Her Şey Toz Pembe Değil: Dünyanın En Güzel Yürüyüş Yolu Seçilen Likya Yolu'nun Bilinmeyen Yüzünü Anlattı
Geçtiğimiz günlerde İngiltere merkezli Time Out dergisi tarafından “Dünyanın En Güzel Yürüyüş Rotası” seçilen Likya Yolu, doğaseverlerin gündemine oturdu. Derginin değerlendirmesinde Likya Yolu; antik kalıntıların arasından geçen patikaları, sonsuz dağ manzaraları ve büyüleyici turkuaz koylarıyla öne çıkıyor. Ancak bir sosyal medya kullanıcısı, kendi deneyimlerine dayanarak bu ünlü rotanın pek de bilinmeyen yüzünü anlattı.
Kaynak: X/ @lezzeteryan
Geçtiğimiz günlerde Likya Yolu, İngiltere merkezli Time Out dergisi tarafından "Dünyanın En Güzel Yürüyüş Rotası" seçildi.

Antalya’dan başlayıp Akdeniz kıyılarını takip eden bu rota, zengin tarihi mirası ve eşsiz doğal güzellikleriyle her yıl dünyanın dört bir yanından yürüyüşçüleri cezbediyor. Antik Likya kentlerini birbirine bağlayan yol; Patara, Xanthos, Olympos, Kayaköy, Faralya ve Kabak Koyu gibi duraklarıyla tarih ve doğayı bir arada keşfetmek isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Bir kullanıcı ise Likya Yolu hakkında pek bilinmeyen bazı gerçekleri X'e taşıdı. 👇
"Bazıları 'sevdiğimle yürüyeceğim, kendime söz veriyorum' falan demiş de aman diyeyim, rehbersiz tek başınıza öyle bir işe kalkışmayın..."

Likya yolu ile ilgili biraz yazmak istedim bugün.
Toplamı 540 km, tek seferde yürümek 30-35 gün sürüyor. Bazıları ''sevdiğimle yürüyeceğim kendime söz veriyorum'' falan demiş de aman diyeyim rehbersiz tek başınıza öyle bir işe kalkışmayın. Çok tehlikeli çünkü...Yolu bulan kadın Kate Clow bile bir kez kaybolup, ölümden döndü. Uçurumlar, yokuşlar var. Bazı yerlerde internet çekmiyor. En yakın köyü bulana kadar karanlık olabilir, aç, susuz kalabilirsiniz. 'Sırt çantama atarım yaaa' demeyin, kolunuzdaki saat bile yürüdükçe yük gibi geliyor.
"Profesyonel rehberler var, onlarla gidip konforlu bir şekilde tadını çıkararak yürüyün."

Baton, ayakkabı ve kıyafet seçimi önemli. Bir de yazın ortasında sakın gitmeyin. En güzeli bahar ayları. Ayağınızda yürüyüş botu olsun, çoraplarınız da uzun. Mevsime göre yürüyüş pantolonu ya da şort giyebilirsiniz. Çalılık ve dikenli yollardan geçiliyor, ona göre seçim yapın.
"Sırt çantanız belinize ve omzunuza uygun olmalı."

İçinde güneş kremi, güneş gözlüğü, yağmurluk, şapka, yara bandı, su ve atıştırmalık mutlaka olsun. Yine söylüyorum tek başınıza yürümek çok riskli. Harita okumayı bilmiyorsanız hiç kalkışmayın. Yollarda öyle şırıl şırıl akan çeşmeler yok. Size en çok su lazım olacak çünkü kısa aralıklarla yudum yudum su içmeniz gerekiyor. Yiyecek ve su ihtiyacınız için köylere uğramak zorundasınız. Saat ayarlaması yapamazsanız köye varmadan karanlıkta kalıverirsiniz.
"Gece yürüyemezsiniz. Günlerce sürecek yemeği suyu, çadırı, sırt çantanızı vs. taşıyamazsınız."

Kaybolursanız gittiğiniz kilometrelerce yolu geri dönmek zorunda kalabilirsiniz. Yürüyen yok mu? Var ama sefilliğe ne gerek var? Ben tur rehberiyle yürüdüm. Sabah bungalov otelde kahvaltı yapıp araç ile yürüyüşe başlayacağın yere gidiyorsun. Öğlene kadar devam edip orda rehberin anlaştığı bir yayla evinde ev yemeği yiyorsun. Su takviyesi vs. yapıp devam ediyorsun. Akşam da araç gelip seni bitiş noktasından alıyor ve otele bırakıyor. Mis gibi duşunu alıp otelde akşam yemeğini yiyorsun. İsteyen dinleniyor isteyen şarap falan içip sohbet ediyor ama genelde yorgunluktan hemen uyumak istiyorsun :) Bir etap 4-5 gün sürüyor böyle. Günde ortalama 20 km yürünmüş olunuyor. Fotoğraf ve yüzme molaları da oluyor.
Tüm Likya Yolu deneyimini aktaran kullanıcı, olası her ihtimale karşı ilgililerini uyardı.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın