Burcuna Göre Sen Neye Öfkeleniyorsun?
Her burcun bir sabır eşiği vardır... Kimisi küçük bir ihanetle deliye döner, kimisi 500 kere uyarır sonra patlar! Ama herkesin mutlaka bir kırmızı çizgisi vardır. Peki senin sabrını taşıran şey ne?
Hadi teste!
Burcunu seç bakalım!
Seni öfkelendiren yavaş ve geç kalan insanlar!
Senin için zamanın her saniyesi önemli, değil mi? Hızlı düşünüp, hızlı kararlar almak senin doğanı. Adeta bir hız treni gibi, dur durak bilmeden ilerlemek senin yaşam tarzın. İşlerini hızlıca halletmek, çözümleri bir çırpıda bulmak senin için adeta bir yaşam felsefesi. Ama yanında dakik olmayan, işleri ağırdan alan biri varsa işte o zaman durumlar karışıyor. Bu tür insanlar senin hızlı tempolu yaşam tarzına adeta bir engel. Onlarla aynı ortamda bulunmak seni saniyeler içinde çıldırtabilir. Her dakika, her saniye önemliyken, onların ağırdan alması senin enerjini düşürebilir, hızlı tempolu ritmini bozabilir. Bu yüzden etrafındaki insanların da senin gibi hızlı ve dakik olmasını tercih edersin. Çünkü senin için zamanın kıymeti paha biçilemez ve her anı dolu dolu yaşamak, hızlı ve akıllıca kararlar almak senin yaşam biçimin.
Seni öfkelendiren konforuna müdahale edilmesi!
Birisi varsa ki, huzurunu kaçırıyor, seninle oyunlar oynuyor, rutinlerini alt üst ediyor, yemeklerini ve uykunu baltalıyorsa... Vay haline! Ama bu patlama, sessiz sedasız bir şekilde olmayacak, haberin olsun. Hayatın ritmini belirleyen rutinlerin, belki bir çoğumuza sıkıcı geliyor olabilir. Ancak, bu düzenli yaşam tarzı, aslında hayatın karmaşasında bir nevi huzur veriyor. Kimi zaman bir kahve molası, kimi zaman bir kitap okuma saati, belki de bir spor rutini... Bu rutinler, belki de farkında olmadan hayatına renk katan detaylar. Ve bir de yemekler var tabii! Kimi zaman bir dilim pizza, kimi zaman annenin elinden çıkan bir tabak sıcak çorba... Yemekler, sadece midemizi doyurmakla kalmıyor, aynı zamanda ruhumuzu da besliyor. Ancak, birileri var ki, bu yemeklerin tadını kaçırıyor. Belki de yemeklerini zamanında yiyememenin verdiği huzursuzluk, belki de bir başkasının yemeğine karışmanın verdiği rahatsızlık... Ve tabii ki, uykumuz... Uykusuz kalmak, sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda ruhsal olarak da bizi yoruyor. Uykusuz geçen bir gece, ertesi günün enerjisini alıp götürüyor. Ve birileri var ki, bu uykularımızı da baltalıyor. Eğer böyle bir durumla karşı karşıya kaldıysan, geçmiş olsun demekten başka bir şey gelmiyor içimizden. Ancak, bu patlama, sessiz sedasız olmayacak. Belki de bu patlama, hayatında bir dönüm noktası olacak. Belki de bu patlama, hayatında bir değişiklik yapman gerektiğinin bir işareti olacak. Kim bilir? Ancak, bir şey kesin ki; bu patlama, sessiz sedasız olmayacak.
Seni öfkelendiren iletişim kuramayan insanlar!
Bir zeka tutkunu olduğunu biliyoruz ve iletişimdeki ustalığın sana ayrı bir çekicilik katıyor. Senin için konuşmalar bir sanat eseri, kelimeler ise bu eserin renkleri. Ancak bazı renkler var ki, senin paletine hiç uymuyor. Boş muhabbetler, dedikodular ve aynı hikayeyi defalarca anlatan kişiler... İşte bunlar senin enerjini tüketen, sana göre gereksiz detaylar. Senin için her konuşma bir öğrenme fırsatı, her diyalog yeni bir deneyim. Bu yüzden, gereksiz yere harcanan kelimeler senin için bir kayıp. Seninle sohbet eden biri, her kelimenin değerini bilmeli ve konuşmalarında kaliteyi hedeflemeli. İşte bu yüzden, seninle konuşmak her zaman bir ayrıcalık.
Seni öfkelendiren sevdiğin insanlara saygısızlık yapılması!
Duygularınla yaşayan biri olarak, kalbin her zaman kollarının ucunda durur. Ailen, sevgilin ya da hayatında değer verdiğin biri hakkında bir laf duyduğunda, sakin ve huzurlu yengeç kimliğinden çıkıp, öfkeli bir fırtınaya dönüşürsün. Bu, senin doğanın gereği bir tepkin. Adeta bir koruyucu melek gibi, sevdiklerini her türlü kötülükten korumak için hazırsın. Duygularınla yaşamak, senin için bir yaşam tarzı. Her gün, her an, her saniye duygularınla hareket edersin. Sevdiklerin için her şeyi göze alabilecek bir cesaretin var. Onların mutluluğu için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırsın. Ancak biri onlara zarar vermek isterse, sakin yengeçten çıkıp öfkeli bir fırtına haline gelirsin. Duygularınla yaşamak, bazen zor olabilir. Ancak sen, bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarıyorsun. Çünkü sen, sevdiklerini koruma güdüsüyle hareket eden bir savaşçısın. Ve bu savaşta, senin en büyük silahın duyguların. Öyleyse, duygularınla yaşamaya devam et. Çünkü duyguların, seni sen yapan en önemli özellik. Ve unutma, senin öfkeli fırtınan da, sakin yengecin de her zaman sevdiklerin için orada olacak.
Seni öfkelendiren şey küçümsenmek!
Sahnenin parıldayan yıldızı, ışığını tüm dünyaya yaymaya hazır, sen varsın! Her hareketin, her jestin ve her bakışınla etrafındaki herkesi büyülüyorsun. Seninle aynı havayı soluyan herkes, seninle aynı mekanda bulunmanın ayrıcalığını yaşıyor. Seninle birlikte olanlar, seninle geçirdikleri her anın kıymetini bilmeli. Eğer seni görmezden gelen, takdir etmeyen ya da küçümseyen biri varsa, işte o kişi gerçekten ateşle oynuyor demektir. Senin değerin, parlaklığın ve yeteneklerin karşısında gözlerini kapatmayı seçenler, kendi kayıplarını bile fark etmiyorlar. Seninle aynı evrende bulunup da senin ışığından yararlanmayanlar, kendi ayaklarına sıkıyorlar aslında. Bu yüzden, sen sahnede olduğun sürece, ışığını daha da parlak tut. Çünkü senin ışığın, sahnenin üzerindeki en parlak yıldızın ışığından bile daha değerli. Seninle birlikte olmak, seninle aynı havayı solumak, seninle aynı mekanda bulunmak bir ayrıcalıktır ve bu ayrıcalığı bilmeyenler, gerçekten ateşle oynuyorlar demektir.
Seni öfkelendiren dağınıklık ve disiplinsizlik!
Senin için detaylar hayati öneme sahip. Dağınıklık, özensizlik ve plansızlık gibi kavramlar, senin titiz ve düzenli kişiliğinle tamamen çelişiyor. Bir olaya, bir duruma ya da bir işe dikkatini yoğunlaştırdığın zaman, her bir ayrıntıyı büyük bir dikkatle inceliyorsun. Bu yüzden, dağınık, özensiz ve plansız insanlar senin hassas sinir uçlarını zıplatıyor, canını sıkıyor. Hele ki biri sana 'boşver' dediği zaman, bu durum senin için tam bir kabusa dönüşüyor. Çünkü sen, her şeyi tamamen anlamadan, tüm detaylarıyla kavramadan rahat edemeyen birisin. Bu yüzden, 'boşver' kelimesini duyduğunda, bu durum senin hassas sinirlerini daha da gerebilir. Sonuç olarak, senin için detaylar ve düzen hayati önem taşıyor. Bu yüzden, dağınık, özensiz ve plansız insanlarla karşılaştığında ya da biri sana 'boşver' dediğinde, sinirlerin geriliyor ve canın sıkılıyor. Bu durum, senin titiz ve düzenli kişiliğinle tamamen çelişiyor. Ancak bu durum, senin detaylara olan ilgin ve düşünceli kişiliğin sayesinde, her zaman her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlama ve kavrama isteğinle açıklanabilir.
Seni öfkelendiren şey kaba davranışlar!
Zarafetin burcu olarak bilinen sen, adeta bir inci tanesi gibi parlıyorsun. Haksızlıkla karşı karşıya kaldığında, tüm hücrelerin isyan bayrağını çeker. Adil olmayan durumlar karşısında, içindeki adalet savaşçısı ortaya çıkar ve haksızlığa karşı duruşunu net bir şekilde belirtirsin. Biri bağırarak konuştuğunda, sanki bir orkestranın harmonisini bozan yanlış bir nota gibi hissedersin. Bu durum, senin hassas ve zarif doğanı rahatsız eder. Sessizliği ve sakinliği seven sen, gürültülü ve agresif konuşmalar karşısında sinirlerin adeta hop oturur hop kalkar. Bir ortamda negatiflik saçıldığında ise, sanki bir çiçek bahçesine zarar veren bir fırtına gibi hissedersin. Senin için pozitif enerji ve huzur dolu bir ortam, bir yaşam biçimidir. Negatif enerjiye maruz kaldığında, tüm varlığınla bu duruma direniş gösterirsin. İçindeki pozitiflik ışığı, karanlıkta bile yolunu aydınlatır. Sonuç olarak, sen zarafetin ve adaletin temsilcisisin. Huzur ve pozitif enerji, senin yaşam felsefen. Bu yüzden haksızlık, bağırma ya da negatiflik karşısında tepkin doğaldır. Bu özelliklerinle, etrafındaki herkesi pozitif bir şekilde etkileyerek, dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getiriyorsun.
Seni öfkelendiren ihanet ve yalan!
Güven, senin için hayatın en önemli unsurlarından biri. İçinde bulunduğun her ilişkide, işte ya da arkadaşlıkta, güven duygusu en öncelikli beklentin. Senin için güven, bir ilişkinin temel taşlarından biri, belki de en önemlisi. Bu yüzden, birine güvenini kazandırmak kolay olmuyor. Ancak bir kez güvendiğin biri varsa, ona karşı sadık ve tutkulu olabiliyorsun. Fakat ne yazık ki, güvendiğin biri tarafından aldatıldığın ya da arkandan iş çevrildiğini hissettiğin zaman, bu durum seni derinden etkiliyor. Bu tarz bir durum, senin için hayal kırıklığından çok daha fazlası anlamına geliyor. Yalan söylenmesi ya da arkandan iş çevrilmesi, senin için adeta bir ihanet olarak algılanıyor. Ve bu durum, öfkeni derinden ve uzun süreli bir şekilde tetikleyebiliyor. Bu öfke, hemen geçip giden bir duygu olmuyor. Aksine, bu öfke uzun süreli ve derin bir etki yaratıyor. Bu durum, senin güven duygusuna ne kadar önem verdiğinin ve bu duyguya ne kadar değer biçtiğinin bir göstergesi. Bu yüzden, seninle ilişkisi olan herkesin, bu hassasiyetini göz önünde bulundurması gerekiyor. Çünkü senin için güven, her şeyden daha önemli ve değerli.
Seni öfkelendiren şey kısıtlanmak!
Sana bir sır vereyim mi? Sen bir özgürlük aşığısın, bir serüvenci! Kısıtlamalar senin için bir kâbus, hesap vermek ise tam bir işkence. Her hareketin, her adımın kontrol altında olmasını istemiyorsun. Sana 'yapamazsın' denildiğinde, bu senin için bir meydan okuma oluyor. İçindeki asi ruh, bu durumda adeta bir volkan gibi patlıyor. Hani derler ya, 'sabır taşı çatladı' diye, işte tam da bu durumdasın. Sabrın kalmadı, öfken ise tavan yaptı. İçinde biriken bu öfke, adeta bir enerji topu gibi, patlamaya hazır bir bomba gibi... Ve bu durum, senin özgürlüğüne olan tutkunu daha da alevlendiriyor. Evet, sen bir özgürlük düşkünüsün. Ve bu, senin en büyük özelliğin, en belirgin yanın. Bu yüzden, sana 'yapamazsın' denildiğinde, bu senin için bir sınırlama, bir kısıtlama değil, aksine bir meydan okuma, bir fırsat oluyor. Bu durum, senin içindeki özgürlük aşkını daha da körüklüyor. Özgürlük, senin için bir yaşam biçimi, bir tutku. Ve bu tutku, seni sen yapan en önemli unsurlardan biri. Bu yüzden, seni kısıtlamaya, sınırlamaya çalışanlara karşı, içinde biriken öfkeyi ve sabırsızlığı kontrol etmek zor oluyor. Ama unutma, sen bir özgürlük düşkünüsün ve bu, senin en büyük gücün. Bu güçle, tüm zorlukların üstesinden gelebilirsin.
Seni öfkelendiren sorumsuz insanlar!
Sen, adeta ciddiyetin zirve yaptığı bir burçsun. Söz konusu düzen, disiplin ve ciddiyet olduğunda, seninle yarışabilecek biri bulmak neredeyse imkansız. Her şeyin bir planı, bir düzeni olmalı; aksi takdirde dünyan sanki başına yıkılıyor. Bir de sözünde durmayanlar var ki, onlar senin için tam bir kabus. Bir söz verildiğinde, o sözün yerine getirilmesini beklersin. Çünkü senin dünyanda, verilen söz bir borçtur ve ödenmesi gerekir. Ve evet, plansız, ciddiyetsiz, sözünde durmayan biriyle aynı ortamda olduğunda, içten içe kaynarsın. Bu durum, bir volkanın lavları gibi yavaş yavaş içinde birikiyor, bir süre sonra da patlama noktasına ulaşıyor. Bu durumunla etrafındakileri bazen şaşırtabilirsin, ama sen sadece düzenli ve disiplinli bir yaşamı tercih ediyorsun. Bu nedenle, seninle aynı frekansta olan, düzenli ve sözünde duran kişilerle çevrili olmak, senin için en ideal durumdur. Bu kişilerle vakit geçirmek, senin dünyanı daha da renklendirir ve yaşam enerjini yükseltir. Bu yüzden, ciddiyetin burcu olan sen, hayatında her zaman düzeni ve disiplini arar, bu da seni diğerlerinden farklı kılar.
Seni öfkelendiren şey baskı!
Hayal dünyanın sınırları yok, fikirlerin uçsuz bucaksız. Fikirlerin, hayallerin ve düşüncelerin öylesine geniş ve engin ki, adeta bir okyanus gibi sonsuz. Biri sana, 'Böyle düşünemezsin' ya da 'Doğru olan bu' dediği anda, içindeki o enerji, o tutku, o özgürlük aşkı kabarıyor. Böyle bir durumda, bir volkanın lavları gibi fırlayan tepkilerinle, karşındaki kişiye doğru olanın ne olduğunu değil, senin ne olduğunu gösteriyorsun. Kızgınlığın, aslında özgürlüğüne ve düşüncelerine yapılan bir saldırıya karşı koymanın bir yansıması. Senin dünyan, senin kurallarınla şekilleniyor ve bu yüzden, başkalarının sana ne düşüneceğini ya da nasıl düşüneceğini söylemesine asla izin vermiyorsun. Bu senin hikayen, senin düşüncelerin ve senin özgürlüğün... ve kimse, evet kimse bunu sana dikte edemez.
Seni öfkelendiren şey duygularının küçümsenmesi!
Bir duygu fırtınasının tam ortasında, kalbinin derinliklerinde hissettiğin her şeyi anında algılayan, duygusal bir radar gibi çalışan biri sensin. Herkesin duygularını, hislerini, acılarını ve sevinçlerini anında kavrayan, hisseden ve içselleştiren bir empati ustası. Ancak birisi çıkıp da sana 'Abartıyorsun' ya da 'duygusalsın işte' dediğinde, bu cümleler seni kelimenin tam anlamıyla kalbinden vuran oklar gibi hissettirir. Bu durumda, genellikle sessizce geri çekilirsin. Belki de çevrendekilere bir şey hissettirmemeye çalışırsın, ama içinde kopan fırtınayı kimse göremez. Bu, adeta bir iç savaş gibidir; dışarıdan bakıldığında sakin ve huzurlu görünen bir deniz gibi dururken, içindeki dalgalanmalar, fırtınalar ve çalkantılar sadece senin bildiğin bir sır olarak kalır. Kısacası, sen bir empati harikasısın. Ancak bu harika yeteneğin, bazen seni zor durumlara sokabiliyor. Herkesin duygularını bu kadar yoğun bir şekilde hissetmek, bazen seni yoruyor ve içinde fırtınalar kopmasına neden oluyor. Ancak unutma ki, bu senin en güzel özelliklerinden biri. Bu yüzden, kendini olduğun gibi kabul et ve bu harika yeteneğini en iyi şekilde kullanmaya devam et.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Seni öfkelendiren şey kaba davranışlar! 🤬 Zarafetin burcu olarak bilinen sen, adeta bir inci tanesi gibi parlıyorsun. Haksızlıkla karşı karşıya kaldığında, t... Devamını Gör
Bir ortamda negatiflik saçıldığında ise, sanki bir çiçek bahçesine zarar veren bir fırtına gibi hissedersin. Senin için pozitif enerji ve huzur dolu bir orta... Devamını Gör