Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurucu, Celal Bayar’ın Eş-Kurucu Olduğu Bir Girişim: Türkiye İş Bankası A.Ş.
İş Bankası, kurulduğu günden bu yana, bankacılık faaliyetlerinin yanı sıra sanayi ve üretim alanlarında kurduğu ve iştirak ettiği 300’ü aşkın şirketle Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi. Haziran 2025 itibarıyla 192 doğrudan veya dolaylı iştirakimiz bulunuyor.
Bankanın kuruluş sözleşmesinin ikinci maddesinde yer alan “ziraat, sanayi, enerji üretimi ve dağıtımı, bayındırlık işleri, sigortacılık, turizm, ihracat gibi teşebbüsleri kurmak” hedefi, İş Bankası’nın girişimciliği temel bir vizyon olarak benimsediğini açıkça gösteriyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, ilk Genel Müdür Celal Bayar’ın eş kurucusu olduğu İş Bankası, aslında başlı başına bir girişim hikayesidir. Bugün 10 milyar doların üzerinde piyasa değerine sahip “decacorn” seviyesinde bir kurum olarak Türkiye’nin girişimcilik potansiyelinin simgesi haline gelmiştir.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında özel bir vizyon, büyük bir özen ve titizlikle çok kaliteli işlerin hayata geçirildiğini görüyoruz.

İlk yıllara baktığınızda, Şişecam ve Ankara Un gibi cam ve gıda sanayiinde önemli atılımlardan Ankara Palas gibi otelciliğe, İstanbul ve İzmir’de liman işletmeciliğinden Karagöz Gazetesi, Milliyet Matbaası gibi yayıncılığa ve orman ürünlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede pek çok önemli şirkete iştirak ettiğimiz görülüyor. Büyük sermaye gerektiren sektörlerde öncü rol üstlenen Banka, bir yandan da finansın bankacılık dışı diğer alanlarında önemli inisiyatifler alıyor. Türkiye’nin ilk milli sigorta şirketi Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi 1925’te, ilk milli reasürans şirketi Milli Reasürans T.A.Ş. 1929’da Bankamız tarafından kuruluyor. Yine ülkenin ilk özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankası olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) 1950’de kuruluyor. Anadolu Hayat, İş Yatırım, İş Finansal Kiralama, İş Faktoring, Yatırım Finansman, İş Portföy gibi iştiraklerimiz bugün finansın her alanında ülkemizde öncü şirketler…
Sanayi tarafında Şişecam, Cumhuriyetin ilanından sonra pek çok sanayi ürününde olduğu gibi cam sektöründe de dışa bağımlılığın söz konusu olduğu bir dönemde, 1935 yılında, ilk fabrikası olan Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası’nı kuruyor. Cam gibi stratejik bir ürünü yerli, milli kaynaklarla üretmeye talip oluyor. Kuruluşunun hemen ardından hızlı bir şekilde üretime başlıyor ve 3 yıl içerisinde yurtdışından ithal edilen ülkenin tüm şişe ve züccaciyesini karşılar hale geliyor. Cam ithalatını azaltarak ülke kaynaklarının memlekette kalmasını sağlıyor. Şişecam, bugün dünyanın en büyük cam üreticileri arasında yer alan bir şirket, 4 kıtada 14 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeyi aşan satış ağı ile yolculuğunu sürdürüyor. Cam ambalaj ve düz cam alanlarında en büyük beş global üretici, soda külünde dünyada ilk üç üretici arasında yer alırken, krom kimyasallarında dünya lideri.
Saymakla bitmeyecek sayıda girişimcilik yapmış, şirket kurmuş, şirkete iştirak etmiş bir kurum olarak Unilever-İş, Türk Tuborg, Türk Pirelli, General Elektrik, Tofaş ile ortaklıklar gerçekleştirdik… Tarihimize baktığımızda, bankacılığın ülkemizde kurulup gelişmesinde laboratuvar işlevi gördüğümüzü, pek çok konuda öncü rol üstlendiğimizi, bu örneklerde olduğu gibi ekonomik kalkınma ve gelişme çabalarına çok boyutlu destek verdiğimizi görüyoruz. Bu vizyon karşısında hem şaşırıyor hem büyük saygı duyuyorum. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında özel bir vizyon, büyük bir özen ve titizlikle çok kaliteli işlerin hayata geçirildiğini görüyoruz. Bizler de bugün yapmakta olduğumuz yatırımlarla bundan 10 sene sonra, 50 sene sonra benzer şekilde, İş Bankası neler başarmış dedirtebilirsek, kurucumuza karşı görevimizi ve sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız.
Küresel ölçekte rekabet eden bir Türkiye için girişimcilik en önemli katalizör olacak.
Geleceği öngörüp trendleri belirleyen ve dijital altyapısıyla global ölçekte rekabet eden bir İş Bankası hikâyesi yazmayı hedefliyoruz. Yapay zekâ ve ileri teknolojiye uyumlu iştirak anlayışımızla, teknoloji, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı yeni nesil iştirakler kuruyoruz.
“Yeni nesil” iştirakler, mevcut sisteme meydan okuyan, yenilik içeren ve gelecek kuşaklara hitap eden iş modellerini kapsıyor. Bu sayede girişimcilik, ekonomik kalkınma ve inovasyon kapasitesinin artmasında katalizör görevi görüyor; refah, gelir ve verimlilik artışı sağlayarak küresel rekabette avantaj yaratıyor.
Burada oluşan döngüyü şöyle özetleyebilirim; yapay zeka, ileri teknolojilere dayalı iştirakler ve inovasyon katma değerli üretim ve gelir artışını sağlar; bu da yatırımcı algısını ve itibarı güçlendirir. Güçlenen algı ve itibar, ülke notunu ve hisse değerini yükseltir. Bu durumun beraberinde getirdiği daha fazla kaynak ve daha fazla yatırım ise sürdürülebilir gelişimi, güçlü büyümeyi ve refah artışını mümkün kılar. Yeni nesil iştiraklerimiz, ikinci yüzyılda ulaşmak istediğimiz “dünyada en geniş coğrafyada en fazla müşteriye dokunan, hisse değeri en yüksek bankalardan biri olma” hedefimize de katkı sağlıyor. Küresel rekabette fintech’leri rakip değil, iş ortağı olarak görmek ve iş birlikleriyle fark yaratmak stratejimizin merkezinde yer alıyor.
Haziran 2025 itibarıyla, Bankamızın özkaynağı 360,5 milyar TL, bağlı ortaklık ve iştiraklerimizin toplam bilanço net değeri 240,5 milyar TL. Özkaynaklarımızın büyük kısmını, ülkemize değer katacak sıra dışı işlemlere, radikal başlıklara ve büyük başarı hikâyelerine yönlendiriyoruz. Sermayeyi bankacılık ana faaliyetimizden aktarmadan, oto finansman modeliyle ve dış kaynak kullanarak girişim ekosisteminde değerlendiriyoruz.
İş Enerji ile Türkiye'nin rüzgar enerjisi alanındaki yerli üretim kapasitesini artırıyoruz.
2022’de kurduğumuz İş Enerji, rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi ile ticarete yatırım yapıyor. Faaliyete kısa sürede 1.400 MW kurulu güce ulaştık, yaklaşık 1 milyon kişinin yıllık elektrik ihtiyacına karşılık geliyor. Yenilenebilir enerji yatırımları, enerji bağımlılığının azaltılmasında kritik rol oynuyor.
Haziran ayında Ateş Çelik ile ortaklık kurarak, rüzgâr türbini parçalarının yerli üretimine odaklandık. Türkiye’de kule, jeneratör ve kanat üretimiyle uçtan uca rüzgâr türbini üretimi mümkün olacak. Ortaklıkta Temiz Enerji Fonu, Atlas Fonu ve TSKB’nin Türkiye Yeşil Fonu da yer alıyor; bu fon, emisyon azaltımı ve dönüşüm odaklı ilk girişim sermayesi fonu olarak dikkat çekiyor.
Polat Enerji ile enerji depolama ve hibrit sistemlere yatırım yaparak üretim verimliliğini artırıyor ve kaynak kullanımını optimize ediyoruz. TSKB’nin finansmanı ile 110 MW rüzgâr kapasite artışı ve 132 MW enerji depolama yatırımı gerçekleştirilecek; bu Türkiye tarihinin en uzun vadeli proje finansmanı olacak.
Maxis Girişim Sermayesi ile girişimcilik ekosistemini büyütüyoruz
2017’de kurduğumuz Maxis, erken ve orta aşama teknoloji startuplarına yatırım, yönetim ve strateji desteği sağlıyor. Yenilikçi GSYF, FounderOne GSYF ve Arya GSYF gibi fonlarla ülkemizde önemli girişim sermayesi yatırımlarına öncülük ediyor.
2025’te 21 şirkete 133 milyon ABD Doları yatırım yaptık; Nishane, Orka Banyo, Sneaks Up, Stay Otel gibi markaların küresel büyümesini destekledik. Maxis, bugüne kadar 95 şirkete yaklaşık 350 milyon ABD Doları yatırım yaptı ve 500 milyon ABD Dolarına yaklaşan portföy büyüklüğüyle girişim sermayesi alanında lider konumda.
yılına kadar yönettiği fonlarda 1 milyar ABD Doları varlık büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz.
"Moka United ve RUUT ile İngiltere pazarında dijital bankacılıkta global bir oyuncu olacağız."

Moka United, Türkiye'de ödeme sistemleri ve finansal teknolojiler alanında güçlü bir konuma sahip iki öncü fintech şirketi Moka ve United Payment’ın, iki öncü gurup Oyak Grubu ve İş Bankası Grubunun Mart 2025 itibariyle güçlerini birleştirmesi ile hayata geçti.
RUUT aracılığıyla dijital bankacılıkta kapsamlı bir finansal ekosistem sunuyoruz; bireysel kullanıcılar için hesap, kart ve dijital cüzdan çözümleri, işletmeler için şirket kuruluş, POS ve global para transferi hizmetleri sağlıyoruz.
TURAN iştirakimizle, Türk devletleri arasındaki para transferlerini kolaylaştırıyor; 400 bini aşkın kullanıcı ve 1,5 milyar TL işlem hacmine ulaşıyoruz.
Proemtia ile Türkiye’nin en büyük B2B pazaryeri
Proemtia, demir, çelik, alüminyum ve külçe altın/gümüş ticaretini dijitalleştiriyor. 2 yıl içinde 10 milyar TL’yi aşan işlem hacmiyle Türkiye’nin en büyük B2B pazaryeri oldu. Dökmek akaryakıt satışları ve Prosevkiyat lojistik uygulaması ile büyümesini sürdürecek.
Harvard Üniversitesi ile kurduğumuz Enlila küresel sağlık ekosisteminde bir başarı hikayesine dönüşebilir.
Bankamızın ikinci yüzyılının ilk yılında bilim ve teknoloji alanında küresel çapta değer yaratacak önemli bir iş birliğine daha imza attık. Şirketlere “akıllı sermaye” ile değer katan iştirakimiz İş Girişim, obezite ve yaşa bağlı hastalıklar için yeni tedavilerin geliştirilmesine finansman sağlayarak tıbbi ihtiyaçlara yönelik uygulanabilir çözümler üretmek üzere Harvard Üniversitesi ile ortak Enlila adlı biyoteknoloji girişimini hayata geçirdi. Yaklaşık 100 milyon ABD dolar değerlemesi bulunan Enlila’da, halihazırda devam eden ortaklık görüşmelerinin finalize edilmesiyle birlikte, 2025 yılı son çeyreğinde Harvard Üniversitesi’nin %10’luk pay sahibi olması planlanıyor.
Harvard Üniversitesi profesörlerinden Sn. Gökhan Hotamışlıgil'in öncülüğünde Harvard T.H. Chan Kamu Sağlığı Fakültesi bünyesindeki Hotamışlıgil Laboratuvarındaki çalışmaları destekleyecek olan bu yenilikçi girişim, FABP4 proteinin metabolik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceleyip, bu hedefe yönelik antikorlar geliştirmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda Enlila’nın bilimin ve finansın gücünü akademi-endüstri iş birliği çatısında birleştirerek kaliteli ve hastalıksız bir yaşam için yepyeni kapılar açacağına inanıyoruz. Bu ortaklık, bizim için sadece finansal bir yatırım değil insanlığa umut veren bir vizyonun parçası olmak anlamına geliyor.
Bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalar ile farklı karakterizasyon seviyelerinde ve çeşitli stratejilerle geliştirilen antikorlar, FABP4 proteiniyle bağlanma özellikleri açısından test edilerek klinik öncesi modellerde değerlendirildi. Bu süreç sonunda FABP4 proteininin nötralizasyonunu hedefleyen ve başarılı sonuçlar ortaya koyan öncü molekül (CA33), detaylı moleküler analizlerle derinlemesine incelendi. Hayvan modellerinde elde edilen sonuçlara göre CA33 molekülü diyabet, obezite, karaciğer yağlanması, kardiyovasküler hastalıklar, astım ve yaşlanmaya bağlı kronik patolojilerde umut verici etkiler ortaya koydu.
Mevcut durumda Araştırmaya Yönelik Yeni İlaç (IND) başvurusu öncesi aşamada bulunan CA33 molekülü için optimizasyon çalışmalarının tamamlanması ve 2026 yılı içinde FDA’ye (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) resmi başvuruyu yaparak ileriki aşamalara geçilmesi hedefleniyor.
Hotamışlıgil Laboratuvarı'nda 10 yıl boyunca yapılacak çalışmaların destekleneceği, mevcut 5 patent ailesi altında 36 patentin fikri mülkiyet haklarının Enlila sahipliğine alındığı ve gelecekte ortaya çıkabilecek buluşların lisans kullanım hakları kapsamında Türkiye’den dünyaya sunulmasının hedeflendiği proje kapsamında Enlila’nın Harvard’a yaklaşık 39 milyon ABD doları tutarında finansal taahhüdü bulunuyor.
İş Girişim tarafından gerçekleştirilmesi planlanan yatırım ile Harvard gibi dünyanın önde gelen bir bilim yuvasında Türk bilim insanlarının öncülüğünde doğan vizyonun, yerli sermaye ile desteklenerek küresel sağlık ekosisteminde bir başarı hikâyesine dönüşeceğine yürekten inanıyorum.
Maxitech ile Silikon Vadisi’nde dünyanın en önemli girişimcilik ve yatırım ekosistemindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Bankacılığın nereye gittiğini, müşterilerin ne istediğini, fintech’lerin ve büyük şirketlerin teknolojiyi nasıl kullandığını analiz etmek kritik. Bu yüzden 2016’da Maxitech’i Silikon Vadisi’nde kurduk. Maxitech, sadece teknolojik gelişmeleri takip ettiğimiz bir merkez değil, aynı zamanda Bankamıza ve Grup şirketlerimize yenilikçi iş modelleri ve teknolojiler kazandırdığımız bir inovasyon üssü. Bugün Maxitech, bankamız dışındaki şirketlere de danışmanlık veriyor.
Maxitech’in öne çıkan ürünlerinden biri Maxeo. Yapay zekâ optimizasyonu alanında çalışan Maxeo, şirketlerin dijital algısını izliyor, veri kaynaklarını analiz ediyor ve aksiyon önerileri üretiyor. Bu sayede hem bankamız hem de dış müşterilerimiz dijital dünyadaki varlıklarını yönetebiliyor.
Ayrıca Silikon Vadisi’nde düşük enerjiyle yapay zekâ çipi geliştiren bir şirkete ortak olduk. Bu çip, Nvidia GPU’lara kıyasla 10 kata kadar daha düşük enerjiyle çalışıyor ve LLM’ler dahil pek çok yapay zekâ modelini verimli şekilde çalıştırabiliyor. Amacımız, sektöre yön verecek verimli bir teknoloji geliştirmek.
Yapay Zeka Fabrikası’na dahil olan girişimlerin değerlemesi 2 milyar ABD dolarına ulaştı
Finans ve teknoloji entegrasyonuna önem vererek, Türk kuruculu yapay zekâ girişimlerini desteklemek amacıyla Yapay Zeka Fabrikası’nı (YZF) kurduk. YZF, girişimlerin ölçeklenmesini hızlandırıyor, doğru ortaklarla buluşturuyor ve ekosisteme değer katıyor.
Sadece yatırımcı değil, akademisyenler ve iş dünyasıyla etkileşim sağlayan bir merkez olarak konumlandırdık. 2,5 yıl içinde 2.800 girişim veri tabanına eklendi, 52 girişim destek programımıza kabul edildi, 27 girişime yatırım yaptık ve toplam değerleme 2 milyar ABD dolarına ulaştı. Gelecekte globalleşme sürecini hızlandırarak YZF’yi yurtdışına açılan bir köprü hâline getirmeyi hedefliyoruz.
TIBAS Ventures
Cumhuriyetin 100. yılında kurulan TIBAS Ventures, Hollanda Amsterdam merkezli yeni nesil girişim sermayesi olarak faaliyet gösteriyor. Avrupa’daki inovatif teknoloji girişimlerine yatırım yaparak Türk girişimcilik ekosistemini destekliyor. Şimdiden bazı yatırımlarımız unicorn seviyesine ulaştı.
Bu yatırımlar, iştirak portföyümüze de olumlu katkı sağlıyor ve büyümenin devam etmesini bekliyoruz.
Verimlilik artışı ve sürdülebilir kalkınma önündeki engellerin aşılmasının anahtarı girişimcilikte

Bugün ülkemizin ekonomik anlamda en fazla ihtiyaç duyduğu konulardan biri, verimliliğin artırılması ve bununla doğrudan bağlantılı olarak katma değerli üretim…
Ülke olarak büyümede, kişi başına düşen milli geliri artırmada ve ekonomik sorunları çözmede hızlı yol almak, bizi hedeflediğimiz seviyelere taşıyacak atılımları yapmak istiyorsak girişimcilik bu noktada iyi bir sinerji yaratacaktır. Bu da girişimleri geleneksel iş alanlarıyla, verimsiz olduğunu gözlemlediğimiz iş alanlarıyla birleştirmekten geçer. Girişimcilik ekosisteminin kendi başına yarattığı artı değer elbette kıymetli ama geleneksel sektörlerle birleştiğinde o sektörleri kârlı ve verimli hale getirmesinin, ekonomik kalkınmaya sağladığı katkının daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Ülkemizde özellikle toplam faktör verimliliğinde arzu ettiğimiz artışı yakalamamızın, sürdürülebilir büyüme önündeki engellerin aşılmasının anahtarlarından biri olan girişimcilik, beraberinde bilim ve teknolojinin harmanlandığı buluşlara imza atmayı, yeni iş yapış şekilleri kazanmayı ve şirketlerin yeni süreçlere adapte olmasını gerekli kılıyor.
Banka olarak bizim girişimciliğe verdiğimiz desteğin arkasında da esasında özetlemeye çalıştığım bu çerçeve yatıyor. Teknoloji odaklı iş yapış biçimlerinin yaygınlaşması ve katma değerli dijital iş modellerinin hayata geçirilmesi… Girişimcilerin bundan sonraki iktisadi hayatta yaratacakları katma değer ile daha fazla rol üstleneceğinin bilinciyle bu ekosistemi çok önemsiyor, temel stratejilerimiz arasında yer alan girişimcilik dünyasına yönelik çalışmalarımızı bu bakış açısıyla bütünsellik içerisinde yürütüyoruz.
Eğer İş Bankası’nın hikayesine bir şey ilham olacaksa, bunda, içerdeki kaynaklarla yapmak kadar dışarıdaki girişimcilere destek olup, girişimcilere kazandıracak mekanizmaları kurmanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu, uzun bir yolculuk. Biz de girdiğimiz alanlarda uzun süreli desteklerle var oluyoruz. Belki de bugünkü çalışmalarımızın meyvelerini 5-10 yıl sonra alacağız. Ama sonuç alınacağını bilmek, yıllar sonra çabalarımızın çıktılarını toplumda, şirketlerde görmeye başlamak sonrasına dair bizler için iyi bir motivasyon kaynağı olacak.
Bu yolculukta üniversiteler ve akademi dünyası ile iş birliği yapıyoruz. Bilimsel çalışma ile ortaya bir bilgi çıktığında bunu en iyi şekilde kullanacak, en çok fayda sağlayacak biçimde hayata geçirecek olan girişimcilik dünyası.
Girişimcilere hayallerini gerçekleştirme süreçlerinde iyi bir yol arkadaşı olmaya çalışırken bir taraftan da ekonomide verimliliği artıracak, katma değeri artıracak üretime katkı sağlamış oluyoruz.
Gerek yurtiçinde gerek yurtdışındaki faaliyetlerimizle önce startup’ları ve ekosistemi daha yakından tanıdık, sonra da ihtiyaç duyulan destekleri sağlamak üzere hızlandırma programlarından şubelere ve girişimcilere yönelik açtığımız mekanlara kadar ekosisteme uçtan uca dokunacak şekilde inisiyatifler üstlendik.
Workup Girişimcilik Programı
Workup Girişimcilik Programı ile 2017’den bu yana 157 girişimi programlarımızdan mezun ettik. Programla girişimcileri ihtiyaç duydukları alanlarda destekleyerek hızla büyümelerini sağladık ve yatırım ağımızla buluşturduk. Workup programını, tarımdan oyuna, sürdürülebilirlikten yurtdışı açılıma farklı odaklarda genişlettik. Mezunlarımız şimdiye kadar farklı fon ve yatırımcılardan 40 milyon ABD dolarının üzerinde yatırım aldı.
Girişimcilik Şubelerimiz
Stratejik açıdan önem verdiğimiz turizm, tarım, girişimcilik gibi alanlarda daha verimli çıktılar elde edilmesi ve katma değerli ürünler üretilmesine katkıda bulunmak amacıyla ihtisas şubeleri açtık, ihtisaslaşmayı artırmaya, yeni ihtisas şubeleri açmaya devam ediyoruz. “Şube bankacılığı ne olacak?' denilen bir dönemde sektörde yeni bir açılım getirdik ve banka şubelerinin varlığını etkin olarak devam ettirebileceğini gösterdik.
Girişimcilik alanındaki birikimlerimizden yararlanarak 2021 yılında Girişimcilik Şubesi Hizmet Modeli’ni hayata geçirdik ve ilk şubemizi İstanbul’da açtık. Bu model, geleneksel bir banka şubesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Girişimcilerle aynı dili konuşabilen, daha önce girişimlerle çalışmış, ekosistemi bilen ve anlayan bir şube kadrosuyla yola çıktık. Tasarımından hizmet anlayışına kadar, girişimcilerin bir banka şubesi olarak görmeyeceği, daha samimi ve çözüm odaklı bir yapı kurduk. Modelimizi 2022 yılında İzmir’e taşıyarak IzQ bünyesinde İzmir Startup Şubemizi açtık. 2023’te ise Ankara ekosistemini bir araya getiren Ankara Tekmer’de Ankara Startup Şubemizi devreye aldık.
Startup’ların %25’ine ulaştık
Bugün yalnızca üç girişimcilik şubemiz ile Türkiye'de ekosistemin de takip ettiği bir veri tabanına kayıtlı startup’ların %25’ine doğrudan ulaşmış durumdayız. Genel Müdürlüğümüz ve şubelerimizdeki uzman ekiplerle birlikte, geleneksel kredi ürünlerini girişimcilerin ihtiyaçlarına göre yeniden kurguladık. Bu sayede girişimcilik şubelerimiz nakdi ve gayrinakdi olmak üzere 1 milyar TL kredi büyüklüğüne ulaştı. Bugün itibarıyla 3,5 milyar TL’yi aşan bir varlık bu şubelerimizde değerlendiriliyor.
Amacımız, teknoloji girişimlerine özel ürün ve hizmetlerle donatılmış şube modelini ülke geneline taşımak, aynı zamanda Türkiye’deki tüm startup’lara ulaşarak onların büyüme yolculuğunda çözüm ortağı olmak. Bu amaçla 4. Girişimcilik Şubemizi de İşCep’te açtık. Girişimcilerin, girişimcilik şubesine gitmeden kolayca müşteri olabilmeleri için “İşCep Startup Müşteri Olmak İstiyorum” hizmetini hayata geçirdik. Böylece, Anadoluya da açılmış olduk. Böylece tüm Türkiye'yi kapsama alanımıza aldık.
Girişimcilik dünyasında kadınlara da özel bir yer açtık
İktisadi kalkınmanın ancak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, daha çok kadının iş hayatına katılmasıyla mümkün olacağını biliyoruz.
Kurum olarak kadınların ekonomiye katılımını kolaylaştırıyor, finansal desteklerimiz ve bunların ötesinde yürüttüğümüz kapsamlı çalışmalarla kadınların her daim yanlarında oluyoruz. Kadın girişimcilere eğitim ve mentorluk desteği veriyor, sadece ürün ve hizmetler ile Bankamız müşterileri odaklı değil fonlar aracılığıyla tüm kadınları iş hayatındaki varlıklarını güçlendirecek yönde destekliyoruz.
1924 yılında, kuruluşumuzu izleyen ilk aylarda ilk kadın çalışanlarımız da görevlerine başladı. İstanbul şubemizin muhasebe servisinde çalışmaya başlayan Fatma Ersöz ilk kadın çalışanımız oldu, hemen ardından Feride Altan da aynı şubemizin muhaberat servisinde göreve başladı. Türk bankacılığında ilk imza yetkilisi kadının ise 1929 yılında İş Bankası Beyoğlu Şubesi çalışanı Hatice Refik Hanım olduğunu; 1930’ların başında İş Bankası Ankara Merkez Şube’de muhasebe memuru olarak çalışan İclal Rıza Ersin’in Atatürk’ün yükseköğrenim görmek üzere yurtdışına öğrenci gönderilmesi talimatı doğrultusunda Cenevre’ye gönderildiğini; 1953 yılında Türkiye’nin ilk kadın banka müdürü olarak İş Bankası Nişantaşı Şubesi’ne atanan İclal Rıza Ersin’in aynı zamanda Türkiye’de iktisat doktoru unvanına sahip ilk kadın olduğunu düşündüğümüzde İş Bankası gibi bir kurumun da kadınların yanında olması kadar doğal bir şey yoktur sanırım.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) yürütücülüğünde ve UN Women desteğiyle 2021 yılında “Girişimde Kadın Gücü” projesini hayata geçirdik. 8 Mart 2021 Dünya Kadınlar Gününde Borsa İstanbul’da yatırım dünyasına “İş Portföy İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu”nu sunduk. İş Portföy tarafından Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırma ve Uygulama Merkezi KOÇ-KAM ve Banka iş birliğiyle kurulan Fon, cinsiyet eşitliği temasına dayalı ilk fon olma özelliği taşıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tabii ki pek çok şey yaptık. Ama “kadın girişimciler özelinde neler yaptınız” derseniz; Mart 2023’de kadınların ekonomik bağımsızlığının stratejik bir önceliğimiz olduğunu ortaya koyduğumuz “Kadının Güçlenmesi Bildirgesi”ni yayımladık. Bu bildirgede, insan kaynaklarından eğitime, personel ve yönetici sayısından kariyer gelişimine kadar cinsiyet eşitliğini savunan ilkelerimiz ile kadınlara yönelik finansal ve finansal olmayan destek taahhütlerimiz yer alıyor. 2023 yılında kadın işletmecilere 2028 yılına kadar 100 milyar TL tutarında finansman taahhüdüyle kadınların iktisadi yaşamda daha aktif olmalarına yönelik desteğimizi ortaya koymuştuk. Bu taahhüdümüzü 2025 yılı başında vadesinden önce başarıyla yerine getirdik ve kadın girişimcilere destek taahhüdümüzü 250 milyar TL olarak güncelledik.
Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen ve her yıl 15 Ekim’de kutlanan Dünya Çiftçi Kadınlar Günü vesilesiyle BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine de katkıda bulunmak amacıyla ülkemizin çeşitli bölgelerinde 'Tarımsal Üretim Yapan Kadın Kooperatifleri' ve 'Üretici Çiftçi Kadınları' desteklemek için 'Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı' projesini hayata geçirdik.
Biz, Türkiye İş Bankası olarak bir asırdır şevkle, özveriyle, heyecanla, gayretle çalışmalarımızı sürdürüyoruz, geleceğimizle ilgili ne iyimser, ne kötümseriz, sadece daha güzel bir Türkiye konusunda kararlıyız. Bu alandaki çalışmalarımızı da bu kararlılıkla sürdüreceğiz.
#işbirliği
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!


Yorum Yazın