Korkularını Ne Kadar İyi Gizliyorsun?
Hepimizin içinde, zaman zaman ortaya çıkan o küçük korkular var. Kimi onları bastırmayı, kimiyse ustaca gizlemeyi seçiyor. Peki sen? Duygularını yüzüne yansıtmadan, içindeki fırtınayı saklayabiliyor musun, yoksa korkuların seni ele mi veriyor?
Hadi teste!
1. Bir tartışma sırasında kalbin çarpmaya başlarsa ne yaparsın?
2. Korku filmleriyle aran nasıl?

3. Stresli bir durumda ellerin terlerse ne yaparsın?

4. Başkalarının seni zayıf görmesinden korkar mısın?
5. Kalabalık bir yerde utanç verici bir şey yapsan ne olur?

6. Biri seni eleştirirse ilk hissin ne olur?
7. Gelecekle ilgili korkularını biriyle paylaşır mısın?
8. “Korkak” kelimesi sana söylense ne yaparsın?
9. Panik anında kontrol ne kadar sende olur?
10. Hayatındaki belirsizlikler seni ne kadar korkutur?

Sen korkularını gizlemekte berbatsın!
Duygusal bir labirent gibi hissediyorsun, değil mi? İçindeki duyguları kontrol etmekte zorlanıyor, onları bastırmak için uğraşıyorsun. Ama bu senin en gerçek hali. İçinde ne varsa, yüzüne yansıyor ve bu durum seni son derece samimi, içten biri yapıyor. Ancak bu durumun bir de diğer yüzü var: Savunmasızlık. Evet, duygularını bu kadar açıkça göstermek seni biraz savunmasız kılıyor. Belki de korkuların seni yönlendiriyor. Belki de onların etkisi altında kalıyorsun. Ancak unutma, korkuların seni yönlendirebilir ama asla seni tanımlayamaz. Sen, korkularından daha fazlasısın. Sen, duygularından daha fazlasısın. Biraz daha derin nefes al. Duygularını bastırmak yerine onları kabullen. Onlarla yüzleş. Çünkü asıl güç, duygularını gizlemekte değil, onları yönetebilmekte. Duygularınla barışık ol, onları kontrol etmeyi öğren. İşte o zaman gerçek gücüne kavuşacaksın.
Sen korkularını gizlemekte kötüsün!
Korkularını dış dünyaya yansıtmamak için adeta bir savaş veriyorsun. İçinde fırtınalar kopuyor, ama dışarıya sakin bir deniz gibi görünmeye çalışıyorsun. Bazen dudaklarının arasından 'sakinim' sözcüğü dökülüyor, ancak kalbinin atış hızı, içindeki gerçek duyguyu ifşa ediyor. Ama bilir misin? Bu durum seni daha da insan kılıyor. Çünkü korku, her cesur insanın içinde saklıdır. Cesaret, korkusuz olmak değil, korkuya rağmen hareket edebilmektir. Ve senin gerçek gücün, bu korkuların gölgesine rağmen ilerlemekte, hayatın zorluklarına karşı durabilmekte yatıyor. Korkularınla yüzleşmek, onları kabullenmek ve onlara rağmen hareket etmek... İşte bu, seni sen yapan, seni gerçek bir kahraman yapan şey. Bu yüzden korkularını saklama, onları kabullen ve onlara rağmen ilerlemeye devam et. Çünkü senin gücün, korkularının üstesinden gelebilmekte.
Sen korkularını gizlemekte iyisin!
Bir gizemli kutu gibi, korkularını derinlerde saklamakta oldukça usta olduğunu söyleyebilirim. Duygularını nasıl kontrol edeceğini öğrenmiş, en zorlu anlarda bile aklını bulandırmadan net düşünebilen bir karaktere sahipsin. İnsanlar seni, panik içinde ya da korkuyla titrerken görmeye alışkın değil. Ancak bir uyarıda bulunmak gerekir: Duygularını sürekli olarak bastırmak, zamanla duygusal yorgunluğa dönüşebilir. Bu yorgunluk, hem bedenini hem de zihnini aşırı derecede yıpratabilir. Korkularını zaman zaman paylaşmak, belki de düşündüğünden daha fazla güç katabilir sana. Unutma, korkularını paylaşmak demek, zayıflık göstermek demek değil. Tam aksine, bu durum senin cesaretini ve gücünü ortaya koyar. Kendi korkularınla yüzleşmek ve bunları başkalarıyla paylaşmak, seni daha da güçlü kılar. Bu yüzden, korkularını saklamak yerine onları kabul et ve bu durumu bir güç kaynağına dönüştür.
Sen korkularını gizlemekte ustasın!
Sen, duygularını bir sanatçının ustalığıyla gizleyen, çelikten bir karaktere sahipsin. Panik, korku, stres... İçinde fırtınalar koparken bile dışarıdan bakan biri için sanki senin dünyan hep sakin ve huzurlu. Bu soğukkanlılık ve sakinlik seni, kriz anlarında doğal bir lider haline getiriyor. Ancak unutma ki; sürekli güçlü görünmek, içinde bir volkan gibi birikim yaratabilir. Bu birikim zamanla patlamaya hazır bir bomba gibi olur ve sonunda patlar. Bu patlama, seni ve çevrendekileri yaralayabilir. Duygularını göstermek, bazen zayıflık değil, cesaretin en gerçek ve en saf halidir. Kendi duygularını kabul etmek ve bunları başkalarıyla paylaşmak, gerçek anlamda güçlü olmanın en önemli adımlarından biridir. Bu yüzden, duygularını saklama; onları kabul et, anla ve paylaş. Kendi duygularını kabul ederek, hem kendine hem de başkalarına karşı daha dürüst ve anlayışlı olabilirsin. Kendine izin ver, duygularını serbest bırak ve gerçek gücünü keşfet.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın