Dizi Sektöründen Sonra Sinema da Zorda: Filmler Birer Birer İptal Ediliyor!
Yılbaşı ve bayramların ardından dizilerin birer hafta yayınlanmaması normal karşılanıyordu. Ancak özellikle 2024-2025 sezonunda dizilerin 'tatil'leri uzamış, bu süreç 2-3 haftayı bulmuştu. Reklam gelirlerindeki düşüklük sebebiyle birer birer iptal edilen dizilerin ardından bir haber de sinema sektöründen geldi. Gişelerdeki düşüş beyazperdeye yansıdı ve yeni film projeleri iptal edilirken tamamlanmış filmler de vizyona konulmamaya başladı.
Kaynak: Türkiye Gazetesi / Murat Öztekin
Yerli diziler bu sezon sık sık reklam gelirlerindeki düşüklük sebebiyle iptal edilmişti.

Geçtiğimiz sezonlarda yılbaşı ve bayramların ardından verilen birer haftalık ara bu sezon 2-3 haftayı buldu. 2024 yazında yalnızca bir yaz dizisi yapılırken pek çok proje 2025'in eylül ayına ertelendi. Sık sık alınan bir başka haber ise bazı dizilerin iptal edilmesi oldu.
Dizi sektöründe yaşanan bu olumsuz gelişmelerin nedeni olarak ise reklam gelirlerindeki düşüklük gösterildi. Aynı zamanda artan maliyetler ve oyuncuların kaşelerindeki önlenemez artış da dizilerin iptal edilmesinin önünü açtı. Sektörde kısır döngüye girildiğine dair kanı da böylece kabul görmeye başladı.
Ketche lakaplı yönetmen Hakan Kırvavaç’ın yöneteceği, Barış Manço’nun hayatının anlatılacağı film projesi iptal edildi.

Dizi sektörünün ardından sinema sektörü de benzer bir durumla karşı karşıya kaldı. Türkiye Gazetesi'nden Murat Öztekin'in haberine göre, 2020’den itibaren popülerleşen yabancı dijital platformların oyuncu kaşelerini artırması, Türkiye’deki film maliyetlerinin de artmasına yol açtı. Ülkemizdeki sinema seyircisi sayısı ise pandeminin öncesindekinin yarısında kaldı. 2019’da 59,5 milyon seyirci çeken salonlarda, 2023’te 31,5 milyon, 2024’te ise 33,1 milyon kişi film izledi. 21-27 Mart tarihleri arasında ise 150 bin kişilik seyirci rakamıyla Türkiye’deki salonlar bu zamana kadarki en az seyircili haftalarından birini yaşadı.
Yapımcı Ahmet Edebali, beyazperdedeki durumu değerlendirdi.

Barış Manço'nun hayatını konu alan filmin iptal edilmesinin ardından Yüksel Aksu’nun yönetmenliğini üstlendiği Yılmaz Güney filmi projesinin çekimlerinin de benzer sebeplerle ertelendiği iddia edildi. Tamamlanan bazı komedi filmlerin de vizyon endişesiyle bekletildiği söylentiler arasında.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan yapımcı Ahmet Edebali şunları söyledi: “Seyirci sayısındaki azalma sebebiyle artık sadece sinemalar için film yapmak mantıklı görünmüyor. Öte yandan dijital platformlar da film almakta iştahlı değiller. Bu sebeple büyük bütçeli işler inkıtaa uğruyor. Bütçesi 70-80 milyon TL’yi bulan sinema eserlerinin çekilmesi mümkün görünmüyor. Zaten geçtiğimiz yıllarda yapılan büyük bütçeli işler de yeterince seyirci çekemedi. Mesela ‘Sadık Ahmet’ ve ‘Cem Karaca’ filmleri çeşitli sebeplerle bekleneni vermedi; teveccüh görmedi. Sektörde oyuncular para kazanıyor ama yapımcı ve yayıncı kaybediyor. Şu an fiilen 1990’ları yaşıyoruz. Artık kalitesi düşük korku vs. türünde işler yapılıyor. Bu da sinemayı daha çok dibe çekiyor.'
Yönetmen Ahmet Sönmez de benzer açıklamalarda bulundu:

“Gişe filmi çekmeyi planlayanlar, sinemada maddi karşılıklarını alamayacaklarını düşündükleri için sete çıkmıyorlar. Türkiye’deki dijital platformlar ise çok az film projesi yapıyor. Şu an sadece diziye odaklandılar. Dolayısıyla sektörde büyük bir yavaşlama var. Film yapımcılığı, korkulacak bir alan hâline geldi. Ben yeni bir film çekiminden çıktım; astarı yüzünden pahalı. Yeni filmler çekilemediği gibi, hazır hâlde olan bazı filmlerin ne zaman gösterime sokulacağı bile bilinmiyor. Üstelik bunlar Türk sinema seyircisinin alışkanlıklarına hitap eden, komedi türünde yapımlar. Sinema, hep öldü denilen dönemlerden soran ayağa kalkmıştır. 1990’larda bu ‘Eşkıya’ filmiyle gerçekleşmiştir. Yine öyle olacağını düşünüyorum. Ancak bu, devlet eliyle gerçekleşecektir. Bir şekilde ilgili bakanlıkların sinemacıları dinleyip problemi çözme konusunda adım atmaları gerekiyor.'
Tüm bu değerlendirmeler göz önüne alındığında, sinema sektörünün de kısır döngüye girdiğini söyleyebiliriz.

Sinemalarda 'büyük' yapımların yer almaması izleyicinin salonlara gitmemesine yol açıyor. Sinema salonlarından uzaklaşan izleyici, yeniden başarılı bir yapım gelmediğinde de gitmemeyi tercih ediyor. Aynı zamanda salonların artan ücretleri de izleyiciyi uzaklaştıran sebeplerden biri olarak görülüyor.
Süreç nasıl ilerleyecek ya da nasıl çözümlenecek bilemiyoruz ama dizi sektöründeki krize benzer bir krizin sinema için de yaşandığını söylemek mümkün.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
2 kişi sinemaya gitsen, birde dışarda yemek yesen 1K civarında para gidiyor..
Aynen öyle. Saçma sapan filmlere verecek para mı var millette?
2 kişi 800 bilet 900 mısır içeçek, öncesi 300 kahve sonrası 1000 yemek derken, asgari üçretin 1/7 oranında para harcıyor. Kim gidecek sinemaya herkes netten ... Devamını Gör
Cinemaksimum denen karteli İş bankasından satın alan Koreli milyarderinin, ödediği parayı çabuk çıkarma hırsı öldürdü sinemayı. Sinema salonlarının tek cidd... Devamını Gör