Öğretmenlik, toplumun geleceğini şekillendiren, bilgi ve değerleri nesiller boyunca aktaran kutsal bir meslek. Bir öğretmen, sadece ders anlatmaz, aynı zamanda öğrencilerin karakterini, merak duygusunu ve hayata bakışını da şekillendirir. Ancak ne yazık ki ülkemizde öğretmenler, bu büyük sorumluluk ve emeklerine rağmen çoğu zaman hak ettikleri değeri görüyor. Atanma problemi ile başlayan eksikler, sistemin her alanında kendini gösteriyor.
Hem Almanya'da hem Türkiye'de öğretmenlik yapan bir kadın, iki ülkedeki sistemi kıyasladı. 'Ben neden kendi ülkemde kendi milletimin çocuklarını eğitebilecekken, yurt dışında öğretmenlik yapmak zorunda kaldım?' diyen öğretmenin söyledikleri özellikle öğretmenleri ve öğretmen adaylarını düşündürdü.
Buradan izleyebilirsiniz;
"Neden insanı değil, sistemi öncelemek zorunda hissediyoruz?" "Neden eğitimde verim değil meşguliyet, motivasyon yerine baskı üretiyoruz?"

'Neden insanı değil, sistemi öncelemek zorunda hissediyoruz?' diyen öğretmen, eğitimde verim değil meşguliyet, motivasyon yerine baskı ürettiğimizi belirtti.
Öğretmenlerin maddi ve manevi anlamda yeterince desteklenmemeleri, toplumdaki saygınlıklarının bazen yeterince takdir edilmemesi, bu kutsal mesleğin öneminin göz ardı edildiğini gösteriyor. Oysa güçlü bir toplum, değer verilen ve desteklenen öğretmenlerle mümkün. Onlara hak ettikleri saygı ve değeri vermek, geleceğe yapılan en önemli yatırımdır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın