Kadınlar Olmasa Ne Olurdu? İşte Hayatımızda Kadınların Var Ettiği Şeyler
Bir anlığına gözlerinizi kapatın ve kadınların hiç var olmadığı bir dünya hayal edin… Şefkatin, merhametin, ilhamın eksik olduğu, sevginin böylesine içten hissedilmediği bir dünya. Ne bir annenin sıcak kucağı, ne bir dostun anlayışı, ne de hayallerine inanan bir kadının cesareti var. Sanat eksik, bilim yarım, adalet yalnız, dünya ise renksiz… Şimdi, kadınların dünyamıza kattığı tüm güzellikleri hatırlayalım keza sürekli unutuyoruz.
Sevgiyi bu kadar güçlü hisseder miydik?
Kadınlar, sevmeyi en saf haliyle bilen varlıklardır. Bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi, bir kadının hayata kattığı merhamet, dostlarına, sevdiklerine gösterdiği içtenlik… Kadınların var ettiği sevgi, dünyayı daha yaşanılır bir yer yapıyor. Eğer kadınlar olmasaydı, belki de sevginin bu kadar kutsal olduğunu hiç bilemeyecektik.
Sanat bu kadar derin olur muydu?

Frida Kahlo’nun fırçasından dökülen çığlıklar, Virginia Woolf’un kelimelerle işlediği duygular, Sabiha Gökçen’in gökyüzüne kazıdığı cesaret… Kadınlar, sanatın içinde sadece bir tema değil, bizzat sanatın ta kendisidir. Onlar olmasa, aşk bu kadar güzel anlatılabilir miydi? Hüzün bu kadar derin hissettirebilir miydi? Kadınlar sanatın ruhudur; şiirlerde, şarkılarda, resimlerde, filmlerde hep onların izi vardır.
Şefkat ve merhamet eksik olmaz mıydı?

Annelerin çocuklarına sarılırken hissettirdikleri güven, bir öğretmenin öğrencisine duyduğu sabır, bir hemşirenin hastasına gösterdiği ilgi… Bunlar olmadan bir dünya hayal edebilir misiniz?
Mücadele etmenin "gerçek" anlamını bilir miydik?

Kadınlar, tarih boyunca sadece kendi hakları için değil, adalet ve eşitlik adına tüm insanlık için mücadele etti. Rosa Parks’ın bir otobüs koltuğuna oturarak başlattığı devrim, Halide Edib Adıvar’ın cephelerdeki cesareti, Malala Yousafzai’nin eğitim hakkı için verdiği savaş… Kadınlar, asla pes etmemeyi öğretti bize. Onlar olmasa, belki de direnişin ne demek olduğunu asla bilemeyecektik.
Kadınlar olmasa yenilik nereden gelirdi?

Bilimde, sanatta, teknolojide, sporda, siyasette ve daha nice alanda, yeniliğin ve yaratıcılığın öncüsü oldular. Ada Lovelace bilgisayar programlamanın temellerini atmasaydı, yapay zeka bugün bu kadar gelişebilir miydi? Marie Curie’nin cesareti, Frida Kahlo’nun renkleri, Rosalind Franklin’in DNA’yı keşfi... Kadınlar olmasa, ilerleme bu kadar mümkün olabilir miydi?
Dayanışma ve direnç nereden gelirdi?

Tarih boyunca haksızlığa karşı ses çıkardılar, birbirlerine destek oldular ve hep birlikte daha güçlü oldular. Oy hakkı için sokaklara dökülenler de eğitime erişim için savaşanlar da eşit haklar için mücadele edenler de kadınlardı. Kadınlar olmasa, adalet, eşitlik ve dayanışma bu kadar güçlü bir şekilde hayatımızda var olabilir miydi?
Dünyanın ruhu kalır mıydı?
Kadınlar olmadan dünya dönmeye devam edebilir, şehirler yükselmeye devam edebilir ama hayatın ruhu eksik kalırdı. Çünkü kadınlar sadece birilerinin annesi, kardeşi, eşi ya da kızı değil, öncelikle kendileridir. Onlar, başkalarına yüklenen rollerle değil kendi varlıklarıyla değerlidir. Kadın olmak, bir meslekle, bir aileyle ya da bir sıfatla tanımlanamaz; kadın olmak, başlı başına bir kimliktir.
Ne yazık ki tarih boyunca kadınlar hep belli kalıplara sıkıştırılmaya çalışıldı. 'Kadın dediğin nazik olur.' 'Kadın dediğin fedakâr olur.' 'Kadın dediğin önce ailesini düşünür.' 'Kadın dediğin sesli gülmez.' Oysa kadınlar, yalnızca 'bir şeyin' olması gerektiği için var olmadılar. Onlar bazen sert, bazen yumuşak, bazen güçlü, bazen kırılgan, bazen cesur, bazen tereddütlü olabilir. Çünkü kadın olmak, insan olmaktır.
Kadınlar olmadan dünya dönmeye devam edebilirdi belki… Ama kesinlikle aynı dünya olmazdı.

Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü içtenlikle kutluyoruz! ❤️
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
🫶
kadın olmazsa erkekte olmaz erkek olmazsa kadında olmaz yani iki cinsiyet birbirlerini tamamlar sanki kadınlar sonradan ortaya çıktı bir değer bekleniyor kad... Devamını Gör