onedio
article/comments
article/share
Haberler
Burcuna Göre Eski Sevgiline Yüzde Kaç Takıntılısın?

Burcuna Göre Eski Sevgiline Yüzde Kaç Takıntılısın?

Eski sevgilinin hala aklında mı? Onunla geçirdiğin o eski güzel günleri hala mı özlüyorsun? Yoksa sen de mi hala onunla ilgili rüyalar görüyorsun? Eğer bu soruların cevabı evet ise, sen de hala eski sevgiline takıntılı olanlardan olabilirsin. Astroloji, hayatımızın birçok alanında olduğu gibi aşk hayatımızı da etkileyen bir bilim dalıdır. Her burcun kendine özgü karakteristik özellikleri ve aşka bakış açıları vardır. İşte bu nedenle, burcunun eski sevgiliye olan takıntısını belirlemek, oldukça ilginç bir konu olabilir.

Burcuna Göre Yüzde Kaç Eski Sevgiline Takıntılısın?

Haydiiii!

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Burcunu seçer misin?

Eski sevgiline %20 takıntılısın!

Bu, aslında tamamen takıntılı olmadığını ama hâlâ içinde bir yerlerde ona dair bir şeylerin kaldığını gösteriyor. Belki artık her gün düşünmüyorsun ama zaman zaman aklına geliyor. Onunla yaşadıklarını hatırlayınca hâlâ bir şeyler hissediyorsun, belki özlem, belki merak, belki de sadece 'ne yapıyor acaba' duygusu... Yeni bir ilişkiye başlarken ya da birini tanımaya çalışırken, eski sevgilini ister istemez kıyasladığın anlar oluyordur. Sosyal medyada denk gelince içinden geçenleri durduramıyorsan, işte o %20 orada yaşıyor. Bu takıntı hayatını ele geçirmiş değil, ama tamamen de gitmemiş. Belki de kapanmamış bir dosya gibi duruyor içinde.

Eski sevgiline %70 takıntılısın!

Bu artık ufak bir özlem değil; ciddi bir bağlılık hâlâ devam ediyor demek. Gün içinde sık sık onu düşünüyorsun, onunla ilgili anılar kafanda dönüp duruyor. Yeni birini tanımaya çalışsan bile aklının bir köşesinde hep o var. Belki sosyal medya hesaplarına gizlice bakıyorsun, belki attığı her hikâyeyi saniyesinde izliyorsun. Onun nerede olduğunu, ne yaptığını, kiminle olduğunu merak etmeden duramıyorsun. Yeni anılar biriktirmek yerine, eski anıların içinde yaşamaya devam ediyorsun. Belki de ilişkinizin yeniden başlayabileceğine dair içinde hâlâ bir umut taşıyorsun. Biri sana onun adını ansa, kalbin hala hızla atıyor. Dışarıya 'aştım' desen de, iç sesin çok daha farklı şeyler söylüyor.

Eski sevgiline %50 takıntılısın!

Bu tam ortada bir yerde olmak demek. Ne tamamen unuttun, ne de her anını onunla yaşıyorsun. Bazen hiç aklına gelmiyor, bazen ise bir şarkı, bir yer, bir koku onu zihninde canlandırıyor. Eski mesajları silmiş olabilirsin ama bazılarını hâlâ ezbere biliyorsun. Ara sıra profilini kontrol ediyorsun, ama sürekli değil. Belki barışma gibi bir beklentin yok, ama “acaba hâlâ beni düşünüyor mudur?” diye sorduğun geceler oluyor. Yeni bir ilişkiye açık gibisin ama eskiye ait duygular hâlâ iz bırakmış. O seni tanıyan biri olarak hâlâ özel bir yerde duruyor; hayatının ana konusu değil belki, ama arka fonda onun sesi hala kısık da olsa çalıyor. Yani tam olarak ne vazgeçebilmişsin, ne de tutunuyorsun. Yarı yarıya… Kalbinin yarısı geçmişte, diğer yarısı nereye bakacağını şaşırmış halde.

Eski sevgiline %90 takıntılısın!

Bu artık geçmiş değil; senin için hâlâ çok canlı bir şimdi. Günün büyük bir kısmı onunla ilgili düşüncelerle geçiyor. Kimle görüştüğünü, ne paylaştığını, seni unuttu mu, yoksa hâlâ bir şans var mı... Hepsi kafanda dönen sorular. Sosyal medyada stalk seviyesini çoktan aşmışsın, belki sahte hesaplar bile devrede. Onunla ilgili her detay senin için hâlâ önemli; saçını kestirmesi bile ruh hâlini etkileyebiliyor. Yeni biriyle tanıştığında hemen içinden eski sevgilinle kıyaslamaya başlıyorsun. Ve çoğu zaman, kimse onun yerini dolduramıyor. Arkadaşların artık “artık bırak” dese bile, sen içinden “bunu anlayamazsınız” diyorsun. Çünkü hâlâ onunla ilgili hayallerin var. Hatta bazen mesaj atıp atmamak arasında gidip geliyorsun. Yazıp yazıp siliyorsun. %90 takıntı demek, bu ilişki senin için bitmemiş demek. O çoktan gitmiş olabilir ama sen hâlâ aynı yerde bekliyorsun. Ve belki de en çok, kendini ondan kurtaramadığını fark ettiğin için yoruluyorsun.

Eski sevgiline %10 takıntılısın!

Bu artık geçmişin küçük bir yansıması gibi… Aklının bir köşesinde hâlâ ona ait minicik bir alan var, ama gündelik hayatında neredeyse hiç yer kaplamıyor. Bazen bir şarkı çaldığında, ortak gittiğiniz bir yerden geçerken ya da onun gibi gülen birini gördüğünde kısa bir an duraksıyorsun. O kadar. Ne stalk var, ne mesaj atma isteği… Sadece tatlı bir anı gibi. Belki tam anlamıyla “umursamıyorum” diyemezsin, ama ona dair hislerin artık seni yönetmiyor. Kalbinin çoğu yeniliklere, başka ihtimallere açık. Geriye kalan %10 ise insan olmanın o kaçınılmaz nostaljisi… Çünkü her ne yaşandıysa, senden bir parça orada kaldı. Ama artık sadece bir hatıra gibi.

Eski sevgiline %95 takıntılısın!

Bu artık takıntı değil, ikinci bir hayat gibi. Bitmiş bir ilişkinin içinde hâlâ yaşamaya çalışıyorsun. Gözlerin her kalabalıkta onu arıyor, paylaştığı her şeyi saniyesinde görüyorsun. Gülüşü, sesi, kullandığı kelimeler, birlikte gittiğiniz sokaklar hepsi hâlâ sende. Arkadaşların senden onun adını duymaktan yorulmuş olabilir ama sen hâlâ onunla yaşadığın her anı zihninde yeniden oynatıyorsun, sanki bir hata bulup düzeltmeye çalışır gibi. Yeni insanlara kapalı değilsin ama kimse onun gibi gelmiyor. Çünkü sen hâlâ onun “story”lerini analiz ediyor, beğendiği içeriklerden duygu çıkarmaya çalışıyorsun. Belki hâlâ onun döneceğini umut ediyor, hatta bu umudu kendine bile itiraf edemiyorsun.

Eski sevgiline %85 takıntılısın!

Artık bittiğini biliyorsun ama içindeki bir ses hâlâ “belki” diyor. Gözlerin sosyal medyada sürekli onu arıyor, paylaştığı en küçük detayı bile anlamlandırmaya çalışıyorsun: 'Bu şarkı bana mıydı?', 'Bu story'deki o kişi kimdi?', 'Gülümsediği fotoğrafta gerçekten mutlu mu?' Geceleri bazen onunla konuşuyormuş gibi yapıyorsun; bazen onun adını telefon rehberinden silip, sonra tekrar yazıyorsun. İçten içe onun sana döneceği anı bekliyorsun—belki tesadüfen bir yerde karşılaşacaksınız, belki bir mesaj gelecek. Olmayan şeylere ihtimaller yüklüyorsun, çünkü hâlâ içindeki büyük bir kısmı onunla dolu.

Eski sevgiline %60 takıntılısın!

Kendine “geçti” diyorsun ama içten içe hâlâ tam geçmediğini biliyorsun. Hayatına devam etmeye çalışıyorsun, belki yeni insanlarla tanışıyor, yeni alışkanlıklar ediniyorsun ama eski sevgilin hâlâ zihninde fazlaca yer kaplıyor. Arada stalk yapıyorsun, bir story’sini gördüğünde kalbin biraz sıkışıyor. Bazen “şimdi yanımda olsa” diyorsun, bazen de onunla yaşadığın anılarda kayboluyorsun. Artık her sabah onu düşünerek uyanmıyorsun ama geceleri bazen onunla geçen zamanları hatırlayıp hüzünleniyorsun. Onun adı geçince içten içe hâlâ etkileniyorsun, ama bunu dışarıya belli etmiyorsun. Çünkü kendini “bitmiş olması gerek” düşüncesine ikna etmişsin. Ama işte, kalbin ikna olmamış.

Eski sevgiline %30 takıntılısın!

Artık büyük ölçüde kabullenmişsin. Hayatına devam ediyorsun, yeni insanlar tanıyor, yeni planlar yapıyorsun. Ama arada bir, geçmişin ince bir sızı gibi yokluyor seni. Onun adını duyunca ya da ortak bir şarkınız çalınca bir saniyeliğine duruyorsun. Belki doğum gününü hatırlıyorsun, belki bazen “iyi midir acaba?” diye geçiriyorsun içinden. Sosyal medyasına düzenli bakmıyorsun ama bazen bir göz atıyorsun. Artık onu geri kazanmak gibi bir arzun yok, sadece tam anlamıyla unutulmamış bir sayfa gibi duruyor içinde. O senin geçmişinin bir parçası, ve bu %30’luk takıntı aslında o geçmişi inkâr etmemekten ibaret.

Eski sevgiline %75 takıntılısın!

Biten bir ilişkinin ardından uzun zaman geçse bile, sen hâlâ onun izini taşıyorsun. Gündelik hayatına devam ediyorsun, ama içten içe çoğu şeyi hâlâ onun filtresinden geçiriyorsun. Yeni tanıştığın insanları istemeden onunla kıyaslıyor, bir bakışı ya da bir hareketi sana onu hatırlattığında zihninde küçük bir film şeridi dönüyor. Arada bir değil, çoğu zaman onun sosyal medyasına giriyorsun. Yeni biri var mı, mutlu mu, seni özlüyor mu… Bilmek istemiyorsun belki, ama merak ediyorsun. Sadece bir mesaj atsan belki her şey değişebilir gibi geliyor, ama atmıyorsun çünkü gururunla kırgınlığın el ele tutuşmuş.

Eski sevgiline %15 takıntılısın!

Artık geçmişi geride bırakmışsın, hayatına devam ediyorsun. Ama zaman zaman, çok nadiren, küçük bir hatıra bir anda aklına düşebiliyor. Belki bir şarkı çaldığında ya da bir yerde onun gibi birini gördüğünde, bir an için duraksıyorsun. O kadar küçük, o kadar hızlı bir his ki, hemen geçip gidiyor. Sosyal medyada denk gelsen de, sadece geçip gidiyorsun. Onunla ilgili hiç bir beklentin yok, ama bazen “acaba nasıl?” diye düşündüğün oluyor. O anılar, o duygular hâlâ seninle, ama artık onlar seni etkilemiyor. Geçmişin, geçmişte kalmış. %15 takıntı demek, geçmişteki bir iz gibi, ama yaşamını şekillendiren bir yük değil. Zihninde bir köşe, ama oraya takılmadan ileriye bakıyorsun.

Eski sevgiline %40 takıntılısın!

Bazen geçmişi gerçekten geride bırakıp, yeni bir sayfa açtığını hissediyorsun. Ama içindeki küçük bir köşe hâlâ ona ait. O eski mesajları silmiş olabilirsin, ama hâlâ bazı anılar canlı. Bir şarkı, bir anı, bir yer… birdenbire onu hatırlatıyor ve içindeki duygu uyanıyor. Artık her gün düşünmüyorsun ama arada bir, “Acaba ne yapıyordur?” diye sormadan edemiyorsun. Sosyal medyada takip etmiyorsun belki ama gizlice bakma isteği hâlâ orada. Yavaşça da olsa, her şeyin zamanla bittiğini kabul etmişsin ama eskiye dair o küçük umut kırıntıları, bir köşe hâlâ canlı kalıyor. %40 takıntı demek, yeni hayatını yaşamaya çalışırken, geçmişin seni hâlâ etkiliyor ama artık seni yönlendirmiyor. İleriye bakmaya başlamışsın ama geride bıraktıkların hâlâ içini sızlatıyor.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bu içerikler de ilgini çekebilir;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
2021 yılında Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun olduktan sonra, medya ve dijital içerik üretimi alanındaki kariyerime Onedio bünyesinde başladım. Kariyerim boyunca, farklı kategorilerde içerik üreterek geniş bir deneyim kazandım. Ancak, özellikle test kategorisindeki içeriklerime odaklanarak, hedef kitleyi hem eğlendirmeyi hem de onlara değerli bir deneyim sunmayı amaçladım. Yaratıcı içeriklerle, okuyucuların ilgisini çekmek ve onların dijital ortamda keyifli vakit geçirmelerini sağlamak, çalışma anlayışımın temelini oluşturuyor. Hem içerik üretimi hem de dijital medya trendlerini takip etme konusundaki tutkum, beni sürekli olarak gelişen medya dünyasına uyum sağlamaya yönlendiriyor.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
2
2
2
1
1
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın