Partnerinin İlişki Sınırlarını İhlal Ettiğini Gösteren 12 Nokta
İlişkiler öyle başta konuşulduğu gibi sorunsuz ve harika gitmeyebiliyor. Özellikle de duygusal sınırlar konusu bizce hep konuşulmalı. Hani şu “Bana bu yapılırsa kötü hissederim.” dediğimiz ama karşı tarafın bazen farkında olarak bazen de “Ama ben öyle demek istemedim ki...” diyerek geçtiği yerler. İşte bu yerleri ele alacağız!
1. Özel alanına, mesela telefonuna sürekli sızmaya çalışıyorsa...
Bir ilişkide samimiyet önemli evet ama her şeyin bir sınırı var. Partnerin sürekli telefonunu karıştırmak istiyorsa, sosyal medya şifrelerini sormayı normalleştiriyorsa ya da arkadaşlarınla kimin, ne sıklıkla konuştuğunu kontrol etmek gibi şeyler yapıyorsa bu güven meselesi olmaktan çıkıyor. Bu sadece kontrol etme isteği oluyor. Özel alan, çift olunca ortadan kalkmaz. Kimse kimsenin FBI ajanı değil. Birini sevmek onu takip sistemine çevirmek demek değil. Çünkü merak etmek başka, izlemek başka.
2. “Şaka yaptım” diyerek canını sıkıyorsa...
Bazı insanlar duygusal sınırları mizah kılıfıyla aşabiliyor. Sana dair bir kompleksini tiye alıyor mesela; sonra da “Abartma yaaa!” deyip geçiyor. Hâlbuki sen içten içe kendini kötü hissetmiş oluyorsun. Kırıldığını söylediğinde “Espiriydi canım, abartma o kadar.” diyorsa şunu hatırla: Şaka iki taraf da güldüğünde şakadır. Biri eğlenirken diğeri geriliyorsa, orada komik bir şey kalmaz. Mizahın altına gizlenmiş pasif agresiflik ilişkiyi sessizce yıpratır.
3. Kararlarını sürekli sorgulaması da sınır ihlalidir.
Giydiğin kıyafetten tut iş teklifini kabul etmene ya da tatil planına kadar her seferinde “Sen böyle mi düşündün gerçekten?”, “Bence yanlış yapıyorsun ama neyse...” gibi yorumlar alıyorsan bu yalnızca fikir belirtmek değildir. Sürekli fikirleriyle seni şekillendirmeye çalışıyor olabilir. Bazen farkında bile olamayabilirsin. Sonrasında ise zamanla kendine güvenini yitirirsin. Bir bakmışsın ki kararlarını almadan önce onun nasıl tepki vereceğini hesaplıyorsun. Bu da seni sen olmaktan uzaklaştırır.
4. Başkalarının önünde seni küçük düşürdüğünü hissetmen pek normal değil.
Bazı insanlar alaycılık zannettikleri şeyle partnerlerini yavaş yavaş aşağı çeker. Kalabalık bir ortamda yaptığı alaycı yorumlar ve yüzünde gülümsemeyle gelen iğneleyici laflar pek de masum değil. Sözüm ona espri ama hissettirdiği şey utanca çok yakın bir şey. İnsan sevdiği kişiyi başkalarının önünde korur ve yüceltir. Orada durup seni savunmasız bırakmaz. Eğer yanında biri varken daha gergin hissediyorsan o ortam güvenli değildir.
5. Sürekli onay beklemesi veya onay vermeni istemesi, tehlike çanlarını çalar.
İlişkilerde destek olmak başka, her davranışın karşılıklı puanlamaya dönmesi bambaşka. “Ben sana şöyle yaptım, sen niye bana böyle davranmadın?” tarzı yaklaşımlar bir tür duygusal pazarlık yaratır. Çünkü sevgi puanla ölçülmez. “Sen bana iyi davrandın, ben de sana iyi davranacağım.” gibi bir denklem kuruyorsa bu sevilmek değil tamamen borçlandırılmak hissi yaratır. İçinden geldiği için yaptığın bir şey bir anda zorunluluk hâline dönüşür...
6. İletişimi bir silah olarak kullanıyorsa...
Bazı insanlar küserek, görmezden gelerek ya da yokmuşsun gibi davranarak seni cezalandırır. Tartışmadan sonra günlerce konuşmamak ve mesajlara geç cevap verip seni merakta bırakmak buna dahil. Bu açık açık bağırmak değil belki ama çok daha incitici. Çünkü pasif agresiflik ne olduğunu tam anlayamadığın bir huzursuzluk yaratır. Ne yaptığını çözemezsin ama bir şekilde hep suçlu hissedersin. Oysa sağlıklı ilişkide iletişim bir duvar değil, köprü kurmak içindir.
7. Sağlıklı bir ilişkide partnerler birbirlerini tamamen değiştirmeye çalışmazlar. Dikkat!
Kiminle arkadaşlık ettiğinden, ne izlediğine ve hatta nasıl giyindiğine kadar sana 'Senin iyiliğin için.' diyerek sürekli bir şeyleri değiştirmeye çalışması iyilik değildir. Bu sevgi de değil. Birini değiştirmek istemek aslında onun şu anki hâlini kabul etmemektir ve zamanla seni sen yapan şeyleri törpülemeye başlar. İyi niyetli bile olsa da başka biri olmana sebep oluyorsa bu ilişkide sevildiğini değil, düzenlendiğini hissedersin. Bu da çok incitici olabilir.
8. Başarılarını küçümsemesi de epey onur kırıcı olur.
Bir şeye emek veriyorsun ve gururlanıyorsun ama partnerin “Yani herkes yapıyor artık bunu.”, “O kadar da büyük bir şey değil. Abartma.” gibi laflarla konuyu hemen söndürüyor. Belki de kıskanıyor ya da gündemi ele geçirememekten hoşlanmıyor. Ama her ne sebeple olursa olsun senin başarıların onun egosuna zarar veriyorsa orada destek değil rekabet vardır. Bir ilişkide biri parladığında diğeri gölge yapmamalı. Aksine daha çok ışık tutmalı.
9. Sınırlara saygı duyan biri seni neden borçlu hissettirsin ki?
İyilik yapıp sonra “Ben senin için şunları yaptım, sen bana bunu bile yapmıyorsun.” gibi cümleler kuran biri sana yardım etmiyordur, seni borçlandırıyor olabilir. Sevgiyle yapılan şeyler deftere yazılmaz. Ama bazı insanlar verdikleri şeylerin karşılığını ister. Üstelik bunu da suçluluk duygusuyla yapar. Sen bir noktadan sonra onun iyiliklerini karşılamaya çalışan biri hâline gelirsin. Bu da çok ağır bir yük olur. Bu yüzden zamanla ilişki, sevgi değil hesap kitabı gibi hissettirmeye başlar.
10. Ailen ya da arkadaş çevrenden uzaklaştırması da bir sınır ihlalidir.
Bazı partnerler bunu çok kibar yollarla yapar: “Senin o arkadaşın bana pek samimi gelmedi”, “Ailenle çok zaman geçirince ihmal ediliyorum.” demeleri mesela. Ne münasebet? İlk başta hak verirsin belki ama sonra bir bakarsın yalnızlaşmışsın. Sevdiklerinden uzak kalmak seni hem bağımlı hem de izole hissettirir. Bu stratejik bir yalnızlaştırma olabilir. İyi bir ilişki seni sosyal olarak kısıtlamaz. Aksine seni kendi çevrende daha da öz güvenli kılar.
11. Hayallerini gerçekçi bulmamasının bir sınır ihlali olduğunu söylesek?
Küçük bir iş fikrinden bahsediyorsun, “O iş tutmaz.” diyor. Yurt dışına gitme planı yapıyorsun, “Boşuna heveslenme.” diyor. Hep bir gerçekçi olma vurgusu yapıyor. Ama aslında o gerçekçilik çoğu zaman korku, kıskançlık ya da destek vermeme arzusunun kılığına girmiş oluyor. Çünkü insan sevdiğini cesaretlendirir. Kendi güvensizliklerini senin hayallerine boca eden biriyle yürümek çok zor olur. Zamanla sen de kendine inanmayı bırakırsın. En tehlikelisi de bu.
12. Her tartışmayı senin hatanmış gibi çevirmeye çalışıyorsa...
Sınır ihlalidir. Böyle bir partnerle tartıştığında olaylar çorba gibi olur. Ne demek istediğini anlatamazsın çünkü konu birden senin başka bir hatana bağlanır. Sonra da özür dilemek zorunda kalan yine sen olursun. Bu durum “gaslighting” dediğimiz manipülatif iletişim yöntemine benzer. Sana sürekli kendini suçlu hissettirir. “Bir şey demek istemiyorum artık, yine ben haksız çıkacağım.” demeye başlarsın. Halbuki sağlıklı bir tartışmada mesele çözülür, bastırılmaz.
Lütfen şunları unutma. 👇

Bir ilişkide sınır ihlali, sadece fiziksel ya da çok bariz şekilde olmaz. Bazen küçük gibi görünen ama sürekli tekrar eden davranışlarla da olur. Bir de bakmışsın ki kendine yabancılaşmışsın. İlişki iki kişiyle başlar ama ilk önce kendinle arandaki ilişkiyi koruman lazım. Kendi iç sesini duymazdan gelmeye başladığında sevgi adı altında gelen her şey seni susturmaya başlar.
Bu maddelerden bazıları sende yankı uyandırdıysa içgüdülerini hafife alma.
Senin hissettiklerin, senin pusulan.
Ve o pusula her zaman dışarıdan daha dürüst çalışır. 💖
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın