onedio
article/comments
article/share
Haberler
Cazın Efsanevi Nefesi: Müziğin Efsanelerinde Bu Hafta Louis Armstrong

etiket Cazın Efsanevi Nefesi: Müziğin Efsanelerinde Bu Hafta Louis Armstrong

Louis Armstrong, sadece cazın değil, müziğin en önemli figürlerinden biriydi. Ama kimse, New Orleans’ta yoksulluk içinde büyüyen bu çocuğun dünya çapında bir efsane olacağını tahmin edemezdi. Hadi, Armstrong’un hayatına yakından bakalım!

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Louis Armstrong'un hayatı, zorluklarla dolu bir başlangıcın ardından gelen büyük bir müzik devrimine dönüşmüş.

Louis Armstrong'un hayatı, zorluklarla dolu bir başlangıcın ardından gelen büyük bir müzik devrimine dönüşmüş.

4 Ağustos 1901'de New Orleans'ın fakir mahallelerinden birinde doğmuş, babasını küçük yaşta kaybetmiş, annesiyle birlikte zorluklarla büyümüş. O dönemin New Orleans'ında, yoksulluk, işsizlik ve ırkçılıkla mücadele ederken, bir yanda hayatta kalma mücadelesi, diğer yanda da müzik vardı.

Ancak, her şeyin içinde bir umut ışığı vardı.

Ancak, her şeyin içinde bir umut ışığı vardı.

Henüz 7 yaşında, bir Yahudi ailesiyle tanıştı. Karnoffsky ailesi, onu kendi evlatları gibi kabul etti ve Louis’e müzikle tanıştırdı. O dönemde, Karnoffsky’lerin dükkanının önünde teneke çalarak başladığı müzik yolculuğu, onu bir başka dünyaya götürecekti.

11 yaşına geldiğinde, New Orleans Home for Colored Waifs okuluna gönderildi ve burada kornetle tanıştı. O günden sonra, kornet, Armstrong’un en yakın dostu oldu. Bir yandan sokaklarda şarkı söylerken, diğer yandan müzik gruplarında çalmaya başladı.

Genç Armstrong, müzik dünyasına hızlı adım atmaya başlamıştı.

Genç Armstrong, müzik dünyasına hızlı adım atmaya başlamıştı.

New Orleans’ın ünlü caz ustalarından Joe “King” Oliver, onu keşfetti ve eğitimini üstlendi. Oliver’ın ona kazandırdığı yetenekler, Armstrong’un gelecekteki efsanevi kariyerinin temel taşlarını oluşturdu. 1919 yılında, Armstrong, Oliver’ın yerini alarak Kid Ory’nin grubunda çalmaya başladı.

Armstrong’un yolculuğu, sadece New Orleans’la sınırlı kalmadı.

Armstrong’un yolculuğu, sadece New Orleans’la sınırlı kalmadı.

Mississippi Nehri boyunca gemilerde çalarak, Amerika’nın dört bir yanına müziğini taşıdı. “Üniversiteye gitmek” diye tanımladığı bu dönem, ona cazın derinliklerini öğretmişti.

1924’te Louis Armstrong ve Joe “King” Oliver dostane bir şekilde yollarını ayırdı, ama Armstrong’un yolculuğu burada bitmedi.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1925, Armstrong için çok önemli bir yıl oldu.

1925, Armstrong için çok önemli bir yıl oldu.

Bir yanda, kendi grubunu kurarak müzik dünyasında bağımsız bir kimlik kazandı: Louis Armstrong and His Hot Five. 'Potato Head Blues' ve 'Muggles' gibi şarkılarla, cazın sınırlarını zorladı ve Hot Five’ın albümleri, o dönemin en ikonik kayıtları arasına girdi. Bu dönemde, Armstrong’un kendine has trompet tarzı ve müzikal yaratıcı doğası net bir şekilde ortaya çıktı.

1928 yılında kaydettiği West End Blues, Armstrong’un trompet solosuyla müzik tarihine kazındı.

1930’ların başı, tüm dünyayı sarsan Büyük Buhran’ın etkisiyle caz sahnesi için oldukça zorlu bir dönemdi.

1930’ların başı, tüm dünyayı sarsan Büyük Buhran’ın etkisiyle caz sahnesi için oldukça zorlu bir dönemdi.

Cotton Club’ın kapanması, birçok müzisyenin işsiz kalmasına ve bazı efsanelerin sahnelerden çekilmesine sebep oldu. King Oliver’ın aktif kariyeri neredeyse sona erdi, Bix Beiderbecke hayatını kaybetti ve Sidney Bechet terzilik yapmaya başladı.

Bu dönemin zorluklarına rağmen Armstrong, müziğiyle yoluna devam etti.

1950'lere gelindiğinde, Armstrong tarzını yeniden şekillendirdi ve grubu "The All Stars" olarak yeniden oluşturdu.

1950'lere gelindiğinde, Armstrong tarzını yeniden şekillendirdi ve grubu "The All Stars" olarak yeniden oluşturdu.

Bu grup, Armstrong’un en bilinen ve en çok sevilen projelerinden biriydi. Dixieland cazını yeniden gündeme getiren Armstrong, bu dönemde birçok ünlü müzisyenle çalıştı: Barney Bigard, Jack Teagarden, Trummy Young, Marty Napoleon ve diğerleri.

1964 yılında, Armstrong’un kariyerinin zirve anlarından birini yaşadı: "Hello, Dolly!" şarkısının kaydını yaptı ve bu, onun en çok satan kaydına dönüşerek müzik tarihine geçti.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1960’ların sonlarına doğru, Armstrong’un sağlığı hızla bozulmaya başladı.

1960’ların sonlarına doğru, Armstrong’un sağlığı hızla bozulmaya başladı.

Parlak kariyerine, yaşamının son dönemine kadar devam etti. Müzik, onu hasta olduğu dönemde dahi sahneden alıkoyamadı. 1971’de, 69 yaşında kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Bir gün önce sahnede olan Armstrong, New York’taki Flushing Cemetery’ye defnedildi.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunuyum. İnsanları, davranışlarını ve zihinlerindeki o görünmez ama rengarenk düşünceleri gözlemlemeye her zaman büyük bir merak duydum. Zamanla bu merak, yazmaya, anlatmaya ve içerik üretmeye dönüştü. 2024’ten beri Onedio’da, farklı kategorilerde liste ve test formatında bilgilendirici içerikler hazırlıyorum. Gündelik hayatın küçük tuhaflıklarını, eğlenceli anlarını ve insan olmanın karmaşık yanlarını kelimelere dökmek benim için büyük bir keyif. Amacım hem düşündürmek hem de faydalı, eğlenceli içerikler sunmak.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın