İlişkilerinde En Büyük Sorunun Ne?
Herkesin aşkta parlayan yanları olduğu gibi, gölgeye sakladığı bazı zayıflıkları da vardır. Aşk seni büyüleyebilir ama bazen o büyünün içinde kaybolmak, karşındakini ya da kendini yıpratmak da mümkün. Kimimiz fazla kıskancız, kimimiz fazlasıyla suskun... Peki senin aşkta en kötü yanın ne? Bir ilişkiyi sürdürmeye çalışırken acaba en çok nerede takılıyorsun? Bu testteki sorular seni içten içe yüzleşmekten kaçtığın taraflarla buluşturacak.
1. Bir tartışma sırasında nasıl davranırsın?
2. Kıskançlık senin için ne ifade ediyor?
3. Eski sevgilini gördüğünde içinden ne geçer?
4. Aşkta sınır çizmek sana nasıl gelir?
5. İlişkide seni en çok ne yıpratır?
6. Partnerin seni aramadığında ne hissedersin?
7. İlişkide en çok neye ihtiyaç duyarsın?
8. Toksik bir ilişki yaşadığını nasıl fark edersin?
9. Bir ayrılıktan sonra ilk ne yaparsın?
10. Sevdiğini ne sıklıkla belli edersin?
Her Şeyi Yönetme İsteğinle İlişkiyi Boğuyorsun
Senin en kötü yönün, ilişkide fazlaca kontrolcü olman. Partnerinin ne yaptığı, kiminle görüştüğü, ne zaman nerede olduğu gibi detaylar senin için huzur kaynağı değil, stres sebebi oluyor. Her şeyi bilmek ve yönetmek istemen, karşı tarafa güvenmediğini gösteriyor olabilir. Bu kontrol isteği aslında derinlerde bir yerde kaybetme korkusundan besleniyor. Ama bilmelisin ki gerçek bağlar güvenle inşa edilir, kontrolle değil. Partnerin bir noktada özgürlük ihtiyacı duyduğunda, senin bu baskıcı tutumun aranıza görünmez duvarlar örebilir. Kendini korumak için kontrol etmeye çalışıyorsun ama bu yaklaşım ilişkini zayıflatıyor. Unutma, gerçek sevgi, karşı tarafa özgürlük verebilme cesaretidir. Her an her şeyi kontrol etmek yerine biraz akışa bırakmayı öğrenmelisin.
Hislerinle Oynayarak Karşı Tarafı Yıpratıyorsun
Aşkta en zayıf yönün, hislerini bir silah gibi kullanman olabilir. Bazen kırgınlıklarınla karşı tarafı suçlu hissettirmek, bazen de ilgiyi üzerine çekmek için dramatize etmek gibi davranışlar gösterebiliyorsun. Senin bu yönün, fark etmesen bile karşı tarafın duygusal yükünü artırıyor. Bir süre sonra partnerin senin yanında gerçek hislerini rahatça paylaşamamaya başlıyor çünkü her sözü ya alınıyor ya da başka yerlere çekiliyor. Bu tavır seni yalnızlaştırabilir. Gerçek bir yakınlık kurmak istiyorsan, duygularını bastırmak ya da abartmak yerine onları dürüstçe paylaşmayı denemelisin. Aşk bir mücadele değil, bir paylaşım alanı… Onu savaşa çevirmek en çok seni yorar.
Aşkı Bırakamıyor, Sürekli Dönüp Dolaşıyorsun
Senin için birini sevmek, bir kez başladı mı kolay kolay bitmeyen bir süreç. Ayrılsan bile onu düşünmekten vazgeçemiyor, sosyal medyada göz ucuyla takip ediyor ya da yeni başlayan ilişkileri bile onunla kıyaslıyorsun. Bu takıntılı tutum seni aşkın içinde sürekli geçmişe hapsederken, geleceği kurma şansını da elinden alıyor. Kapatamadığın kapılar yüzünden yeni başlangıçlara hep temkinli ya da şüpheci yaklaşıyorsun. Aşk bir yandan seni canlı hissettirirken diğer yandan özgürlüğünü çalıyor. Geçmişe saplanıp kalmak yerine, yaşadıklarını kabul edip vedalaşmayı öğrenmelisin. Ancak böyle olgun, sağlıklı ve dengeli bir ilişki seni bulabilir.
Duygularını Paylaşmamak İlişkiyi Sessizce Bitiriyor
Senin en büyük zayıflığın, içindekileri ifade etmekte zorlanman. Kırıldığında susuyorsun, özlediğinde içine atıyorsun, hatta sevdiğini bile dile getirmekten kaçınıyorsun. Zamanla bu sessizlik karşındaki kişide ilgisizlik, uzaklık hatta kopmuşluk duygusu yaratıyor. Aslında içinde bir fırtına kopuyor olabilir, ama bunu paylaşmak sana zayıflık gibi geliyor. Oysa iletişimin olmadığı bir yerde aşk büyümez, kök salmaz. Anlaşıldığını hissetmek kadar anlaşılmak da önemli. Sessizliğin belki seni koruyor ama seni yalnız da bırakıyor. İlişkiler duygularla yaşar; onları içinde saklamak, seni görünmez yapar. Konuş, anlat, hissettir… Aşk sadece kalpte değil, dilde de var olur.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın