10 Soruda Kendine Bile İtiraf Edemediğin Şeyi Ortaya Çıkarıyoruz!
Kendini ne kadar iyi tanıyorsun? Peki ya bastırdığın duygularını, göz ardı ettiğin düşüncelerini ya da farkında olmadan sakladığın yönlerini? Bu test, seni yüzleşmeye hazır olmadığını düşündüğün gerçekle karşılaştırmak için hazırlandı. Sadece 10 soruda, bilinçaltında belki de kendine bile itiraf edemediğin bir gerçeği gün yüzüne çıkaracağız.
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. En çok hangi ortam seni rahatlatır?

4. Bir sırrın ortaya çıkmak üzere olduğunu hissetsen, ilk tepkin ne olur?

5. Aşağıdaki kelimelerden hangisi seni en iyi tanımlar?

6. Rüyanda en çok ne görürsün?

7. Biri sana "Nasılsın?" dediğinde genelde ne cevap verirsin?

8. Gerçekler seni korkutuyor mu?
9. Gece yatağa yattığında aklından geçen ilk düşünce ne olur?

10. Son olarak kendinle kaldığında olumsuz şeyler düşünüyor musun?
Kendine itiraf edemediğin şey onu özlediğin!
Kalbinin derinliklerinde sakladığın bir sırra ne dersin? Evet, belki de kendine bile itiraf edemediğin, hatta kabul etmekten kaçındığın bir gerçekten bahsediyorum. O sırrın adı, özlem... Bir süredir hayatında olmayan o kişiyi özlediğini kabul etmek belki de senin için zor. Her gün, her saat, hatta her dakika onunla geçirdiğin o güzel anıları düşünüyorsun. Belki de bir şarkı, bir film, hatta bir koku bile seni ona götürüyor. Fakat bu hissi kabul etmekten kaçınıyorsun. Kendine itiraf edemiyorsun, çünkü bu senin için belki de çok zor. Kendine itiraf etmekten kaçındığın bu özlem, belki de senin en büyük sırrın.
Kendine itiraf edemediğin şey geçmişin!
Bir zamanlar yaşadığın, belki de kalbinin en derinlerine kazınmış bir olay, bir ayrılık ya da bir kırgınlık var. Geçmişte kaldı, bitti gitti diyorsun belki de. Ancak bilinçaltın, o gizemli zihninin derinliklerinde saklanan kısmı, bu konuda seninle aynı fikirde değil. O, hala o anılarla, o duygularla dolu. Belki bir aşk acısı, belki bir dost kırgınlığı... Ne olursa olsun, bu duyguların üzerindeki tozları silkelemeye, onlarla yüzleşmeye hazırsın artık. İçindeki ses, belki de uzun zamandır duymamazlıktan geldiğin o ses, artık vedalaşman gerektiğini söylüyor. Belki de bu vedalaşma, seni daha özgür, daha hafif hissettirecek. Kim bilir, belki de bu vedalaşma, hayatının yeni bir sayfasını açmanın anahtarı olacak.
Kendine itiraf edemediğin şey değiştiğinin gerçeği!
Hayatın karmaşasında kendini kaybettiğin anları düşün. Gündelik rutinler, sürekli tekrarlanan alışkanlıklar, belki de bir süredir üzerinde düşünmediğin, sorgulamadığın bir yaşam... Kendini tanıdığını düşünüyorsun, değil mi? Ancak, biraz daha derine inmeye başladığında, kendini bir sis perdesinin ardında buluyorsun. İşte tam da bu noktada, kendine sormaya başlıyorsun: 'Gerçekten kimim ben?' Birçok rol üstleniyorsun hayatında; bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir çalışan... Bu rollerin her birinde farklı bir sen var.
Kendine itiraf edemediğin şey mutsuz olduğun!
'Ben iyiyim' demek artık hepimizin diline pelesenk olmuş bir ifade. Bu üç kısa kelime, günlük hayatın hızına ayak uydurabilmek, bir sonraki adıma geçebilmek için kullandığımız bir savunma mekanizması gibi. Ama unutmayalım ki, bu basit cümle, içimizdeki kırılganlığı, belki de saklamaya çalıştığımız duygusal yükleri örtbas etmek için kullanılan bir zırh haline gelmiş olabilir. Fakat şunu unutmamak gerekir ki, her zaman güçlü olmak zorunda hissetmek, sürekli bir savunma duruşunda olmak, aslında bizi daha da yorar. Bu durum, belki de bizi olduğumuzdan daha güçlü gösterirken, iç dünyamızda bir tür yorgunluk, hatta tükenmişlik yaratır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın