Sesleriyle Büyüleyen 11 Farklı Coğrafyadan Enstrümanlar
Müziğin dili yoktur derler ama her coğrafyanın bir kalp atışı, bir nefesi, bir iç çekişi vardır... Haliyle de her coğrafyanın kendine ve yapısına has enstrümanları bulunuyor. Hazırsanız, şimdi sizi dünyanın dört bir yanına alıp götürecek, kulaklarınızda iz bırakacak büyüleyici enstrümanlarla tanıştıralım!
1. Erhu - Çin

İki telli ama sonsuz duygulu... Çin’in geleneksel yaylı çalgısı Erhu, duyduğunuz anda kalbinizi hafifçe sızlatan o yumuşak, içli sesiyle tanınır. Ahşap gövdesi, yılan derisiyle kaplı rezonans kutusu ve at kılından yayıyla hem zarif hem hüzünlü bir auraya sahip. Özellikle Çin opera müziklerinde ve yalnızlık temasını işleyen filmlerde sıkça karşımıza çıkar. Batılılar ona Çin kemanı dese de kendine has ve mikrotonlara açık yapısı onu tamamen ayrı bir yere taşıyor. Çin’in binlerce yıllık medeniyetinde, Erhu bir anlatıcı. Susar, bekler, sonra anlatır. Hem de gözyaşına dokunarak!
2. Kora - Batı Afrika (Mali, Senegal, Gambiya)

Kora, Batı Afrika'nın griot geleneğinin kalbinde yer alan bir çalgı. Arp ve lavta arasında bir yerde duran bu büyüleyici enstrüman, 21 telden oluşuyor ve yapısıyla müthiş bir zenginlik sunuyor. Kalebassadan yapılmış gövdesi ve deri kaplaması, sesine doğal ve büyülü bir karakter kazandırıyor. Griot’lar bu enstrümanı kullanarak tarih anlatır, insanları hem eğitir hem de eğlendirir. Dinlediğinizde, Sahra’nın sonsuzluğunda bir yürüyüşe çıkmış gibi hissedersiniz.
3. Duduk - Ermenistan

Duduk için insan sesine en yakın tınıya sahip nefesli enstrümanlardan biri ve Ermeni müziğinin ruhu desek abartmış olmayız. Kayısı ağacından yapılması, ona hem sıcak hem kadifemsi bir ton veriyor. Özellikle hüzün, özlem ve derin düşünce içeren sahnelerde film müziklerinde sıkça karşımıza çıkmakta. Duduk çalarken bir kişi ana melodiyi üretirken, diğer kişi sabit bir nota tutarak rezonans sağlar ki bu da çok katmanlı bir hissiyat yaratır.
4. Handpan - İsviçre

İlk bakışta uzaydan düşmüş bir nesne gibi duran bu metal çalgı, aslına bakarsak oldukça genç bir icat. 2000’lerin başında İsviçreli iki müzisyen tarafından geliştirilen Hang Drum, el ile çalınan ve rezonansı çok yüksek olan bir perküsyon enstrümanı. Sesi adeta su gibi akıcıdır. Çoğu zaman sokak müzisyenlerinin performanslarında duyduğumuz handpan, özellikle yoga ve mindfulness pratiklerinde sıkça kullanılıyor. İç huzura doğru yolculuk yapmak isteyenlerin müzikal pusulası gibi!
5. Santur - İran

İran’ın geleneksel çalgılarından biri olan Santur, çekiçlerle vurularak çalınan trapez şeklinde bir çalgı. Tel sayısı oldukça fazla ve akort sistemi, onu hem Doğu hem Batı ses sistemlerine yakınlaştırıyor. Santur’un sesi, ince ve zarif sesiyle kulakta uzun süre yankılanır. İran klasik müziğinin kalbinde yer alıyor ama aynı zamanda Hindistan ve Irak müziklerinde de görülmekte.
6. Sape - Borneo (Malezya, Endonezya)

Sape, Borneo’nun yerli halkları arasında doğan büyüleyici bir telli enstrüman. Uzun ve dar gövdesiyle hem görsel olarak estetik hem de akustik olarak derin diyebiliriz. Geleneksel olarak ritüel ve iyileştirme törenlerinde kullanılırdı ama günümüzde modern caz ve folk türlerinde de kendine yer buldu.
7. Koto - Japonya

Japon kültürünün zarafetiyle bütünleşmiş, 13 telli bu büyük çalgı hem görkemli hem de minimalist. Geleneksel Japon müziğinde önemli bir yere sahip olan Koto, parmaklara takılan özel tırnaklarla çalınıyor. Japon bahçelerinde gezinirken, iç huzuru ararken ya da bir çay seremonisinde duyulabilecek kadar narin bir çalgı esasında.
8. Mbira - Zimbabve

Başparmak piyanosu olarak da bilinen Mbira, Afrika’nın ruhani enstrümanlarından biri. Metal dilcikler bir tahta gövdeye sabitlenmiştir ve parmaklarla çalınır. Geleneksel olarak atalarla iletişim kurmak ve transa geçmek için kullanılıyor. Sesi neşeli ama derin, sade ama büyüleyici.
9. Gayda - İskoçya

Kaval ve tulum karışımı olan Gayda, hem Balkanlar’da hem İskoçya’da halk müziğinin olmazsa olmazı. Gayda çalarken kollarla hava sıkıştırılır ve aynı anda birkaç borudan ses çıkar. Özellikle düğünler, törenler ve savaş marşlarında kullanılması onu dramatik ve güçlü kılan şeylerden biri. İskoçya’da daha sert ve güçlü bir sesi varken, Balkanlar’da daha yumuşak ve melodik olur bu ses.
10. Sarangi - Hindistan

Sarangi, Hindistan’ın en içli ve derin yaylı çalgılarından. Üç ana tel ve yaklaşık otuz rezonans teliyle, bir insan sesine en yakın yaylı çalgılardan sayılmakta. Özellikle klasik Hint müziğinde vokale eşlik olarak kullanılır. Sesi öyle içlidir ki, kalbin en kuytusundaki özlemi harekete geçirir. Sarangi çalmak ustalık ve sabır ister zira duygunun doğrudan enstrümana akması gerekir.
11. Bandoneon - Arjantin

Tango’nun ruhu denince akla ilk gelen şey Bandoneon! Almanya kökenli olmasına rağmen Arjantin’e göç ettikten sonra adeta yeniden doğmuştur. Akordeona benzese de daha dramatik, daha melankolik bir ses sahip. Özellikle Buenos Aires sokaklarında yankılanan bu ses, aşkın, terk edilişin ve tutkunun müzikal ifadesi gibi oluyor. Bandoneon çalmak büyük bir ustalık ister çünkü hem buton sayısı hem de bastığınız yere göre çıkan sesin değişkenliği onu karmaşık ama duygusal yapar. Piazzolla’nın eserleriyle klasik müziğe de taşınmıştır. Bir tango gecesinde bu enstrümanı duyduğunuzda, müzikle sarhoş olmanız an meselesidir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın