, Damla Tangül, Esvet Şahin, Ali Yoğurtçuoğlu, Fülhan Tekin, Birsu Demir, Fatih Koyunoğlu, Can Bartu Aslan ve Fehmi Dalsaldı kamera karşısına geçti. Bir baba-oğul hikayesi olan Zaman Makinesi 1973'ün konusu özetle şöyle: 'Tolga'nın babası Ali Rıza Bey vefat eder, tüm servetini annesine bırakırken, Tolga'ya sadece Anadol STC 16 marka eski bir otomobil bırakır. Tüm mirastan men edilen Tolga sinirlenir ve arabaya atlayıp uzaklaşmak ister. Sinirle başına gelenleri eleştiren Tolga, bir anda havalanan arabası ile kendisini gökyüzünde bulur ve araba onu kumsala ulaştırır. Zaman Makinesi 1973, Tolga'nın günümüzden geçmişe gidişini ve 1973 senesinde başına gelen olayları anlatıyor.' 'Sadece Sen' Haftanın merakla beklenen filmlerinden biri de Güney Kore yapımı 'Only You Always'den uyarlanan 'Sadece Sen'... Yönetmenliğini Hakan Yonat'ın yaptığı filmin uyarlama senaryosunu Asli Zengin ve Ceren Aslan yazdı, müzikleri de Yıldıray Gürgen imzası taşıyor. En son 'Kelebeğin Rüyası' adlı filmde başarılı performansıyla dikkat çeken Belçim Bilgin'in görme engelli 'Hazal'ı, oyuncu İbrahim Çelikkol'un da eski bir boksör olan Ali'yi oynadığı filmde, Kerem Can, Necmi Yapıcı, Cezmi Baskın ve Erol Demiröz de rol aldı. Filmin konusu şöyle: 'Görme engelli Hazal ile eski bir boksör olan Ali'nin yolları sürpriz bir şekilde kesişir. Ali'nin aşkı, karanlığa mahkum olmasına rağmen hayat dolu olan bu genç kız için bir umut olur. Kader onları aşk ile birleştirir ancak Ali'nin karanlık geçmişi ikisinin de bilmediği bir gerçeğin ortaya çıkmasına sebep olur. Ali, Hazal için hayatını tehlikeye sokacak bir oyunun içine girer. Aşkı uğruna girdiği bu mücadele yine onların kaderini belirleyecektir.' 'Köksüz' Deniz Akçay, ilk uzun metrajlı filmi 'Köksüz'ün senaryosunu da kendisi yazdı. Ahu Türkpençe, Lale Başar, Savaş Alp Başar ile Sekvan Serinkaya'nın rol aldığı film, beklenmedik bir kayıpla sarsılan bir ailenin, bu kaybın ardından nasıl baş edeceklerini bilemedikleri yeni durumla karşı karşıya kalmaları, aile içindeki erk mücadelesi ve yetersizlik, kaçışlar, iletişimsizlik, suçluluk, bunun yarattığı öfke ve bunalım, aidiyet hissi ve bu hissin yoksunluğunun insanları sürüklediği suçlar üzerine kurulu. 2013 Venedik Film Festivali'nin 'Yarışma Filmi' olarak gösterilen 'Köksüz', 2013 Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde 'En İyi Kadın Oyuncu' ve 'Yılmaz Güney' ödüllerini, 2013 Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde ise 'Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'nü aldı. 'Dursun Çavuş' Ali Engin'in yönettiği 'Dursun Çavuş' adlı filmde, Turan Özdemir, Sinan Bengier, Perihan Savaş ile Seden Kızıltunç oynadı. Konusunu yaşanmış gerçek bir hikayeden alan 'Dursun Çavuş', 1973 yılında Adıyaman'da yaşanan bir seçim yarışında meydana gelen trajik komik olayları konu ediniyor. 'Büyük Usta' Yönetmenliğini Çinli yönetmen Kar Wai Wong'un üstlendiği 'Büyük Usta/Grandmaster', Uzak Doğu dövüş sanatlarına odaklanıyor. Filmde, Ziyi Zhang, Tony Leung, Chiu Wai, Cung Le, Hye-kyo Song, Chen Chang rol aldı. Filmde, Bruce Lee ve onun gibi birçok efsane dövüşçüyü yetiştiren Ip Man'in gerçek hikayesi beyaz perdeye aktarılıyor. 'Rüzgar Yükseliyor' Haftanın animasyon filmi Japon yönetmen Hayao Miyazaki imzası taşıyor. 'Rüzgar Yükseliyor/The Wind Rises' adlı filmin senanyorusun da Hayao Miyazaki yazdı. Müzikleri Joe Hısaishi imzası taşıyan film, Jiro'nun yaşamını, Kanto depremini ve Japonya'nın 2. Dünya Savaşı'na girişini konu ediniyor. Filmin konusu özetle şöyle: 'Jiro uçmayı ve güzel uçaklar tasarlamayı hayal ediyordur. Erken yaşlardan itibaren miyop olan ve pilotluk yapması mümkün olmayan Jiro, 1927 yılında Japonya'nın önde gelen havacılık şirketlerinden birinde kendine iş bulur. Dehası kısa bir sürede fark edilir ve Jiro dünyanın sayılı uçak tasarımcılarından biri olur.' Japon Akademi Ödülü'nde 'Yılın Animasyonu' ödülünü alan filmde, Hideaki Anno, Miori Takimoto, Hidetoşi Nişijima rol aldı. 'Bay Peabody ve Meraklı Sherman: Zamanda Yolculuk' Sinemaseverleri 'Madagaskar', 'Kung Fu Panda' ve 'Şrek'le tanıştıran stüdyo Dreamworks Animation'ın yeni macerası 'Bay Peabody ve Meraklı Sherman: Zamanda Yolculuk' vizyona girecek. 'Büyük bir işadamı, kaşif, bilim adamı, gurme, Olimpiyat Madalyası sahibi bir atlet ve bir dahi olmasının yanında, dünyanın en zeki ve en başarılı köpeği' Bay Peabody'u Yekta Kopan'ın seslendirdiği animasyon filmi, Rob Minkoff'un yönettiği filmin senaryosunu Jay Ward ve Craig Wright yazdı. 'Hız Tutkusu' EA Games'in aynı isimli dünyaca ünlü video oyunundan uyarlanan 'Hız Tutkusu/Need For Speed', hız ve macerayı bu sefer beyazperdeye taşıyacak. 3D seçeneğiyle vizyona giren filmin başrollerinde Aaron Paul, Dominic Cooper, Imogen Poots, Ramon Rodriguez, Rami Malek, Scott Mescudi, Dakota Johnson, Harrison Gilbertson ve Michael Keaton yer aldı. Filmin yönetmenlik koltuğuna ise usta isim Scott Waugh oturdu. Filmin konusu şöyle: 'Tobey Marshall, ailesinin otomotiv dükkanını işletmektedir. En büyük hobisi sokaklarda arkadaşlarıyla araba yarışlarına katılmaktır. Çok mutlu bir adam olan Tobey, işlemediği bir suç yüzünden hapse atılınca tüm hayatı tepetaklak olur. Bedeli ne olursa olsun 2 yıllık hapis cezası bittikten sonra düşmanlarından intikamını alacaktır.' CNN TÜRK
Dağlardan Kaldırımlara Ormanlık Alanlardan Bubi Tuzaklarına Kadar Dünyadaki En İlginç Ülke Sınırları
Ülke sınırları genellikle sınır kapılarıyla bölünüyor. Bazı sınırlar da var ki oralarda doğa parçalanmamış veya doğaya insan eliyle müdahale edilmemiş. Bu ilgi çekici ülke sınırları doğanın bir bütün içerisinde uyumla hayatta kaldığı yerlerden. Bazı yerlerde iki ülkeyi bir kaldırım veya bir ev bile ayırabiliyor. Bu içeriğimizde dünyadaki en ilginç ülke sınırlarını keşfedebilirsiniz.
Kuzey Kore'de Erkeklere Zorunlu Başkan Traşı
Kuzey Kore yönetimi vatandaşlara dağıttığı kılavuzda erkeklerin Devlet Başkanı Kim Jong-un'la aynı tarzda saç traşını yaptırmalarını istedi. İki hafta önce başkent Pyongyang'da, devlet yaptırımlarına ilişkin ilkeler açıklanmış, daha sonra bu yaptırımlara ilişkin kılavuz da ülkenin geri kalanına dağıtılmıştı. Söz konusu kılavuza göre, erkeklerin Devlet Başkanı Kim Jong-un ile aynı saç kesimini yaptırması gerekiyor. Bazı Kuzey Korelilerin bu saç kesimiyle ilgili çekinceleri olduğu belirtiliyor. Özgür Asya Radyosu'na konuşan bir Kuzey Koreli, 'Başkanımızın saç modeli çok istisnai bir modeldir. Herkesin kafa ve surat şekli farklı olduğundan, her kestirene yakışmayabilir' dedi. Güney Kore'de yayımlanan Korea Times gazetesine göre, Çin'de yaşayan bir Kuzey Koreli, Kim Jong-un'un saç modelinin pek de rağbet görmediğini söyledi: 'Bu saç modeli daha çok Çinli kaçakçıları andırıyor. Hatta 2000'lere kadar bu kesime 'Çinli kaçakçı traşı' derdik.' Bugüne kadar Kuzey Kore'de kadınlara 18, erkeklere ise 10 modelde kesim yaptırma izni vardı. Daha önce Kuzey Kore devlet televizyonu da uzun saça karşı bir kampanya başlatmıştı. Kampanya çerçevesinde 'Saçlarımızı sosyalist yaşam tarzına uygun olarak keselim' çağrısı yapılıyordu. BBC Türkçe
Kaliteli Demokrasi, Güçlü Hukuk Devleti Olmayınca, Ekonomi De Küme Düştü
IMF’YE GÖRE TÜRKİYE 17. SIRADAN 19. SIRAYA İNECEKCHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, kaliteli demokrasi, güçlü bir hukuk devleti olmayınca ekonominin de güçlü olmadığını, refah ve gerçek bir büyüme yaratılamadığına işaret ederek, 'Türkiye Cumhuriyetin yüzüncü yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almak istiyorsa demokrasi kalitesini arttırmamız ve tam manasıyla bir hukuk devleti olmamız lazım.Bu zihniyetle devam edersek değil en büyük 10 ekonomiden biri olmayı, G20’nin bile dışında kalmakla karşı karşıya kalacağız' dedi.CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, konuyla ilgili olarak yazılı açıklama yaparak şunları kaydetti:Kaliteli demokrasi, güçlü bir hukuk devleti olmayınca ekonomi de güçlü olmuyor, refah ve gerçek bir büyüme yaratmıyor.Türkiye Cumhuriyetin yüzüncü yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almak istiyorsa demokrasi kalitesini arttırmamız ve tam manasıyla bir hukuk devleti olmamız lazım.Bu zihniyetle devam edersek değil en büyük 10 ekonomiden biri olmayı, G20’nin bile dışında kalmakla karşı karşıya kalacağız.IMF’ye göre Türkiye, 2013 yılında GSYH büyüklüğüne göre ülke sıralamasında 17’nciliğini korurken, bu yıl Hollanda ve Suudi Arabistan’a da geçilerek 19’unculuğa düşecek.Türkiye 2014’te, dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerini kapsayan  G20 ’de en alt sınıra doğru iniyor.  Büyük ekonomi sıralaması GSYH büyüklüğüne göre yapılırken, bir ülkenin asıl kalkınmışlığı ve refah seviyesini kişi başına GSYH’si gösteriyor.Kişi başına GSYH’ye göre yapılan sıralamada ise 2013’te bir basamak düşerek 65’inci olan Türkiye’nin bu yıl 2 basamak daha düşerek 67’nciliğe ineceği tahmin ediliyor.Türkiye, kişi başına GSYH’a göre sıralamada 2000 yılında dünya ülkeleri içinde dünyada 63’üncü sıradaydı. 2002 sonundan bu yana işbaşında olan AKP döneminde anlatılan “hızlı büyüme” masallarına rağmen Türkiye, 2000 yılındaki sırasının hala çok altında.Türkiye’nin kişi başına milli gelirde ise çok altlardaki sırasının giderek daha da aşağılara inmesi dünya ile karşılaştırmada kalkınmışlık ve refah düzeyinin giderek gerilediğini gösteriyor.2014’te öngörülen kişi başına GSYH’ye göre Türkiye, sadece Lüksemburg, Norveç, İsviçre, İsveç, Danimarka, Almanya, Fransa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin değil; İsrail, Umman, Bahreyn, Lübnan gibi Ortadoğu, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Estonya, Litvanya, Macaristan, Hırvatistan gibi eski Doğu Bloku ülkelerinin de altında kalıyor. Uruguay, Şili gibi Orta Amerika ülkeleri ve eski Sovyet ülkesi Kazakistan’ın kişi başına milli geliri Türkiye’den daha yüksek. Gabon, Panama, Venezuela, Palau, Barbados ve Şeyseller bile kişi başına gelirde Türkiye’nin önünde…IMF’ye göre Türkiye 2014 yılında 19’uncu sıraya düşecekBüyük ülke, itibarlı ülke, güçlü ülke olmanın yolu kaliteli demokrasiden geçiyor. Türkiye bugün Türkiye insani gelişmişlik sıralamasında 187 ülke arasında 90’ıncı sırada, basın özgürlüğü sıralamasında 179 ülke arasında 154’üncü, cinsiyet eşitliği bakımından 134 ülke arasında 120’inci sırada yer alıyor. Türkiye dünyada “hibrid rejim” ya da “yarı demokrasi” olarak geçiyor.Bağımsız ve tarafsız bir yargı olmazsa, güçlü bir ülke ve kaliteli bir demokrasi de olmuyor. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından son açıklanan verilere göre 2002 yılında cumhuriyet savcılarının soruşturma evresinde bir dosyayı görme süresi 212 günken, bugün bu süre 363 gün.  2002 yılında Cumhuriyet Savcıları 2.953.000 dosyayı soruştururken, 2012 yılında 6.285.000 dosyayı soruşturmuş, soruşturulan her 2 dosyanın sadece 1’inde kamu davası açılmasına karar verilmiş. 2002 yılında Ceza Mahkemelerinde bir dava ortalama 232 gün sürerken bu süre 2011 yılında 291 güne çıkmış, 2012 yılında 229 güne inmiş. Yani 10 yılda 4 gün ilerleme sağlanmış. Hukuk mahkemelerinde de aynı trend devam ediyor. 2002 yılında bir dosya 174 günde görülürken 2012 yılında 232 günde görülmüş. 2002 yılında Yargıtay Ceza Daireleri ve Genel Kurulu’nda 244.000 dosya varken bu sayı 2012 yılında 770.000’e çıkmış. Bir dosyanın ortalama görülme süresi 2 kattan fazla artmış. 2002 yılında bir dosya 138 günde görülürken, 2012 yılında 306 günde görülüyor. Bu veriler de gösteriyor ki, Türkiye’de hukuk işlemiyor, yargı hızlı, adil ve bağımsız karar alamıyor.Türkiye Cumhuriyetin yüzüncü yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almak istiyorsa, demokrasi kalitesini arttırmamız ve tam manasıyla bir hukuk devleti olmamız lazım. Eğer bir ülkede hukukun üstünlüğü olmazsa, yargı bağımsızlığı olmazsa, kuvvetler ayrılığı çalışmazsa, kaliteli ve gerçek demokrasi olmuyor. Kaliteli demokrasi, güçlü bir hukuk devleti olmayınca ekonomi de güçlü olmuyor, refah ve gerçek bir büyüme yaratmıyor.Gelir dağılımı adaletli olmayınca, kişi başına düşen gelir artmayınca, refah ve kalkınma bireye yayılmazsa da gerçek manada büyüme olmuyor İnsan hakları standartı yüksek olmayınca, ekonomi de güçlü olmuyor. Hukuk yoksa, demokrasi yoksa, güçlü ekonomi yoksa, o ülke itibarlı ve güçlü ülke de olmuyor. Bu nedenle de Türkiye sıralamalardaki yerini kaybediyor. Bu zihniyetle devam edersek, değil en büyük 10 ekonomiden biri olmayı G20’nin bile dışında kalmakla karşı karşıya kalacağız.IMF’ye göre Türkiye, 2013 yılında GSYH büyüklüğüne göre ülke sıralamasında 17’nciliğini korurken, bu yıl Hollanda ve Suudi Arabistan’a da geçilerek 19’unculuğa düşecek . Kişi başına GSYH’ye göre yapılan sıralamada ise geçen yıl bir basamak düşerek 65’inci olan Türkiye’nin bu yıl 2 basamak daha düşerek 67’nciliğe ineceği tahmin ediliyor.2000 yılında Türkiye dünyanın en büyük 18’inci ekonomisiydi.Cari fiyatlarla dolar cinsinden GSYH tutarına göre yapılan değerlendirmeye göre 2000 yılında Türkiye dünyanın 18’inci büyük ekonomisi konumunda bulunuyordu. Bülent Ecevit hükümetinin ABD’nin Irak operasyonuna destek vermemesi üzerine, yapılan manipülasyonla ani sıcak para çıkışı yoluyla ağır bir ekonomik kriz yaşatılan 2001 yılındaki hızlı küçülmeyle Türkiye büyük ekonomi sıralamasında 22’nciliğe düştü. İzleyen yıllarda yeniden büyümeye geçen Türkiye 2002’de 21’inci, 2003’te 18’inci, 2004’te 17’nciliğe yükseldi ve izleyen altı yılda bu sırayı korudu. Türkiye, 2011’de ise Endonezya’nın yükselişi sonucu 18’inciliğe indikten sonra 2012’de ise Hollanda’nın bir basamak düşmesi ile tekrar 17’nci oldu. 2013’te de bu sırayı koruyan Türkiye’nin bu yıl ise 2 basamak birden düşerek 19’unculuğa ineceği tahmin ediliyor.Üstelik IMF, Türkiye’nin 2013 yılı GSYH’sını 827.2 milyar dolar olarak öngörürken, TÜİK’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı tutar 820 milyar dolarla bunun da altında kaldı. 2014 yılı için de hükümetin açıkladığı OVP’de yer alan 867 milyar dolarlık hedefe karşılık IMF tahmini bu yıl için 767.1 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.2013’te sıralama fazla değişmedi…IMF’nin 8 Nisan itibariyle güncellediği veri tabanına göre 2013 yılında milli gelirde ilk 7 ülkenin sırası değişmedi. ABD 16 trilyon 780 milyar dolarla birinciliğini korurken, Çin 9 trilyon 181 milyar dolarla ikinci,  Japonya 4 trilyon 902 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri 3 trilyon 636 milyar dolarla Almanya, 2 trilyon 737 milyar dolarla Fransa, 2 trilyon 536 milyar dolarla İngiltere, 2 trilyon 243 milyar dolarla Brezilya izledi. Rusya 2 trilyon 118 milyarla bir basamak yükselip 8’inci olurken, İtalya 2 trilyon 71 milyar dolarla 9’unculuğa düştü. 1 trilyon 871 milyar dolarlık milli gelire sahip Hindistan’ın 10’uncu sıradaki yeri değişmedi.Sırasıyla Kanada, Avustralya, İspanya, Meksika, Güney Kore, Endonezya, Türkiye, Hollanda ve Suudi Arabistan dolar cinsinden GSYH’ye göre ilk 20 ülke arasında yer aldı.Suudi Arabistan ve Hollanda 2014’te Türkiye’yi solluyor…Tahminlere göre 2014 yılında, 17 trilyon 528 milyar dolarla ABD en büyük ekonomi olmaya devam ederken, ikinci sıradaki Çin’in GSYH’si 10 trilyon doları aşacak, üçüncü sıradaki Japonya’nın milli geliri de 4 trilyon 846 milyar dolara yükselecek.IMF projeksiyonlarına göre 2014 yılında da ilk 20 ülkenin sıralaması çok fazla değişmezken, en dramatik değişimi Türkiye yaşayacak. 18’inci sıradaki Hollanda ile 19’uncu sıradaki Suudi Arabistan’ın birer basamak yükselmesi sonucu Türkiye 2 basamak birden düşerek 19’unculuğa inecek.G20 dışında kalma riski var…AKP döneminde Türkiye’nin ekonomik büyümesi, cari açığı patlatma pahasına, “sıcak para” ile finanse edildi, sözü edilen “hızlı” büyüme masalının aksine, “el parası” ile kağıt üzerinde sahte bir büyüme sağlandı. Ancak bunun ülkeye ve topluma bir hayrı dokunmadı. Türkiye 2014’te, dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerini kapsayan  G20’de en alt sınıra doğru iniyor .Ekonomik hacim mi halkın refah düzeyi mi?Büyük ekonomi sıralaması GSYH tutarına göre yapılırken, bir ülkenin GSYH büyüklüğünün nüfusu ile de orantısı bulunuyor. Çin, Hindistan gibi kalabalık nüfuslu ülkelerin ilk 20 ekonomi arasına girmesine, bu ülkelerin kalkınmışlığının yanı sıra, hatta ondan daha fazla nüfus faktörü etki ediyor. Bir ülkenin kalkınmışlığı ve refah seviyesini ise asıl kişi başına GSYH’si gösteriyor. Asıl bakılması gereken, kişi başına milli gelir sıralamasında Türkiye’nin nerede olduğu ve AKP döneminde nereden nereye geldiği…İlk 20 ekonomi arasında yer alan Türkiye’nin kişi başına milli gelirde ise çok alt sıralarda bulunması ve sıralamadaki yerinin giderek aşağılara inmesi ülkenin kalkınmışlık ve refah düzeyinin dünya ile karşılaştırmada göreli olarak gerilediğini gösteriyor.Türkiye, kişi başına gelirde 67’nciliğe düşüyor…Türkiye, 2013 yılında GSYH büyüklüğüne göre ülke sıralamasında 17’nciliğini korurken, kişi başına milli gelire göre ülkeler sıralamada ise bir basamak düşerek 65’inci oldu. 2014’te ise Türkiye’nin 2 basamak birden düşerek 67’nciliğe ineceği öngörülüyor.2012’de Türkiye,  TÜİK’e göre 10 bin 497 dolar, IMF’ye göre 10 bin 523 dolar olan kişi başına milli geliri ile 64’üncü sırada yer alıyordu. 2013’te ise Türkiye IMF’ye göre 10 bin 815 dolar olan ancak TÜİK’in 10 bin 782 dolarla daha da düşük açıkladığı kişi başına GSYH ile 65’inciliğe geriledi. 2014’te ise OVP’deki 11 bin 277 dolarlık hedefe karşılık IMF,  9 bin 920 dolarlık kişi başına milli gelir öngörüyor. Bu da Türkiye’nin 2 basamak daha düşerek 67’nciliğe inmesi anlamına geliyor. Bu da AKP’nin 11 yılı aşan iktidarında “hızlı büyüme” masallarına rağmen halkın refah düzeyini dünyanın gerisinde bıraktığının; dünya ile karşılaştırmada göreli olarak halkı yoksullaştırdığının kanıtı…Kişi başına gelirde Gabon’un bile gerisindeyiz…IMF projeksiyonlarına göre kişi başına milli gelirde Lüksemburg bu yıl 116 bin 134 dolarla açık ara birinciliğini koruyacak. Lüksemburg’u 99 bin 574 dolarla Norveç,  96 bin 635 dolarla Katar, 86 bin 145 dolarla İsviçre, 61 bin 889 dolarla Danimarka izleyecek.2014’te öngörülen kişi başına GSYH’ye göre Türkiye, sadece Lüksemburg, Norveç, İsviçre, İsveç, Danimarka, Almanya, Fransa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin değil; İsrail, Umman, Bahreyn, Lübnan gibi Ortadoğu, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Estonya, Litvanya, Macaristan, Hırvatistan gibi eski Doğu Bloku ülkelerinin de altında kalıyor. Uruguay, Şili gibi Orta Amerika ülkeleri ve eski Sovyet ülkesi Kazakistan’ın kişi başına milli geliri Türkiye’den daha yüksek. Gabon, Panama, Venezuela, Palau, Barbados, Şeyseller bile kişi başına gelirde Türkiye’nin önünde…Ekonomisi “iflas” etti denilen Yunanistan’ın kişi başına milli gelirinin 2014’te 22.6 bin dolar, Kuzey Kıbrıs’ın ise 24.2 bin dolarla Türkiye’yi ikiye katlıyor.