MBTI Kişiliğine Göre Sen Hangi Şarkıcısın?
MBTI testiyle kendini çözümledin ama şimdi sırada daha eğlenceli bir şey var: Ruhunu temsil eden şarkıcı kim? Yani... Sen bir sahneye çıksan kimin mikrofonunu devralırsın? Mizacın, duruşun, biraz hayata bakışın, biraz da iç sesinle seni en iyi anlatan şarkıcıyı buluyoruz!
Cinsiyetini öğrenebilir miyiz?
Şimdi de yaşını öğrenelim!
Kişilik tipini seç bakalım!
Sertab Erener!
Senin için işini iyi yapmak sadece bir tercih değil, bir yaşam biçimi. Ciddiyetin karizma, prensiplerin ise senin karakterinin omurgası. Söz veriyorsan yaparsın, yapmayacaksan da zaten en baştan net olursun. Sertab Erener gibi sahneye çıkmadan önce ısınmasını yapmış, en ufak notayı kaçırmamak için prova yapmış ama duyguyu da asla ihmal etmemiş biri. İnsanlar seni sessiz, sakin sanabilir ama aslında içten içe müthiş bir güç barındırıyorsun. Başarıyı tesadüfe bırakmayanlardansın!
Sıla!
Dışarıdan bakınca sessiz ve sakin biri gibi görünüyorsun ama iç dünyanda dev bir hassasiyet var. İnsanları dinlemeyi, anlamayı ve en çok da kendini onların yerine koymayı iyi beceriyorsun. Tıpkı Sıla gibi... Şarkılarında gündelik olayları bile şiire dönüştüren, sıradan acıları bile zarafetle anlatan bir ruh. Kendine has bir zarafetin var. Konfor alanına değer veriyorsun ama sevdiklerin için neler yapabileceğini sadece sen bilirsin. Ek olarak bazen bu zarif görünümün ardında ne kadar güçlü olduğunu herkes fark etmiyor. Ama fark edenler için unutulmazsın!
Melike Şahin!
Senin olayın görünmek değil, hissettirmek. Kalabalıklar arasında kaybolmazsın çünkü zaten orada olmayı çok da istemezsin. Ama bir konuşsan, bir cümle kursan herkes dönüp sana bakar. Çünkü cümlelerinde ve hatta bakışlarında bile derinlik var. Melike Şahin gibi... Duruşunda özgünlük ve sözlerinde anlam saklı. Senin için ilişkiler “Ne zaman konuşacağız?” değil, “Gerçekten bağ kurabilecek miyiz?” sorusuyla başlar. Yumuşak görünüyorsun ama özünde çok kararlısın. Kolay etkilenmiyorsun çünkü kendi iç pusulan seni zaten yönlendiriyor.
Mabel Matiz!
Seninle konuşmak, bir fikir laboratuvarında dolaşmak gibi. Her düşüncenin altında başka bir katman, her kararın arkasında uzun uzun düşünülmüş bir strateji var. Mabel Matiz gibi... Hem yaratıcı hem entelektüel, hem sıradışı hem hesaplı. Kimseye benzemeyen tarzını ilmek ilmek örüyorsun çünkü sen sadece fark edilmek değil, iz bırakmak istiyorsun. Hayatı kontrol edemeyeceğini bilsen bile, en azından yönünü sen belirlemek istiyorsun. Duyguların var ama onların yönettiği biri değilsin; sen duyguları bile analiz edebilenlerden.
Can Bonomo!
Senin için “norm” diye bir şey yok. İnsanlar ne düşünürse düşünsün, sen kendi bildiğin yoldan gitmeyi seçersin. Can Bonomo gibi; alışılmışın dışında, asi ama eğlenceli, düşündüğünden çok daha yaratıcı. İçten içe çok zekisin ama bunu illa göstermek gibi bir derdin yok. Hayat senin için “yaşanacak bir şey” ve her anı kendi tadında tüketmeyi seviyorsun. Kurallar seni sıkıyor ama başıboş da değilsin. Kendi düzenin, kendi tarzın, kendi ritmin var. Seni çözmek zor ama çözen de kolay kolay bırakamaz.
Edis!
Sen detaylara aşıksın. Işığın nasıl yansıdığı, bir melodinin hangi duyguyu çağrıştırdığı ya da bir kelimenin tonu... Bunlar seni büyülüyor. Edis gibi; hem enerjik hem zarif, hem eğlenceli hem duygusal. İnsanlarla iyi geçinirsin ama kendi iç alanına kimseyi kolay kolay almazsın. Dışarıdan hayat dolu görünüyorsun ama içinde hep biraz melankoli taşıyorsun. Ne çok sessizsin ne çok konuşkan… Ama ortamda sen varsa herkes dönüp sana bakıyor. Çünkü “göze batmadan parlamak” diye bir şey varsa, o sensin.
Ceylan Ertem!
Senin dünyan biraz masal gibi, biraz da gerçek üstü. Gerçekliğe ayak uyduruyorsun ama hep kendi hayal gücünü de yanında taşıyarak. Ceylan Ertem gibi; kendi yolunda yürüyen, kalabalığın içinde bile yalnız kalabilen ama bu yalnızlığı sevebilen bir ruh. Yargılamıyorsun, çünkü herkesin kendi hikayesi olduğuna inanıyorsun. İlişkilerde de hayatta da samimiyet senin kırmızı çizgin. Kendi içindeki fırtınaları dışarıya nazikçe anlatıyorsun ama biri seni gerçekten anlarsa, ona hayatının en özgün, en derin dostluğunu veriyorsun.
Teoman!
Düşünmeden duramayanlardan… Duyguların var ama onları önce zihninde evirip çevirmen gerekiyor. Teoman gibi; hem içine dönük hem de çarpıcı. İlişkiler senin için bazen karmaşık çünkü sen bağ kurmak isterken bile mesafeni koruyabiliyorsun. Aşırı sosyal biri değilsin ama sosyal olduğunda da ilginç ve etkileyici oluyorsun. Kimseye benzemiyorsun çünkü başkasına benzemeye çalışmıyorsun. Hayatla ilgili çok şey düşünüyorsun ama çoğunu kendine saklıyorsun. Bu yüzden de biraz gizemli, biraz yalnız ama çok gerçek bir halin var.
Aleyna Tilki!
Cesursun. Ve evet, bazen fazla cesur! Ama bu senin doğanda var. Risk almak, öne çıkmak, kafana göre yaşamak… Bunlar sana keyif veriyor. Aleyna Tilki gibi; bir söylediği diğerini tutmasa da, o enerjiyle herkesin dikkatini çekmeyi başarıyor. Sınırları sevmiyorsun, hayatı deneyimleyerek öğreniyorsun. Duygularını bastırmak yerine yaşayıp geçiyorsun. İnatçısın ama o inat bazen seni yükseğe taşıyor. Senin gibi insanlar, kendi yolunu çizer. İster beğenilsin, ister beğenilmesin, sen kendin olmaktan vazgeçmiyorsun.
Gülşen!
Sen ortamın enerjisisin! İnsanlar senin yanında eğleniyor, kendini iyi hissediyor. Ama sen sadece parlamıyorsun; parlatıyorsun da. Gülşen gibi; estetik duygusu yüksek, sahnede ışık gibi parlayan ama özel hayatında da duyarlı ve dikkatli biri. Sosyal olmayı seviyorsun ama bu, yüzeysel ilişkiler kurduğun anlamına gelmiyor. Sevdiklerine çok kıymet veriyorsun ve onları mutlu etmek seni de mutlu ediyor. Hayatı dolu dolu yaşamayı seviyorsun ama içindeki duygusal taraf bazen gözden kaçabiliyor. Olsun, sen bil yeter.
Mavi Gri (Harun)!
Senin enerjin değişken ama içten. Bazen gözlerin ışıldıyor, bazen hüzünlü bir gülümseme var yüzünde. Duyguların derin ama onları gizlemek gibi bir huyun yok. Mavi Gri’nin vokali Harun gibi… Melankoliyi bile romantik bir şekilde anlatabilen, ilişkilerde yarım kalanları bile şiir gibi dile getiren bir tarafın var. İnsanlara çabuk bağlanıyorsun ama yüzeysel değil; bağlandığında gerçekten “orada” oluyorsun. Anlamlı konuşmalar, samimi kahkahalar, gecenin bir yarısı açılan şarkı listeleri… Bunlar hep senin hikâyenden parçalar.
Bedük!
Senin kafan sürekli çalışıyor. “Aklı havada” derler bazen sana ama aslında sen herkesten önce oraya vardın, sadece anlatmıyorsun. Bedük gibi... Müziğe bile başka bir açıdan bakan, enerjisiyle insanları etkileyen, hep yenilik peşinde koşan bir zihin. Tartışmaları seviyorsun çünkü fikirler havada uçuşsun istiyorsun. Seni sıkıştırmaya çalışanlar, ellerinde patlayabilir çünkü senin kaçış planın her zaman hazır. Rutinden hoşlanmıyorsun, alışılmıştan sıkılıyorsun. Hayat sana göre bir oyun alanı ve sen de çoktan kuralları kendince yazmışsın.
Ajda Pekkan!
Disiplin, hedef, netlik… Bunlar senin doğuştan taşıdığın özellikler. Ajda Pekkan gibi… Sadece sahnede değil, hayatın her alanında “ne istediğini bilen” bir karakter. İnsanlar senden çekinebilir çünkü sen doğruları söylemekten çekinmezsin. Ama aslında içinde müthiş bir adalet duygusu var. Evet, duygusal kararlar vermekten hoşlanmıyorsun ama sevdiklerini gözünün önünde üzgün görmeye de tahammül edemezsin. Güçlü durmak senin için bir zorunluluk değil, içgüdü. Sorumluluk almaktan kaçmazsın, hatta bazen herkesin yükünü sırtlanırsın. Ama arada bir kendini de düşün, olur mu?
Kenan Doğulu!
Seninle tanışan biri “Bu kadar pozitif bir insan olabilir mi?” diye düşünüyor. Çünkü içtenliğin gerçek, enerjin bulaşıcı. Kenan Doğulu gibi... Sadece eğlendirmiyor, aynı zamanda moral veriyorsun. İnsan ilişkilerinde müthiş bir denge var. Ne fazla mesafeli ne fazla müdahaleci. Herkesin bir derdi olduğunda ilk aradığı kişi sen oluyorsun. Çünkü seni “sırtını yaslayacak biri” olarak görüyorlar. Bazen kendi ihtiyaçlarını erteleyip başkalarına koşuyorsun ama buna da içten içe seviniyorsun. Çünkü senin hayat felsefen: “Ben iyiysem, onlar da iyi olsun.”
Tarkan!
Senin doğuştan gelen bir çekiciliğin var. Bu karizma öyle “havalı” görünmekten değil; içtenliğinden, insanlara verdiğin değerden geliyor. Tarkan gibi… Herkesin sevdiği, ama kimsenin tam olarak “nasıl böyle biri olunur?” diyemediği bir karakter. Ortamlarda parlıyorsun ama bunun için özel bir çaba sarf etmiyorsun. Sen sadece varsın. İnsanlara yardım etmek, onları yüreklendirmek, en iyi hallerini ortaya çıkarmak seni besliyor. Liderlik sende doğal olarak var ama bunu dikte ederek değil, örnek olarak yapıyorsun. İnsanlar seni seviyor çünkü sen de onları gerçekten önemsiyorsun.
Sezen Aksu!
Senin kafan bir proje merkezi gibi çalışıyor. Hedef, plan, uygulama… Bunlar senin dilin. Ama bu demek değil ki duygusuzsun. Tam tersine, Sezen Aksu gibi... Kalbini ortaya koyarken bile stratejisini bilen bir zekân var. İnsanlara yön veriyorsun çünkü senin fikirlerin gerçekten işe yarıyor. Güçlü duruşun bazen insanları korkutabilir ama seni tanıyanlar, içindeki duygusal zekâyı hemen fark ediyor. “Büyük resmi gören” birisin. Sadece bugünle değil, yarınla da ilgileniyorsun. Ve evet, biraz yönetmeyi seviyorsun ama çünkü genelde gerçekten en iyisini sen biliyorsun.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın
Melike Şahin!