Gençlerde Kanser Vakalarının Artışının Arkasındaki Nedenler
Eskiden kanser denildiğinde akla daha çok ileri yaşlar gelirdi. Ancak son yıllarda bu tablo değişmeye başladı. Özellikle 50 yaş altındaki kişilerde kanser vakalarında dikkat çekici bir artış söz konusu. Peki bu durumun altında yatan sebep ne?
Detaylar 👇
Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve yayılmasıyla ortaya çıkan, yüzlerce farklı türü olan ciddi bir hastalıktır.

Normalde hücreler belirli bir düzen içinde bölünür ve ölürken, kanserde bu denge bozulur; hücreler anormal biçimde büyüyerek tümörler oluşturabilir veya vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Genetik faktörler, yaşam tarzı ve çevresel etkenler kanser riskini etkilerken, uzun süredir bu hastalık daha çok ileri yaşlarla anılmıştır. Ancak artık tablo değişiyor: Kanser giderek daha genç yaşlarda, 50 yaş altı yetişkinlerde de kendini göstermeye başladı.
Dünya genelinde yapılan geniş kapsamlı bir araştırma da bunu doğruluyor.

1990’dan 2019’a, 14–49 yaş arasındaki bireylerde görülen 29 farklı kanser türünün oranı neredeyse yüzde 80 artmış durumda. Sadece 2019 yılında 3,3 milyon genç yetişkin kanser tanısı aldı.
İngiltere’de son 25 yılda 25–49 yaş grubundaki insidans yüzde 22 arttı. ABD ve Avustralya gibi diğer yüksek gelirli ülkelerde de benzer bir yükseliş var. Bu araştırmaların en çarpıcı kısmı ise, bu artışın özellikle 1990’lardan sonra hız kazanmış olması.
Peki bu ani yükselişin ardındaki sebep ne olabilir? Uzmanların üzerinde durduğu iki büyük ihtimal var.

İlki, modern yaşam tarzı. Daha fazla fast-food, daha az hareket, artan obezite oranları, alkol ve sigara tüketimi… Tüm bunlar kanser riskini genç yaşlara çekiyor. Özellikle sindirim sistemiyle ilgili kanserlerdeki artış, beslenme alışkanlıklarının payını gözler önüne seriyor. Kadınlarda çocuk sahibi olma yaşının yükselmesi ve emzirme sürelerinin kısalması da risk faktörleri arasında sayılıyor.
İkinci ihtimal ise çevresel faktörler. Günlük hayatımızda maruz kaldığımız mikroplastikler.

Tıpta 'sonsuz kimyasallar' olarak bilinen mikroplastiklerin, bağırsak mikrobiyomu üzerindeki etkileri bilim dünyasının yakın takibinde. Bu maddelerin vücutta iltihaplanmayı tetikleyerek kansere zemin hazırlayabileceği düşünülüyor. Henüz kesin kanıtlar olmasa da bu teoriler giderek daha fazla ciddiye alınıyor.
Tüm bu gelişmeler, sağlık sektörünün geleceği açısından da önemli sorular doğuruyor.

Erken teşhis yöntemleri nasıl geliştirilmeli? Yapay zeka gibi teknolojiler büyük veriyle birleştirilip genç yetişkinlerde kanserin ipuçlarını yakalayabilir mi? Devletler, önleyici sağlık stratejilerini güncelleyerek yeni nesilleri nasıl koruyabilir?
Bir gerçek var ki, kanser artık sadece yaşlılığın değil, gençliğin de gündeminde. Bu yüzden hem sağlık sistemlerinin kapasitesi hem de politikaların öncelikleri yeniden şekillenmek zorunda. Çünkü önümüzdeki yıllarda kanserle mücadele, hiç olmadığı kadar genç bir yüzle karşımıza çıkacak.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın