Ekonomik Dalgalanmalardan İlk Etkilenen 11 Sektör
Hani bazı sektörler var, ekonomide en ufak bir esintiyle bile hop oturup hop kalkıyor. Dolar bir kıpırdıyor, onlar yerle yeksan. Enflasyon bir yükseliyor, hemen faturaya yansıyor. İşte ekonomik dalgalanmalardan “ilk göz ağrısı gibi” etkilenen, hemencecik sarsılan o hassas sektörleri senin için bir araya getirdik.
1. İnşaat Sektörü

Görüntüde güçlü, sağlam, ayakta duran bir sektör gibi dursa da inşaat aslında ekonomideki en hassas dengelere sahip alanlardan biri. Çünkü bu işte kullanılan malzemelerin çoğu ithal ya da dövize bağlı. Demiri, çimentosu, boyası, işçiliği... Hepsi dövizle yarışıyor resmen. Hal böyle olunca ekonomik bir dalgalanma çıktığında şantiye sesleri bir anda kesilebiliyor. Büyük projeler askıya alınıyor, konut fiyatları ya tırmanıyor ya da satışlar durma noktasına geliyor.
2. Otomotiv

Araç fiyatları zaten uzay mekiğiyle yarışır haldeyken, döviz kurlarında en ufak bir dalgalanma olduğunda fiyatlar iyice içinden çıkılmaz hale geliyor. Otomobil artık çoğu insan için ihtiyaçtan çok “keşke alabilsem”e dönen bir hayale dönüşüyor. Özellikle ithal araçlarda kur farkı anında fiyat etiketine yansıyor. İkinci el piyasası da bu durumdan geri kalmıyor; talep artınca fiyatlar da otomatik olarak yükseliyor. Otomotiv sektörü, krizlerde hem tüketici hem de satıcı açısından en stresli alanlardan biri haline geliyor.
3. Turizm
Ekonomi bir sarsıldı mı, ilk iptal edilen şey tatil oluyor. “Bu yıl biraz bekleyelim”, “memlekete gideriz artık” gibi cümleler artıyor. Yabancı turist açısından bakıldığında kurun artması Türkiye'yi cazip hale getirse de iç turizm ne yazık ki aynı şansa sahip değil. Uçak biletinden otel ücretine kadar her şey ateş pahası oluyor. Küçük işletmeler de bu dalgalanmalardan anında etkileniyor. Turizm sektörü, özellikle yaz aylarında ekonomiden çok kolay etkilenip çok büyük gelir kayıpları yaşayabiliyor.
4. Tekstil
Tekstil, Türkiye'nin en büyük üretim ve ihracat alanlarından biri. Ama bu sektörün en büyük handikapı, ham madde ve enerji maliyetlerindeki artışa çok çabuk teslim olması. Döviz yükseldi mi kumaş fiyatları artıyor, iplik zamlanıyor, işçilik maliyetleri kabarıyor. Üretici koleksiyon çıkaramıyor, tüketici de “bu mont bu kadar eder mi ya?” diye sorguluyor. Sonuç olarak sezonluk ürünler elde kalıyor, küçük markalar zorlanıyor, büyük zincirler bile temkinli hareket etmek zorunda kalıyor.
5. Gıda

Ekonomik dalgalanmalardan en doğrudan etkilenen ve hepimizin birebir yaşadığı alan elbette ki gıda sektörü. Market raflarındaki ürünler, neredeyse haftalık değil, günlük fiyat değiştiriyor. Özellikle ithal ürünler ya da ambalaj ve taşıma maliyetine bağımlı gıdalar bir anda fahiş rakamlara çıkabiliyor. Sebze, meyve bile artık 'lüks' kategorisine yaklaşırken, vatandaş temel ihtiyaçlarını karşılamada bile zorlanabiliyor. Gıda sektörü ise maliyet baskısıyla üretimi sürdürebilmek için sürekli zam yapma döngüsünde kalıyor.
6. Mobilya

Döviz arttı mı sünger, kumaş, ahşap… Her şey pahalanıyor. Mobilya almak zaten zorken, bir de fiyatlar artınca herkes elindekini biraz daha kullanmanın yollarını arıyor. Yeni ev kuranlar “biraz sade olsun” diye düşünmeye başlıyor. Yani bu sektör krizlerde en çok “idare ederiz” cümlesini duyanlardan.
7. Teknoloji
Yeni çıkan bir telefon ya da laptop eskiden “takip edilesi” şeylerken, şimdi sadece “bakıp geçilesi” objelere dönüştü. Teknoloji sektörü, dolar kuru arttıkça anında fiyatlara zam yapmak zorunda kalıyor. Haliyle bir cihazı almak için önce iki kez düşünmek, sonra da büyük ihtimalle almaktan vazgeçmek kaçınılmaz oluyor. Teknolojiye ulaşmak zorlaştıkça tüketici “idare ederiz” moduna geçiyor, şirketler ise satış hedeflerini tutturmakta zorlanıyor.
8. Kargo ve Lojistik
Taşımacılık sektörünün kalbi yakıtla atıyor. Benzin ve motorin fiyatları artar artmaz bu maliyetler kargo ücretlerine yansıyor. Özellikle e-ticaretin büyümesiyle birlikte her teslimat, firmalar için ekstra bir planlama anlamına geliyor. Ekonomik dalgalanmalarda ise en küçük artış bile lojistik sektörünün tüm dengesini bozabiliyor. Küçük işletmelerin “ücretsiz kargo” sunması zorlaşıyor, büyük firmalar da kampanya yaparken iki kere düşünüyor.
9. Eğlence ve Etkinlik
Konserler, tiyatrolar, festivaller… Ekonomi iyiyken ne güzel keyif yapma alanlarımız oluyorlar. Ama kriz gelince ilk vazgeçilen lüksler arasında yer alıyorlar. İnsanlar bilet fiyatlarını görünce “bir dahaki sefere” demeye başlıyor. Organizasyon şirketleri ise yüksek maliyetlerle mücadele ederken etkinlik düzenlemekten çekiniyor. Yani hem izleyici hem de sunucu tarafı ciddi darbe alıyor.
10. Enerji
Petrol, doğalgaz gibi enerji kaynakları dışa bağımlı olduğu için dövizle alınır. Döviz arttı mı elektrik ve doğalgaz faturaları anında kabarır. Üretim maliyetleri artar, ev halkı da kombiyi kısar. İş yerleri ise maliyetleri tüketiciye yansıtmadan duramaz hale gelir. Enerji sektörü ekonomik dalgalanmalarda önce kamuoyu tepkisiyle, sonra da üretim baskısıyla baş başa kalır.
11. Basın ve Yayın
Gazete, kitap, dergi gibi yayınlar da kâğıt ve mürekkep fiyatlarına bağımlı. Özellikle kâğıdın çoğu ithal olduğu için döviz kurundaki artış yayınevlerini köşeye sıkıştırıyor. Kitap fiyatları artıyor, satışlar düşüyor. Gazeteler sayfa sayısını azaltıyor, dergiler dijitale geçmek zorunda kalıyor. Basın sektörü ekonomik krizlerde ayakta kalmak için önce içerikten değil, maliyetten feragat etmek zorunda kalıyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın