Sen Ofisteki Hangi Karaktersin?
Ama bunu kimse açık açık söylemiyor. Biri var ki her sabah kahveyle göz göze gelmeden konuşmuyor. Bir başkası var, sessiz ama her şeyi o hallediyor. Kahkaha atan, krizi soğukkanlılıkla çözen ya da toplantılarda sessizce “sunum kimdeydi ya?” diyen bir tip…
Peki sen hangisisin?
Hadi bakalım, Slack açık, Zoom beklemede, kahve doluysa test başlasın! 👇
1. Öncelikle cinsiyetini öğrenebilir miyiz?
2. imdi de yaşını öğrenelim.
3. Ofise girişte ilk dikkat ettiğin şey ne olurdu?
4. Ofiste senin masanda bir bitki var mı?
5. Çalışma masana oturdun. Bilgisayarını açtın. İlk olarak ne yaparsın?
6. Bir kriz anında sana ne rol düşer?
7. Şimdi dürüst ol: Ofis WhatsApp grubunda yazılanları her zaman okuyorsun mu?
8. Saat 17.55. Mesai bitmek üzere. Sen?
9. Bu ikiliden hangisi seni daha iyi tanımlar?
Ofisin oyuncususun!
Sen ofisin gerçek starısın ama öyle 'bakın ben geldim' diye bağırarak değil, tatlı tatlı parlayarak. Ortamın enerjisini çok iyi kokluyorsun; nerede konuşman, nerede susman gerektiğini, kimi ne kadar güldürüp ne zaman ciddileşeceğini içgüdüsel olarak biliyorsun. Bir yandan işleri yapıyorsun ama bir yandan ofisin havasını da sen belirliyorsun.
Toplantılarda bir anda sunumu devralıp sahne alman, kahve molasında ofisin stand-upçısına dönüşmen, cuma günleri müziği açıp “hadi biraz da çalışmadan bahsedelim” demen… Bunların hepsi senin doğallığında.
Ama tek derdin komiklik değil. İhtiyaç duyulduğunda işi sırtlayacak potansiyelin var. Yani eğlencesi bol, işi sağlam karakterlerdensin.
Görünmeyen ama her yerde olan o kişisin!
Seni ofiste herkes tanıyor... Ama aslında tanımıyor da. Çünkü sen gürültüye karışmaz, abartıdan uzak yaşarsın. Toplantılarda çok konuşmazsın, hatta belki adın bile anılmaz ama sonrasında herkes fark eder: Asıl işi sen yapmışsın. Sessizsin ama etkin. Görünmüyorsun ama her detay sende.
Senin dünyan ekranın, klasörlerin ve iş akışların arasında. Kimse seni kontrol etmez, çünkü kontrol zaten sende. Ofiste bir şey kaybolursa ya da biri bir evrak arıyorsa, ilk seni ararlar. “Bu bende olabilir mi?” cümlesi sana giden bir saygı selamıdır.
Kafeinle çalışan sistemsin!
Sen resmen bir insandan çok bir kahve ritüelisin. Kahve senin için içecek değil; mod, nefes, karakter, yaşam tarzı. Daha sabah adımını ofise atmadan, aklında tek bir şey oluyor: “Bugün hangi kahveyi içeceğim?” French press mi yapacaksın, yoksa baristalığa soyunup süt köpürtecek misin? Belki de üçüncü dalga bir yerde latte alacaksın...
Ama mesele sadece kafein değil. Bu rutin sana odaklanma, sakinleşme ve sosyalleşme gücü veriyor. İşlerini kahve aralarına böler, deadline’ı kahveyle kutlarsın. Seni çalışırken görmek isteyen biri ya ekranına ya da kupana bakmalı.
Kahve makinesi bozulduğunda ise sen de bozulursun.
Sosyal departmansın!
Sen ofisin neşesi, enerjisi, mizahı, eğlence sorumlususun. Aslında kadroda “sosyal medya uzmanı” ya da “içerik yöneticisi” yazıyor olabilir ama gerçek rolün: “Moral ve Motivasyon Direktörü.” Sabah kahvesini içmeden bile başkalarını güldürebilen, öğle aralarında dedikodu yerine kahkaha dağıtan, her cuma Spotify listesiyle ofisi ayağa kaldıran bir varlıksın.
Slack’te en çok senin gif’lerin dönüyor. Story atmadan iş yapılmaz diye düşünüyorsun ve doğum günlerini hatırlama oranında %98’lik bir başarıya sahipsin. Seni herkes sever ama kimse tam olarak enerjini nasıl koruduğunu anlamaz.
Ofisin senin gibi birine ihtiyacı var çünkü işler sadece teslim tarihinden ibaret değil. Ruh da lazım, eğlence de, biraz kaos da…
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın