İlişkide Bilmen Önemli: Carl Jung’a Göre Her Erkeğin İçindeki Kadın Anima Nedir?
Carl Jung'a göre her erkeğin içinde bir anima vardır. Bu anima Jung’un analitik psikoloji kuramına göre erkeğin içindeki o kadınsı tarafı temsil eder. Peki anima nedir? Ve neleri temsil eder? Anlamı nedir? Bu soruların hepsini bu içeriğimizde yanıtladık, hazırsak başlıyoruz!
Anima, Jung'un analitik psikoloji kuramına göre her erkeğin iç dünyasında yer alan kadınsı yönüdür.

Bu kurama göre Carl Jung, her erkekte doğası gereği bir dişi unsur olduğunu söyler. Bu dişi unsur erkeğin duygusal yönünü, sezgilerini, ilişki kurma biçimini yansıtır ve etkiler. Aynı zamanda anima, erkeğin hissetmesi ve derin bağlar kurmasını da temsil eder.
Anima bilinçdışında bulunsa da davranışları etkiler.

Genellikle erkekler içlerindeki animanın farkında değildir. Bilinçdışında bulunan anima erkeklerin kadınlarla olan ilişkilerinde, hayal gücü ve rüyalarında etkili olur ve açığa çıkar.
Erkeğin duygularla bağ kurmasını sağlar.

Erkek, kendi duygularını anima ile tanır ve keşfeder. Aynı zamanda duygularını ifade etme ve karşılıklı anlamayı da anima sağlar. Erkeğin duygusal olgunluk gelişimine katkı sağlar.
Animanın gelişmemesi durumunda kişide duygusal dengesizlikler oluşabilir.

Erkek içindeki bu yönle yüzleşmediyse ya aşırı duygusal ve bağımlı ya da tam tersi soğuk ve kaçıngan olabilir. Bu durum ilişkilerde çatışmalara sebep olabilir.
Anima, erkeklerin aşık oldukları kadınlara yansır.

Jung’a göre erkek, bilinçdışındaki anima figürünü karşısındaki kadına projekte eder. Yani içindeki ideal kadın imajını dış dünyadaki bir kadına yansıtarak ona aşık olur. Bu yüzden bazen bir kadını çok tanıdık, 'tam aradığım kişi' gibi hissedebilir ama aslında bu içinin bir yansımasıdır.
Anima rüyalarda gizemli kadın figürü olarak da belirebilir.

Analizlere göre erkeklerin rüyalarında ortaya çıkan kadınlar animanın farklı yüzlerini temsil eder. Örneğin, bilge, yol gösterici veya baştan çıkarıcı figürler olabilir.
Anima zaman içerisinde olgunlaşır ve değişir.

Başlangıçta anima daha ilkel arzuları temsil ederken, zamanla daha estetik, yaratıcı ve ruhsal boyutlar kazanır. Yani bir erkek, içsel yolculuğunda geliştikçe animası da daha derin ve bilge bir forma dönüşür.
Animanın bastırılması zarar verici sonuçlar doğurabilir.

Eğer bir erkek içindeki kadınsı yönü reddeder, küçümser ya da bastırırsa, bu bastırılmış enerji negatif biçimlerde geri dönebilir. Ruhsal dengesizlik, öfke patlamaları, ilişkilerde sürekli sorunlar yaşama gibi durumlar, bu gölge animanın yansıması olabilir.
Erkeğin içindeki anima ile barışması da ilişkisini besler.

İçindeki anima ile dost olan erkek, kadınları da idealize etmeden, oldukları gibi görmeyi öğrenir. Artık dışsal aşk değil, içsel denge ve anlayış ön plandadır. Bu da olgun, gerçek ve derin ilişkiler kurmayı mümkün kılar.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!


Yorum Yazın