onedio
article/comments
article/share
Haberler
Aşık Olduğumuzda Vücudumuzda Neler Olup Bitiyor?

etiket Aşık Olduğumuzda Vücudumuzda Neler Olup Bitiyor?

Aşkı tanımlamak zordur, ancak yoğun bir derin sevgi hissi olarak tanımlanabilir. En temel düzeyde bilim aşkı beyin tarafından salgılanan bir kimyasal kokteyli olarak görür. Aşk popüler kültürümüze hakimdir ve sayısız şarkı, film ve edebiyat ve sanat eserinin konusudur. Peki aşkı hissettiğimizde bedenimizde neler oluyor?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

İlk olarak sahnede beyin var!

Birine karşı içimiz kıpır kıpır olmaya başladığında aslında olan şeyin çoğu beynimizde oluyor. Bilim insanları aşkı basitçe “yoğun bir bağ kurma arzusu” gibi tanımlasa da arka planda oldukça karışık bir sistem devreye giriyor. Beynimiz bu duyguyu yaratmak için kimyasalların karmakarışık bir karışımını salgılıyor. Yani aşk dediğimiz şey biraz da vücudun kendi kendine hazırladığı bir 'etki paketi'.

Vücut hemen alarm veriyor ve kalp biraz daha hızlı çarpıyor.

Birine tutulmaya başladığımız o ilk evrede beden de boş durmuyor. Kalp daha hızlı atıyor, eller terliyor, mide kelebek gibi kıpırdanıyor. Noradrenalin yükseliyor, enerji patlaması yaşıyoruz. Yani vücut “Bu kişi önemli olabilir!” diye sinyalleri artırıyor. O yüzden bazen uykumuz kaçıyor ve bir türlü iştahımız yerine gelmiyor.

Olayın en etkili elemanı olan dopamin sahneye çıkıyor!

İşte tam bu sırada dopamin sahneye çıkıyor. Dopamin beynin ödül sistemini tetikliyor, bu da “onu düşünmeden duramıyorum” haline yol açıyor. Her mesajı, her tebessümü, her sözü beynimiz ödül gibi algılıyor. Bu yüzden bazen takıntılı gibi hissediyoruz ama panik yok, bu geçici bir kimyasal etki. (Yani en azından genelde.)

Beyin hemen bazı filtreleri kapatıyor.

Aşıkken beynimiz sadece sevdiğimiz kişiyi değil, gerçekliği de biraz değiştiriyor. Frontal korteks yani karar alma ve mantık bölgesi biraz yavaşlıyor. Bu da onun eksiklerini fark edemememize sebep oluyor. Kısacası “aşkın gözü kördür” lafının bilimsel bir açıklaması var: çünkü gerçekten biraz kör oluyoruz.

Beyin filtreleri kapattıktan sonra oksitosin ve vazopressin hormonları devreye giriyor.

İlk heyecan fırtınası biraz durulunca, yerini daha sakin ama güvenli bir bağ kurma isteği alıyor. Oksitosin ve vazopressin gibi hormonlar devreye giriyor. Bu iki hormon sayesinde karşımızdaki kişiyle aramızda daha derin bir yakınlık oluşuyor. Artık sadece heyecan değil, güven, sadakat ve “ben bu kişiyle iyiyim” duygusu baskın hale geliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Temas etmenin kimyasal bir karşılığının olduğunu biliyor muydunuz? Artık biliyorsunuz!

Sadece öpüşmek ya da dokunmak bile aşkı pekiştiren bir şey çünkü o anlarda oksitosin daha çok salgılanıyor. Hatta sırf birine sarıldığımızda bile beyin “tamam, burası güvenli bir yer” mesajı gönderiyor. Yani fiziksel yakınlık sadece romantik değil, nörokimyasal olarak da destekleyici bir şey.

Aşkın şekli değişir ama bitmemesi her zaman daha mutlu eder.

İlişkilerde zamanla tutku yerini daha derin bir bağlılığa bırakabiliyor. Kimileri bu geçişte ilişkiyi bitiriyor çünkü o ilk baştaki yoğun duygular biraz azalıyor. Ama kimileri için bu daha sakin hâl, aşkın daha olgun bir versiyonu. Yani aşk sadece “ilk günkü gibi hissetmek” değil, bazen “hala buradayım” demekle de ilgili.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
Gençlik yıllarımdan beri çeşitli blog sayfalarında duygu ve düşüncelerimle beraber deneyimlerimi dijital dünyaya aktarıyorum. Daha sonra benim için Onedio'da editör olmak büyük bir adım oldu. 2022'den bu yana çeşitli markalarla beraber Onedio'da okuyucuların ilgisini çeken, gündemi hızlıca yakalayan ve herkesin kendisinden bir parça bulabileceği liste ve test içerikleri hazırlıyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın