Burcuna Göre Sen Kaç Kişinin Ahını Aldın?
Astrolojiye göre, burçlarımızın karakteristik özellikleri, eylemlerimizi ve hayatımızdaki etkileşimlerimizi büyük ölçüde belirler. Peki, bu etkileşimlerin sonucunda kaç kişinin ahını aldığımızı hiç düşündünüz mü? Her burcun kendine has özellikleri ve etkileşim biçimleri olduğunu biliyoruz. Kimi burçlar, doğası gereği daha hassas ve duygusal olabilirken, kimileri daha sert ve çatışmacı olabilir.
Burcuna Göre Sen Kaç Kişinin Ahını Aldın?
Haydiiii!
Burcunu seçer misin?
Sen 1 kişinin ahını almışsın!
Belki fark etmedin, belki de önemsemedin. Bir bakışınla, bir sözünle, bir davranışınla bir yüreği kırdın. Oysa bazen tek bir kelime, tek bir suskunluk bile yeter bir kalbi paramparça etmeye. Belki sen yoluna devam ettin, unuttun gittiğini sandın. Ama arkanda bıraktığın o insan, senin bıraktığın yerde kalmadı. Geceler boyu düşündü. Belki gözyaşlarını kimse görmedi ama o sessizce içini yakan yangınıyla baş başa kaldı. İnsan bazen farkında olmadan incitir, ama bazen de bilerek susturur vicdanını. İşte sen, belki de bile bile susturdun. Haksız olduğunu bildiğin halde devam ettin yoluna. O bir ah, görünmez bir gölge gibi dolandı etrafında. Ama o ahın ne zaman karşına çıkacağını, nasıl döneceğini bilemezsin. Belki yıllar sonra, tam da her şey yoluna girmişken, ansızın... Belki işler ters gitmeye başladığında, hayat garip şekilde sendelemeye başladığında, nedenini anlamadığın bir huzursuzluk çöktüğünde üzerine… hatırla. Bir zamanlar sana güvenen, seni seven, belki senden medet uman o kişinin iç çekişleri var üzerinde. Belki haklıydın, belki de değildin, ama birinin sessiz isyanına sebep oldun.
Sen 2 kişinin ahını almışsın!
Sen ise iki kişiyi yarı yolda bırakmış, belki güvenlerini sarsmış, belki de haklarını hiçe saymışsın. Farkında olsan da olmasan da, iki ayrı kalpten yükselen içli bir sitem, bir kırgınlık, belki de bir dua gibi göğe çıkmış. İki insan… İkisi de sana inanmıştı bir zamanlar. Sana güvenmiş, belki sırtını dayamıştı. Ama sen onların gözünde yavaş yavaş silinmiş, onları hayal kırıklığına uğratmışsın. Belki birini sözlerinle, diğerini suskunluğunla incittin. Belki verdiğin bir sözü tutmadın ya da hiç açıklama yapmadan çekip gittin. Ne şekilde olursa olsun, geride iki kalp bıraktın. Kırık, yorgun, suskun ama içine attığı o duyguyla dolu iki insan…
Sen 3 kişinin ahını almışsın!
Bu öyle kolay geçilecek bir durum değil. Bir insanın gönlünü kırmak bile büyük bir yüktür; sen üç farklı insanın kalbini incitmiş, yollarını yarım bırakmışsın. Üç ayrı hayat, üç ayrı hikâye, üç ayrı kırgınlık var ardında. Belki farkında bile değilsin, belki senin için küçük gelen bir söz, bir karar ya da bir davranış onların dünyasında büyük bir yıkıma dönüştü. Ah dediğin şey sadece ağızdan çıkan bir söz değil. İçten gelen, susturulamayan, bastırılamayan bir iç sızısıdır. O üç kişi, sana kırıldığını belki açıkça söylemedi. Ama içlerinden yükselen o kırgınlık, o sessiz isyan bir şekilde evrene karıştı. Ve bu hayatta hiçbir duygu boşluğa gitmez. Ne iyilik kaybolur, ne de kötülük...
Sen 4 kişinin ahının almışsın!
Sen 4 kişinin ahının almışsın! Bu, hayatında alabileceğin en ağır yüklerden biridir. Bir kalp kırmak, bir güveni sarsmak, bir insanı hayal kırıklığına uğratmak… Ama sen dört farklı insanın içindeki kırıklıkla, belki farkında bile olmadan, yoluna devam etmişsin. Dört ayrı kalp, dört ayrı hayal kırıklığı… Her biri farklı bir şekilde seni anlamaya çalışmış, seninle bir şeyler paylaşmak istemişti. Ama sen, bir şekilde onları geride bırakmışsın. Kimisini söylemediklerini duymayarak, kimisini hiç fark etmeyerek, kimisini ise belki de bilerek incitmişsin. Dört kişinin ahı, tek bir kişinin aldığı ahdan çok daha ağırdır. Çünkü bir kişinin kalbini kırdığında sadece o kişi etkilenir. Ama dört kişi… Dört kişi birbirini tanıyor, birbirine yakın, belki dost, belki kardeş. Ve bu ahlar birleştiğinde, sadece bir kişinin değil, bir toplumun, bir çevrenin, bir dönemin yükü olur.
Sen çok fazla kişinin ahının almışsın!
Bir kişinin kalbini kırmak, güvenini sarsmak, onu hayal kırıklığına uğratmak, zamanla telafi edilebilir. Ama çok fazla kişinin ahını almak… Bu başka bir şey. Çünkü bir insanın yaptığı hata, yalnızca o kişiyi değil, çevresindekileri de etkiler. Ve sen, çok fazla insanın kalbinde iz bırakmışsın. Belki farkında değilsin, belki de düşündüğünden daha fazlası. Ama geride bıraktığın kırık kalpler bir şekilde etrafını sarar. Kimse yüksek sesle söylemez belki ama o acı, içten içe büyür. Ve ne kadar kaçsan da, ne kadar unutsan da, o kırıklık bir şekilde seni bulur. Bazen insanlar sana güvenmiştir, bazen seninle bir şeyler paylaşmışlardır, bazen sadece bir anlayış, bir destek beklemişlerdir. Ama sen o insanları bir şekilde hayal kırıklığına uğratmışsın. Belki bir sözle, belki bir davranışla. Belki farkında olmadan, belki de isteyerek… Ama o çok fazla kişi, bir şekilde sana kırılmış ve içlerinde sana dair bir kırıklık kalmış.
Sen hiç kimsenin ahını almamışsın!
Bu, belki de seni tanımlayan en önemli şeylerden biri. İnsan, bazen yaptığı hatalarla, kırdığı kalplerle, söyledikleriyle başkalarına zarar verebilir. Ama sen, hiç kimseyi üzmemiş, kırmamış, incitmemişsin. Bunu herkes söyleyemez. Çünkü bazen kasıtlı ya da farkında olmadan kalp kırarız. Bazen bir sözün, bir davranışın başkası üzerinde uzun süreli izler bırakır. Ama sen, hiç kimsenin ahını almamışsın. Hiç kimseyi kalpten üzmemiş, kimseyi karanlıkta bırakmamışsın. Bu, seni gerçekten farklı kılar. Çünkü dünya ne kadar karmaşık, ne kadar zorlu olursa olsun, sen bu karmaşanın içinde bile insanlara saygı duymayı, onları anlamayı başarmışsın. Kırmak kolaydır, incitmek bir anda olur, ama iyilik yapmak, sabırlı olmak ve başkalarının kalbini kırmamak, bir ömür boyu sürebilecek bir çaba gerektirir. Sen bunu başarmışsın.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın