Tarihte Finansal Düzeni Değiştiren 10 Ekonomik Anlaşma
Dünya tarihi, sadece siyasi ve askeri başarılardan ibaret değil. Çünkü bu başarılar çoğu zaman ekonomik temelleri yeniden düzenleyen anlaşmalarla tamamlanıyor. Birkaç sayfa üzerine atılan imzalar, bir ülkenin servetini ve gelecek kuşakların kaderini yakından etkileyebiliyor. Para birimi ve uluslararası ticaret üzerinde büyük etkiye sahip olan bu anlaşmalar, günümüz finans dünyasını anlama açısından da önem taşıyor. İşte küresel ekonomideki temelleri sarsan ve kimilerinin etkileri hala devam eden önemli anlaşmalar!
1. Bretton Woods Anlaşması (1944)

II. Dünya Savaşı döneminde imzalanan Bretton Woods Anlaşması, küresel ekonominin yeniden inşa edilmesine yardımcı oldu. Finansal istikrarsızlıkları önleme amacıyla ABD ve müttefikleri tarafından imzalanan anlaşma, bugünkü finansal sisteminin temellerini oluşturur. Doları altın fiyatına sabitleyerek diğer para birimlerini dolara endeksledi. Ayrıca Dünya Bankası ve IMF de bu anlaşmaya göre kuruldu. 1971'de feshedilene kadar global piyasaların merkezi oldu.
2. Versay Anlaşması (1919)

Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan bu anlaşma, Almanya’yı ağır savaş tazminatı ödemeye zorunlu tutarak küresel piyasalarda dengesizlik yarattı. Amacı savaşı resmen bitirerek savaş sonrası siyasi düzeni sabitlemek olsa da yarattığı hiperenflasyon ve ekonomik çöküş, II. Dünya Savaşı'na zemin hazırladı. Bu yönüyle tarihin en yıkıcı ve ağır ekonomik anlaşmalarından biridir.
3. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (1948)

Kısaca GATT olarak adlandırılan bu anlaşma, gümrük vergilerinden kaynaklanan engelleri minimuma indirerek küresel ticareti hızlandırmaktı. Ek olarak birçok ticaret engelini ortadan kaldırmayı ve ticaret gelirlerini artırmayı hedefliyordu. Ancak anlaşma sonunda ticarette ayrımcılık dönemi başladı ve en çok tercih edilen ülke prensibini doğurdu. 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü, bu anlaşmanın yerini aldı.
4. Altın Standardının Kaldırılması (1971)

Diğer adıyla Nixon Şoku olarak bilinen bu anlaşma, ABD'nin hızla artan ticari açıkları karşısında altın rezervlerini koruma amacı taşıyordu. Dönemin ABD Başkanı Richard Nixon, doların altına dönüştürülmesine izin veren önceki standardı tek taraflı olarak sonlandırdı. Bretton Woods'un çöküşü olarak bilinen bu dönemden sonra ülke para birimlerinin altın rezervleriyle desteklenmesi son buldu. Bunun yerine serbest dalgalı para birimi dönemi başladı.
5. Plaza Anlaşması (1985)

ABD; Japonya, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında imzalanan bu anlaşma, ABD Doları'nın diğer para birimleri karşısında aşırı değerlenme riskini önleme amacı taşıyordu. Ayrıca Amerika ihracatındaki rekabet gücünü artırma hedefleri vardı. Doların hızlı ve aşırı değerlenmesini önleyerek Japon Yeni'nin değer kazanmasına yol açtı ve Asya ekonomilerini olumlu etkiledi.
6. Louvre Anlaşması (1987)

Plaza Anlaşması'nın devamı olarak görülen bu anlaşma, döviz piyasalarını dengelemeyi amaçlıyordu. Büyük ekonomilerin birbiriyle koordine olarak güçlenmesini sağladı. Plaza Anlaşması sonunda fiyatı düşürülen ABD Doları, bu anlaşmanın ardından baskılanmadı. Böylece ABD Doları'nın değer kaybını durdurma ve uluslararası piyasalara istikrar sağlama amacı taşıdı. Güçlü ülkelerin koordineli katılımıyla yapılan anlaşma, döviz kurları arasında belirli bir aralık bırakmayı hedefledi.
7. Maastricht Anlaşması (1992)

Avrupa Topluluğu üyeleri tarafından imzalanan anlaşma, Avrupa'da parasal birlik ve denge kurmayı amaçlıyordu. Günümüz Avrupa Birliği'nin parasal birliği bu anlaşmayla kuruldu ve Euro'nun doğuşu hızlandı. 1999 yılında tedavüle giren para birimi Avrupa sınırlarını aşarak global bir değere dönüştü ve tüm bölgenin gelişimini hızlandırdı.
8. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (1994)

Kısaca NAFTA olarak bilinen bu anlaşma; ABD, Meksika ve Kanada arasında imzalandı. Dünyanın en büyük serbest ticaret bölgelerinden birini yaratarak tedarik zincirlerinin ve sanayi üretiminin hızlanmasını sağladı. Böylece bölgesel ekonomiyi daha da geliştirdi, üç bölge arasında yatırım ve ticaret engellerinin aşılmasını kolaylaştırdı.
9. Basel Anlaşmaları (1988-2010)

Günümüz bankacılık sektörünü regüle eden Basel Anlaşmaları; 1988, 2004 ve 2010 yıllarında imzalandı. Küresel kriz dönemlerinin ardından, piyasalardaki risk yönetimini ve sermaye artırımını kolaylaştırmayı amaçladı. Modern bankacılığın dayandığı temel değerleri oluşturdu. İflas ve risk dönemlerinde bankalara olan güveni pekiştirerek, bankacılık sektörünün hızla büyümesini sağladı.
10. Paris İklim Anlaşması (2015)

Finansal aktivitelerin çevresel etkilerini göz önünde bulundurarak imzalanan bu anlaşma, finansal mekanizmalardaki karbon salınımını düşürmeyi hedefledi. Günümüzde hala aktif olarak kullanılan bu anlaşmayla birlikte sürdürülebilir finans stratejileri, yatırım teknikleri ve mekanizmalar değer kazanmaya başladı. Küresel sıcaklık artışını belirli bir seviye altında tutarak para akışının ve yatırımın kökten değişmesine yol açtı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!


Yorum Yazın