Dr. Hakan Özerol Cevaplıyor: Faizler Ne Zaman Düşecek?
Faiz politikası, enflasyonu sabit tutmak ve fiyat istikrarı sağlamak için Merkez Bankasının sıklıkla başvurduğu bir araç. Yakın zamanda yıl sonu enflasyon hedeflerinin güncellenmesiyle birlikte bu sefer yakın zamanda alınacak olası faiz kararı, tüketicileri yakından etkiliyor. Çünkü faiz politikasında söz konusu olacak yukarı veya aşağı yönlü bir değişiklik, özellikle konut kredisi kullanacakları yakından ilgilendiriyor.
Bu içeriğimizde Finans Uzmanı Dr. Hakan Özerol'un verdiği bilgiler ışığında, faizlerin ne zaman düşeceğini veya bu düşüşün ne getireceğini inceleyeceğiz.
Faizler düşecek mi artacak mı?
Türkiye’de enflasyon hedeflerinin yenilenmesi akıllara önümüzdeki dönemde uygulanacak faiz politikasını getiriyor. Aslında akıllarda “Faizler düşsün de, konut kredisi çekip ev alalım” fikri olsa da faizlerin inişi ve çıkışı tekil bir para politikası olarak değerlendiriliyor. Yani iki durumda da Merkez Bankasının aldığı bu karar, enflasyonu dengeleme ve fiyat istikrarı sağlama amacı taşıyor. Bu nedenle faizlerin neden düştüğünü anlamak büyük önem taşıyor.
Faiz düşüşü ne anlama geliyor?
Merkez Bankasının yıllık enflasyon hedefleri faiz politikasını yakından etkiliyor. Çünkü artan faiz, enflasyonun hızlı yükselişini baskılayarak piyasaya denge getiren bir araç olarak devreye giriyor. Nitekim enflasyonun %80’lere fırladığı dönemde yüksek faiz artışları sonucu bu oran %50’lerin altında inmiş durumda. Dolayısıyla bu bile uygulanan yüksek faiz kararının etkisini kanıtlıyor ve artık o kadar da yüksek bir faiz oranına gerek olmadığına işaret ediyor.
Faiz düşüşü sonrasında ne beklemek gerek?
Faizlerin yüksek olduğu bir ortamda akışkan para miktarı ve alım-satım oranı düşüyor. Çünkü hem mevduat hesaplardaki faiz getirileri yüksek oluyor hem de banka faizleri pahalı olduğundan kredi çekmek mantıklı gelmiyor. Bundan en başta etkilenen marketlerden biri de konut piyasası oluyor. Olası bir faiz indirimi kredileri avantajlı hale getirerek, konut almayı kolaylaştırma potansiyeli taşıyor. Yani, enflasyonun indiği bir ortamda faizler geriye çekilirse, kredi masrafları düşerek yatırımcılar için yeni fırsatlar doğurabilir.
Ancak bu konu iki yönden ele alınmalı.
Faiz indirimi genel olarak konut kredilerini avantajlı yapsa da bu durum satıcıların, konutlara yüksek talep olan bir ortamda fiyat artışına gidebileceğini gösteriyor. Çünkü halihazırda pahalı kredilerin olduğu bir ortamda, satış yapmak zor olduğundan konut fiyatları da nispeten düşük durumda. Fakat kredilerin erişileilir olması halinde bu fiyatların ters yönde hareket ederek hızlı bir artışa geçmesi beklenebilir. Yüksek talep sonucu konut marketteki fiyatlar da hızla yükselebilir.
Açmazdan çıkmak için bireysel gereksinimlere odaklanmak gerek.
Faizlerin düşüp düşmeyeceği, ne zaman düşeceği veya ne kadar değişeceği konut alma kararlarını elbette yakından etkiliyor. Fakat bu aşamadaki tek değişken faiz oranları olmadığından bireysel gereksinimlere ve kullanılacak kredi miktarına odaklanmak gerekiyor.
Örneğin; konut alırken gerek duyulan bakiyenin büyük çoğunluğu birikimden karşılanacak ve ufak miktar kredi çekilecekse, kredi masrafları yüksek olsa da konut fiyatlarının düşük olduğu mevcut dönem avantajlı olabilir. Fakat tam tersi durum söz konusuysa, yani alım bakiyesi yüksek oranda krediden karşılanacaksa, o zaman marketteki artışlara rağmen faiz düşüşünü beklemek daha mantıklı olabilir.
Gün sonunda bireysel kararları asla göz ardı etmemek çok önemli.
Faiz ve kredi masrafları arası yakın bir ilişki olsa da en doğru kararı vermek için kişisel planların da göz önünde bulundurulması gerekiyor. Çünkü herkesin gelir seviyesi, kredi ihtiyacı, risk algısı ve yatırım amacı farklı olduğundan karar aşamasında birden fazla parametrenin değerlendirilmesi gerekiyor. Aynı anda hem piyasa beklentilerini doğru okumak hem de bireysel gerçekleri denkleme almak büyük önem taşıyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın