onedio
article/comments
article/share
Haberler
Fesih Zeki Mert, ‘Terörsüz Türkiye’ Sürecine Dair Soruları Yanıtladı

Fesih Zeki Mert, ‘Terörsüz Türkiye’ Sürecine Dair Soruları Yanıtladı

Uluslararası alandaki yatırımlarıyla tanınan iş insanı Fesih Zeki Mert, “Terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili sorulara kapsamlı yanıtlar verdi. Barış ortamının ekonomik büyüme üzerindeki etkilerine dikkat çeken Mert, sürecin hem iç cepheyi güçlendireceğini hem de Türkiye’yi yatırım açısından cazip hale getireceğini vurguladı. Mert’e göre terörün sona ermesi, üretimden istihdama, güven ortamından dış yatırımlara kadar pek çok alanda Türkiye’yi ileri taşıyacak.

İşte detaylar...

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

İş İnsanı Fesih Zeki Mert, "Terörsüz Türkiye ekonomiyi nasıl etkileyecek?" sorusunu yanıtladı.

İş İnsanı Fesih Zeki Mert, "Terörsüz Türkiye ekonomiyi nasıl etkileyecek?" sorusunu yanıtladı.

Fesih Zeki Mert: “Terörsüz Türkiye ile ülkemizin küresel ekonomideki konumu daha da güçlenecek, süreç, istikrarlı ekonomi politikalarını perçinleyecek, üretim kapasitesini artıracak, iş gücünü dinamikleştirecek ve yatırımların cazibe merkezi haline gelecek.”

Dünyanın birçok noktasında yaptığı yatırımlarıyla adından söz ettiren iş dünyasının tanınan isimlerinden Fesih Zeki Mert, ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. İş insanı Mert, ‘Terörsüz Türkiye’ hakkındaki düşüncelerini, bu sürecin Türkiye ekonomisine olabilecek katkılarını bizlerle paylaştı.

Terörsüz Türkiye hedefi hakkında ne düşünüyorsunuz? Buradan başlayalım.

Terörsüz Türkiye hedefi hakkında ne düşünüyorsunuz? Buradan başlayalım.

'Başta bu sürecin çok kıymetli olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili atılan adımların, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük projelerinden biri olduğunu düşünüyorum. Bu sürecin önümüzdeki yıllarda, hem vatandaşlarımıza, hem iş insanlarına, hem bölgeye çok büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Ayrıca, vurgulamam gerekir ki; bu süreçle birlikte Kürt, Türk olmak üzere tüm kesimler kazanacaktır. Terörsüz Türkiye ile birlikte sorunlar yumağı haline gelmiş ve hatta kronikleşmiş sorunların çözümüyle, Türkiye genelinde bambaşka bir atmosfer oluşacaktır. Bu süreç bütün halkların yararına olacaktır. Böyle bir süreci sahiplenmemek 'birlikteliğe karşı çıkmak' anlamına gelir.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın manifesto niteliğindeki konuşmasında, Türk, Kürt, Arap vurgusu da yapıyor. Buna katılıyor musunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını çok değerli buluyorum. Maalesef ülkemizde şu durum söz konusu: sorunlar doğru şekilde ortaya konulmasına rağmen, kimse doğrulara sahip çıkmıyor. Cumhurbaşkanımızın Kızılcahamam’da yaptığı konuşma tarihî bir manifesto niteliğindeydi ve sürecin ruhuna uygun bir konuşmaydı. Bu konuşma üzerinden art niyetli tutumlar sergilememek gerekiyor. Her kesime hitap eden bu konuşma, siyasi hafızamıza tarihi konuşmalardan biri olarak geçmiştir.

Süreç olumlu ilerlerse, PKK tümüyle silah bırakırsa hem bölge ekonomisi hem de Türkiye ekonomisine yansıması nasıl olur? Çok etkiler mi?

Süreç olumlu ilerlerse, PKK tümüyle silah bırakırsa hem bölge ekonomisi hem de Türkiye ekonomisine yansıması nasıl olur? Çok etkiler mi?

Böyle bir soru da ‘etkilemez’ demek, ciddi anlamda saf olmak gerekir. İki kere iki dört eder; matematik ortadadır! Bu süreçle birlikte, bütün enerjimizi barış, huzur ve kardeşlik ortamının sağlanmasına harcamalıyız. Sorunlarımızı halının altına süpürmek yerine, tek tek irdeleyip konuşmamız gerekiyor. Barışın dili, konuşmak, diyaloğu kurmak, birbirini dinlemek ve anlamaktır. Bu yaklaşımları benimsersek, 40 yıldır terörle mücadeleye ayrılan bütçeyi eğitime, sağlığa, turizme ve üretime aktarabiliriz. En kötü barış bile savaştan iyidir.

Süreçle ilgili bazı eleştiriler var. Bu sürecin insani değil de siyasi olduğu iddialarına katılıyor musunuz? Bu, söz konusu siyaset üstü bir durum mu?

Neden kan dökülsün, neden analar ağlasın? Bu sorunu oturup konuşup çözebilecek iradeye sahipken, neden çözülmesin? Son dönemde takip ettiğim kadarıyla; bazı kişiler bu barış sürecini zedelemek ve siyasi çıkarlarını öne çıkarmak için çaba harcıyor. Bu süreç, tamamen insani bir süreçtir. Kimse bireysel hırslarını, çıkarlarını, partisel ideolojilerini, gelecek kaygılarını ve oy hırslarını bu süreç üzerinden götürmesin. Bu, insanlık dışı bir tutum olur. Artık anaların ağlamadığı, bölgemizin canlandığı bir sürece ihtiyacımız var. 40 yıllık kardeş kavgasının bitmesi gereken bir aşamadayız. Bu, hepimizin ortak sorumluluğu… Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu kararlı duruş ve devletimizin gösterdiği tutum, bu süreçte çok kıymetlidir. Türk, Kürt ve Arap vatandaşlarımızın barışa inanması, sürecin barışla sonuçlanacağını gösteriyor. Özellikle son dönemlerde bölgemizde İran ve İsrail savaşlarını gördük. İç cephemizi güçlü tutmamız gerekiyor. Türkiye büyüme ve gelişme sürecindedir. Türkiye, Ortadoğu’da kendi iç sorunlarıyla uğraşmamalı; bölgesel bir güç, aynı zamanda küresel bir güç olabilir. Bu iradeye karşı çıkanların iyi niyetli olmadıklarını düşünüyorum.

Gelinen noktada TBMM’den atılan adımlar ve siyasilere düşen görev nedir? İç cephe vurguları bu süreçte nasıl bir rol oynar?

Gelinen noktada TBMM’den atılan adımlar ve siyasilere düşen görev nedir? İç cephe vurguları bu süreçte nasıl bir rol oynar?

Meclis’te kurulan komisyon çok kıymetli. Bütün milletvekillerinin sorumluluklarını yerine getirmesi halinde, kardeşlik ve barış süreci daha sağlam temellere oturacaktır. Milletvekillerinin bu konuda elini taşın altına koyması, iç cepheyi güçlendirecektir. Devletin çözüm iradesi varsa, siyasetin art niyet aramadan bu süreci desteklemesi gerekir. Eğer bazı siyasiler art niyetliyse, onların milletvekilliği ve vatandaşlığı sorgulanmalıdır.

Yeni bir sivil anayasa fikrine katılıyor musunuz?

İç cephenin güçlenmesi adına yeni bir sivil anayasanın yapılması şarttır. Yeni anayasa, birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek, devlet-millet bağını kuvvetlendirecek önemli bir fırsattır. “Artık yeter” diyerek, silahların gömülmesi ve siyasetle konuşulması gerekiyor. Bunun adresi de TBMM’dir. Burada en farklı görüşler bile özgürce tartışılmalıdır. Millet, vesayet anayasası ile anılmak istemiyor. Millet, cuntanın ayak izlerinin bulunduğu anayasa ile yönetilmek istemiyor. Millet iradesine sahip çıkacak, sivil ve özgürlükçü anayasa istiyor. Bu talepten geri durulamaz.

Yurt dışında birçok bölgede uluslararası projeleriniz var. Kanada, Çin, Ukrayna, Yeni Zelanda gibi ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz. Bu projeler kapsamında sürekli yurt dışındasınız. Bu durumun dışarıdan yansıması nedir?

25 yıldır yurt dışında yaşıyorum. Gördüğüm kadarıyla, ilk defa çözüm noktasına çok yakınız. Bu durumu, ülkemizi takip eden finans kuruluşları, yatırımcılar ve şirketler de görüyor. Çünkü para imaj ve güven ister. Böyle bir barış ve istikrar ortamı, yatırımcılar için çok çekicidir. Barış süreci, savaş baronlarının işine gelmeyebilir; ama emin olun ki, böyle bir ortam, Türkiye’de barış ve refah rüzgârı estirir. Yatırımcılar, gelir burada yatırım yapar. Türkiye 85 milyonluk nüfusuyla büyük bir ülke. Özellikle genç nüfusu, diğer batı ülkelerine kıyasla oldukça fazladır. G-20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye, iç cephesini güçlendirdiğinde, Amerika’dan, Asya’dan ve Avrupa’dan büyük ilgi görecektir. Terörsüz Türkiye ile ülkemizin küresel ekonomideki konumu daha da güçlenecek, süreç, istikrarlı ekonomi politikalarını perçinleyecek, üretim kapasitesini artıracak, iş gücünü dinamikleştirecek ve yatırımların cazibe merkezi haline gelecek. Şunun altını çizmek isterim; Kürt, Türk ve Arap vatandaşlarımız birlikte hareket ettiğinde, her zaman kazanmıştır. Buna tarih şahittir. Bunun en iyi örnekleri: Malazgirt Zaferi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşıdır. Hatta 15 Temmuz destanımızdır. Birlikte güçlüyüz.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
2019 yılında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde lisans eğitimime başladım, 2024 yılında da mezun oldum. Eğitimim süresince çeşitli platformlar ve gazete topluluklarında çeviri ve yerelleştirme alanlarında aktif rol aldım, bu süreçte dil becerilerimi ve kültürler arası iletişim yetkinliğimi geliştirdim. 2022 yılının Mayıs ayında Onedio’da stajyer olarak başladığım editörlük kariyerime, “Yaşam” kategorisinde sosyal medyadaki trendleri, günümüz ilişki dinamiklerini ve toplumsal meseleleri okuyuculara ulaştırarak devam ediyorum. İçeriklerimde, okuyucuların kendilerinden birer parça bulmasını amaçlıyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Bozkurt

Önyargısız bir şekilde baştan sona okudum. Mevcut konu hakkında her yerde duyabileceğiniz standart bir boş konuşma. Bunun için 25 yıldır yurtdışında yaşayan ... Devamını Gör

Can vanKamp

İşiniz gücünüz, dininiz imanınız, vatanınız milletiniz, özünüz sözünüz hep aynı...

"Akıllı Sıralama" filtresinde tüm yorumlara ulaşamıyor olabilirsiniz.
Rahatsız edici veya saldırgan yorumlar, "Tarihe Göre" filtresi altında yer almaktadır.