Kişilik Testi: Seni Yiyip Bitiren Şey Ne?
Hayat bazen dışarıdan çok sakin görünür, ama içimizde fırtınalar kopar. Kimimizi geçmiş yaralar, kimimizi gelecek kaygısı, kimimizi ise görünmez baskılar sessizce kemirir. Peki seni derinden etkileyen, enerjini sömüren şey ne?
Hadi teste!
1. Şu an hayatındaki en büyük öncelik ne?
2. Gece yatağa yattığında en çok ne düşünürsün?
3. Stres anında nasıl tepki verirsin?
4. İnsanlara derdini anlatır mısın?
5. Hayatında en çok zorlandığın şey ne?

6. Bir zorlukla karşılaştığında ne yaparsın?
7. Kendini ne sıklıkta eleştirirsin?
8. Hayatındaki duygusal yükleri nasıl taşıyorsun?
9. Şu an kendini en çok hangi kelimeyle tanımlarsın?
10. İnsanlar seni nasıl görür?
Seni yiyip bitiren şey gelecek kaygısı!
Hayatının en büyük ağırlığı, geleceğiyle ilgili belirsizliklerin getirdiği endişe. Bu belirsizlikler, senin zihnini 'Ya olmazsa?' gibi düşüncelerle doldurup, enerjini tüketiyor. Her ne kadar plan yapmayı ve hayatını düzenli bir şekilde sürdürmeyi sevse de, bu belirsizliklerin getirdiği kaygı, hayatının tadını çıkarmanı ve anın keyfini sürmeni engelliyor. Bir yandan geleceğini şekillendirmek için planlar yaparken, diğer yandan bu belirsizliklerin gölgesinde yaşamak seni yoruyor. Bu durum, hayatının ritmini bozuyor ve seni, içinde bulunduğun anın güzelliklerini görmekten alıkoyuyor. Belki de bu belirsizliklerin getirdiği kaygı, senin hayatının en büyük yükü haline geliyor. Hayatının tadını çıkarmanı engelleyen bu belirsizliklerle başa çıkmak, belki de senin en büyük mücadelen. Ancak unutma ki, belirsizlikler hayatın bir parçası ve onlarla başa çıkmak senin elinde. Belki de bu belirsizliklerin getirdiği kaygıyı bir kenara bırakıp, hayatının tadını çıkarmaya odaklanmanın zamanı gelmiştir.
Seni yiyip bitiren şey geçmiş!
Hayatın renkli sahnesinde, aklın sık sık geçmişin tozlu raflarında kayboluyor. 'Keşke'lerinle dolu bir kütüphane oluşturuyorsun ve bu kütüphane, hafızanın en işlek caddesinde yer alıyor. Geçmişte yaptığın hatalar, belki de hayatının en önemli dönüm noktaları, hala zihninde canlı bir şekilde duruyor. Bu hatalar, belki de bir zamanlar hayatının en önemli parçası olan birini kaybetmene sebep oldu, belki de hayalini kurduğun işi elde etmene engel oldu. Ya da belki de sadece hayatının gidişatını değiştirdi ve seni bugünkü sen yaptı. Geçmişte yaşadığın bu olaylar, seni hala etkiliyor ve bazen bu etki, düşündüğünden daha güçlü olabiliyor. Geleceğe yönelik hayaller kurmak, planlar yapmak bazen zorlaşıyor. Geçmişin gölgesi, geleceğin parlak ışıklarını karartıyor ve seni geriye, o 'keşke'lerin olduğu kütüphaneye çekiyor. Ancak unutma ki, her hikaye bir sonla bitmez, belki de sadece yeni bir başlangıca ihtiyacı vardır. Yarının ne getireceğini kim bilebilir ki? Belki de geleceğin, geçmişin hatalarından ders çıkarıp daha güçlü bir şekilde ilerlemeni sağlayacak. Belki de 'keşke'lerinle dolu bu kütüphane, aslında senin en değerli hazine sandığın...
Seni yiyip bitiren şey anlaşılmamak!
Birçoğumuzun başına gelir, değil mi? Sözlerimizin, hislerimizin, düşüncelerimizin yanlış anlaşılması ya da hiç anlaşılmaması... İçimizde bir dünya var, bir evren dolusu duygu, düşünce, hayal... Ama nedense bu evreni paylaşmakta zorlanıyoruz. Her ne kadar dilimiz döndüğünce, elimizden geldiğince anlatmaya çalışsak da, çoğu zaman karşımızdakilerin bizi anlamadığını hissediyoruz. Bu anlaşılmama durumu, zaman zaman bizi yalnızlığa sürüklüyor. Kendimizi, iç dünyamızı paylaşamadığımız için, sanki bir adım geride, biraz daha yalnız hissediyoruz. Bu yalnızlık duygusu bazen öyle bir hal alıyor ki, sanki etrafımızda kimse yokmuş gibi hissetmeye başlıyoruz. Ama unutmayın ki, her ne kadar anlaşılmadığınızı düşünseniz de, her ne kadar yalnız hissetseniz de, aslında hiçbir zaman yalnız değilsiniz. Sadece doğru insanı, doğru anı bulmak gerekiyor. Ve unutmayın, herkesin içinde bir evren var ve herkes kendi evrenini paylaşmakta zorlanıyor. Belki de ihtiyacımız olan şey, biraz daha anlayış, biraz daha sabır...
Seni yiyip bitiren şey tükenmişlik!
Hayatın hızlı temposu, durmaksızın devam eden koşturmaca, sonu gelmez gibi görünen sorumluluklar ve üzerine bir de eklenen yorgunluk... Bu durum, seni duygusal olarak tüketiyor, enerjini emiyor, ruhunu aşındırıyor. Kendine bir dur demenin, biraz yavaşlamanın zamanı geldi de geçiyor bile. Kendine biraz zaman ayır, nefes alacak bir boşluk yarat. Belki bir kitap oku, belki bir film izle, belki de sadece sessizlikte otur ve kendi düşüncelerinle baş başa kal. Kendiyle vakit geçirmek, insanın ruhunu dinlendirir, enerjisini toplar. Bu, sadece senin değil, herkesin ihtiyacı olan bir şey. Kendine nefes alacak zaman yaratmak, hayatın yoğun temposunda sana çok iyi gelecek. Unutma, hayat bir maraton ve sen bu maratonda kendini tüketmek yerine, arada bir durup nefes almayı da hak ediyorsun.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın