Müzik Zevki Karakteri Yansıtır mı? Bilim Bu Konuda Ne Diyor?
Müzik sadece ruhun gıdası değil de karakterimizin kodlarını taşıyan bir harita olabilir mi? Psikoloji ve nörobilim alanında yapılan araştırmalar bu sorunun peşine düştü ve ortaya oldukça çarpıcı sonuçlar çıktı. Görünüşe göre, bir kişinin müzik zevki, onun karakter özellikleri hakkında düşündüğümüzden çok daha fazlasını söyleyebilir. Peki, bu nasıl oluyor? Haydi detaylara birlikte bakalım!
Psikologlar, kişilik özelliklerini tanımlamak için sıklıkla kullanılan "Big Five" modelini esas alarak müzik tercihleriyle kişilik arasında ilişki kurmaya çalıştılar.
Bu beş faktör: açıklık (openness), sorumluluk (conscientiousness), dışadönüklük (extraversion), uyumluluk (agreeableness) ve duygusal dengesizlik (neuroticism) olarak sıralanıyor. Yapılan çalışmalar, bu beş kişilik özelliğinin, belirli müzik türlerine olan eğilimlerle örtüştüğünü göstermekte.
Açık fikirli insanlar karmaşık ve yaratıcı müzikleri seviyor.
Yapılan araştırmalara göre, Openness to Experience (deneyime açıklık) kişilik özelliği yüksek bireyler, caz, klasik, ambient ve folk gibi deneysel ve duygusal açıdan zengin türlere daha çok ilgi gösteriyor. Bu kişiler genellikle yaratıcı, entelektüel merak sahibi ve yeniliklere açık bireyler oluyor. Karmaşık melodiler alışılmadık ritimler ve derin duygusal anlatımlar onlar için bir zihinsel tatmin aracı. Dinledikleri müzikte tıpkı bir sanat eserinde olduğu gibi anlam arıyorlar. Tam da bu nedenle tekdüze pop müzikler onlara pek hitap etmiyor.
Dışadönükler ise dans ettiren müzikleri tercih ediyorlar.
Extraversion yani dışadönük insanlar, daha çok yüksek tempolu, enerjik ve vokalli müzik türlerini tercih ediyor. Bu kişilik tipindekiler, hip hop, pop, EDM ve dans müziklerine daha yatkın oluyorlar çünkü bu türler sosyalleşme ve dışa dönük etkinliklerle doğrudan örtüşüyor. Ayrıca kulaklık onlara göre değil, bunun yerine hoparlörle dinlemeyi tercih ediyorlar.
Duygusal dalgalanmalarla mücadele edenler alternatif tarzlara yöneliyor.
Duygusal dalgalanmaya yatkın olanlar, genellikle alternatif, rock, metal ve melankolik şarkılara daha eğilimli oluyor. Bu tür müzikler, içsel çatışmaların ve duygusal yoğunluğun dışavurumunu çok rahatlıkla sağladığından en çok tercih edilenler arasında yer alıyor. Kimi zaman öfkeyi boşaltma, kimi zaman hüzünle yüzleşme işlevi görüyorlar yani.
Sorumluluk sahibi kişiler yapısal müziklerden hoşlanıyor.
Conscientiousness (sorumluluk) düzeyi yüksek kişiler; planlı, düzenli ve disiplinlidir. Bu özellik de otomatik olarak müzik zevklerine de yansıyor. Genellikle klasik, soft pop veya organize yapıya sahip müzikleri tercih ediyorlar. Sakinleştirici müziklerle üretkenliklerini artırmayı seviyorlar. Aynı zamanda bu kişiler, konsantrasyon artırmak, spor yaparken tempoyu korumak gibi işlevsel şeylerden de etkileniyorlar.
Empatik ve nazik ruhlar ise daha çok yumuşak müzikleri tercih ediyor.
Uyumluluk (agreeableness) düzeyi yüksek insanlar başkalarının duygularını önemseyen, anlayışlı ve nazik kişiler oluyor genellikle. Bu kişiler genellikle duygusal derinliği olan, yavaş tempolu, söz ağırlıklı ve pozitif mesajlar içeren şarkılara yöneliyor. Pop, akustik, romantik baladlar veya indie tarzlar onlara daha yakın türler. Duygularla bağlantı kurmak, empati geliştirmek ve başkalarını daha iyi anlamak için müziği bir araç gibi kullanıyorlar. Müziği paylaşmayı, birlikte dinlemeyi ve hissetmeyi seviyorlar.
Yaşlandıkça müzik zevki değişmeye başlıyor.
Araştırmalar gösteriyor ki yaş ilerledikçe bireylerin müzik tercihlerinde sakinleşme eğilimi gözleniyor. Genç yaşta yüksek enerjili müzikler ( öne çıkarken, ilerleyen yaşlarda klasik, caz, chill-out veya nostaljik Türkçe parçalar tercih edilmeye başlanıyor. Bunun arkasında hem duygusal ihtiyaçların dönüşmesi hem de beyin kimyasının yaşla birlikte değişmesi yatıyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın