onedio
article/comments
article/share
Haberler
Peruklar, Korseler, Şövalyeler: En İyi 15 Dönem Filmi!

Peruklar, Korseler, Şövalyeler: En İyi 15 Dönem Filmi!

Kraliyet saraylarında dönen entrikalar, meydanlarda patlayan savaşlar, gemi güvertesinde başlayan keşifler ve meşaleler eşliğinde yaşanan büyük aşklar… Dönem filmleri, bizi tarihin en dramatik, en romantik ve en maceralı anlarına ışınlıyor. Peruklar, korseler, saraylar hepimizi büyülüyor. Ve tabii ki o göz alıcı kostümler... Şimdi, büyüleyici kostümler, etkileyici dekorlar ve unutulmaz hikâyelerle dolu en iyi 15 dönem filmini birlikte inceleyelim. Bakalım en çok hangisi dikkatini çekecek?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1. William Tell (2024)

1. William Tell (2024)

İsviçre halkı Habsburgların baskısı yüzünden resmen nefes alamaz hale gelmiş; vergiler ağır, cezalar saçma, umutlar tükenmiş. Tam bu sırada, okçuluğu efsane olan William Tell sahneye çıkıyor. Film, meşhur “oğlunun kafasındaki elma” sahnesini sadece bir detay olarak değil, öncesindeki gerilim ve sonrasında patlayan isyanın başlangıcı olarak anlatıyor. Dağlarda yapılan baskınlar, gizli köy toplantıları, halkın “yeter artık” dediği anlar… Hepsi temposu yüksek sahnelerle bir arada. Hem tarihi olayın dramını hem de o özgürlük ateşini hissettiriyor.

2. The Return (2024)

2. The Return (2024)

Yıllar süren savaşın ardından efsanevi kahraman Odysseus, sonunda evine dönüyor… ama işler hiç bıraktığı gibi değil. Kraliçe Penelope, sarayını istila eden taliplerle başa çıkmaya çalışıyor, oğlu Telemachus ise babasını neredeyse hiç tanımıyor. Film, Odysseus’un kimliğini gizleyerek eve sızmasını, taliplerle oynadığı zeka oyunlarını ve ailesini yeniden kazanma mücadelesini anlatıyor.

3. The Brutalist (2024)

3. The Brutalist (2024)

II. Dünya Savaşı’nın yıkımından kaçan göçmen mimar László Toth, Amerika’ya adım atar atmaz hayatını sıfırdan kurmaya çalışıyor. Elinde sadece yeteneği ve hayalleri var. Film, onun savaşın gölgesinden çıkıp modern mimarinin parlak yüzüne doğru uzanan yolculuğunu anlatıyor. Ama bu, sadece bir “başarı hikâyesi” değil; yeni ülkede karşılaştığı önyargılar, sanat dünyasındaki güç oyunları ve kendi geçmişiyle hesaplaşması da işin içinde. Büyük, gösterişli binalar kadar László’nun iç dünyası da filmin odak noktası. Hem görsel hem duygusal anlamda etkileyici bir dönem draması diyebilirim.

4. The Arctic Convoy (2024)

4. The Arctic Convoy (2024)

II. Dünya Savaşı sırasında Kuzey Kutbu’nun buz gibi sularında geçen tehlikeli bir yolculuk… Müttefik kuvvetler, Sovyetler’e hayati malzemeler ulaştırmak için kargo gemileriyle yola çıkıyor. Ancak rota, sadece dondurucu soğukla değil; Alman denizaltıları, uçak saldırıları ve fırtınalarla da dolu. Film, bu konvoyun mürettebatının hem doğayla hem de düşmanla verdiği mücadeleyi anlatıyor. Geminin dar koridorlarındaki gerginlik, güvertede kopan fırtınalar ve her an gelebilecek bir torpido tehlikesi, seyirciyi resmen her saniye diken üstünde tutuyor.

5. The Children’s Train (2024)

5. The Children’s Train (2024)

II. Dünya Savaşı sonrası İtalya… Ülke yıkımın ortasında, fakirlik her yerde. Güneydeki yoksul ailelerin çocukları, kuzeydeki daha varlıklı ailelerin yanına gönderilerek hayata tutunmaya çalışıyor. Film, bu tren yolculuğuna binen çocukların gözünden hem umut hem de özlem dolu bir hikâye anlatıyor. Kimi yeni bir aile bulmanın heyecanını yaşarken, kimi geride bıraktığı evini ve sevdiklerini özlüyor. İstasyonda vedalaşma sahneleri, tren camından bakarken akıp giden manzaralar ve yeni hayatın ilk adımları… Hepsi hem duygusal hem de tarihî bir arka planla işlenmiş.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

6. Uprising (2024)

6. Uprising (2024)

Japon işgali altındaki Kore’de geçen bu hikâye, çocukluk arkadaşı iki gencin kaderlerini anlatıyor. Biri sessiz ve içe dönük, diğeri daha asi ve cesur… Savaş, ikisini de zorla Japon ordusuna katılmaya mecbur bırakıyor. Ancak dostlukları, farklı yollar seçmek zorunda kaldıklarında büyük bir sınavdan geçiyor. Film, hem işgal döneminin baskısını hem de kişisel sadakatin ne kadar ağır bir bedel gerektirebileceğini gösteriyor.

7. Before Dawn (2024)

7. Before Dawn (2024)

I. Dünya Savaşı’nın acımasız cephelerinde geçen bu film, genç bir askerin gözünden savaşın hem fiziksel hem de psikolojik yıkımını anlatıyor. Siperlerde geçen günler, çamur, yağmur ve sürekli gelen saldırı tehlikesi… Savaşın “kahramanlık” hikâyelerinden çok, gerçek yüzünü gösteriyor. Ana karakter, hayatta kalmak için sadece düşmanla değil, açlık, hastalık ve umutsuzlukla da mücadele ediyor.

8. Magellan (2025)

8. Magellan (2025)

Keşifler Çağı’nın en iddialı yolculuklarından biri: Ferdinand Magellan’ın dünyayı dolaşma hayali. Film, Portekizli denizcinin İspanyol tacı adına çıktığı Güneydoğu Asya seferini, hem denizdeki zorluklar hem de politik entrikalar üzerinden anlatıyor. Fırtınalarla boğuşan gemiler, yiyecek kıtlığı, isyan girişimleri ve farklı kültürlerle yapılan ilk karşılaşmalar… Tüm bu anlar, Magellan’ın imkansız görünen rotasını tamamlamak için göze aldığı riskleri gözler önüne seriyor.

9. The Tasters (2025)

9. The Tasters (2025)

1943 Nazi Almanyası… Hitler’in yemeğini tatmak zorunda bırakılan bir grup genç kadın, her öğünde ölümle burun buruna geliyor. Görevleri basit gibi görünüyor: Yemeği önce onlar yiyecek, zehir varsa bunu onlar fark edecek. Ama bu “basit” görev, korku, paranoya ve birbirine güvenememe haliyle tam bir psikolojik savaşa dönüşüyor. Film, bu kadınların aralarındaki dayanışmayı, gizli çatışmaları ve hayatta kalmak için geliştirdikleri küçük stratejileri gösteriyor. Bir yanda Nazi rejiminin sert kuralları, diğer yanda hayatta kalma içgüdüsü… Her sahnede gerilim hissediliyor.

10. The Poet (2025)

10. The Poet (2025)

19. yüzyıl Rusya’sında geçen bu film, edebiyatın dahi ismi Alexander Pushkin’in hayatına odaklanıyor. Şiirleriyle imparatorluğu sarsan Pushkin, bir yandan yaratıcılığını besleyen tutkulu aşklarının peşinde koşuyor, diğer yandan sansür ve politik baskılarla mücadele ediyor. Film, onun yazı masasındaki yalnız anlarından balo salonlarında geçen ışıltılı gecelere, düellolarla sonuçlanan onur meselelerinden ilham aldığı doğa manzaralarına kadar uzanıyor. Hem edebiyat meraklılarına hem de güçlü karakter hikâyelerini sevenlere hitap eden, zarif ve yoğun bir dönem filmi.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

11. Sinners (2025)

11. Sinners (2025)

1930’ların Mississippi’sinde geçen bu hikâye, küçük bir kasabada ahlak, sırlar ve günah kavramlarının nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor. Dışarıdan sakin görünen bu yer, aslında dedikodular, gizli ilişkiler ve geçmişten gelen hesaplaşmalarla kaynıyor. Film, dönemin Güney Amerika atmosferini; ahşap evler, tozlu yollar ve kilise toplantılarıyla birebir yansıtıyor.

12. Miss Austen (2025)

12. Miss Austen (2025)

19. yüzyıl İngiltere’sinde geçen bu yapım, Jane Austen’ın kardeşi Cassandra’nın gözünden anlatılıyor. Hikâye, Cassandra’nın yıllar sonra eski mektupları bulmasıyla başlıyor ve bu mektuplar, Jane’in aşkları, hayal kırıklıkları ve yazarlık yolculuğuna dair gizli anıları ortaya çıkarıyor. Film, Regency döneminin zarif kıyafetlerini, şatafatlı balolarını ve o döneme özgü sosyal kuralları tüm ihtişamıyla yansıtıyor. Ama en güzeli, Jane Austen’ı yalnızca ünlü bir yazar olarak değil; kırılgan, tutkulu ve hayatın iniş çıkışlarını yaşayan bir kadın olarak da görmemizi sağlıyor.

13. The Phoenician Scheme (2025)

13. The Phoenician Scheme (2025)

Wes Anderson’ın imzasını taşıyan bu stilize casusluk-komedisi, 1960’ların sonlarında Soğuk Savaş atmosferinde geçiyor. Hikâye, büyük bir sanayi imparatorluğunun sahibi Zsa-Zsa Korda’nın ani ölümüyle başlıyor. Miras, genç ve deneyimsiz kızı Liesl’e kalıyor… fakat bu miras sadece fabrikalar ve servetten ibaret değil; devletler arası gerilimde kritik öneme sahip gizli belgeler de onun elinde. Bu durum, Liesl’i uluslararası casusların, ikiyüzlü politikacıların ve gölgelerde dolaşan suikastçıların hedefi haline getiriyor.

14. Colours of Time (2025)

14. Colours of Time (2025)

Fransız yönetmen Cédric Klapisch’ten, zamanda geriye açılan bir pencere gibi hissettiren bir hikâye… Dört kuzen, Normandiya’daki aile evlerini miras alır. Evin duvarları, eski eşyalar ve unutulmuş fotoğraflar derken, hepsi 19. yüzyıl Paris’ine uzanan bir aile geçmişinin izlerini keşfetmeye başlar. Film, günümüz sahneleriyle geçmişi ustaca iç içe geçiriyor. Bir sahnede kuzenlerin modern mutfakta kahve içtiğini görürken, sonraki sahnede aynı mekânda, 1800’lerin şatafatlı mobilyaları ve dönemin modası canlanıyor.

15. The History of Sound (2025)

15. The History of Sound (2025)

I. Dünya Savaşı’nın gölgesinde, 1917 Boston’unda başlayan bu hikâyede Lionel ve David, Boston Müzik Konservatuvarı’nda tanışır. Savaş sonrası Amerika kırsalına doğru çıktıkları yolculuğun amacı, halk şarkılarını kaydedip arşivlemektir. Ama bu yolculuk sadece müzik toplamakla kalmaz; dostluk, aşk ve kayıplar üzerine de derin bir keşfe dönüşür. Film, tren yolculukları, küçük kasaba durakları, tarlalarda yapılan kayıtlar ve dönemin müzik aletlerinin büyüleyici detaylarıyla dolu. Ayrıca Johnny Flynn ve Josh O’Connor’ın canlandırdığı karakterler, hem duygusal yoğunluk hem de samimi kimya ile izleyiciyi içine çekiyor.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

İlgini Çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
31
15
8
5
1
1
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın