Modern Yatırımcının Bilmesi Gereken 11 Yatırım Kuralı
Modern dünyada yatırım yapmak sadece finansal büyüme sağlamaktan ibaret değil. Aynı zamanda risklerden korunma, riskleri doğru tespit etme ve güvenlik sorunlarını eleme anlamına geliyor. Dolayısıyla bu dünyada işlem yapan her yatırımcının hem enflasyon gibi piyasa değişkenlerine uyum sağlaması hem de elindeki araçları akıllı kullanması kritik önem taşıyor. Neyse ki bazı temel kurallar, her modern yatırımcının işine yarıyor. İşte büyük kayıplardan korunmak ve fırsatları değerlendirmek için bilinmesi gereken temel stratejiler!
1. Bütçeleme.
Bütçeleme, eldeki paranın ne kadarının yatırıma ayrıldığıyla ilgili bir kavramdır. Hiçbir zaman tüm bakiyeyi yatırıma ayırmak önerilmez. Söz konusu yeni başlayan yatırımcılar olduğunda ise her zaman ufak miktarlarla ve yavaş yavaş bakiye artırmak gerekir. Burada en yaygın kullanılan bütçeleme sistemi 50/30/20 kuralıdır. Buna göre; ana bütçenin %50'si temel ihtiyaçlara ve sabit giderlere, %30'u eğlence ve isteklere, %20'si ise yatırımlara ayrılır. Kazancın harcamadan daha fazla olduğu bu sistem servet oluşturmanın ön koşuludur.
2. Öncelikleri belirleme.
Bir diğer önemli tavsiye öncelik belirlemedir. Kira ve faturalar, kredi giderleri, market alışverişleri gibi temel ihtiyaçların ardından kalan bütçeyi ayırırken öncelik belirleme şartı aranır. Bu sistemde öncelikler ve istekler birbirinden net şekilde ayrılır, bu da mantıklı karar almaya yardımcı olur. Bütçelemeyle birlikte yapılan öncelik belirlemede mutlaka işsizlik, hastalık, emeklilik gibi durumlarda kullanmak için ayrılmış acil durum birikim hesabının olması gerekir.
3. Portföy çeşitlendirme.
Yatırımcıların yaptığı en büyük hatalardan biri, bütçeyi tekil bir ürüne ayırmaktır. Oysa bu durumda hem eldeki tüm birikim tek bir değişkene bağlı olur hem de risk yönetimi yeterince iyi yapılamaz. Bunun yerine, birikimi birden fazla ürüne farklı oranlarla dağıtmak ise çeşitlilik ve çok yönlü kazanç açısından önem taşır. Bu durumda, yatırımın bulunduğu birimlerden birinde düşüş olsa bile diğerlerindeki yükselişle zararlar tolere edilebilir ve daha hızlı eylem alma şansı olabilir.
4. Uzun vadeli yatırıma odaklanma.
Kısa vadeli yatırımlar yüksek kazanç potansiyelinin yanı sıra büyük risk taşır. Kısa vadeli yatırımların yönetimi ve sürekli takibi de kişi üzerinde stres, kaygı, anksiyete gibi durumlara yol açabilir. Bu nedenle her başarılı yatırımcının uzun yıllar uygulayabileceği, sürdürülebilir bir stratejiye ihtiyacı vardır. O strateji de ürünleri ucuzken azar azar alıp, elde tutmak ve fiyatı artınca satmaktır. Bunun yanı sıra her ay düzenli olarak ufak ufak altın veya dolar almak da uzun vadede ciddi kar getirebilir.
5. Dolar maliyet ortalamasını kullanma.
Dolar maliyet ortalaması, özellikle piyasaya yeni girmekten çekinen yatırımcılar tarafından uygulanması gereken bir stratejidir. Çünkü yeni yatırımcıların çoğu, piyasaya girdikten sonra düşüş yaşanmasından korkar. Bu sırada yapılan dolar maliyet hesaplaması ise bu yatırımcıların kendini iyi hissetmesine yardımcı olabilir. Buna sistemde, ana yatırımın küçük artışlara bölünmesiyle ortalama fiyatı düşürmek hedeflenir. Fiyatı düşük olsa da uzun vadede daha iyi kazanç getirmesi hedeflenen ürünler seçilir, böylece küçük partiler halinde hisse senedi ve fon gibi yatırımlar yapılır. Düzenli aralıklarla yapılan yatırım, farklı fiyatlardan ürün almak ve ortalama fiyatları düşürmekle sonuçlanır.
6. Risk analizi yapma.
Doğru yatırımın altın kuralı risk analizidir. Çünkü piyasa ve şartlar ne kadar ılımlı olsa da her yatırımın kendi içinde belirli bir risk katsayısı vardır. Bunun için yatırımcının önce kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini belirlemesi, neden yatırım yaptığını belirlemesi ve düzenli piyasa analizi yapması gerekir. Yatırım yaparken belirli bir risk toleransının göz önünde bulundurulmasıyla birlikte, olası kötü senaryolarda alınacak eylemler daha mantıklı planlanabilir ve düşen piyasada bile esnek hareket etme şansı doğabilir.
7. Küresel ekonomiyi takip etme.
Küresel ekonominin seyri ve global gelişmeler iç market hareketlerini yakından etkiler. Özellikle FED faiz kararları, doların seyri ve diğer merkez bankalarının hamleleri gelecek senaryoları önceden tahmin etme kolaylığı sunar. Düzenli takip sayesinde piyasa hareketlerine karşı neden-sonuç ilişkisi geliştirilebilir ve kişisel portföy daha sağlıklı şekilde oluşturulabilir. Böylece küresel kriz anlarında ve düşen piyasada telaş yapmadan karar alma imkanı olur.
8. Finansal okuryazarlığı geliştirme.
Finansal okuryazarlık, bir nevi kendine yatırım yapmaktır. Kişiyi sürekli geliştiren bu süreç sürekli öğrenim anlamına gelir ve kişiyi finans terimleri, analizler, yeni yapılanmalar hakkında geliştirir. Güncellemelerin geçmişten çok daha hızlı devam ettiği günümüzde, piyasalarda ayakta kalan bir yatırımcı olmak ve fırsatları değerlendirmek için bu güncellemelere adapte olmak gerekir. Günümüzde makine öğrenimi, yapay zeka ve siber güvenlik odağında ilerleyen gelişmeleri yakından takip etmek, gelecekte takip edilecek stratejileri belirlemeye yardımcıdır.
9. Yasal yükümlülüklere uyma.
Günümüzde her piyasa daha fazla modern araca sahip olduğundan ve güvenlik en önemli etmenlerden sayıldığından, her yatırımın kendine has yükümlülüğü var. Özellikle dijital platform kullanımının arttığı ve uluslararası ürün erişiminin kolaylaştığı günümüzde, hem iç hem dış piyasalardaki gereksinimleri karşılamak büyük önem taşır. Bu piyasalara uyum sağlamak için şartları yerine getirmek ve yatırım kazançlarından doğan vergi yükümlülüklerini göz önünde bulundurmak, fırsatları ideal şekilde değerlendirmeye yardımcı olur.
10. Doğrulanabilir analizler yapma.
Her piyasada kulaktan dolma bilgiler vardır. Özellikle de şartların kötü gittiği dönemlerde bilgi kirliliği sebebiyle çeşitli manipülasyonlar yapılabilir ve dedikoduya inanan yatırımcılar günü büyük zararla kapatabilir. Bu nedenle her koşulda yatırımcının doğru analizlere odaklanması ve aldığı finansal kararlarlarda kendi mantığını uygulaması gerekir. Dışarıdan gelen haberlerle yapılan yatırımların çoğu zarar riski taşır. Bu nedenle eldeki araçların geçmiş hareketler, global piyasalar, güncel haberler gibi verilerle birlikte kişisel olarak değerlendirilmesi çok önemlidir.
11. Pasif yatırım yapma.
Aktif yatırım, yatırımcıların belirli bir pazarda yaptığı alım-satım işlemlerini tanımlarken; pasif yatırım, adı üstüne belirli bir eyleme gereksinim duymadan kazanç getiren varlıklardır. Faiz hesapları, fon gelirleri ve kira gelirleri buna verilecek en iyi örnekler arasındadır. Aktif yatırımın yanı sıra bir miktar pasif yatırım bulundurmak, piyasa risklerini bölerek güvence sağlar. Ayrıca kesin ve sabit getiri hedefleri vardır. Bu da finansal sağlığın ve refahın iyileşmesine katkı sağlar.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın