Sinyalleri Bozarak İletişimi Engelleyen Jammer'lar Neden Yasak? Anayasa Ne Diyor?
İletişim, günümüz dünyasında hem bireysel özgürlüklerin hem de kamu düzeninin temel taşlarından biri. Bu iletişimi hedef alarak çalışan jammer cihazları ise belirli frekansları bozarak cep telefonu, Wi-Fi, GPS gibi sistemlerin çalışmasını engelliyor.
Peki 'jammer' olarak bilinen bu cihazlar neden pek çok ülkede yasak? Türkiye’de anayasa ve ilgili kanunlar bu konuda ne söylüyor?
Buyurun beraber bakalım...
Kaynak: Elektronik Haberleşme Kanunu, Türk Ceza Kanunu, FCC
Öncelikle isterseniz, "jammer" olarak da bilinen sinyal bozucu nedir, birlikte bir bakalım...

Jammer cihazları, belirli bir alanda radyo frekanslarını, yani telefon, GPS, Wi-Fi gibi sinyalleri bozuyor ya da tamamen kesiyor. Anlayacağınız, jammer gördüğünüz yerde iletişim yok gibi bir şey.
Peki nasıl çalışıyor? Çalışma prensibi, çevredeki sinyalleri 'bozmak' adına, hedef cihazların kullandığı frekansa aynı frekansta güçlü bir sinyal yaymaktır. Bu sayede cep telefonları, Wi-Fi ağları, GPS gibi cihazlar, sinyalleri alıp veremez hale gelir.
Dünyada jammer kullanımı, genel itibarıyla yasaklanmış olup yalnızca belirli devlet kurumları ve güvenlik birimleri için istisna teşkil eder.

Birçok ülke, bireysel ve ticari kullanımın, özellikle de halkın iletişimine müdahale edilmesinin önüne geçmek amacıyla katı düzenlemeler getirmiştir. Türkiye de bu küresel düzenlemenin bir parçası olmakla birlikte kanuni sorumluluklar aynı şekilde geçerlidir.
Jammer cihazları, güvenlik tehditleri yaratabileceği insanların haberleşme hakkına müdahale edebileceği ve acil durumlara zarar verebileceği için, devletin kontrolündeki özel alanlarla sınırlı bir şekilde kullanılabilir.
Peki neden yasak?

Çünkü Türkiye’de haberleşme özgürlüğü anayasal bir haktır. Bir kişinin veya kurumun başka kişilerin iletişim hakkına müdahale etmesi, ciddi bir hukuki suçtur. Bu yüzden, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun 124. maddesi (Haberleşmenin Engellenmesi) kapsamında jammer kullanımı kısıtlanmıştır.
Bu yetki sadece belirli kamu kurumlarına tanınmıştır.
Bunlar; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gibi devletin güvenlik birimleridir.
Bu kurumlar da 'jammer' kullanırken belirli kurallar çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Yani her şey denetim ve düzenleme altındadır.
Jammer, kişisel amaçlar için kullanılamaz.
Hiçbir gerekçe (örneğin kopya çekilmesini önlemek, şirket içinde gizliliği sağlamak, huzuru korumak vs.) jammer kullanımını meşrulaştırmaz. Yasaya göre, bu cihazların kullanılması durumunda kullanıcılar hem idari para cezaları hem de hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir.
Aslına bakarsanız jammer kullanımının ihlaline yönelik emsal bir örnek de var.

Mynet'in haberine göre, 2008 yılında bir şirket yöneticisi, ofisinde çalışanların telefonla dışarıyı aramasını önlemek için jammer kullandığı gerekçesiyle dava açıldı. Mahkemede 2813 sayılı Telsiz Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'na muhalefetten yargılandı. Üç yıla kadar hapis istemiyle karşı karşıya kaldı.
Dünyadaki jammer kullanımının sınırlarına da göz atalım.
Amerika Birleşik Devletleri'nde Federal Communications Commission (FCC), sinyal bozucu cihazların satışını, dağıtımını ve kullanımını kesin şekilde yasaklıyor. FCC, 'kamu güvenliği, hava trafiği ve acil durum iletişimi' gibi alanlarda yaratabileceği riskler nedeniyle jammer kullanımının hem bireysel hem de kurumsal düzeyde büyük cezalarla karşılık bulduğunu net bir şekilde belirtiyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde de benzer bir yaklaşım var. Avrupa Elektronik Haberleşme Regülasyonları çerçevesinde, jammer cihazlarının kullanımı yalnızca belirli istisnai durumlarda devlet iznine bağlı olarak mümkün olabiliyor.
İngiltere’de Ofcom (İngiltere'nin iletişim düzenleyici kurumu) doğrudan müdahalelerde bulunuyor ve jammer kullanımı cezai yaptırımlara tabi tutuluyor.
Avustralya'da da iletişim yasaları kapsamında jammer kullanmak hem bireyler hem kurumlar için ağır para cezalarına ve hapis cezasına yol açabiliyor.
Anlayacağınız, hemen hemen her ülkede mantık aynı. Bireysel kullanım kesin yasak, devletin kendi güvenlik birimleri belirli protokoller dahilinde, sınırlı ve kontrollü şekilde kullanabiliyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Basın Açıklaması

27.04.2025 tarihinde bazı basın yayın kuruluşlarının yanı sıra frekans kesicilerin (jammer) kullanımı usulleri ve cezai yaptırmlar ile ilgili açıklama yapılmasının uygun görüldüğü anlaşılmıştır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 2. Maddesinin 3. Fıkrasında belirtilen Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı ve kuruluş kanunları ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde belirtilen görev sahaları ile ilgili konularda olmak üzere Dışişleri Bakanlığı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü kamu düzen ve milli güvenliği sağlamaya yönelik anayasa ve yasalardan aldıkları yetkilerden dolayı frekans kesici (jammer) kullanabilir.
Bu bağlamda; belediye başkanları ve belediyeler, 5809 sayılı Kanun kapsamında frekans kesici (jammer) kullanabilecek kişi, kurum ve kuruluşlar arasında sayılmamaktadır. Ayrıca yetkisiz kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından haberleşmenin kesilmesi, Türk Ceza Kanunun 124. Maddesi hükümlerince suç olarak tanımlanmıştır.
Öte yandan Emniyet Genel Müdürlüğümüzün herhangi bir birimi tarafından koruma görevlilerine yönelik frekans kesicilerle (jammer) ilgili verdiği bir eğitim bulunmamaktadır.Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın