Klima İcat Edilmeden Önce İnsanlar Sıcaklarda Nasıl Yaşıyordu?
Bugün klimaya uzanmak bir tuş kadar kolay. Ancak bir zamanlar böyle bir konfor yoktu. O zamanın insanları sıcağa karşı hem mimariyle hem yaşam tarzıyla savaşıyordu. Evler serin tutacak şekilde inşa ediliyor, insanlar günlerini sıcaklığa göre planlıyordu. İşte klima olmadan da hayatta kalınan o zamanlardan unutulmuş bazı detaylar...
Evler serin olacak şekilde inşa ediliyordu.

Klima öncesi dönemlerde yaşam alanları, sıcakla mücadele etmek üzere düşünülerek tasarlanırdı. Evlerin tavanları yüksek, duvarları kalın ve gölgelik alanlar geniş tutulurdu. Pencereler karşılıklı konumlandırılır, çapraz hava akımı oluşturulurdu. Bazı yapılarda taş işçiliğiyle yapılmış jaali denen delikli paneller kullanılır, hem içerisi serin tutulur hem de dışarıdan görünmeden hava geçişi sağlanırdı.
Hindistan’daki rüzgar kuleleri, Alhambra’daki avlulu yapılar veya Osmanlı’daki iç avlular hep aynı amaca hizmet ederdi. Ayrıca çatılara gece saatlerinde su dökülerek buharlaşma sayesinde geçici serinlik yaratılırdı. Kimileri gece serinliğinde damda uyur, sabahın erken saatlerinde serin rüzgârla uyanırdı. Sıcakla mücadele evin mimarisinden başlardı.
Günlük rutinler sıcak havaya göre düzenlenirdi.

Eskiden insanlar günlerini sıcaklığa göre planlar, güneşin en dik vurduğu saatlerde yavaşlamayı tercih ederdi. Güney Avrupa’dan Hindistan’a kadar birçok kültürde öğle uykusu yani siesta yaygındı. Öğle saatlerinde işler durur, evlerde ya da gölgeli alanlarda istirahat edilirdi. Akşam saatlerinde yeniden canlanan yaşam, geç saatlerde yenilen yemeklerle devam ederdi.
Akdeniz ülkelerinde akşam yemeği saati hala 9’dan sonradır. İnsanlar balkonlarda, avlularda, sokak önlerinde bir araya gelir, komşuluk ilişkileri bu sıcak saatlerin doğal sonucu olarak gelişirdi. Kapalı alanlara kapanmak yerine dışarının gölgeli ve esintili noktaları tercih edilirdi.
Sıcak havalarda sadece evler değil, yeme-içme alışkanlıkları da farklılaşırdı.

İnsanlar, serin etkili olduğu düşünülen yiyecekleri tercih ederdi. Yoğurt, ayran, lassi, chhaachh gibi içecekler yaygın biçimde tüketilir, karpuz, salatalık gibi su oranı yüksek gıdalar sofralarda yerini alırdı. Sıcak etkili kabul edilen yemeklerden kaçınılırdı.
Bunun yanında bazı pratik çözümler de geliştirildi. Örneğin kapılara ıslak çamaşır asılır, verandaya ıslatılmış verbena dalı perdeler yerleştirilirdi. Bu doğal sistemler hem serinlik hem de güzel koku sağlar, su buharlaştıkça ortamı rahatlatırdı. Küçük su motorlarıyla bu sistemlerin etkisi artırılırdı. Bazı bölgelerde insanlar buzla dolu şişeleri yastık olarak kullanır, sinema salonları ise halka açık serin alanlar olarak görülürdü.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
denize giriyordu vantilatör üfletiyordu şimdi hepsi ölmüş ateş pahası ne yapsın millet
Seneler önce Antalya'ya ilk taşındığımızda; Antalyalı biri, çarşafı yufka ekmeği gibi ıslattıktan sonra, ona sarılıp, geceleri öyle yattığını söylemişti😄
Buzlu suya bandırıp bugünün sıcağında 5 dakika ferahlatır 😂