Onu Düşündüğünde Hala Canın Acıyor mu?
Bir süre önce hayatınızdan çıkan o kişi hakkında düşündüğünüzde hala kalbinizde bir sızı hissediyor musunuz? Bir zamanlar hayatınızın merkezinde olan ve şimdi sadece anılarınızda yaşayan o kişi hakkında düşündüğünüzde, hala içinizde bir acı hissettiğinizi fark ediyor olabilirsiniz. Bir zamanlar hayatınızın en önemli parçası olan bir kişiye duyduğunuz sevgi, zamanla yerini acıya bırakmış olabilir. Belki de bu kişiyle yaşadığınız anılar, artık sadece kalbinizde bir yara olarak kalmıştır. Peki, bu acıyı hala hissediyor musunuz?
Onu Düşündüğünde Hala Canın Acıyor mu?
Haydiiii!
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Onu düşündüğünde ilk olarak ne hissediyorsun?

4. O kişiyi hatırladığında, kendini nasıl hissediyorsun?

5. Onu düşündüğünde geçmişteki hatalarına dair bir pişmanlık hissediyor musun?
6. Onun seni kırdığı anları hatırladığında nasıl bir duygu içindesin?

7. Gelecekle ilgili herhangi bir umut hissediyor musun?

8. Son olarak onunla günlük hayatında sık sık karşılaşıyor musun?
Onu düşündükçe canın acıyor!
Onu düşündükçe canın acıyor… Bu, tarif edemediğin bir sızı. Ne tam kalbinde, ne zihninde; sanki ruhunun her köşesine yayılmış bir ağrı gibi. Sessiz ama derin, görünmeyen ama hissedilen. Adını duyduğunda içinden bir şeyler düşüyor sanki, yere çarpıp kırılıyor. Eskiden ismini anınca gülümserdin, şimdi ise boğazında bir yumru, gözlerinde bir yanma beliriyor. Kimseye anlatamıyorsun, çünkü kelimeler yetersiz. Oysa bir zamanlar ne çok şey söylerdin onunla ilgili, ne büyük hayallerin vardı. Birlikte geçirdiğiniz zamanlar, aklının bir köşesinde hala canlı. Bazen bir şarkıda, bazen bir sokak lambasının ışığında çıkıyor karşına. Ansızın. Hazırlıksız. Savunmasız yakalanıyorsun. Gülüşü geliyor aklına önce. Sonra o sesi, sana adını söyleme biçimi… Sıradan bir cümle bile nasıl da özel gelirdi ondan duyunca. Şimdi ise o ses yankı gibi dönüyor içinde, ama sıcak değil artık. Soğuk. Yabancı. Ve can yakıcı.
Onu düşündüğünde artık hiçbir şey hissetmiyorsun!
Bir zamanlar adını duyduğunda kalbinin ritmi değişirdi. Nefes alışların bile farklılaşırdı, hatıralar omzuna yük gibi binse de sen bunu aşk sanırdın. Gidişiyle içinde bir şeyler kopmuştu, belki farkında bile olmadan kendi kendine veda etmiştin. Ama zamanla… Her şey gibi o da silikleşti. Şimdi onu düşündüğünde hiçbir şey hissetmiyorsun. Ne özlem kalmış, ne de öfke. Ne geçmişe ait bir sevgi kırıntısı, ne de geleceğe dair bir pişmanlık. Boşluk var sadece. Hani fırtınalar diner ya, ardından sessizlik çöker… İşte öyle bir sessizlik var içinde. Belki de bu en ağır yük. Çünkü sevgiyle nefret arasında bir bağ vardır; ama hissizlik... O tamamen bir kopuştur. Kalbinin bir köşesi hala dolu değil ama artık boş kalmasına da aldırmıyorsun. Bu eksiklik seni rahatsız etmiyor. Ne onun için üzülüyorsun, ne de kendin için. Geçmişteki duygularına yabancılaşmışsın. “Nasıl bu kadar sevmiştim?” diye sorduğun anlar oluyor. Kendine şaşırıyorsun. Bir zamanlar onsuz yaşayamayacağını düşündüğün günleri hatırlıyor ama artık o haline acıyamıyorsun bile. Çünkü gerçekten bir şey hissetmiyorsun. Ne sevgiye benzer bir sıcaklık, ne de öfkeye benzer bir yanış... Sadece alışılmış bir ismin anımsanması gibi bir şey.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Onu düşündükçe CANın acıyor! 😥