Toksik İlişkide Red Flag'lerden Kurtulma Yolları
Bazı ilişkiler var ki başta her şey toz pembe görünür ama sonra bir bakmışsın sürekli kendini suçlu hissediyorsun, sınırların hiçe sayılıyor ya da duygusal rollercoaster’lardan kurtulamıyorsun. Evet evet, toksik ilişkiye hoş geldin! 🙃 Ama panik yok, bu yazıda “red flag”lerden nasıl kurtulabileceğini anlatacağız.
1. “Ben mi abartıyorum?” sorusunu sürekli soruyorsan cevap: Hayır!
Bir olay yaşandığında için sıkışıyor ama sonra “Yok ya, belki de ben fazla hassasım” diyorsan, dur bakalım. Bu içten gelen rahatsızlık boşuna değil. Eğer bir davranış sende tekrar tekrar kötü hisler uyandırıyorsa o davranışı normalleştirme ya da kendi duygularını küçümse çünkü bu, toksik döngüden çıkmanın ilk adımı!
2. Sınır koymayı öğren, kimseye minnet etme.
Eğer biri senin kişisel alanına, düşüncelerine ya da zamanına saygı göstermiyorsa ve sen de “Aman kavga çıkmasın” diye her şeye tamam diyorsan o ilişki seni değil sadece karşı tarafı mutlu eder. Kendine ait sınırların olsun ve bu sınırları açıkça dile getir. Kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin: Bu senin huzurun, senin alanın!
3. Manipülasyon radarını açık tut.
Suçluluk duygusu yaratarak seni kontrol altına almak isteyen biriyle birlikteysen fark etmeden kendi gerçekliğinden uzaklaşırsın. Ne hissettiğini anlamakta zorlanır, sürekli onun ruh haline göre şekil almaya başlarsın. İşte bu, en belirgin red flag’lerden biri. Duygularınla oynanmasına izin verme!
4. Empati kurayım derken kendini tüketme.
Onu anlamaya çalışmak ya da ne hissettiğini düşünmek güzel şeyler ama sürekli karşındakinin duygularını önceliklendirip kendi duygularını bastırmak mı? İşte orası sıkıntılı. Eğer her tartışmada “Ama onun da geçmişi zor” diyerek kendi kırgınlıklarını susturuyorsan bir noktadan sonra bu kendini yok saymak olur.
5. Sürekli özür diliyorsan önce bir dur ve düşün.
Bir ilişkide “pardon” ya da 'özür dilerim' kelimeleri bir tarafın cümle sonuna imzası gibiyse orada büyük bir sorun var demektir. Her tartışmada ya da huzursuzlukta suçu kendine yüklüyorsan bu yalnızca seni tüketir. O yüzden özür dilemeden önce “Gerçekten ben mi hatalıyım?” diye düşün.
6. Kıskançlığı aşk sanma çünkü sevgiyle kontrol arasında dağlar kadar fark var!
Başta hoşuna gidiyor olabilir veya “Ne tatlı kıskanıyor” diyebilirsin ama sonra o kıskançlık telefonuna, kıyafetine ve arkadaş çevrene kadar sıçrar. Oysa gerçek aşk, seni olduğun gibi kabul eder ve güven duyar, sorgulamak yerine yanında olmaya çalışır.
7. Bağlanmak başka bağımlı olmak başka.
Birine bağlanmak ve onunla birlikte bir hayat kurmayı düşünmek güzel ama “O olmazsa yaşayamam” noktasına gelmek sadece bağımlılıktır. Toksik ilişkilerde genellikle bu bağımlılık hissi vardır çünkü kişi seni kendine muhtaç hissettirmek ister. Kendi ayakların üstünde durduğunu ve yalnız da mutlu olabileceğini hatırla.
8. Drama seviyorsa ona Raye'den Oscar Winning Tears ile yol ver.
Basit bir konuyu tartışma başlığı haline getirip her fırsatta olay çıkaran biriyse karşındaki, ilişkinizin sürekli huzursuzluk, iniş çıkışlar ve “beni neden anlamıyorsun!” tarzı cümlelerle dolu olması kaçınılmaz. Bu, bir noktadan sonra enerjini sömürür ve seni yorar ki lütfen bundan daha fazlasını hak ettiğini unutma!
9. Hataları kabul etmeyenle yol yürünmez.
Her ilişkide yanlış anlaşılmalar ve hatalar olur, önemli olan bunları fark edip sorumluluk alabilmek. Eğer karşındaki kişi hiçbir zaman “Evet, burada hatalıydım” demiyor ve her durumda suçu sana yüklüyorsa bu hiç sağlıklı bir iletişim değil. Çünkü birlikte olmak için önce birey olarak gelişebilmek gerek!
10. Seni suçluyorsa daha fazlasını dinlemene gerek yok!
İşte, red flag toksikliğinde ilk üçe giren o cümle: “Böyle davranıyorum çünkü sen beni bu hale getiriyorsun.” Karşındaki kişi kendi davranışlarının sorumluluğunu almak yerine seni suçluyorsa bu tamamen manipülasyondur. Çünkü sen kimsenin travması, öfkesinin bahanesi ya da günah keçisi olamazsın!
11. Sadece iyi anıları düşünme.
“İlk zamanlar çok iyiydi…” diyen kaç kişi tanıyoruz, değil mi? Toksik ilişkilerde güzel anılar bir nevi bağımlılık tuzağı gibi. O anları hatırladıkça “Belki tekrar öyle olur?” diye beklentiye girersin. Ama gerçek şu: Bugün mutlu değil misin? O zaman geçmişin güzel anılarına takılma ve onun seni hak etmediğini bil.
12. Kendini izole etme ve dostlarını unutma.
Toksik partnerler genellikle seni yavaş yavaş sosyal çevrenden koparır. Önce “Şu arkadaşın bana iyi gelmiyor” der, sonra “Bu akşam da mı onlarla çıkıyorsun?” gibi cümlelerle seni yalnızlaştırır. Fark etmeden bir bakmışsın dünyan onun etrafında dönmeye başlamış. Sadece, hayatında seni olduğun gibi seven ve destekleyen insanların olduğunu unutma!
13. Profesyonel destek almaktan çekinme.
“Ben hallederim” demek kolay ama uzun süre toksik bir ilişkiye maruz kaldıysan nelerin normal olup olmadığını ayırt etmek zorlaşabilir. Terapistler ya da danışmanlar sana sadece yol göstermez aynı zamanda kendi duygularını sağlıklı şekilde analiz etmene yardımcı olur. Destek istemek güçsüzlük değil aksine kendine verdiğin değeri gösterir.
14. Her şeyden önemlisi de kendini sev!
Kendini sevmediğin sürece başkasının sana zarar vermesine daha açık hale gelirsin. Oysa kendini sevdiğinde sınırlarını net koyar, seni tüketen ilişkilerden uzak durur ve kendine saygı duyarsın. Kendine “Ben değerliyim” demeyi alışkanlık haline getir çünkü en güzel ilişki insanın kendisiyle kurduğu bağdır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın