Gerçekten Hissedilen Enflasyon ile TÜİK Verileri Arasındaki Fark Neden Kaynaklanıyor?
Her ay haberlerde gördüğümüz “Aylık enflasyon şu kadar, yıllık enflasyon bu kadar” verilerini okuduğumuzda birçoğumuzun aklında tek bir şey beliriyor: “Ama ben bunu hiç böyle hissetmiyorum!” Market alışverişine çıkınca, kira ödeyince, dışarıda bir kahve içince cebimizden çıkan para sanki anlatılan rakamların çok daha üzerinde gibi geliyor. Peki bu fark nereden kaynaklanıyor? Gerçekten bir yanlış mı var, yoksa mesele bizim algımız mı? Gel birlikte anlamaya çalışalım.
Öncelikle şunu bilmekte fayda var: TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), enflasyon verilerini belirli bir yöntemle, oldukça teknik bir hesaplamayla oluşturuyor.

Bu hesaplama yapılırken “ortalama bir hane” baz alınarak harcama kalemleri belirleniyor. Yani bu sepette gıdadan giyime, ulaşımdan eğlenceye kadar yüzlerce ürün yer alıyor. Ama burada önemli bir detay var: Kimse o “ortalama haneye” tam olarak uymuyor. Kiminin harcamalarının büyük kısmı kiraya ve gıdaya giderken, bir başkası için ulaşıma ya da çocukların okul masraflarına gidiyor. Yani senin sepetinle açıklanan sepet aynı olmayınca, hissettiğin enflasyon da doğal olarak farklı oluyor.
Bir diğer önemli nokta ise şu: Bazı kalemlerdeki fiyat artışı hayatımıza daha sert etki ediyor.
Mesela teknolojik ürünlerin ya da ev eşyalarının fiyatı artsa bile, her ay bu ürünlerden almıyoruz. Ama süt, ekmek, peynir gibi temel gıda ürünlerine gelen zamlar hemen fark ediliyor çünkü bunlar neredeyse her gün cebimizden çıkan parayla doğrudan bağlantılı. Hatta bazen fiyatlar aynı kalsa bile ürünlerin gramajı azalıyor ve biz yine aynı paraya daha az ürün alıyoruz. Bu da “gizli enflasyon” gibi hissettirebiliyor.
Kira konusu da ayrı bir mesele.

Yani mesela 5 yıldır aynı evde oturan biri kira olarak daha düşük bir meblağ ödüyor olabilir, ve bu da ortalamaya yansıyor. Ama son 1-2 yılda ev değiştiren ya da yeni bir kira sözleşmesi yapan biri için durum bambaşka. Büyük şehirlerdeki kiralar neredeyse uçmuş durumda ve bu artış, hissedilen enflasyonu ciddi şekilde etkiliyor. TÜİK’in verilerinde bu fark hemen görülmüyor çünkü sistem biraz daha yavaş tepki veriyor.
Zamların hızına da değinmeden olmaz.
Şöyle bir düşün: fiyatlar genellikle zamlanınca hemen artıyor ama düştüğünde bu değişim çok daha yavaş ve sınırlı oluyor. Yani psikolojik olarak biz fiyat artışlarını daha çok fark ediyoruz. Bir ürün zamlandığında hemen hissediliyor ama indirime girdiğinde, hele ki çok az bir miktarda düştüyse, pek dikkatimizi çekmiyor. Bu da 'her şey sürekli pahalanıyor' hissini güçlendiriyor.
Bir de işin medya boyutu var tabii.
Son yıllarda sosyal medyada paylaşılan “bir poşet 1500 TL tuttu” ya da “bu paraya artık sadece iki parça alabiliyorum” gibi içerikler, insanların algısını doğrudan etkiliyor. Bu paylaşımlar gerçek deneyimlere dayansa da bazen en uç örnekleri gösterdiği için, genel fiyat artışına dair algımızı daha dramatik hale getirebiliyor. Özellikle gıda ve kira gibi kalemlerde bu etki daha da belirgin.
İşin bir başka boyutu da beklentiyle ilgili.
Yani bazı dönemlerde insanlar fiyatların daha da artacağına dair bir beklentiye giriyor. Bu da aslında enflasyon algısını değiştiriyor. Henüz zam gelmemiş bile olsa, “nasıl olsa gelecek” diyerek bir ürünü pahalı algılamaya başlıyoruz. Bu tür psikolojik etkenler de gerçek enflasyonla hissettiğimiz enflasyon arasında fark yaratıyor.
Tüm bunların yanında şunu da unutmamak lazım: TÜİK’in açıkladığı veriler belirli bir standarda göre ve uzun vadeli kıyaslamalar için yapılıyor.
Yani bu veriler sadece bugünün değil, aynı zamanda geçmişin ve geleceğin planlamasında da kullanılıyor. Ekonomi politikaları, maaş artışları, teşvikler gibi birçok şey bu verilere dayanarak şekilleniyor. Bu yüzden verilerde bir “duygu” değil, teknik bir sistem söz konusu.
Sonuç olarak resmi enflasyonla hissedilen enflasyon arasındaki fark, bir tarafın doğru diğerinin yanlış olduğu anlamına gelmiyor.
Sadece biri teknik, diğeri bireysel ve duygusal. Senin hissettiğin enflasyon tamamen senin yaşadıkların, harcadığın yerler ve bütçe planınla ilgili. TÜİK’in açıkladığı enflasyon ise ülke genelindeki ortalama tabloyu anlatıyor. Yani aslında ikisi de doğru, sadece bakış açıları farklı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın